bugün

birazdan bir amcıkağızlı çıkacak "no dorboso dovrom o dovrom" diyecek.
Askerin çapsızlığını gösterir. Eğer müdahale olmasaydı zaten Menderes oy kaybediyordu ve muhtemelen bir sonraki seçime kaybedecekti ama darbe olunca halk yine chpyi suçladı ve darbe ertesi seçimlerde tuttu yine sağ bir hükümeti seçti.
Ahh memleketim seni sevenler sana zarar vermese çok iyisin aslında.

Edit: bir de bir not düşelim darbeciler o kadar da kötü insanlar değildi üzerinden o kadar zaman geçmiş objektif bakın. O darbeciler hala erişilemeyen bir anayasa yaptılar.
"hangi demokrasiye" olduğu merak konusu olan darbedir...

gazetelerin sansür sebebiyle bembeyaz çıktıkları bir demokrasiye mi?

milletvekillerinden yargı yetkili tahkikat komisyonları kurulup, muhaliflerin üstüne sürüldüğü bir demokrasiye mi?

milletin "vatan cephesinden olanlar" ve "vatan hainleri" diye bölünüp, yaftalandığı bir demokrasiye mi?

öğrencilerin meydanlarda katledildiği, polis şeflerinin rektör tokatladığı bir demokrasiye mi?

işçiye grev hakkının verilmediği bir demokrasiye mi?

başbakanın namusuna emanet edilen örtülü ödeneği necip fazıl gibi sülüklere peşkeş çektiği bir demokrasiye mi?

iktidara oy vermeyince ilçe yapılan illerin bulunduğu bir demokrasiye mi?

ülkedeki herhangi bir olumsuzluğu haber yapan gazetecinin doğrudan içeri atıldığı, yazdığının doğru olduğunu ispat etme hakkı bile tanınmadığı, "dönemin başbakanının", "ispat hakkı" diyen gazetecilerle "ispat hakkı mı ismail hakkı mı?" diye dalga geçtiği bir demokrasiye mi?
"
"evet aynen öyle" diyorsanız, başlığı yanlış açmışsınız. başlık "ileri(!) demokrasiye ilk darbe 27 mayıs 1960" olmalıydı....
Ordu sivil idareyi,demokrasiyi hizaya çekemez ve çekmemelidir.
Menderes bu ülkede feodalitenin koruyucusu, yeşil hat amerikan projesinin yılmaz savunucusu ve orduyu nato'ya peşkeş çekmenin yegane garantisidir.
Kavramlarin icini bosaltmak ancan din tuccarlarinin isi olsa gerek. Demokrasi sozcugunun ici turk siyasi tarihinin hicbir doneminde bu kadar ici bosaltilmamisti. iktidari elinde bulunduran gucun sahibi soylemi de elinde bulundurdugundan toplumu istedigi gibi yonlendirmektedir. Ismet inonu uzerinden chp'ye bok atma telasi da almis basini gitmistir. Inonu'yu ve icraatlerini icerisinde bulundugu dunya kosullari, ulke sartlari ile incelerseniz bulundugu donemin en demokratik lideri oldugunu gorursunuz. Daha 2. Dunya savasi ve ekonomik buhran hakkinda zerre bilgisi olmayan kisilerin dunyadaki tek adamlik donemini gormezden gelmesi, hatta inonu'nun inatla ulkeyi cok partili yasama gecirme cabalarini yadsimaktadir. Dunya tarihinde kac lider vardir da elindeki butun imkanlardan vazgecmek istesin, maddi imkansizliklarla bogussun, milli piyangodan cikan kucuk bir miktar ikramiyeyi bile halkin yanlis anlayacagini dusunerek kendisi tahsil edemesin, coluk cocugu ataturk'un bagladigi bursla buyusun. Hic sasirmiyorum ama Bugunku karalama kampanyalarina. Aynisini radyo araciligiyla adnan menderes de yapti. bugun gordugumuz sansur demokrat parti'nin ilk iktidar doneminde de oldu. Radyolarda chp'ye siyasi propaganda hakkini vermedi kendisininkini bas bas bagirtirken.

Turkler magdur edebiyatini sever. Mazlumu destekler. futbol maclarinda dahi mazlumu destekleriz taraftari degilsek sayet sahadakilerin. Menderes asilmasaydi yaptiklariyla hain olarak gorulecekken bugun demokrasi sehidi bilmem ne. Geciniz bunlari... mursi denen ahlaksizdan bir farki yoktu onun da. Hatirlayin mursi'nin iceri atilmadan onceki fetvalarini; kadin öldukten 6 saat sonraya kadar onunla seks yapilabilir, kadinlar patlican muz gibi meyveleri almamalilar, domates yasaklanmali cunku ortadan kesince hac isareti cikiyor Vs...

Idamin her turlusune karsiyim. zira idam bu karakterde kisiler icin bir kacis yolu.
diktatörlüğe dönüşen bir sivil idareyi hizaya getirmek, değil ordunun, her vatanseverin görevidir.

"iyi bir vatansever özgürlükleri sadece dış güçlere karşı değil, gerektiğinde kendi ülkesinin hükümetine karşı da korumaya hazır olmaldıır" - thomas paine - abd'nin kurucu babalarından...

"baskıcı, yani meşruluğunu yitiren bir yönetime karşı her yurttaşın direnme hakkı vardır" - 1961 anayasası...
Sevdiğin bir partiye karşı darbe yapılınca kendini demokrasi bekçisi gibi görüp,darbeyi lanetleyenler,sevmediği istemediği bir partiye karşı yapılan darbeye alkış tutarlarsa, alkışlayanın ülkesin de demokrasi, o alkışlayanın hayatında demokratlık asla olmaz.
yurttaş hak ve özgürlüklerini "sevdiği parti", "sevmediği parti" basitliğinde algılayan cahillerin haksız yere yüklendikleri devrimdir.

yahu tepemize bir diktatör çöktükten sonra, asker olmuş, sivil olmuş ne yazar? keza o diktatörü deviren ister askerler olsun, ister siviller yine ne yazar?

madem ki diktatör meşruiyetinin kaynağını demokrasiden aldığını iddia ediyor, o zaman demokrasinin kurallarının dışına çıkmamalıdır. çıkarsa tiran olur ve de tiranları her yolla devirmek meşrudur.

hem madem 27 mayıs devrimi anti-demokratikti, neden grev hakkı, toplanma ve gösteri hakkı, fikirleri özgürce yayma hakkı, sansürün yasaklanması gibi demokratik haklarla dolu, tarihimizin en demokratik anayasasını yaptı? yeryüzünde anti- demokratik bir darbenin en demokrat anayasayı yapmasının başka bir örneği var mıdır?

keza madem devrilenler demokrattı, neden bırakalım demokratik özgürlükleri genişletmeyi, mevcut anayasanın tanıdığı demokratik haklara bile, anayasa mahkemesinin olmamasından faydalanarak tecavüz etti?
ikincisi olandır. ilki 46 seçimlerindeki açık oy, gizli tasnif ve hemen akabinde oyların kanun gereği yakılmasıdır.
dönemin istihbarat teşkilatının techizatlarının cia tarafından tedarik edildiği, buna mukabil mit'in içinde kadrolaşan abd ajanlarının doluştupu demokrasidir.

Ayhan aydan'la akşam akşam delirmelerin yaşandığı demokrasidir.

Aydın'daki menderes çiftliğinin örtülü ödenek tarafınca ali adnan tatilköyünün kurulduğu demokrasidir.

Hükümeti eleştirenlere demokrasi aşığı ismi lazım değil, başbakan sıfatındaki kişinin "görmüyorlar mı darağacına gidenleri?" Gibisinden ayar verildiği demokrasi.

iyiydi değil mi kafalarına göre ipe göndermeler, istediklerini infaz etmeler falan?

Amına koyim sizin demokrasi anlayışınızın.
karşıtlarının sadece ve sadece iki gerekçeyle karşı çıkabildikleri devrimdir:

1- askerler tarafından,silah zoruyla yapılmış olması...

2- menderes'in idam edilmesi...

başka diyebilecekleri tek kelime yoktur!... bakın görün... şurada yüzlerce entry girilse, biri bile şu tespit ve sorularıma (bkz: demokrasiye ilk darbe 27 mayıs 1960/#27840235) yanıt veremez, hala aynı teraneleri tekrarlar durur. oysa bizim iki tezlerine de yanıtımız vardır.

birinci tezlerinin yanıtı yukarıda refere ettiğim entrym ve şu entrydir (bkz: demokrasiye ilk darbe 27 mayıs 1960/#27840212).

ikinci tezlerinin yanıtı şudur: menderes'in idam edilmesi haksız bir eylemdir. fakat bunun haksız olması 27 mayıs'ı komple haksız çıkarmak için yeterli gerekçe değildir. tek bir haksızlık koca bir devrimi haksız çıkarmak için yeterli gerekçeyse, menderes'in yaptığı haksızlıklara, öldürttüğü öğrencilere ne demeli?

bak ben sizler gibi karşı tezleri görmezden gelip, kenar mahalle yellozu misal aynı lafları ağzımda sakız etmiyorum. dediklerinizin cevabını aldınız. benim yazdıklarıma varsa verebilecek bir cevabınız, hiç durmayın...
karşıtlarının "keza madem devrilenler demokrattı, neden bırakalım demokratik özgürlükleri genişletmeyi, mevcut anayasanın tanıdığı demokratik haklara bile, anayasa mahkemesinin olmamasından faydalanarak tecavüz etti?" sorusuna yanıt vermeden boş laflar sıraladığı devrimdir.

fakat ben onlar gibi değilim. her tezlerine yanıtım vardır. ek tezleri için sırasıyla yanıt vereyim:

1950 - 1954 dönemindeki, dp ve basın arasındaki ılımlı hava, menderes'in aldığı borçları ödeyemez hale gelmesi, yeni borç bulmakta zorlanması, memlekette ekonomik sıkıntıların ve buna bağlı olarak eleştirilerin artması, fakat diktatör menderes'in eleştirilere tahammül edememesi sebebiyle dağılmıştır.

menderes 1955'te bayar'a istifasını sundu zira kendi grubu ayaklanmış, 3 bakanı alaşağı etmişti. demokrat parti'nin gerçek lideri menderes değil, celal bayar'dı. ne yani? bugün akp grubu davutoğlu'nun yaptıklarından memnun olmasa, davutoğlu'nun sucukçu muhasebecisine istifasını sunmak dışında bir seçeneği var mı?

profesörler demokrat partiyi karalamamış, öğrencilere doğruları söylemiştir.

üniversite olaylarında chp'nin katkısı vardır ve doğaldır. toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak demokratik bir haktır. ayrıca (bkz: demokrasiye ilk darbe 27 mayıs 1960/#27840212).

darbe yapılacağı duyulduktan sonra menderes'in söylediklerinin bir değeri yoktur. asıl olaylar o noktaya gelmeden önce demokrat tavır almayı bilmeliydi...

fakat menderes'e haksızlık etmeyeyim. kendisi bir zavallıydı. ne kadar karakteri düşük bir şahıs olduğu, evli kadınlarla, kocalarının bilgisi dahilindeki ilişkilerinden ve yassıada mahkemelerindeki tutumundan bellidir. menderes'i diktatörce davranmaya teşvik eden celal bayar'dı. menderes bir türlü bayar'ın tahakkümünden kurtulamadı.
darbe değil devrimdir. karşı devrimcilere göre, toprak ağası menderes "haso, memo"dur ama mütevazi bir ailenin çocuğu olan inönü padişah soyundandır!...

tabi 27 mayıs devriminin karşıtları, demokrat parti hareketinin çıkış noktası olan "dörtlü takrir"i de unuturlar!... nedir dörtlü takrir? inönü'nün toprak ağalarının toprakları hasolara, memolara dağıtılsın diye yapmaya çalıştığı toprak reformuna karşı, o dönemde chp milletvekili olan toprak ağası menderes'in de dahil bulunduğu bir grubun isyan edip, karşıt bildiri yayınlamasıdır.

işte yalancıların "hasoların, memoların iktidarı" diye övdükleri iktidar budur!...
bir chp icraatidir.

faşist , ulusta balo yapan tuzu kuruların ve ordudaki cuntacıların ortak eylemidir.

allah belasını versin bu chp nin ülkenin laneti gibi.

(bkz: allah bir daha bu millete chp iktidarı yaşatmasın)
ipeyim demokrasiyi size bir şey olmasın.
Ruh hastası gibi bu ne la.
(bkz: Anamı siksinler ama demokrasi olsun)
karşıdevrimcilerin "efendim inönü'nün toprak reformu tasarısı tuzaktı" diyerek sözde mağdurlarından taraf çıktığı devrimdir.

işte bu zihniyet böyledir. öyle gerekçeye filan hiç lüzum yok! "bu iyidir", "bu kötüdür", "bu düşmandır" dediler mi yeterli! öyle demokrattırlar!..

bu arada başını toprak ağalarının çektiği demokrat parti iktidarının "hasoların, memoların iktidarı" olduğu yönündeki yalanlarını da sürdüremiyorlar gördüğünüz üzere!...

yahu madem toprak reformu yasası "rejimin bir tuzağı" idi, anlat bakalım bu görüşü neye dayanarak ileri sürüyorsun?

ayrıca atatürk'ün toprak reformu konusunda en baştan beri ısrarcı olduğu doğrudur ve de inönü'nün son denemesine kadar toprak reformları zaten yapılmıştır. fakat o reformlar hiçbir zaman atatürk'ün istediği kapsamda olmadı. daha çok devletin elindeki toprakların topraksız köylüye dağıtılması ve mübadele edilen rumlardan kalan toprakların göçmenlere dağıtılmasıyla sınırlı kaldı. aslında doğu ve güneydoğudaki bazı ağaların da (seyit rıza'nın toprakları dahil! tunceli'nin neden uzun süre chp'ye oy verdiğini anlayamayan yandaşlara duyurulur) toprakları halka dağıtıldı ama tam olarak atamızın istediği kadar yaygınlaştırılamadı bu uygulamalar.

bunun sebebi inönü değil, chp içindeki, başını celal bayar'ın çektiği sağ muhalefettir.
Bakıyoruz darbe yapanların isimlerini kimse bilmiyor.ama bayar,menderes,polatkan,zorlu bu halk tarafından unutulmamış.

yassıada'da menderes'e yapılanlar bu ülkenin demokrasisinde kara bir leke.

seçimle yönetime gelemeyenler darbeyle gelmeye çalışıyor hâlâ bu ülkede.
kimi karşıdevrimcinin "bilgi" diye bir sürü saçmalığı sıralayarak savunduğu tezdir.

şunların yazdığına bakar mısınız? "muhaliflere baskı, basına sansür uygulamak" ciddiye alınacak bir şey değil bunların demokrasi anlayışında!.. sadece bahane!... sansürcülerin neden sansür uyguladığını, yaptıklarının sözde savunur göründükleri demokrasiyle uyuşup uyuşmadığını hiç dert etmiyorlar...

ya en özgürlükçü anayasamız olan 1961 anayasası için ne diyorlar? efendim askeri rejim özgürlükçü anayasa yapmış zira yaptıklarını meşrulaştırmak istiyormuş!...

iyi ya... neden savunduğunuz diktatörler de aynısını yapıp iktidarlarını meşrulaştırmadılar? bırakın özgürlükçü anayasa yapmayı, 1924 anayasasının sağladığı özgürlükleri bile anayasa mahkemesinin yokluğundan yararlanarak kısıtlamadılar mı? iktidarlarının meşruiyeti bu sebeple ortadan kalkmadı mı? bu sebeple cezalandırılmadılar mı?

hayır, olmuşken "yaptıklarını meşrulaştırmak için" devraldıklarından çok daha özgürlükçü bir anayasa yapan başka bir askeri darbe örneği var mı yeryüzünde hele bir deyiverin... işte kaçıncıya soruyorum ama biri bile çıkıp şu soruma yanıt veremiyor şu tiran aşıklarının...
bir de bu tarihi "demoğrasi bayramı" olarak kutlayan müptezeller var.

bunların ekseriyetle kemalci olması ne kadar da ilginç.
karşıdevrimcilere inat, hakkını vererek "demokrasi bayramı" olarak kutladığımız gündür.

yahu bir tarafta iktidarlarını borçlu oldukları demokrasinin anasını belleyen tiranlar, diğer tarafta bunları devirip, halka en saygılı, en özgürlükçü anayasayı yapan devrimciler... neden demokrasi bayramı olarak kutlamayalım ki?

ya ne yapacaktık? demokrat partinin basını sansürlemeye başladığı günü mü, yoksa vatan cephesini kurduğu günü mü, yoksa öğrencileri öldürttüğü günü mü, yoksa tahkikat komisyonunu kurduğu günü mü "demokrasi bayramı" olarak kutlamamız icap eder?
tarihe not düşmek açısından , mahir çayan 'ın konuyla ilgili bir durum degerlendirmesi ;

" 1950, Türkiye'de karşı devrimdi. Çünkü tefeci bezirgan, finans kapital temsilcileriyle yönetime geliyordu. Yönetime gelen Anadolu ticaret burjuvazisiydi. Kasaba kodamanı yönetime gelmişti. Bu asalak zümre, kendisi gibi asalak bir zümre ile ittifak kurarak iktidara geldi. işte hakim ittifak bu idi.
1960, 27 Mayıs harekatı bir devrimdi. Reformist burjuvazi, feodal artıkları, tefeci bezirgan hegemonyasını yıkıp yerine bir hakim ittifakı iş başına getiriyordu. Tekelci burjuvazi ve emperyalizm neden 1950'de reformcu burjuvaziyi hakim ittifaktan atmadan tefeci bezirgan ve toprak ağasına omuz verdi? Neden 1960'da tefeci bezirgan ve toprak ağası takımının yönlendirici rolünü reformist burjuvazinin almasına en azından göz yumdu? Ve neden reformist burjuvaziyi tali plana iterek bu kalıntılarla ittifak kurdu? Durum son derece açıktır.
Türkiye'de devlet 1970'e kadar burjuvazinin hiçbir zümresinin kesin hakimiyeti altına girmemiştir. 1919-23 harekatı reformist burjuvazinin harekatıydı. Cumhuriyet, reformcu burjuvazi, radikaller, tefeci bezirgan ve eşraf devletiydi. Hakim ittifak burjuvazinin bütün fraksiyonlarıyla, toprak ağalarından oluşmaktaydı.Yönlendirici güç milli burjuvaziydi (reformist burjuvazi). Tekelci kapitalizm şartları içinde yıllar ilerledikçe reformcu burjuvazi ekonomik hayatta etkisini yitiriyordu ve dışa bağımlı unsurlar egemen oluyordu. Emperyalizm iyice içeriye sızıyordu.Ve daha çok toprak ağalarına ve tefeci bezirganlara dayanıyordu. Tekelci burjuvazi de yavaş yavaş güçleniyordu.
1950 harekatı oldu. Emperyalizm tam yönetim sağladı. O anda dayanacağı temel güç tekelci burjuvazi değildi.Tefeci bezirgan ve toprak ağaları takımı idi.
Tekelci burjuvazinin durumu temel dayanak olabilecek seviyede değildi. Yıllar ilerledi, emperyalizmin çıkarları açısından, kapitalizm açısından, bu müttefikin tasfiye edilmesi şart oldu. Emperyalist üretim ilişkileri tekelci burjuvaziyi de güçlendiriyordu. Nihayet 1960 harekatı oldu. Tekelci burjuvazi daha temel güç olma durumunda değildi. Bu yüzden ABD reformist burjuvaziye devrimde destek oldu. Nasıl olsa 60 dünyasında reformist burjuvazinin ekonomik, idari ve sosyal bütün tedbirleri tekelci burjuvaziyi güçlendirecekti. Ve öyle oldu. "
osmanlı'dan islamcılık, islamcıdan demokrat çıkartmak isteyen kitle adnan menderes üzerinden prim yapıyor.

adnan menderes;

milliyetçi -gerçi şeyh saitle kan bağı olan birini aday gösterme olayı kendisi ile başlamıştır ama merkez sağcıdır normaldir-
liberal,
merkez sağcı, -islamcı yani aşırı sağcı olmaması babında tekrar ediyorum-
entelektüel,
nazik,
ve hatta;
kemalisttir -celal bayar'ın göz bebeğidir, atatürk'ün resmini paralara yapıştırmış, ona özel kanun çıkartmıştır.-

ama her merkez sağcı gibi gücü ele geçirdiğinde ve kendini hazır hissettiğinde karşıt görüşleri sindirmek için uğraştığından partisinin ismi ile tezat şekilde 'demokrat' falan değildir.

adnan menderes'in idamı tartışılmalı ve kınanmalıdır. fakat ona jan dark muamelesi çekmek gerzekliktir.
sözde demokrat, özde otokrat amerikancı demokrat partinin diktası ilk darbedir. onu sıralı darbeler geçidi izlemiştir.

dp, eline geçen fırsatı heba etmeseydi, türk demokrasisi ok daha sağlam zeminlerde gelişebilir, akp belası gibi anomaliler yaşanmazdı.