bugün

hayırlı tatiller arkadaşlar...

tarihin tozlu sayfalarından günümüzün en aşikâr ve iç karartıcı müseccel hadiselerine kadar akla hayale gelebilecek veya gelemeyecek tüm arşivlerden çıkmış, özel koleksiyon haberleri de içine kapsayan bir araştırma gündeme gelse dahi altından kalkamayacağı, gayya'nın karanlıklarından kopup gelen soğuk fırtınalar dünyayı kasıp kavursa bile tahayyül edilemeyecek, hiçbir acı tecrübenin başa çıkamayacağı, kendi belası içerisinde devleşen mülevves, nahoş, haince ve hunharca bir eylemdir.

evet sevgili arkadaşlar belki çoğunuz başlığın vahşetine yenik düşüp ve kendi eli öpülesi annelerini akıllarına getirip düşüneceklerdir bir an için; "böyle bir dil nasıl hasıl oldu, bu dil içerisine hasbelkader bu kelimeler nasıl yerleşti ve bu kelimeler bir araya nasıl gelip de böyle bir başlığı oluşturdu" diye, haklısınız da...

gerçekten de böyle bir mülevves vahşetin vücut bulabilmesi için ancak ve ancak günümüzde bu tarz birinin yaşamadığını varsayacak olursak şayet, tarih öncesi bir zaman diliminden kalkıp; vlad tepeş'i kıskandıracak, korkunç ivan'ı derin düşüncelere gark edecek, adolf hitler'i vicdana getirecek, josef mengele'yi hasetten çatlatacak birinin gelmesi lazım. ancak böyle birisi bu vahşeti vücuda getirir ve insan kisvesine büründürür...

yine de ne olursa olsun insan düşünmeden edemiyor bazı zamanlar. biliyorum beni aşağılamakta tereddüt etmeyip pm yağmuruna tutacaksınız, küfürler savuracaksınız, yine savcılığa şikayetler verilecek hakkımda "bu oçu silin sözlükten yetti artık" diyeceksiniz ama sakin olun birkaç dakikalığına, biraz boşaltın zihninizi, söz veriyorum rahatlayacaksınız.

bir düşünün yahu? hiç annenizin size ağır geldiği, yük olduğu zamanlar olmadı mı? hiç annenizden nefret etmediniz mi hayatlarınızın bir bölümünde. bağırıp çağırmadınız mı, küfretmediniz mi ve hatta dövmediniz mi annenizi? eminim ki bunu yapan pek çok kardeşimiz vardır aramızda. ve lakin kendinizi sakın ha suçlu görmekte aceleci davranmayın. çünkü anneler bazen hak ederler. "9 ay karnımda taşıdım" klişesinin arkasına sığınan yüz milyonlarca anne var şu an dünya üzerinde nefes alan ve bunların çoğu evlatlarının ayaklarına bağ olmaktan başka bir işe yaramıyorlar.

üzerinize kara bir lanet gibi çöküp kısmetinizi kapatan, her isteğinizi ve dileğinizi reddeden, alçaltıcı bakışlarıyla her daim üzerinizde negatif bir baskı kuran, dominant tavırlarıyla sizleri canınızdan bezdiren, yaptığınız hiçbir işi beğenmeyen ve hep kendi istediği olsun yaklaşımları sergileyen, söylemleri ve arkanızdan iş çevirme huyuyla çevrede konu komşuya rezil olunmadık insan bırakmayan, küçükken sizi dövmüş, karşılık veremeyecek durumda olan evladını hor görmüş ve itmiş, dışlamış, yadırgamış bir anneniz günün birinde size muhtaç hale gelseydi ne yapardınız bir düşünün, ve az evvel rica ettiğim gibi; lütfen sakın acele etmeyin. sadece tahayyül edin...

bu minvalde bir tatili hak etmemiş olamazsınız, hem de uzun bir tatil, belki bir daha geri dönmemek ve ondan uzakta bambaşka, sil baştan, yıllarca arayıp bulduğunuz ama anneniz yüzünden yarı yolda bırakmak durumunda kaldığınız kadınlardan birini daha bulup onunla yeni bir hayata adım atamam diyemezsiniz.

ve üzülmemelisiniz de...
Zihinsel engelli evladin eylemidir.
alçaklıktır. insan bari birine emanet eder komşuluk akrabalık insanlık öldü mü ulan.
bana islam dinini savunan yazar beyanı. (bkz: allah ıslah etsin)
Kalbinden engelli yazar beyanıdır, anasının sütü helal değildir.
entriyi görünce ağladım.
Engelli evladın yapacağıdır.
Şunu bi zikin. Tşk.
Engelli anneleri olan insanları üzme ihtimalini düşünememiş angut beyanı.
Anlattığın anne deil bi kere o senin kafanda tasarladığın ve annen olduğunu iddia ettiğin haali karakter bir anne ne kötülük yapmalı ki evladından böyle bi itham görsün uzun uzun anlatmış bi de ikna edecek gibi.
Soylu soyluya çekermiş.
Küfür edilmesi gereken insan davranışıdır.
oda bir şey mi? Bir öğretmen gayri meşru çocuğunu evde bırakıp baba ocağına gittiydi de 3 hafta sonra geldi. Haliyle bebek açlık ve susuzluktan hayatını kaybetti. işin garibi annenin polise verdiği ifadede doyurdum da çıktım evden demesi de ayrı bir başlık konusu.
tek başına asla bırakılmaması lakin bazı durumlarda çokta yargılanmaması gereken durum.

şimdi herkes atıp tutmuş öyle yapılır mı böyle bırakılır mı diyerekten. bizim orda bi laf vardır bekara karı boşamak kolay diye.

şimdi benim bir tanıdığım var bu kadının annesi 15 senedir yatalak, kardeşinin belden aşağısı tutmuyor çocukluktan beri ve bu kadın en az 20 yıldır ailesine bakıyor. evlenmemiş, özel hayatı olmamış, en son ne zaman sinemaya tiyatroya gitmiş onu bile hatırlamıyor. yani tatili siz düşünün. şimdi bu kadın bir kez olsun tatile gitmek istiyor ve evet yalnız başına çekip gidiyor. valla ben bir şey diyemedim, bende atarlandım yazık günah filan diye ama kadın sadece yüzüme bakıp gülümsedi, ben onlardan daha engelliyim dedi. gerisi sizin bakış açınız. o yüzden çok büyük konuşmamak gerek.
görsel
herkes başının çaresine baksın, 19 yaşımda hasta kahrı çekecek halim yok hiç.

t:evlatların kapı gibi hakkıdır.