bugün

kütahyada bulunan bir üniversite.. iktisat bölümünden mezun olmuş bi hocamız vardı bir zamanlar, mazide kaldı, iyiydi hoştu..
kampüsünün özellikle bir çok anadolu üniversitesinden güzel ve görkemli olduğu üniversite.ne yazık ki bu üniversite de şehirle bir olması,şehir yaşamıyla bütünleşmesi gerekirken şehirden uzak bir bölgeye kurulmuş.

http://www.dumlupinar.edu.tr
suan 4. senemi geçirdigim acı tatlı anılarımın oldugu , mezun olduktan sonra özleyecegim, Türkiye'de en büyük araziye sahip üniversitedir. iktisadi ve idari bilimler binasının arka tarafında bedesten denilen bir yapı vardır burada okey,kagıt gibi oyunlar oynanabilmektedir.Binaların mimarisi selcuklu kubbeli mimari şeklindedir. Üniversitenin en uc kısmında ise bir gölet vardır. Burada deniz bisikletiile ordeklerin seslerini dinleme imkanına sahip olabilirsiniz.
kısaca dupü diyede isimlendirilebilen, 2 senemin orada geçtiği gelişmekte olan küçük bir anadolu üniversitesi.
öğrencilerinin kütahya nüfusunun çoğunluğunu oluşturduğu, türkiye'nin kapladığı alan olarak en büyük üniversitesi.
seneye tıp fakültesi açılacağı yönünde söylentilerin dolaştığı,yapı ve fiziki görünüş olarak süper,ama öğretim kalitesi olarak vasat görülen bir üniversitemiz.hatta bir ara "batü-batı anadolu teknik üniversitesi"ne dönüştürüleceği söylentileri de vardı,mazide kaldı.içinde yapılmış baya büyük bir mescit bulunan ama fakültelerden yürüyerek 15 dk uzaklığa kurulmuş olması yönünden ilginç bir planı vardır.ama üniversitenin henüz inşa aşamadında olduğunu bilenler,üniversite bitiminde mescidin kampüsün merkezinde kalacağını bilirler.o kadar hayvani bir kampüsü vardır yani.
dışarıdan bakıldığında 36 parça kütahya porselen yemek takımı gibi duran, yani anla okadar güzel, içeri girdiğinizde anfi salonlarının büyüklüğü, tuvaletlerinin nezihliği ve en önemlisi verdiği eğitimin güzelliğiyle diğer anadolu üniversiteleriyle kıyasıya yarışan, genç bakış programı için gelen abbas güçlüyü ve savaş ayıda şaşırtan yobaz kütahya şehrinin güzel üniversitesi... aynı ateşte yanan çiçekler gibi...
girişteki mükemmel kapıyı yapmak için bir fakülte açacak kadar masraf yapıldığını bildiğim, tırmanıcılık duvarı türkiyedeki avrupadaki en büyük duvar olan üniversite.
bünyesinde dergahkuran kuran öğretim uyesi bulunduran universite. ayrıca bu öğretim uyesinin eşide kendini peygamber ilan etmiştir. böyle öğretim uyesi olursa bu universitede bilimin yapılması biraz zor görünüyor.
kampüsünü gördüğümde olmuş olarak nitelendirdiğim üniversite.
bilecikteki şubesinin apartman zannedilip geri dönüldüğü ve kayıt tarihinin geçilmesine sebep olan bilgi yumağı.
öğrenci yerine duvarlarına yatırım yapılan universite.
2000 senesinden beri bahar şenliği adı altında öğrencilerine eziyet eden ve 7 senedir adam gibi bir şenlik yapmayı başaramayan öğrencisi olduğum üniversite.
kısa zaman içerisinde diplomasını alacağım üniversite.
edit:ulan seri eksi oy veren ipne neyini eksiliyorsun ulan sıradan bir üniv işte neyini kıskandında taktın.
(bkz: http://www.radyodumlupinar.com)
geçtiğimiz günlerde tıp fakültesi açılması uygun görülmüş ve onaylanmış üniversite.
merkez kampusu şehir merkezine 10 km uzakta olan üniversitedir. ikinici büyük kampüsü ise ayfon tarafına dogru olan germiyan kampüsü'dür. merkez kampüste 4 yıllık fakülteler bulunurken; germiyan kampüsü'nde ise besyo dışında 4 yıllık bölümler bulunmamaktadir.

üniversite kurulurken ilk yerleşim germiyan kampüsü'ne yapıldıgı için ağaçlandırma, spor olanakları, ösym büroları bu kampüste konuşlandırılmıştır. sırf bu yüzden kyk'ya da daha yakındır.
bir adet yapay outdoor tırmanma duvarı bulunan güzide okul
(bkz: dumlupınar universitesi yapay tırmanış duvarı)
ömürlerden ömür çalan üniversite.

merkez kampüsü kapısı hakkında dedikodular çıkarılmıştı zamanında. ''olm bu kapıyı bir milyon dolara yaptırmışlar lan'' tarzında gereksiz konuşmalar vardı.

tüm otobüsler bu kapının önünde durur, içeri girmezlerdi. taa anasının nikahına kadar o soğukta yürünürdü. ancak artık durum farklı, içeri kadar servis var.

hele bir minibüsçüleri var ki akıllara ziyan. siz nefes alamayana kadar yolcu doldururlar, kapısında da bir tane değnekçi ''abi boş araba var'' deyip durur. tıpkı ''abi karı lazım mı? rus var, ukraynalı var'' diyenler gibi.. tövbe tövbe..
dolmuş şöförlerinin eşi benzeri yoktur.her durakta 15 dakka beklerler. ayrıca gecen sene de walkie talkie donemine gecip dolmuşculukta çığır acmışlardır.
-ben geliyon... bölçekten geciyon şindi...öğrenci vaaaa mı orılaada?
+geee geee amı yavaş ge
-niye lee
+ürencile daaa cıkmadı ibf dağıcağımış ürenci arkadaş didi şincik..

minübüslerde vakit geçirmenin en güzel yolu karşı yolda tavşanlıya doğru otostop çeken öğrencileri izlemektir. arabanın birisi yavaşlar öğrenci koşmaya başlar arabanın yanına geldiğinde araba hızlanır çocuk salak durumuna düşer , tavşanlıya giden otobüse binmemek için kırk takla atarlar falan eğlencelidir. izlemeyenlerin izlemesini tavsiye ediyoruz.
(bkz: dpudak)*
her konferans veren misafire tabak hediye eden üniversite. bol buldular tabi.
dolmuş söförü amcaların hırcın kullanısı yüzünden giderken bir an önce varmak istenilen üniversite.
bahçesinde tavuk, kaz falan olmasına tam alıştık derken geçen gün 1 metre üstümden bir pelikanın geçmesiyle oha dedirtmiş üniversite.