bugün

elektrik çarpmasında önemli bir noktayı irdelemek gerekirse, elektriğin insan vücudundan geçerken hangi yolu izlediğidir...

mesela elektrik akımın bir koldan girip, diğer koldan çıkarken kalbi ziyaret edeceği düşünüldüğünde 25 miliamper yeterli oluyormuş nalları dikmeye..48 volt nanesi burdan çıkar. şöyleki; öldürücü akım = 25 ma * 2kohm (kabul edilen insan direnci)=50 volt eder...standartlarda 50 volt olmadığından 48 volt ve yukarı öldürücüdür derler...

yok ben hala çarpılıcam diyosanız, mümkün mertebe kuru olunuz, elleriniz nasırlı olsun, elektriğin akımının kalbiniz üzerinde geçmemesine özen gösterin(muhtemelen kalbi ziyaret eder ya..)ve mümkünse çarpılırken başkası ile temas halinde olmayın, efendi efendi tek başınıza çarpılın.. birilerinin sizi duymasını sağlayın bağırın, çağırın, sesinizi duyurun..

elektriğe çarpılmış birisini gördüğünüzde ise, hemen atlamayın...elektriği tamamen kesmeniz lazım..bunun için gerekirse sigortalar siz attırın...elektriğin kesildiğinden tamamen emin olunca kişiyi en yakın sağlık kurumuna götürün...eğer elektriği kesme şansınız yoksa emin olduğunuz bir yalıtkan maddeyi(tahta,odun,plastik,v.b)kullanarak elektrik akımına maruz olmuş kimseyi çarpılmasına sebep olan yerden uzaklaştırın..
Stajım esnasında 10 volt civarında bir gerilimle çarpılıp tüm atölyeye ve arkadaşlara alay konusu olmuş can acıtan eylem.
basindan asagi mavi halkalar geciyormus hissi veren olaydir.
karşılıklı iki elektrik sahibi insanın, birbirlerine temasları sonucundaki olay. bu olay arabanın kapısını, buzdolabının kapağını açarken de insanın başına gelebiliyor. sinir olunası, tekmelenesi durum.
beyindeki 42v luk gerilimle karışarak, gerilim ve akıma göre şiddeti değişen kasılmalara sebebiyet veren durumdur. sinir hücrelerinin ölmesi, merkezi sinir sisteminin etkilenmesi durumunda ciddi sorunlar yaratır.

insan vücudunun büyük ölçüde sıvı ve iyon taşıması da vücudun iyi bir iletken olmasına sebep verir. deri iletken olmadığından şiddetli çarpılmalarda yanıklar oluşması da olasıdır.
sol elin içi ile değil sağ elin dışı ile şüphelendiğiniz ve kaçak olasılığı mümkün yerlere hızlı bir temas yapabilirsiniz, yüzüğünüz cebinizde, künye veya kol saati gibi orta gerilim ve üzeri durumlarda sizi mıknatıs haline getircek cisimleri bünyenizden tahliye etmelisiniz. malum, elektrik, iyi bir iletkene, kesinlikle hayır demez.
topraklaması olmayan bir buzdolabının arkasındaki demirlere ıslak tepsiyle değilmesi sonucu başa gelen eylemdir.
gecenin çarpmasına benzemez, melankolik bir taraf yoktur içinde. uyandırıcı ve de uyarıcıdır, bu yüzden can sıkar. saçma sapan bir fizik kanunun ispatıdır.
sonuçları ülkelere göre değişebilen (Amerikada şebeke gerilimi 110 volt acdir Türkiyede ise 220 volt acdir), romatizmaya iyi geldiğine inanılan, yılda ortalama* 2480 kişinin ölmesine neden olan ve insanın iletken olduğunu kanıtlayan olay.
zor zanaat elektriğe çarpılmak. emo'nun sitesini bilenler bilir, elektrik çarpmasından dolayı kaybettiğimiz arkadaşlarımız diye bir bölüm vardır, sormayın gitsin, üzülür insan.

çok kez 220 ve 380 volta maruz kaldım. ancak bugün çok farklı bir deneyimdi, John Coffey'i anladım, saygı duydum.
380 voltla beslenen bir sürücümüz var. tekniker arkadışımız izinli olduğu için iş bana düştü.

+ abi açıyorum bak kabloları, kapattınız değil mi ana şalteri.
- kapattık kardeş, hadi rahat ol sen. kolaylar gele.
+ eyvallah.

diyalogunun ardından iki tane 380 volt barındıran fazı -allahtan 3. sünü tutmadım- elime aldıktan sonra başka bir boyuttaydım. ilginçtir kabloyu tuttuğum an ile kendimi panodan 1 metre uzaktan bulduğun an arasında geçen süreyi hatırlamıyorum. vallahi geçici hafıza kaybı. sanki o mekana, zamana, boyuta ait değildim ve aniden oradayım. birden kendime geldi, büyük bir acı. sanki geçici öldüm, acayip birşey.

çoğu zaman siktir et lan, ne olacak gıdıklar geçer diye değindim elektrik çarpması olayına. gençliğin de verdiği enerji olacak ki pek umursamadın. siz siz olun umursayın. şaka gibi anlatıyorum ancak ölüme en çok yaklaştığım an oldu. sol elim yanık içinde. kol saatim durdu, bileğimi yaktı.

askerden gelen çoğu kişi "lan prizlerde 'parmağınızı sokmayın' yazıyordu, yarıldık auna koim" demekte. buradan genel kurmay başkanlığı karargahına seslenmek istiyorum, almayın abi o yazıyı oradan. çok zor vallahi, allah kimsenin başına vermesin.
insanların elektriğe çarpılmaları onun bir iletkeni haline gelmelerinden olmaktadır. Sıvılar iyi iletkendirler, yani elektriği iyi iletirler. Vücudumuzu içi sıvı dolu bir kap olarak düşünürsek, bütün koruma görevi derimize kalmakta, O da vücudumuzun her tarafında aynı kalınlıkta olmadığı için Islanınca o da iletkenleşiyor, hele üzerinde bir yara varsa direnci tamamen yok olmaktadır.

Evlerimizde 220 volt ve 50 Herz akım daima vardır. Ne kadar ilginçtir ki, bir elektrik akımının insana en tehlikeli frekans aralığı 50 - 60 Hz.dir. Elektrik akımını evimizdeki su tesisatına benzetebiliriz. Suyun basıncı neyse 'Volt' ta odur. 'Amper' de suyun miktarının karşılığıdır.

Elektriğe çarpılmada süre de önemlidir. Süre uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer. Derimizden geçen elektrik akımı derhal sinir sistemimizi etkiler. Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur. Elektrik çarpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu için ilk yardım da ona göre yapılmalıdır. Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir. Elektriğin elden ele veya elden ayağa geçmesi aradaki hayati organlarımıza zarar verebilir.

Elektriğe çarpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir. Sinir sistemimizin ürettiği elektrik ile dışardan çarpıldığımız elektrik karşılaşıp iç içe girince vücudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor.

Elektrik çarpmasında voltajın değil de akımın şiddetinin yani amperin önemli olduğu ileri sürülüyor. Bu konuda elektrik mühendisleri ile fizikçiler arasında görüş ayrılığı var. Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tanım üzerinde uzlaşma sağlanmış değil.

Elektriğin öldürücü gücünün voltaj değil de akım miktarı olduğunu öne sürenlere göre akım doğrudan kalbi etkiliyor. Bu düşünüşe göre l ila 5 miliamper akımın vücutta hissedilme seviyesi; 10 miliamperde acı başlıyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gösteriyor ve 100-300 miliamperde şok oluşuyor. Tabii bütün bu değerlendirmeler tam bir bilimsel sınıflandırma değil. Yani tuzlu bir suyun içinde iseniz, cereyan tüm vücudunuza birden değeceğinden mili değil mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar görebilirsiniz.

Elektriğe çarpılanlar eğer ölmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar. Ama az miktarda da olsa sinir sistemi üzerinde hasar bırakabiliyor. Elektrikten çarpılıp şoka girenlere de, kalp ritmini düzenlemek için yine elektro şok uygulanıyor
yeterli elektrik alınırsa; iyi yanan mangal kömürü kıvamına gelip, barbekülerin neşe kaynağı olunabilir.
sonrasında dünyaya, hayata, insanlara ve insanın kendisine her an gidiciymiş gibi bakmasına neden olur. faydası yok değildir.
kalbin bir anda işlevini yitirmesine neden olduğunda öldüren, idamda ise, elektrik verildiği anda kişiyi kendinden geçirten acısız ölüm aracı. bunu sağlamak için elektriği ileten elektrodlar yeterli akımı sağlamak için mahkumun kafasının her iki yanına yerleştiriliyor. kafanın üstüne yerleştirilen sentetik sünger ise elektrodlara bağlanıyor. yapılan araştırmalar bu yolla öldürülen mahkumların başları, elleri ve kollarında oluşan yanıkların ölümden sonra oluştuğunu, buna karşın vanderbitt üniversitesi’nden jon wilkswo, yaraların kişi ölmeden önce oluştuğunu, ölüm sebebinin ise beyin yanması olduğunu iddia ediyor.
küçükken atari adaptöründen dolayı sık sık başıma gelen olaydır. bir kere kolum fena uyuşmuştu. yavaş yavaş nasıl kömür olabileceğimi hayal etmiştim.
kıpraşım etkisi yaratan olaydır.
evde tek başıma bilgisayarın kablosunu tamir etmeye çalışırken başıma gelmişti, insan tedbirsiz olup fişte olunca böyle titremeler yaşayabiliyo, allahtan çabuk kurtardım kendimi.
elektrik akımının vücuttaki elektriksel aktivitelerin bozulmasına, kalpte karıncık fibrilasyonu ve solunum felci gibi rahatsızlıklara yol açmasına neden olurken bunu sadece 100 mili amper gibi bi değerin yapması yeterli olacaktır.
Bu tip ölüm şekilleinde ölüm sebebi kalbin bir anda işlevini yitirmesidir. idam amaçlı kullanılan elektrikli sandalyede ise, elektrik verildiği anda kişi kendinden geçer ve acısız bir şekilde ölür. Bunu sağlamak için elektriği ileten elektrodlar yeterli akımı sağlamak için mahkumun kafasının her iki yanına yerleştiriliyor.

Kafanın üstüne yerleştirilen sentetik sünger ise elektrodlara bağlanıyor. Yapılan araştırmalar bu yolla öldürülen mahkumların başları, elleri ve kollarında oluşan yanıkların ölümden sonra oluştuğunu; Buna karşın Vanderbitt Üniversitesi'nden Jon Wilkswo, yaraların kişi ölmeden önce oluştuğunu, ölüm sebebinin ise beyin yanması olduğunu iddia ediyor.
http://www.youtube.com/watch?v=DuF22S6-7zY

http://www.youtube.com/watch?v=6MIEsOANmuQ

http://www.youtube.com/watch?v=aojkJ2NotJk
Bir araçta aküye bağlı 72 volta çarpılmış amperin düşük olmasından (Akünün zayıflığı) yırtmış olduğum tehlikeli ve ciddi hadiesdir.
Dikkatsiz ve hunharca bozuk lamba mandalina basmakla ortaya cikan sonuc.

ayrica demin basima gelmis olup, basimin uzerinde 2 kere ters takla attirmis gibi hissettirmistir.

nasil oldu anlamadim, nevrim döndü. daha da çarpılmamıştım böyle. sağ kolumda hala karincalanma var, basit bir şey değil lan. bildiğiniz atti beni ya, kolumdan cok guclu biri tutup kaldirmis gibi. ölmem di mi?
Çarpıldim cok kez ama ölemedim.
sevgili sozluk,

yaklasik on bes dakika once bir yildir cekmecede duran fotograf makinesi gozume carpti ve bir bakayim dedim. bakmaz olaydim.

fotograflara baktiktan sonra kasinti tuttu beni, bir sunun icini acayim, zaten kulustur bozulsa da birsey olmaz hesabi aldim elime tornavidayi. almaz olaydim.

plastik kapaklari soktukten sonra sadece bakmaya basladim once. daha sonra dedim ki bir de bunun arkasina bakayim. demez olaydim. devreyi -sanirim- flas devresinden tutunca n'oldugunu anlamadim sozluk. kendimi sandalyeden atmam 2 saniyeyi buldu. az once arastirdim ki flas devresinin calismasi icin yulsek gerilim gerekiyormus. (220 v diyenler bile var !) neyse sozluk cok sukur nallari dikmedim, sadece parmagim sizliyor.

demem o ki
fotograf makinenizi acmayin
diyelim ki actiniz flas devresine sakin dokunmayin !

bol elektriksiz gunler.
bugün 27 volt ile başıma gelen hadise. seksi ve dirençli ficudum artık kaç amper çektiyse o kadar çarpıldık. bence elektrik de bana çarpıldı ehehe.

aym seksi en ay novit.