bugün

mustafa kemal'i, kemalizmi, sosyalizmi, bütün fikirleri,kurumları,kişileri eleştirme gerekliliği gibi bir gerekliliktir.
otu boku eleştirenler din söz konusu olduğunda, "olmazzz, o eleştirilemez" diyorlarsa ikiyüzlülüklerini de kabul etmelidirler. üstelik tek din islam değildir, bütün dinler eleştirilebilmelidir.
(bkz: amator olarak dinle ilgilenmek)
http://www.geyikoloji.com...gur_8/amator_din_316.html
eleştiri anlayışına göre değişecek öneridir. kimisi için müzakere etmek, sorgulamak, neden böyle diye sormak yeterli bir eleştiriyken; kimileri tanrıya peygamberlere hakaretler eder. tepki gördüğünde ise dinin eleştiriyi kabul etmediğini örümcek kafalı insanların dini savunabileceğini öne sürer. ne demişler? bilmem demişlerdir bir şey sanırım.

adam gibi eleştir ben de senin fikirlerini savunma hakkın için savaşayım.
otu boku eleştirecek kesim yapacaksa bu işi hiç yapmasın daha iyidir. din kendine özeleştiriyi muhakkak getirir. yeter ki karşıdaki dinleyende birazcık beyin olsun.
söyleye söyleye dilimde tüy bitti. bütün dinler dogmadır. eleştirmekle yeni fikirler katamaz, değiştiremezsiniz. bir dinin kuralları size uyuyor ise o dini benimser uymuyorsa reddedersiniz. allah (en azından islamiyet'te) insanlara irade-i cüzziyye vermiş ki, insanlar insanlar iyi ile kötü arasında karar vermekte özgür olsunlar. hiç mi ömer baba dinlemediniz a benim cahil tırtıllarım.

kaç defa söyledim tekrar ediyorum; din dogmadır beğenmeyen inanmaz.

çok canınız sıkılırsa keyfinize uygun kurallar yazıp benim dinim bu diyebilir, kendi dininizin (tanrısı diyemeyeceğim) peygamberi olursunuz. daha sonra beğenmediğiniz yerlerini gene kafanıza göre değiştirirsiniz.
(#4304546)

mühim olan makul olabilmek.

Burada şu soru çıkıyor karşımıza. Herkes eleştirebilme yetisine sahip mi?
avrupa'da 500 yıl önce reformlarla gerçekleştirilmiştir.
dogmalar eleştirilemez diye bir kaide yoktur, eğer eleştirilmeselerdi onların dogma olduklarını nasıl anlayabilirdik?
dolayısıyla din de dahil bütün dogmalar, hem bilim hem de felsefe tarafından yoğun bir eleştiriye tabi tutulmuştur. o eleştirinin bu toprakları büyük ölçüde pas geçmesi ise bizim talihsizliğimizdir.
din, insanların ortak algılarına hitab etmek zorunda değildir ki bu yüzden de eleştirilmesi anlamsızdır. Sen, "öyle inanıyorum" dersin, öbürü "ben böyle inanıyorum" der, olur biter.

kemalcilik yapacaksınız diye saçmalamayın!
#4304574 gayet açıklayıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
din, inanç meselesi olmaktan çıkıp siyasal bir nitelik aldığında, devleti yönetmeye, toplumu yönlendirmeye kalktığında, buna hala bir inanç meselesidir deyip, kestirip atabiliyorsanız, zaten dinin siyasi bir argüman olarak kullanılmasına ilişkin bir derdiniz yok demektir. bence de inanç eleştirilmesi anlamlı olmayan bir şeydir, lakin ülkeyi dini kaidelere göre yöneteceğiz denildiği anda eleştiri başlar.
ha bir de kemalcilik diye bir şey yok.
en azindan kuran-i kerim`in neden Hz. Muhammed tarafindan degil de, o öldükten sonra etrafindakilerin agzindan cikanlarla yazildiginin ögretilmedigi elestirilmelidir.
tabi ki eleştirilebilmelidir. ancak yeterince bilgiye sahip olanlar eleştirsinlerdir. akla makul olmayanın dinde yeri yoksa terk edilmemeli, bir kez daha araştırılmalıdır. aksi takdirde bilgi sahibi olmadan fikir olmaya benzer. kaldı ki insanoğlu ne kadar düşünürse düşünsün varamayacağı doğrular vardır.

illa ki ben dinin sırrını çözeceğim diyen kişi; öss'deki her matematik formülünü sınav anında bulup * sonra da uygulayan kişiye benzer. bizlere halihazırda o formüller zaten verilmiştir. kasmamalıdır daha fazla.

mesela günümüzde - son teknoloji yardımı ile- varılan çoğu gerçekler islam dininin 1500 yıldır uygulanmasını tavsiye ettiği işlerle örtüşmektedir. bu da gösteriyor ki bu gün kayıtsız bağlanılan ancak eleştiri yoluyla kendisine ulaşılamayan gerçekler de aslında yararlı * yani doğrudur.
yeterince bilgisi olan eleşitirmesi gereken bir şeymiş din.

yapma yahu!

dünyanın yedi sülalesini ağlatan bir kavramı eleştirmek için ilahiyat mı okuyayım?

sen yeterince bilgin olduğu için mi inanıyorsun da, eleştirmek için yeterli bilgi olma kriteri arıyorsun insanlarda?
gerçekleşmesi imkansız önermedir.

zaten din nedir? manevi değil mi, inanç değil mi, tanrınla senin arandaki değil mi? peki inanç nasıl eleştirilebilir? mümkün müdür? eleştirilen şey birinin davranışı yaptığı şey herhangi bir olay değil ki. insanların sorgusuz sualsiz inandıkları, bağlandıkları şey. dinin kendisi, sorgulamadan inanmayı gerektirirken onu nasıl eleştirebilirsin ki? ha evet eğer bilinçliysen tamamen körü körüne değil belki ama bir sınırı var ve eğer o sınırı geçmene rağmen sorgulamaya devam edersen inanamazsın ki.

üstelik eleştiren tek bir kişi değil binlerce kişi olacaktır. bunlardan da güçlü olan söylediğini daha yüksek sesle söyleyebilecektir. yani din eleştirildiğinde din değil sadece ortamda lafı geçenin düşünceleri olacaktır.

ayrıca insanların her şeyleri değişebilir ama gerçekten inanıyorlarsa inançları hariç. bu yüzden de dinin eleştirilmesi karışıklıktan başka hiç bir yere ulaşamaz. üstelik türkiye'de? mümkün değil. hayır insanlar çok koyu dindar oldukları için değil, sadece bi şeyin tarafı, bir şeyin bir parçası olmayı sevdikleri ve istedikleri için.

sayesinde kimliğini kazanabildiği o yüce insan için olumsuz eleştiri yapanların, üstelik bunu bir de marifet sayanların ise zaten yatacak yerleri yok.
dinin doğru yolu arama çabasını savunan bir felsefik ideoloji olduğunu varsayarsak doğru yol bize gösterilen değil, bizim arayıp, yanlışlardan ayıklayarak bulduğumuzdur ve eleştiriye açıktır. dinin (bkz: dogmatik) olarak kabul edilmesinde hiç bir dini kaynağın etkisi yoktur. koyun zihniyeti ile yaşamaya alışan halkımızın şeyhlerin şıyhların her dediğine inanması sonucu ortaya çıkan bir yaklaşımdır dogmatik islam.
+5 vakit namaz çok hocam bence bunu 2 felan yapalım, hatta 1'i opsiyonlu olsun
-evet tanrı burda abartmış 5 vakit ne abi, bence de 2 iyi
+ne güzel eleştiriye açık bi dinimiz olması deil mi

(bkz: son sözler)
Ya sev ya terket
yanlış kullanılmış bir öneridir. eleştirilmekten çok güne göre yorumlanabilir.
becerebildigimiz noktada bizi ülke olarak fenafillah'a erdirecek öneridir.

dinin eleştirilebildiği ülkeler ile eleştirilemediği ülkeleri yanyana koymak dahi normal çalışan bir beyin için newton kanunu kıvamında bir görüş oluşturabilir, ki bu noktadan sonra tersini savunmak aklî melekelere güvenin (fena halde)sorgulanmasını gerektirir..
Edebi metin kitapları olarak kutsal adfedilen kitapların muhtevasından ve o buyrukların uygulayıcısı insanın pratik yaşama dair sunduğu dini rituel örneklerinin incelenmesinden ibarettir. Hiçbir tartışma programında bir ateist yer almaz. En olmadık din tacirlerini düşünce belirtmek için tartışma programlarında toplarlar. Üstünkörü ve daha önceden üzerinde mutabıka varılmış sözüm ona eleştirilerle programlar kapatılır. Aynı şekilde din konusunda alınan kararlarda hiçbir zaman islam inancının alevi sözcülerine söz hakkı verilmez. Onlar da kendi aralarında oturup tartışıyormuş gibi yaparlar. Ateizmin düşünsel süzgecinden geçmeyen din eleştirisi günümüzde din olgusunun eleştiri eşiğidir. Ve hiçbir halta yaramaz. Ancak inanları tatmin etmek ve şüpheleri gizlemek adına günün koşullarına göre dini imge ve buyrukları tekrar belirlemek amacıyla televizyon kanallarında bolca icra edilen bir eleştiri türüdür bu.
eleştirilmezse doğru yol nasıl bulunur.

(bkz: ya yanlış yoldaysa)
din dogmadır demiş arkadaşlar. ben açıkcası islamiyetin dogma gibi basit bir kelimeyle sıfatlandırılmasından hoşnut olmadım.

şimdi burda lafın gittiği din musevilik veya hıristiyanlık değil, islam. hepimiz çok iyi görüyoruz bunu.

şimdi, bu din eleştirilemeyen bir din olsa idi, dinin peygamberinin yaşamı sırasında çoluğu, çocuğu, hanımı, komşuları, konuşmayı bilmeyen bedevileri peygamberin karşısına geçip en mahrem soruları soramazdı. halbuki adamlar çatır çatır akıllarına ne geldiyse sormuşlar, bilhassa bedeviler. bizim bugün islamı sorgulayan arkadaşların sorduklarının belki 100 belki 1000 misli açık seçiğini, hakaret içeriklisini peygamber dinlemiş ve cevaplamış.

sanıldığı gibi "bre kafir ben peygamberim sen nasıl bana bunu sorarsın" dememiş. bütün sorulanları sakinlikle cevaplamış. hatta ve hatta cinsellikle ilgili olanları bile var. öyle hadisler var ki bu sorulara, ben kendi anama babama bu kadar açık soramam diyorum.

diyeceğim, islam dogmatik değildir. e şimdi bu türk milleti niye herşeyi araştırmadan kabul ediyor, demek ki dogmatikmiş bu din! diyeceksiniz, haklısınız. ama o dinin eksiğinden değil, bizim ekabirliğimizden. okulda öğretilen basit bir biyoloji bilgisinin bile ne kadar doğru olaup olmadığını merak edip araştırmıyoruz, koskoca dini kim öğrenecek bu saatten sonra ohooo.. aslında yanlış bu, öğrenilmeli. din kelimesinin kelime manası da hayat tarzıdır aslında, ki bu tesadüf değil olsa olsa tevafuktur.

dini şartsız şurtsuz kabul etmenin bir başka nedeni de vardır, aşk.

şimdi aşık olan birisine "manyak mısın nesini seviyorsun bunun?" sorusunu istediğiniz kadar yöneltin, istediğiniz kadar aşık olunanın hatalarını gösterin görmeyecektir. o yüzden aşıklarla fazla uğraşılmamalıdır, netice vermez.

ama aşık olunan kişiyi anlayıp benimserse o kişi, gerçekten sever. sevdiği zaman aşkı da bitmez, ama bilgisiz aşk da kaybolmaya mahkum.

son olarak; islam eleştirilebilir. insanlar akıllarına gelen herşeyin cevabını sorabilirler alimlerden. zekeriyabeyazgillerden ve yaşarhuriseverlerden olmamak kaydıyla. ben teminat veriyorum, aklınıza takılan tüm soruların cevabı var. ben kendi aklıma takılanların hepsinin cevabını buldum.

bir yerlerden başlamak isteyenlere:

http://www.sorularlaislamiyet.com
dinleri şeyinize bile takmamak oldukça kolaydır. kendimden biliyor ve eleştiriyi gereksiz buluyorum. sevmiyorsanız, hoşlanmıyorsanız, uyuşmuyorsanız; daha doğrusu istemiyorsanız sallayın gitsin. hayatınızın sorumlusu sizsiniz.
fazla farkındalık sorgulayacak cesareti getirir. işte bu yüzden de sen dini eleştiremezsin, eleştirtmezler çünkü.