bugün

Adana'da yaşanan mükemmel bir demokrasi örneğidir.Sadece düşündüklerini belirten adam tekme tokat dövülmekle kalmamış ana bacı küfürde edilmiştir.

--
Mitinglerde samimi bulmuyordum bu adamı ve yandaşlarını,ama bu olaydan sonra gerçekten çok inanıyorum 22 temmuzda bütün oylarım deniz baykala.
--

http://www.youtube.com/watch?v=3P8VZJJOWdM
ali samiyen'in önünde fener tezahuratı yapan adamın dövülmesinden bir farkı olmayan olay. taraflar yer değiştirsede yine aynı şey olacaktır.
(bkz: linc girişimi)

tasvip edilemeyecek olaydır.
bir vatandas olarak en dogal hakki olan protestosunu, (küfürsüz bir sekilde) yapan adamin ne hale düstügünü gördügümüz andir. zamaninda tayyip erdogan'i protesto eden adamlar ne kadar göge cikarildiysa, bu adamin da yerin dibine sokulmasi pek sasirtici degildir. ayrica ulusal medyamizin bu olayin üzerine gitmemesi ayiptir ve günahtir.

tehlikenin farkinda misiniz
chp' nin demokrasi anlayışının yansımasıdır.
deniz baykal'ı protesto etme nedenini gerçellemiş hadisedir.endişeye mahal verilmemelidir.
(bkz: teorinin pratikleşmesi)
chp düşmanlarına malzeme vermiş, yapılanın çok yanlış olduğu davranıştır.
eger bu olayin aynisi recep tayyip erdogan'in basina gelseydi bu basligin altinda en az 5 sayfa olurdu! ama nedense o aydin(!) ve modern(!) yazarlarimiz bu konu hakkinda pek yorum yapmak istemiyorlar. ikiyuzluluk diye buna derim ben!
demokrasi adına kötü bir olaydır. ancak, görüldüğü üzere, deniz baykal en ufak olumsuz bir müdahalede bulunmamakta, bir ağız dalaşına girmemekte, yürüyüşüne aynen devam etmektedir, korumalarına veya partililere "alın şunu başımdan" gibi herhangi bir söz sarf etmemekte, engelleme talimatı vermemektedir... deniz baykal otobüse bindikten sonra, "sandığa gömülceksinizzz, antalya düştü siz de düşceksinizzz" demeye devam etti... şimdi şunu da ekstra olarak belirtmek isterim ki; bir antalyalı olarak, o sinir ve stressin üstüne bu herif veya herhangi birisi benim bulunduğum bir yerde, "antalya düştü" deyip aklı sıra dalga geçmeye çalışırsa "allah yarattı" demez girişirdim... kişiye yapılan saldırıyı tasvip etmiyorum ancak, adam uzatıkça uzatıyor kasıtlı olarak... protesto etti tamam, istediği lafı söyledi tamam... adam otobüse binmiş, hala laf yetiştirecem diye uğraşmakta... yetmiyor, deniz baykal antalyalı ya, antalya'ya laf atıyor... ulan antalya bu vatanın toprağı değil mi? işe hiç bu noktadan bakılmaz ama... bu arada, başbakan'a mersinde yapılan protesto hiç de bu yapılan gibi nezaketsizce değildi, nezaketini bozan başbakan'dı... son olarak; bu olayı deniz baykal'ın şahsında somutlaştırmaya çalışmak oldukça sığdır.
vatandaş:
bu ülkeyi öyle bir gerdiniz ki
öyle bir gerdiniz ki bir milyon insan serpittiniz
sokağa ama bişey başaramadınız.
bu ülke 80 öncesine dönmeyecek!
hiçbir şey yapamayacaksınız.
burdan birşey çıkartamayacaksın
antalya'yı gömdüler, sizi de gömecekler.

.
deniz baykal'ın yüzünde seninle muhatap olmuyorum,
arkadaşlar icabına bakacaklar gülümsemesi..

vatandaş:
en doğal hakkımı kullanıyorum
kimseye birşey demiyorum sen geç lokantana.
o sandığa gömüleceksiniz, sizi kimse kurtaramayacak.

.
küfürler hakaretler tekmeler tokatlar
..

-ben vatandaşım

küfürler hakaretler
..
ben sana küfür mü ettim?
---------------------------

laik izbandutlar iş başında.
bir vatan savunması daha böyle gerçekleşti.
orada olsam ben de linç ederdim türünden söylemler yüzsüzlük alameti olarak değil,
vatan -ya da chp aynı şey- aşkıyla yanıp tutuşma katsayısının aşmışlığı olarak değerlendirilmelidir.
olay bir chp'liden ibaret değildir. o pozisyonda hangi parti olsa kesin ordan bir fanatik çıkar ve adama vururdu bunu partiye indirgemek esas yanlış olandır. o adama vuran ne baykaldır ne korumasıdır yanlızca fanatik bir chp'lidir.bu bir chp'li davranışı değil futbol basketbol ve diğer rekabet koşullarında da görülen fanatik türk davranışıdır.
chp aşkının gözleri kör, kulakları sağır ettiğinin resmidir ayrıca.

video'yu izlerken biplenmeyen küfürler gün gibi ortadayken,
vatandaş ben sana küfür mü ettim diye söylerken,
e tabi kaynak samanyolu haber!

hani şu tersten okununca namaz olan şey.
pardon o zamandı. herneyse aynı şeyin şeyi.

küfür yok, sevgi pıtırcıklarının iltifatları var.
linç girişimiyle iyi gidiyor...
ne yapmaya calistigi belli olmayan bir insanin basina gelen olaydir. dayak yanlis ancak bariz bir sekilde provakosyon icin oraya gelmis biri.

biz hala neye nasil tepki koymamiz gerektigini ogrenemedik.
tepki kondugu zaman nasil karsi tepki verecegimizide hic ogrenemedik.
ntv, cnnturk, hurriyet, milliyet.. gibi chp seçmenin bol bol yakındığı medya'nın görmezden geldiği olaydır.
aynısı erdoğan ile yaşanacaktı, görecektiniz siz o zaman flaş haberleri..
bu olay ne kadar tahammülsüz olduğumuzun kanıtıdır. demokrasi diye kıçını yırtanlar şimdi en demokratik hakkı olan prostesto hakkını kullanan bir vatandaşı linç etmeye kalkmıştır. bugün chp lilere yapılan bu prostesto yarın akp lilerede yapılır ve emin olun onlarda aynısını yapar. çünkü tahammülsüz insanlara dönüştük. ya da dönüştürdüler.
- abi deniz baykal'ı protesto etmişler...dayanadım dövdüm.
+ ananı da al git.
- abi ne diyorsun? halk, özgürlük, düşünce, cumhuriyet, laiklik...
+ şaka gibisin!

sadet: halkçımız halkı döver, hareketçimiz hareket çeker, anavatanımız anamızı s.ker, ak olanımız enseyi karartır, işçi olanımız patronluk yapar, birlikçimiz hizipçilik yapar...

yeni seçimlerde bir parti kurulsa, adı da ekmek partisi olsa kaç oy alır acaba?

yazardan not: ulan tüm partilere saydırdık en kötü entrylere girer miyim acaba? *
rte ye demedigini birakmayan, onu ve yakinlarini asagilayan, her turlu hakareti eden, ulkeyi bolmek ve laik-antilaik kamplasmasina suruklemek icin elinden geleni yapan "saygili" vatandaslarimiz, kufur bile etmemis bu adama saygisiz ve provokator diyebiliyorlar!

(bkz: yuh dedirten durumlar)
sandığa gömülmek terimi baraj altında kalmayı ifade ediyorsa, neticesinde çok büyük ihtimalle chp'nin sandığa gömülmeyeceği; ama akp ile hiçbir ilişkisi bulunmayan (!), samanyoluhaber çalışanlarını ömrü hayatında ilk kez gören (!), bizden herhangi biri olan vatandaş murtaza'ya (!) acı biçimde yumrukların gömülmesidir.
olay adamın dayak yemesi yada linç girişiminde bulunulmadır. fakat nedendir bilinmez montaj suclaması yapılıyor. gülünç bir durum

Gora'daki cem yılmazın ifadesi ile:

(bkz: az önce gördük motajı)
doğru söyleyene yapılan haddi aşan, terbiyesizce köyden kovma edimi-fiili tahammülsüzlüğün yanı sıra post-modern gerici tektipçi sözde demokrat özde oligarşik- öz-erksel taifenin halkı parya olarak gördüğünün de bariz ifşası hadisesidir.
normaldir. ben bir fenerbahçeli olarak galatasaray'ın bir kutlamasına gidip de "şampiyon fener ulan. ulusoy'a rağmen hem de!" diye bağırırsam özhan canaydın kılını kıpırdatmaz ama orada bulunanlar bana tekme tokat girişir.

haa, özhan başkan da bana bir şeyler derse o durumda -mesela "3-5 kelleden çıkan sesler bizi bağmalaz, biz işimize bakarız." gibisinden-, orada ne işi olduğu belli olmayan -ya da aslında olan- fenerbahçeli "ben" ile muhattap olursa, işte o zaman sorun var demektir.
şöyle bir durum var orada; arada bir yerde dövülen vatandaşa karşı terbiyesiz deniliyor. adım kadar eminim ki dayağı yiyen adam küfür etti. küfüre rağmen dövmek doğru mu? yanlış...
şaşırtmayan olaydır, ilginç olan recep tayyip erdoğan'ın her cümlesinden cımbızla lafları alıp sınır tanımadan en uç noktada eleştiri yapan zihniyet bu başlık altında niye yazmamaktadır acaba, yoksa deniz baykal ve partisi ne yaparsa yapsın haklı ama ak parti ne yaparsa yapsın yanlış mıdır onlar için, tek yönlü mü bakabilmektedirler acaba mevzulara.
adana'da yaşanmış olay.
Halk avcılığı üzerinden oy toplamak amacı ile sadaka demokrasisine alıştırılmış bir insanın demokratik tepkiyi ve ifade özgürlüğünü yol ortasında ulu orta bir siyasi lideri durdurup kendisine bağırıp çağırmak olarak algıladığının ve de demokrasi , insan hakları , ifade özgürlüğü gibi kavramları liberalizm lafgüzarlığı ile sözel şiddete dayalı propaganda
yapmak olarak öğrendiğinin bir davranışıdır .

Elbette , hem fiziksel şiddet hem de sözel şiddet doğası gereği insan hakları ve özgürlükleri ile tam bir tezat içerisindedir . Ancak , bir eylem olarak ifade özgürlüğü desteklenen ya da karşı gelinen konu üzerinde söylenen lafların anlamlı bir bütünlük içerisinde uygun bir dille ifade edilmesini gerektirmektedir .

Daha önce de Recep Tayyip Erdoğan'ın bir çiftçi ile olan sözel münakaşasında , ülkenin bir başbakanı olarak kendisinden mevcut ekonomik politikalar doğrultusunda hiç bir gelir elde edemeyen ve üretim yapamayan bir çiftçinin gayet sade ve açık bir dilde eleştirel ve de reel ekonomi içerisinde tarım ile ilgili istatistiklere bakıldığında durumun vahimliği o çiftçinin sözlerini doğrular şekilde anlatılmış bir sorun var . Ancak , bu şartlar altında çiftçiye başbakanın bizzat kendisi tarafından "ananı da al git " tepkisi de var .

Bir başka tarafta ise yukarıda anlatılan şekilde belirli bir konusu olmayan , gayet seri ve şiddetli bir şekilde söylenmiş muhteşem iktidar klişe lafları ile savunduğu şeyden habersiz bir yurttaşın yol ortasında propaganda amacı ile gerçekleştirdiği bir eylem var . Buna karşın Deniz Baykal'ın söylediği tek bir laf yok . Otobüse bindikten sonra oradaki esnaf tarafından fiziksel şiddete maruz kalan bir insan ve bu doğrultuda oradaki halkı kışkırtarak kendisini mağdur göstermeyi başarmış bir tiyatrocu akp zihniyetini temsil eden fikir garibanı o insan .