bugün

çok büyük projenin, toplum mühendisliği departmanının dinler kolu çalışması.

"project planner"ların, kimin hangi dinden olduğuyla, hangi dinin tanrıya nasıl yaklaştığıyla gerçek bir ilgisi yoktur. ama, bu hak dinlere inananların da; tek dünya, küresel köy adıyla hedeflenmiş bütünleşmeye ve tek noktadan idareye bu kadar direnmesi de yetmiştir artık. din savaşlarının şekillendirdiği dünya dönemi o projede tamamlanmıştır, artık tanrının gerçekten "tek"leşmesi gerekmektedir. müslümanlara ayrı tanrı, yahudilere ayrı, hristiyanlara ayrı...

projenin asıl sahipleri için hangi dinin tanrısı altında birleşileceği önemli değildir aslında. ancak doğulu insanın yumuşaklığını, tevazuunu ve insana saygısını bilen projeciler, tanrılarını çoktan parayla değişmiş batıdan bunu beklemeyi ve doğulu manevi insan dini olan islamiyeti batıya giydiremeyeceklerini de bilirler.

30-40 yıldır, teknolojinin "iletişim" konusunda gösterdiği gelişimi ülkemde herkes tombul ve sevimli başbakana bağlıyor olsa da şüphelenilmeyi de hakediyor. Hiroşima ve nagazaki gibi, bir toplumun her katmanında ve her anlamda şoka sebep olacak bir "bomba" ile başlattıkları değişim rüzgarı etkisini hiç yitirmeden doğu toprakları üzerinde eserek, her türlü kültür erezyonuna sebep oluyor.

Doğu insanının yeniliğe açık kafası, ışığın doğudan yükselmesini sağlayan özelliğiydi. intikamı tanrı emri kabul eden, patolojik yaklaşımlar gösteren yahudilerin, veya tanrı ile ilgili hiçbir duygusal ve düşünsel temeli olmayan hristiyanların islamiyete geçirilmesi mümkün olmayacağından, nihai hedef "protestan"lık. (tek din olunca adı değişsin abiler. simbiyotik ve semantik açıdan boktan bir durum ortaya çıkıyor)

Yüzyıllardır süren, ama son 20 yıldır ayyuka çıkan dinler arası savaş da, bu zemini sağlamak için şarttır. "En iyi dostluklar, büyük kavgalarla başlar" (fıss)

Her topluma üç ayrı tanrı yaratmak 2 bin yıllarını aldıktan sonra, hepsini birleştirmek de, bu kadar mesenformasyon ve disenfermasyonla en fazla ne kadar vakitlerini alır ki? (ben bile görebilirim.)
sayın papa bilmemkaçıncı benedikt son beyanatlarıyla diyalogdan ne kastettiklerini açıklamış oldular. istanbul gezisi için kostantinople gidiyorum dediler evvela, sonra da "islamda tanrı ile kul arasında ayrılmaz bir bağ yok." deyiverdiler.

iyi niyetli, yumuşak kalpli ve biraz da yumuşak beyinli olduğumuzdan hiç şüpheleri olmadığı, diyalog demekle kilise ve güç sahiplerinin vardıkları konsensüsten bahsettikleri bana açık gibi göründü. amerika'da mukimlerin ne düşündükleri kadar en azından.
papa'nın son sözlerinden sonra kerim balcı ne demiş bir bakın;

"Amerika ve Avrupa'da diyalog faaliyetlerinde Hıristiyanların inisiyatifi Müslümanlara, hususen de Türk Müslümanlara kaptırdıklarını, bu sebeple de mevcut Papa'nın diyalogdan pek de haz almadığını anlattım. 'Bu Papa'yı çok sevdim.' dedi bana. Diyalog karşıtlarının sevgili Papa'sı maksadı aşan bir şeyler söylüyor; aynı diyalog karşıtları, sanki Papa'yı seçenler diyalogcularmış gibi onlara yükleniyorlar. Dikkat buyurun; Papa'nın bahsettiği ağır sözleri kullanan II. Manuel Paleologus bile karşısında 'diyalog yapacağı' bir Müslüman bulmuştu..."

dikkat: "...diyalog faaliyetlerinde Hıristiyanların inisiyatifi Müslümanlara, hususen de Türk Müslümanlara kaptırdıklarını..."

http://www.zaman.com.tr/?...yazarlar&trh=20060918
artniyetsiz olursa insanların ufkunu geliştirecek kutlu bir olaydır ancak bu kadar kötü düşünceli insan varken günümüzde bu mücadeleyi vermek zordur amacını saptırmamak daha zordur.
BUNLAR HiÇBiR NETiCE ÇIKMAZ ÇAY PARTiLERiDiR ama milletine ve ümmetine böyle haince hareketlerde bulunan insanlar gün gelecek layıklarını bulacaklardır... başını sadece türkiye de değil bütün islam aleminde fethullah gülen hocaefendi çeker. hocaefendiydi adam herkesin takdirini kazanmıştı solcunun komunisitin bile... ama naptı akıbeti ihanet ile son bulacak galiba Rabbim selamet versin islam aleminin fethullah hoca ve cemaatine ihtiyacı vardır inşallah akıllarını başlarına alır doğru yola geri dönerler!..
Allah Resulüne (asm.) yapılan şu ilâhî hitap, günümüzde de aynen geçerliliğini korumaktadır.

De ki,Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda ortak bir kelimeye gelin: Allahtan başka bir mâbud tanımayalım. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah ı bırakıp da bazımız bazımızı Rab edinmesin. (Âl-i imran, 64)
(bkz: teslis)
diyalog şarttır.kendi kabuklarında nereye kadar yaşayabilirsin.her şey bir yana globalleşen dünya düzeninde ihtiyaç var bu tip girişimlere.malumunuz garbın islama ve müslümanlığa bakışı ya da baktırılışı(!) ortada..
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o onlardandır." (Mâide: 51)

Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar." (Bakara: 120)
yurtdisinda akademik ortamlarda yurutulebilen, bazen kilise papazlari ve sinagog rabbi'lari gibi insanlarla da goturulen, gerekli bir calismadir.
kucuk kafalikta uzerimize rakip tanimayip yapilan isin fethullah gulen eliyle yapilmasina binaen manciniklara bok doldurup atis emri vermek zaten zorla baslatilan bu umudu da oldurmek icin birebirdir. eger diyorsaniz ki ne sam'in sekeri ne hristiyanin yuzu, e o zaman kimse bizi anlamasin, hala karikatur krizi senin papanin lafi benim, avrupaya kufredip duralim. "e iki toplanti oldu da, adamlar cok mu islama hosgoruyle baktilar" diyenlere de bi sabret kocum a.q. diyorum, daha sunun surasinda kac zamandir yapiliyor, bazi isler zamanla olur diyorum.
cunku sonuclari gorulunce hakikaten iyi seylerin olabilecegine inaniyor insan. gidip te University of California Riverside kampus minister'i boyle bir yemekteki konusmasinda "artik biz hristiyanlar hz. muhammed'in peygamber oldugunu kabul etmeliyiz" diyor ve mevlana hakkinda seminer ayarlamasi icin bu isleri yapan insanlara israr ediyorsa, vardir birseyler.
ayni zamanda bu adam "hz. isa son yemek'te yaninda oturan judas'in ihanetini bilmesine ragmen zeytin dali uzatmistir jesus christ. ben nasil simdi diyalog yapmam ve peygamber yolunda yurumem" demistir.

burada asil mantik; "tamam,farkli inanclarimiz var ama bari kavga etmeyelim" mantigidir. ici fesat olanlar da bunu kotuleyebilirler.

dip not: (bkz: namaza yaklasmayin) *
neden yapılmaya çalıştığını anlamadığım, kurulması gereken diyaloğun dinler arasında değil devletler yada insanlar arasında olmasını gerektiğini düşündüğüm, zira yahudilerin kendilerindan başka dinin olmadığını söylemesi hristiyanların müslümanlığa inanmaması, müslümanların islamın son din olduğunu söyleyerek diğer dinlere inanların müslüman olması gerektiğini iddia etmesiyle çok bilinmiyenli bir denklem halini alan bu diyaloğun saçma olacağını görebiliriz.
aslı astarı olmayan bir durumdur. islamiyete zara verir. islamiyet evrensel bir din olup, tüm dünyaya gönderilmiştir. islamiyet diğer dinlerle diyaloğu kabul kılmaz. islamda tebliğ vardır.
bu çalışmalarda, abant toplantılarında vs. hep islamiyet eleştirilir, değiştirilir çağa uymuyor denir(malum şahıs pek çok ayeti kerimeye tarihsel demiştir), nedense kimse kalkıpta bak kardeşim burada yahuidilerde var, bunların tevratında kendinden olmayan milletleri katlederken iğrenirsen cehennemliksin yazıyor bu nasıl insanlıktır, hoşgörüdür bunu değiştirelim demez. maksat bellidir çünkü, islamiyeti bitirmeye çalışmak varken incille tevratla işi ne. hem kardinal değil mi işini yapıyor.
papa 6. paul'un 6 ağustos 1964'te, "dinler arası diyaloğun bizim için anlamı bütün insanları incil'e ve kiliseye yani hristiyanlığa ulaştırma yoludur" diyerek açıkladığıdır.
bir müslümanın korkmadan yaklaşması gereken konudur. korkması gerekenler ise kendi yazdıkları kitaba iman etmiş insanlardır. müslümanlık bozulmamış tek hak dindir, mensubları da diğer din mensuplarından bu anlamda üstündür. dinler arası diyalogtann en çok kazanan islam dini olacaktır.
koca bir yalandır.bu diyalog kelimesini sık kullanan çevreleri inceleyip neler yaptığına baktıktan sonra çok şey netleşecektir
türkiyedeki en azılı temsilcisinin dahi papa tarafından başlatıldığını kabul ettiği lakin her nasılsa islama hizmet edecek olan olaymış(mış)

papada 2.jean paul'da zaten gizli müslümandır o yüzden başlatmıştır bu projeyi(bunu ben söylemiyorum, dinlerarası diyalogun türkiyedeki taraftarları söylüyor. güya papa müslüman imişte biz bilmiyormuşuz, kaldı ki papaya hz.isa olabilir diyeninide gördüm)**
bilen de sallamış bilmeyen de. e ben niye duruyorum? yazın yeteneği gösterme amaçlı bilgiden uzak, biraz daha zorlasan haddi aşmaktan üstad addedilebileceğin kelimeler ile manadan çok rana nesir neşretmeye çalışırken çalakaleme varan iştigaller bunlar.

şimdi de şuur-fark etme, farkındalık-üzerinden ibdad:

yeşil kuşak miadını doldurup mevcut tehlike namevcut duruma geldiği halde, görev süresi dolmuş bir reaksiyoner olgunun, başka bir kimlik ile extremistlere-ah şu isyankarlar-karşı kullanılması da olabilir. -bunu hiç düşündünüz mü?-

ünlü bir fikir adamının-özel mesaj atın adını vereyim. hassaten bayanlar-da penceresinden görünen şu: "abd, küresel yandaşları, merkeziyetçi krallık tarafları yeşil kuşak'ın devamı niteliğinde baas üzerinden yayılan arap komunizmini ablukaya alıp sindirmek maksatlı bin laden tehlikesi bahanesi ile o bölgede stratejik faaliyetlerde bulunmaktadır." bunu mü'min olduğunu söyleyen biri belirttiğinde düşüncesi deterministik sayılır, komunist biri dile getirdiğinde ise bilimsel tespittir.

neyse, mesele diyalog. diyalog acaba hangi durumlarda yapılır? önce bunu yukarıda yazıdan bağımsız olmayarak ele alalım:

bir mahalle kavgasında güçlü olan taraf güçsüz olan tarafla meseleyi konuşarak halletmek yoluna gitmez. ancak, diğerinin suratının coğrafyasını değiştirebilecek gücü olduğu halde bunu yapmamasının bir ya da birden fazla özel çıkar sağlar nedeni olabilir-olmalıdır. sopalamadığı ve diyaloğu tercih ettiği kişiye yüklenebilecek misyonik ihtimaller:

1- mahallenin en güzel kızının kuzenidir. kevaşeyi elde etme şansı yok olur.
2- mahalle bakkalının oğludur. veresiye şansı yok olur.
3- kiralık dairesi vardır. kiralamak zor olur.
4- limanları hava limanları kiralık üsleri vardır kullanmak güç olur. tüh açık verdik. teşbihin içine ettik.

davul diyorum, sinek diyorum, ohoooo orkestra diyorum.

bu aralar bilgi içermeyen entrylere tu kaka muamelesi yapılıyor olabilir. dur ben önlemimi alayım:

yeşil bitkilerinizi-sarı mor kırmızı da olabilir- yatak odanızda bulundurmayınız. fotosentez öyle bilindiği üzere sadece geceleri olmuyor. yani gece uyurken zehir soluyabilirsiniz. karbondioksiti diyorum, gece de verebilir yani. alooo kime diyorum zehirlenip ölecen ondan sonra bir 4-5 günde senin başlık altı taziye entrylerini okumak zorunda kalacağız sayfa sayfa. ne iyi adamdı, yıktı bizi. eminim çok süper gözleri vardı badem gibi falan.
Bir imam, bir papaz, birde haham ortakoy'de luks bir lokantada yemek yiyince gerceklestigi sanilan, ya da oyle sanilmasi istenen diyalogtur.
islam: ben son modelim.
hristiyanlık: en çok beni tuttular.
musevilik: ben de özel üretimim.
budizm: tibet ne tarafta kardeşler?
*
sonunda müslümanların la havle vela kuvvete diye, "sizden adam olmaz." diye bitirecekleri diyalog olması hayırlıdır.
said-i nursinin temellerini attığı, ahmet şahinin teorisyenliğini yaptığı, fetullah gülenin hayata geçirdiği proje.

iyi hoş da değerli arkadaşlar, bana ehl-i kitap (yahudilerini bir tarafa bırakırsak) gösterebilir misiniz? dünyanın neresinde hıristiyan kaldı? bunlar (katoliği, protestanı, ortodoksu)-haşa- "christ, istediğini yaratır, ezeli ebedi tanrıdır" deyip putlara ibadet etmiyorlar mı? hani nerede ehl-i kitap hıristiyan? siz kiminle diyalog yapıyorsunuz? cevap gayet açık: müşriklerle...

dünyada bir avuç yahudiyi çıkarırsak (ki onlar bu işlere hıristiyanlar kadar karışmadılar zaten) diyalog yapacak kimse kalmadı ki?!

kocaman bir oyun, kocaman bir aldatmaca...

"papa cenapları" işini bilir!
asagidaki gibi gecen diyalogtur.

isa, musa ve muhammed cennetin avlusunda oturuyorken yanlarindan bir huri gecmis.

isa: off! tas gibi hatun.
musa: yengen hakkinda ileri geri konusmasana!
muhammed: zar atalim, en buyuk atan kazanir.

isa atmis 4-4, demis "hehee hatun benim.",
musa atmis 5-5, "yengene laf yok olum demedimmi sana... " demis,
muhammed 6-6 atmis ve "sukurler olsun!" demis.
tam hamle yapacakken gokten bir cift zar dusmus: 7-7
ve bir ses yankilanmis: "kaybolun! gozum gormesin sizi, heh heh he... ".
(bkz: locaefendi hazretleri)
benim girmediğim diyaloglar. ben parama bakar, küfrümü eder, yemeğimi yer giderim arkadaş! kapitalist düzen!

siz de ikirciklilik etmeyin hadi... global piyasada herkesle ortak olmak, sermayeye yapışmak istiyorsunuz değil mi? hıı?
büyük orta doğu projesinin gerçekleşmesi aşamasında temelleri önceden atılmış bir aldatmacadır, tuzaktır. temiz niyetli insanlar kulaktan dolma fikirler edinerek hayır işlediklerini zannetselerde çabaları silahla alınamayan topraklara şer odaklarının çöreklenmesini kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
mimarlarları şaşkınlıkla izlediğimiz insanlardır.
http://www.youtube.com/watch?v=CPmN7BQS6KA