bugün

uluslarası efendilerin gerçek kimliği bilinmediğinden veya çok az kişi tarafından bilindiğinden, sömürücü güç olarak karşimızda abd görülmektedir. oysa efendiler abd nede hakimdirler. abd de adeta iki hükümet var gibidir.görüneni, washington, görünmeyen ama asıl abd ni yöneten ise newyork başkentli olan efendiler in görünmez hükümetidir. abd nin kendisine ait bir merkez bankası bile yoktur. federal rezerv adıyla bir kaç efendi banker in oluşturduğu özel bir kuruluş amerikan ekonomisine hakim olup, merkez bankası gibi para piyasalarına yön vermekte, istediği zaman enflasyon yada deflasyon yaratabilmektedir. 4 haziran 1963 de başkan john f keneddy para basma yetkisini hazine bakanlığına vermiş, 4 trilyon dolara yakın dolar piyasaya sürülmüş, 6 ay sonra john f keneddy öldürülmüs ve bastırılan dolarlar piyasadan çekilerek gelecek yeni başkana efendiler tarafından mesaj verilmiştir.

kendilerini tanrının oğlu olarak kabul eden efendiler, kutsal saydıkları kitap olan tevrat tan (eski ahid) ilham alarak, dünyayı köleleştirerek küreselleşme, tek dünya devletini kurmayı amaç ederler.bugün dünyada bütün ülkeleri borçlu konumuna getirerek gerilemesine sebep olan kişiler yine efendilerdir.
acıbadem caddesi üzerinde bulunan dondurmacı. hayatımda yediğim en güzel dondurma buradadır efendim. birkez alıştıysanız buranın dondurmasına diğer dondurmalar sizin için hiçbirşey ifade etmez artık. özellikle kavunlusu meşhurdur. (haa birde yeşil gözlü yasin i) *
atatürk' ün söze girişte sıklıkla kullandığı hitap kelimesi.
Acıtan bir şebnem kısaparmak şiiri:

--spoiler--

ekmeğini taştan çıkarırdı bizimki
kaynatmak için çorbamızı helalinden
ne iş olsa yapardı.
oğlunun defter kitap parasıydı, kızının çeyiz
karısının mantosu bir de başörtüsü anasının...
bir lokma için el kapısında aradığı umuttu
üç kuruş için değer miydi?
değer miydi çektiği onca ağız kokusuna,bıkkınlığına
ve sitemlerine değer miydi?...
her şeye rağmen ekmek parasıydı, alın teriydi.
hayat yorgunu bir akşam vakti
kestiler biletini sebepsiz,
vermediler hakkını...

efendiler,efendiler!
siz kaybetmek nedir bilir misiniz?
artık işsizdi mustafa.
kara gün akçeşi diye
bir kaç kuruş koymuştu bir tarafa
bunun bir de emekliliği vardı
emeklilik zor gündü ya
dar gündü ya
gariplik ve fakirlik emeklilik
bir iki ay zor idare ettik
sonra ödemediler paramızı
biraz dayan dediler
biraz daha bekleyin
dayanacak hal mi kaldı efendiler!
dayanacak hal mi kaldı!

ateşler içinde yanıyordu halil'im
iyiden iyiye zayıflamıştı.
cayır cayır yanıyordu ana yüreğim
ilaç parası bulamadık efendiler
ilaç parası bulamadık.
mustafa hala işsizdi
kızın da talibi çıkmıştı bu arada
belli ki o'da istiyordu.
allah büyüktür deyip verdik
bir yandan dağ gibi
yığılıyordu borçlar
çığ gibi büyüyordu
ödeyemedik efendiler! ödeyemedik!

mustafa işsizdi,arkasız ve kimsesizdi
ev sahibi çıkın dedi
kıştı,kıyametti soğuktu
kimseler duymasın diye mustafa'nın aklı çıkıyordu
babama diyecek oldum
dükkan on beş gündür siftah
yapmıyordu söyleyemedim,sustum
mutfakta tencerem kaynamıyordu
ekmeği bulamaz olduk efendiler
ekmeği bulamaz olduk

mustafa'nın başı öne düştü
bakamaz oldu yüzümüze
utanıyordu
utanmayı bilir misiniz efendiler?
utanmayı bilir misiniz?
o biliyordu,o biliyordu
hayat yorgunu bir akşam
vakti gitti
değer miydi?
şimdi gücenmiş bir bekleyiştir
sesliğin gölgesinde
bitmeyen bir direniş,
yaprak döker kör
geceden gündüze...
görüyor musunuz efendiler?
görüyor musunuz?

--spoiler--
(bkz: wolf)
karşınızdaki insan piç de olsa, puşt da olsa iki dakikalığına olsun efendi gibi durmasına sebebiyet verebilecek psikolojik tesiri olan bir hitap.**
günlük hayatımda, sıkça kullandığım bir hitap şekli olmasa da söyleyeni* vesilesiyle duymayı pek sevdiğim.
gazi mustafa kemal atatürk'ün, söze giriş şeklidir... bir diğeri için; (bkz: baylar)
Acıbademde arnavut dondurmacıdır.
fırsatını bulursanız gitmeniz gereken dondurmacı.
Efendiler! Yarın Cumhuriyeti yeniden ilan edeceğiz.
"Efendiler!

Bizi amacımıza varmaktan alıkoyan iki kuvvet vardır. Biri, dış düşmanlardır. Bunlar bizi bir sömürge haline koymak için ilerlememizi istemeyenlerdir.

Fakat bizim için bunlardan daha zararlı, daha öldürücü bir sınıf daha vardır: O da içimizden çıkması muhtemel olan hainlerdir.

Aklı eren, memleketini seven, gerçeği gören kimselerden böyle bir düşman çıkmaz. içimizde böyleleri çıkarsa, onlar ya aklı ermeyen cahiller, ya memleketini sevmeyen kötüler, ya gerçeği görmeyen körlerdir."

Gazi Mustafa Kemal
1923
görsel
görsel

(Alpertunna her hakkini sakli tutar, kendini katmaz)
Yarması gereken kişilerdir.
mustafa kemalin iki lafından birisidir.