bugün

bugün taksimde karşılaştığım olaydır. imf ye karşı yapılan eylem koşuşan solcu gençlerin arasından sıyrılmaya çalışırken yüzü kapalı bir gencin cebinden düşen sigarayla yıkılmıştım. evet ne var bunda denebilir içer adam devrimci başı dumanlı adam bunlar fakat düşen sigara bir paket winston blue olunca ister istemez buruluyor insan. hani karşıydık amerikaya hani biz devrimciydik hani fuck imf yankees go home diyorduk.
tütün alıp kendi sarmıyorsa devrimci olup amerikan sigara kullanmama hali devrimci olup japon sigara kullanma halini beraberinde getirir. o sigara fabrikaları tek tek satılmadan önce soracaktın bu soruyu.
(ara: yerli sigara)*
en az devrimci olup ülkücü paltosu giymek kadar saçmadır.

(bkz: içim karardı lan)
(bkz: uçan halıya binmeyen dinci)
paradoksta boğulmuş bir devrimci(!) dahadır.
yeni bir şey icat etmiş gibi sevinmeyin. zira kendilerinden çok vardır.
winston sigarasının üreticisinin japan tobacco international olduğunu bilmemekten ileri gelir. yerli olarak 2000, 2001 ve ya bir zamanlar tekel'in ürettiği sigaralar önerilecekse onların da üreticisi british american tobacco'dur.
eleştiri getirilecekse üzerinden alınan vergilerin büyük kısmı savunmaya aktarılan bir ürünü tüketmek üzerinden yapılabilir. ki bununla ilgili vakti zamanında birçok yapı mensuplarına sigarayı bırakmaları yönünde telkinde bulunmuş ancak başarıya ulaşmamıştır.
sen hiç vodkalı zemzem içen hacı gördünmü madem bu yolda bri savaş veriyorsun sonuna kadar samimiyetini koricaksın amerikayı boykot edip cebnden winston düşüyorsa daha sen yolun başındasın demektir. su değil bu sigara hayati ihtiyaç değil yani.

(bkz: cin olmadan adam çarpmak)
devrimci standartlarını belirleme enstitüsüne göre devrimci değilmiş efendim.
--spoiler--
evet ne var bunda denebilir içer adam devrimci başı dumanlı adam bunlar fakat...
--spoiler--
tanımlanırken böylesi bir görüş belirtip sonrasında ama sigara ihtiyaç değil ki kullanmasın o zaman kardeşim diyen kişinin fiiliyle kıyaslanınca daha samimi bir eylemdir.

(#6212085) peki ne denmiş burada? amerikayı boykot edip winston içmekle ilgili yeterli açıklma var sanırım.* kaldı ki sigara bırakma yönünde yapılan çalışmaların başarıya ulaşmamış olması da eleştirilmiş mi canım kardeşim, eleştirilmiş.
tekel varken ya da şimdi hala sigara içmektelerse çık eleştir ama bunu savunmaya ve diğer bütçe kalemlerine alınan vergi üzerinden yap. ulan tüyo da veriyoruz gel gör ki hala ama ama winston düştü, amerikan, ihtiyaç değil ama ama şeklinde yapar isen adama sorarlar, götündeki donu üreten makine türkiye'de mi üretiliyor?
(ölsün o zaman devrimci dediklerin ama kefensiz çıplak gömsünler çünkü kefen bezini üreten makinelerden tut, ipliği üreten makinelere zıpla, oradan tohum yasasıyla pek yakında pamuk için kullanacağın tohuma kadar tüm hammadde ve yarı mamullerin yurt dışı kaynaklı olduğunu gör.)

çık burdan vur ama vuuu amerikan malı sigara içiyo şeklinde yapma işte.***
converse de giyiyor muydu converse de, diye heyecanla devamı gelecek olan geyik. neler olmuş neler, hep burada öğrendik.

(bkz: acaip yaratıcı sözlük yazarları)
kökten dincilerin, kafatasçı milliyetçilerin, liberal demokratların ve daha sayamadığım 3478942 küsür adamın içinde devrimcilerin mi yerli malı içmemesi en cok zorunuza gitti?

bir kere devrimci kavramını yanlış algılamayın, devrimcilik her türk gencinin anlaması ve vakıf olması gereken bir meziyettir... komünist de olsan, faşist de olsan, başarıya ulaşmak istiyorsan devrimci olmalısın.

winston zaten amerikan sigarası değil dostum. eğer ""ne farkeder ha amerikan ha japon"" gibi bir noktaya gelirse olay, size kavramlarla ilgili biraz çalışmanızı tavsiye ederim. hitler'in partisinin adının nasyonel sosyalist olduğunu hatırlatırım.

benim zoruma gidiyor arkadaşım... kendi toprağımda ürettiğim tütünün başka firmalar tarafından bana satılması gücüme gidiyor. ulan üretemiyoruz işte?!? gitar teli alacağım d'adario marka en kaliteli markadır. yabancı. mı? ereğli'den demirini celiğini alıp, istanbul'da türk işçisini, türk fabrikasında çalıştırıp, üstüne markayı basar, oturduğu yerden para kazanır. sömürü budur. olay budur.
bu konuyla ilgili şöyle küçük bir hikaye de mevcut:

Osman Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı.
Rowenta ile saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi.
Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya
özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Aile
fertlerine
'çav' deyip Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, rock
müziği buldu. Ağzına bir Polo şeker attı. Şehrin göbeğindeki Mega Center'daki ofisine varınca, Fujitsu siemens bilgisayarını çalıştırdı.
Microsoft Excel'e girdi. Ofis boydan Nescafe'sini istedi. Saat 10.00'a doğru
açlığını
yatıştırmak için Grissini yedi. Öğlen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti.
Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Camel sigarasını yakıp
Star gazetesini karıştırdı.
Akşam üzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp JB'sini yudumladı,
sonra köşedeki Shopping Center'a uğradı... Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan,
Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya
yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi. Hafta sonu eşi Münevver'le
Galleria'ya giden Osman Bey, Showroom'lar dolaşıp Kinetix ayakkabı, Lee Cooper
blue jean satın aldı.
Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman
Bey, kanallar arasında zapping yaparak, First Class, Top Secret, Paparazzi
gibi programlar izledi. Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru Show'da Türk
dili üzerine panel başladı. Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp
yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.
"Ne mutlu Türk'üm diyene!" diye gerindi ve uyudu.
Hala da uyuyor. Ne zaman uyanacağı belli değil...
içimi güzeldir, seçeneği yoktur vs. vs...

ne yapsın adamceyiz tekel mi kaldı memlekette satıp attılar onca yıllık kurumu.

peşkeşin ta bu kadarı. ötesini aramayın.
büyük bir çelişkidir.

(bkz: ataist olup rabbimin yarattığı dünyada yaşamak)

(bkz: inanmıyorsun bari onun yarattığı yerde durma)
(bkz: evrenin dışına çık).
(bkz: komünizm ve converse ayakkabı/#6152299)
müslüman olup namaz kılmamaya benzer.
(bkz: nike dan başkasını giymem diyen devrimci)
devrimciyim deyip, birgün okuyarak coca cola içmenin farklı bir versiyonu.
amerikan sigarasının dadını aldığı için bırakamayan devrimcinin durumunu açıklayan başlık.
devrimci olup 'levi's kot gibisi yok;tek geçerim valla' diyen , ne olduğunu bilmeyen insan işidir.

bir programda süleyman demirel'e 'bizi amerika'ya muhtaç ettiniz' diyerek sitem eden daha doğrusu öfkeyle çıkış yapan kapitalizme karşı gencimize demirel'in cevabı çok acı olmuştu. konuşma aşağı yukarı şöyleydi;

+ bizi amerika'ya muhtaç ettiniz;kapitalizme kucak açtınız.*
- arkadaşım sen anti-amerikancı mısın?
+ evet. * *
- demek öyle. öyleyse üzerindeki neden diesel?
+ höynk? * *
ne oldu kuzum hoca çalışmadığın yerden sordu heralde?
Çelişkidir. Yani, rahibenin seks yapması gibi bir şey bu. Çok adice...