bugün

türban sorununun özgürlük kavgası zanneden yök başkanı özcan'ın yumurtladığı laftır.
bir kısmın isteklerinin çoğulculuğa ve demokrasiye uygun olmadığını idrak edememiş maşanın beyanıdır. rte bile "%1'lik sorun şu anda gündemimizde yok" demişti 3 yıl kadar evvel*. şimdi sorsan, "tüm ülkenin sorunu" diyerek tüm başı kapalı olanları yanına çekme hevesini ve saçılan salyaları görmek zor değil.

yeni moda ve kılıf da bu: "özgürlüklerin kısıtlanması".

özgürlük, bir grubun diğer tüm kişilerin reddine rağmen, diğerlerinden uzaklaşıp, sadece o grubun isteklerini yapması, ona yaklaşması, ona haklar tanıması, dünya kadar sorun dururken siyasi hırslarla kararlar alınması değildir. özgürlük ve demokrasi, seçim kazanmış bir partinin diktatör gibi her istediğini yapması demek de değildir. demokrasi anlayışları kıt, özgürlük anlayışları çıkarcı, bilal'in cebi dolgun.
hadi len oradan denilesi beyanattır. ulan adamlar türban dalgası uğruna anarşist olacaklar yakında.
anayasa: devletin temel kuruluşunu, görevlerini, devlet kurumlarının birbirleriyle olan ilişkilerini ve kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen kurallar bütünüdür.

bu tanımdan hareketle devletin temel nitelikleri anayasada belirlenir, özgürlüklerin sınırı da orada çizilir. dolayısıyla cumhuriyetin temel niteliklerinden biri olan laiklik ilkesini korumak uğruna hak ve özgürlükler bal gibi de sınırlanır.

anayasa denen olgunun hukuksal tanımı değişmedikçe bu böyledir. darbe anayasalarında da böyledir, dünyanın en özgürlükçü anayasalarında da böyledir. sorun, bilip bilmeden g.tten uydurulan cümlelerden kaynaklanmaktadır.
(bkz: özgürlük negatif bir haktır)
anayasanın 13. maddesi temel hakları ve özgürlükleri babalar gibi sınırlayabiliyorken:

II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması

MADDE 13. ; (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

cumhuriyetin temel niteliklerinin neden özgürlükleri sınırlandıramaycağı merak konusudur. bu ülkenin önceliği cumhuriyet değerleri midir? yoksa belli bir kesmin kıyafet özgürlüğü müdür?
devletin bireylerin refahı ve iyiliği için çalıştığını, kutsal olanın devlet değil birey olduğunu unutmayan ve insan olmanın temel niteliklerinden birininde özgürlük olduğunu bilen, insanlık onuruna saygı duyan şahsın yaptığı açıklamadır.
totaliter cumhuriyetlerde hoş karşılanmayan arguman...
(bkz: Rusya)
(bkz: Kuba)
(bkz: Çin)
(bkz: mısır)
(bkz: iran)
Ve ne yazık ki
(bkz: Türkiye)
ozgurluklerinin nasil kisildigi, akp'nin istedigini soylemek zorunda oldugu maliye bakani tarafindan aciklanan yok baskani ozcan'in yanlis yorumudur. ozgurluklerin kisitlanmasinin siniridir onemli olan. ozgurlukler dunyanin her ulkesinde ve cokca kisitlanir, hicbir yerde sinirsiz ozgurluk yoktur. binlerce ornek sayabilirim. (sporcularin kiyafetleri, polis uniformalari, kirmizi isikta durmak - gecis ozgurlugunun ihlali, bazi yerlere girememek, ulkelere girisi icin vize almak- hatta alamamak, evimin ic duvarlarini yikamamak, evde bile cam acikken ciplak dolasamamak, cok yuksek sesli muzik dinleyememek, acik alanda seks yapamamak, kopegini tasmasiz gezdirememek ......)

devlet bireylerin refahi ve iyiligi icin kilik kiyafet dahil cesitli duzenlemeler yapabilir. bunlari "devlet bireye karsi diye yorumlamak bayagi bir zorlama. sorarim sayon ozcan'a, neden yok'te sortla ve sapkayla calisamiyor? devlet onun ozgurluklerini de mi engelliyor? bunlar ozgurluklerin kisitlanmasi midir, duzenleme midir? hangi ozgurluk sinirsizdir? universiteye mayo ile girmek de serbest mi? eger genel ahlak kurallari nedeniyle degil derseniz, "genel ahlak" ozgurlukleri kisitlayabilir mi demek istiyorsunuz?
Aslında bu düşünce rte nin düşüncesidir, yalaklarından biri de bir güzel bizlere iletmiştir. Bir başka deyişle kendileri çalıp kendileri oynamaktadırlar.
(bkz: Sen oyna dilber)
rektörlere türbanlı kızları okula alın diye bir çağrıda bulunmuştur. bunun hiçbir siyasi yaptırımı yoktur. yök başkanı olması, ona bu hakkı vermez. bu tamamen anyasal bir durumdur.
tanım: gereksiz bir açıklamadır.
özgürlüklerin ayaklar altına alındığı cumhuriyet şeklinin bir örneğinin de hitler almanyası olduğunu unutan laikçilerin sırf din ve vicdan hürriyetine karşı çıkmak adına tepki verdiği ifadedir. temel hak ve özgürlüklerin ideolojik nedenlerle değil ancak başkalarının temel hak ve özgürlüklerine zarar vermesini öneleme amacıyla kısıtlanabileceğine vurgu yapar.

yök başkanlığı koltuğunda kendileri gibi baskıcı birini görmeye alışmış laikçilerin hazmedemediği açıklamadır. seviyeli tepki konusunda kabız, hakaret konusunda ishal olmalarına neden olmuştur.
forum gibi aklına bir şeyler geldikçe arka arkaya entry girmeye alışık rte yalakalarının*, özgürlüğü sadece birilerinin kıyafetinde arayan ama bir başkasının "sokakta seks yapmak da özgürlüktür" demesine "recm uygulanır, yoksa günahtır" diyecek idraksızların, sözlük formatını sadece üç kelimelik kelime haznesiyle bok eden yobaz ve fethullah yandaşlarının ve hatta "laiklik" ilkesinin anayasada herkesin uymak zorunda olduğu, birilerinin seçimi ya da seçmeme lüksünün bulunmadığı, seçmemenin anayasaya göre suç olduğunu da 47 kromozomlu vücuduna dühul edememiş, her cümlesinin içinde papağan gibi ezberlediği 3-5 kelimeyi öten* kuş vak-a'larının savunduğu cümle sıçışı.

yazılanların sayısal hesaplamasından bile aslında kaç kişilik bir azınlığın keyfiyeti için bu lafın edildiği açıkça görülüyor.