bugün

harput'a çıkarken sağ tarafta yeralan, askeri kabul ve toplanma merkezi.
şırnak hakkari gibi güney doğu illerinde usta birliğine gidecek askerlerin birliklerinden önce konvoy amacıyla katılmak zorunda oldukları kabul toplama merkezi.
en delisinden vatansever insanların, buraya girip de çıktıktan sonra, düşüncelerinde köklü değişiklikler yaratan cehennem köşesi. batıdan gelip de doğuda askerlik yapacak olan kısa dönem uzun dönem erlerin, bir derece zorunluluktan dolayı, zoraki durağıdır. Askerliğini Hozat'ta 319 KD olarak yapan birisi olarak biraz bilgi vermekte fayda görmekteyim (hazır 325 KD'ler askere gidecekken):

mülakata girdikten 10 gün sonra yeriniz belli olur.
doğu'ya gidecekseniz elazığ'a uçak, otobüs bileti aramaya başlarsınız. (ben malatya üzerinden elazığ'a geçmiştim.)
12 aralık gibi akşam saatlerinde harput yolu üzerindeki asıl adı merkez komutanlığı olan elazığ ktm'ye hoşgeldiniz.

dumurlar listesi:

dumur 1:
ilk gittiğinizde mahşer yeri gibi bir kalabalıkla karşılaşacaksınız. geçici izin belgeniz teslim alındıktan ve içeri girdikten sonra sivil hayatı 6 aylığına unutun. bavullarınızı girişte az ilerde sol taraftaki raflara yerleştirmenizi isteyecekler. burada yer isimleri yazar. (tunceli, hozat, karakoçan, van, hakkari vs.) gideceğiniz yere göre bavulunuzu yerleştirin. ama içinde para, saat gibi değerli bir eşya bırakmayın.

dumur 2:
er gazinosu diye bir yerlere yönlendirecekler sizi. yemek sırası diye bir şey var ki abooooo! orada gideceğiniz birlikten insanlarla tanışabilirsiniz. çekinmeden sorun: hozat-pertek var mı?, van-hakkari var mı? diye.

dumur 3:
yemekler rezalettir. akşam yemeği saat 19 gibi, sabah kahvaltısı 05 gibi, öğle yemeği de 13 gibi verilir. yemek deyince aklınıza bildiğiniz yemekler gelmesin.

dumur 4:
kesinlikle ama kesinlikle adam muamelesi görmeyeceksiniz.

dumur 5:
sizi soğuk havada sürekli sayacaklar. uzun dönem çavuşların matematik bilgisi 30'a kadar saymaktan öteye gidemediğinden sürekli hata yapacak. sayma işlemi uzadıkça uzayacak. (birliğinizden en az 80 kişi orada olacağından)

dumur 6:
bütün işlemler bittikten sonra upuzun bir yürüyüşe başlayacaksınız. (koğuşlara gitmek için) yağmur, kar ya da ayaz varsa yandınız!

dumur 7:
uzun dönemlerin kabul ya da terhis dönemlerine denk geldiyseniz 5000-6000 kişilik bir kalabalığa hazır olun.

dumur 8:
mümkün olduğunca aynı birliğe düştüğünüz yeni kısa dönem arkadaşlarınızla yan yana kalmaya çalışın. çünkü yataklara 2 kişi birden yatacaksınız. buralarda hırsızlık vs. olabiliyor. gece sizden kimlik isteyebilirler. vermeyin. uzatırlarsa da alttan almayın.

dumur 9:
saat sabahın 4 ya da 5 inde sizi sabah sayımı ve kahvaltı için uyandırırlar. aynı işlemler böyle sürer gider.

eğer kış günü sevk ya da ilk katılım için gittiğinizde işler daha da zorlaşır. er gazinosunda 2000 tane eleman zaman geçirmeye çalışırsınız.
van, bitlis, hakkari, bingöl, tunceli, siirt bölgelerinde askerlik görevlerini yapacak olanların güvenlik nedeniyle uğradıkları yerdir. kışın askere gidecek olanlar önce burada bir üşüme provası yaparlar. 3000 - 4000 kişiyle akşam saat 5'e kadar buz gibi er gazinosunda beklersiniz. öğlen ve akşam yemeği kumanya şeklinde verilir. kumanya dediğim 2 tane inegöl köfte ve bir bütün ekmek. ama orayı görünce iştahınız kalır mı bilemem. akşam yemeğinden sonra iştima alınır ve ertesi gün ne yapılacağı size anlatılır. anlatıldıktan sonra sizi uyumanız için soğuk hava deposundan bozma, toplama kampını andıran bir yere götürürler. yatakları görünce "allahım ben ne suç işledimde beni buraya yolladın" dersiniz. zira mikrop ve bakteriler o kadar büyüktürki gözlerinizle görebilirsiniz. ertesi sabah saat 4'de koğuş kalk diye bir sesle uyandırılıp kahvaltıya götürülürsünüz. kahvaltıda 1 tane küçük paket halinde peynir, aynı şekilde yağ, kalitesiz bir çikolata, 8 şekerli bir bardak çay ve yine bir bütün ekmek bulunur. daha sonra güneşin doğuşunu izleyerek ilk şafağınızı sayarsınız ve gideceğiniz yere sizi götürecek olan otobüsü beklersiniz. eğer şanslıysanız 1 geceden fazla kalmazsınız, şansızsanız dua edinde orda bir hastalık kapmadan birliğinize gidebilesiniz.
buraya gidecek olanlar kendi sağlıklarının güvenliği açısından yanlarına açık mavi renkli temiz nevresim ve yastık kılıfı almalılar. hatta alsınlar..
bu ktm üzerinden birliklerine teslim olacak arkadaşlar hiç oraya gitmesin doğrudan birliklerine teslim olsunlardır. sağlıklı ve iyi bir askerlik yapmanın ilk koşulu budur.

not 1: eğer dinlemezde giderseniz harput a bakıp

halime
acı
rabbim
perişanım
umudum
tezkere *
diyenleri anlarsınız.

not2:birliğinizde hasta bile olsanız elazığ askeri hastanesine gitmek için en az birgün orda kalmak zorundasınız ve bu durumda refakatçi iseniz hasta hasta iseniz çok daha hasta olacaksınız. bilginize.
ön not: yaşadıklarımdan öğrendiğim birşeyler var

elazığ, bingöl, muş, tunceli ve yakın illerin askerlerinin birliğe teslim olma, dağıtım, izin ve tezkerelerinde uğrayacakları güvenli dağıtım merkezidir.

genel yapı olarak: çok büyük bir alana sahiptir. girdiğinizde büyüklüğüne ve elazığın görüntüsüne şaşırırsınız. içeri giriş üst aramaları vb. tamamlandıktan sonra akşam yemeğine kadar (takriben 18:30) serbest kalırsınız. o arada belki de o güne kadar gördüğünüz en büyük kantini (pardon er-erbaş gazinosunu) göreceksinizdir. hakkaten dev gibidir. ama bi süre sonra sıkılırsınız. dışarı çıkıp gezmek istersiniz ama sakın tuvalete gitmeyin ya da bir gidin görün çünkü o rezillik anlatılmaz yaşanır. akşam yemeğinden sonra diğer bir çile başlar sizi toplarlar ve sayarlar:

anons: bingöl askeri personeli sundurma altına
koli: sundurma ne lan?

neyse sundurmanın altına gidersiniz

biir ikiiii üüüç dööört .........yetmiş iki sooon

yani 72 baş bingöl askeri var. (bu şekilde olmasa da intiba budur)

sayım biter hava kararmıştır. sundurmadan elazığa doğru bakın sağınızda aşağı inen bir yol var işte o yolda uzun bir yürüyüş sizi bekliyor yatakanelere gidiyorsunuz aa gitmek öyle kolay değil. bazı yerlerde tek sıra oluyorsunuz çünkü yine sayılmanız lazım. vara vara yatakhaneye varıyosunuz ve yine sayım. yatakhaneye giriş mümkün ancak yiyecek ve içecek sokmak yasak çünkü fare geliyormuş, ancak öylesine bir koku var ki fare zaten gelmez ya da gelmiş bir fare yığını içerde ölmüş ve leşleri bulunmamış gibi. siz girmeye çalışıyosunuz koku geri itiyor ama bir şekilde giriyosunuz içeri. bir sayım daha ve yat emri. tabii yatmanıza gerek yok. her kes prizlerde telefonlarını şarj ediyor (telefonu içeri soktuktan sonra her şey serbest) ve konuşuyor. yeni yetmelerse alışık değil

koli yeni tanıştığı bir kısa döneme:

-hocam biraz oksijen alalım ölecez burda
-bence de

dışarı çıkılır ve arkadaş tuvalete gitmek ister gider ama bir ağaç dibi bulmaya karar veririz ki gidin görün yani aynını yapacaksınız. ne yapıp edip içeri girmemeliyiz desek te nisan ayında gece hava sıcaklığı eksileri vurunca girdik o kokuya ve bir koğuşta yattık yataklar ise anlatılmaz yaşanır, sabah uyandırıldığımızda (saat 04:30) ortalık aydınlanmamış ama müthiş bir hareketlilik. akın akın insanlar akşam yatakhaneye geldiğimiz yolu geri tepiyor. öğrendik ki bingöle konvoy varmış seviniyoruz. koşarak çıkıp kahvaltı niyetine birşeyler atıştırıyoruz ve sundurma da kalan bavullarımızı alıp bingöl otobüsüne biniyoruz. lan benim birliğim cennetmiş diyerek.

yani ktm böyle bir yer . 2 defa ktm gördüm. yukarıda anlatılan yeni gelen askerlerin yaşadığı dumurlardır. hemen hepsi yaşanmıştır. elazığ ktm üzerinden askere gidenler herhangi bir hastalıklarında elazığ askeri hastanesine sevk edilirler ve hasta falan oluşlaı hiç farketmeden aynı muamelelere maruz kalırlar. yine uyarıyorum gitmeyin oraya güvenliğinizi sağlayabiliyorsanız direk birliğinize teslim olun. dede sözü dinleyin. bu *
şu okuduklarımdan sonra insanına hele de vatanı için canını feda eden genç insanına "vatan borcu" gibi sikindirik bir bahaneyle eziyet edildiğini gördüm.*
dünyanın hiç bir ülkesinde bu kadar "zorlu bir vatan borcu" yok. fakat ne hikmetse o ülkeler gençlerine daha fazla sahip çıkıp daha fazla değer veriyor.

askerlik yan gelip yatma yeri değildir demek ha ! yazıklar olsun, türkiye tarihinin bu en acımasız ve vijdansız sözünün mucidine.
eğer oraya girecekseniz öncelikle insan olduğunuzu unutun.
2 günümü 2 sene gibi yaşamama sebep olan toplanma merkezi.

2 ranzanın arasına sıçan mı ararsın, yatağın içine işeyen mi..
yemekleri hep aynı. barbunya konserve, izmir köfte. ben izmirliyim, izmir köfteyi görünce tanıyamadım. çatal batmıyor. yemekhanede herkes yere mont, çanta, gazete serip oturuyor, yemek denilen şeyleri yemeye çalışıyor. 2 gün aç ve uykusuz kaldık. pazar günü sabah bitlis otobüsü geldiğinde sanki yeni başlayacak olan askerlik bitmiş gibi sevindim.

tuvaletler ayrı bi pislik. gazinonun karşısındaki tuvaletlerde işini görenlerin kıçını yoldan geçen herkes görebiliyor. kapıların altı belime kadar açık. biri tuvalete dimdik sıçmış, abartısız 2 karış ve dimdik. komutan geldi bi tane, "ulan bunu sıçan adamı bulun getirin alnından öpücem falan dedi." inanılmaz kötü bi yer. resmen esir kampı.

arkadaşlar oraya gitme demişlerdi, direk birliklerine teslim olan bazı kişileri tekrar ktmlere göndermişler diye bi dedikodu yayıldı uçakta gelirken. biz tırsıp mal gibi gittik. gitmez olaydık.

buraya yolu düşen arkadaşlar bi zahmet yolunu değiştirsinler. bir tavsiyedir..
kantininde kartlı alışveriş sistemine geçilmiş olup, nakit para kullanımı olmamaktadır.