bugün

gelişmeler buradan takip edilebilir.
http://www.imdb.com/title/tt1060277/
cok zekiyim ya hemen olaya farklı bir gözle baktım. evet bu sadece bir tarih değil.

hemen google earth da baktım. evet bu bir koordinat vee afyon emirdag ı işaret ediyor. acaba ne? kaymak? sucuk?
buyrun fragmanı:

http://www.apple.com/trailers/paramount/11808/

--spoiler--
j j abrams kafa karıştırmaya devam ediyor...
--spoiler--
türkiye'de 21 mart 2008de gösterime gireceği açıklanan proje.
önce 1.18.08 kod adı ile ortaya çıkan; daha sonra adı cloverfield olarak açıklanan proje.
türkiye'de canavar adıyla vizyona girecek olan filmdir.
sinemadan çıktıktan sonra oh çekeceğiniz bir film.

öncelikle filmin imdb de aldığı 7.9 luk puana kanmayınız. bunun en büyük sebebi filmin orjinalliği. handycamden çekilmiş sahneler izlemeniz. gerçekten de bir yaratık-canavar-kaos-hedehödö filmi için dahiyane bir proje. bu noktada j.j.abrahams ın lost un da yaratıcısı olduğunu hatırlamak gerekiyor.

filmin uzunluğu ise bir video kasetin alabileceği kadar. veya aletin şarjı ne kadar giderse. ancak kaset daha mantıklı.

handycam in avantajını söylemiştik. gerçekten kaos ortamını muhteşem yaratıyor. ilk 20 dakikada "orospu çocuklarına bak, kamerayla düğün gibi party çekmişler.." diyebilirsiniz. ancak aksiyon başladıktan sonra kameranın sallanmasına pek de aldırış etmiyorsunuz. ama o ilk 20 dakikada, insanın kusası geliyor. zaten salondan çıkan "başım döndü birader" "ulan normal kameraya ne zaman geçicek bu film?" "ben böle film çekenin anasını sikeyim" cümleleri de bunun bir kanıtı.

oyunculuklar çok vasat. senaryo ise klişeleşmiş. godzilla tarzı. bi de melinda isimli hatun kanımca çok güzel.

--spoiler--
ama kendisi çok boktan ölüyor. anlaşıldığı kadarı ile karantina poşetinin içinde patlıyor.
--spoiler--

--spoiler--

yaratık çok büyük ve filmin son dakikalarına kadar adam gibi göremiyorsunuz. çok büyük bir şey bir de ne hikmetse roket işlemiyor. "ulan bu uzaydan mı geldi?" diyebilirsiniz ancak o kadar patlama gücüne hobbitteki smaug bile dayanamazken bu yaratığın dayanması, ve sıçar gibi örümcek tarzı şeyler bırakması gerçekten şaşırtıcı. aslına bakarsanız sıçar gibi böcek bırakması hoş olmuş. böcekler ölüyor.

--spoiler--

filmin bir çok sahnesini anlayamıyorsunuz. "noluyo lan bi sabit tut kamerayı!" diyebilirsiniz. ancak bu bile filme bir hoşnutluk kazandırıyor.

migren varsa kesinlikle izlemeyiniz. rollercoaser a binemiyorsanız izlemeyiniz. deniz tutuyorsa hiç izlemeyiniz. ancak dayanırım diyorsanız kanımca son 1 saatinde aksiyonun hiç eksik olmadığı bir film. hoş. ama vereceğiniz paraya değer mi orası da size kalmış.

bir de filmin ismi çok dandik. "canavar" ne amına koyim? bulamadınız mı başka bişiy??
türkiye'de ismini gayet yaratıcı bir şekilde Canavar olarak belirlemiş kişilere selamlarını göndererek entryme başlıyorum.

gerçekten ama gerçekten çok "etkileyici" bir film. el kamerası ile ikinci bir the blair witch project olayı yaratmışlar fakat bu film konu olarak biraz daha klişe, en az onun kadar geyik ama efektler vs. olarak ortalamanın çok üzerinde bir film. üstelik el kamerası ile efekt izlemek de hoş oldu yani... yalnız filmden çıkarılabilecek tek mesaj, "sevdiklerinizle olun yoksa amuagoyarlar adamin".

filmin adına takılmadan edemiyorum, ya arkadaşım hadi biz internet çağında yaşayan bireyleriz, konuyu az çok netten takip ettik ama bilmeyen birisine çarpıcı bir film izletmek istiyorsun adı canavar? adam sonra canavar'ı görünce nasıl şok olacak? heyecanlanıcak? korkucak? spoiler vermeye bile gerek yok yani filmde canavar var abicim diye, adı canavar!
canavarin hedef olarak new york'u secmis oldgu filmdir.

"arkadas koskoca dunyada baska yer mi kalmadi saldiracak, neden butun filmlerde illa ki new york ilk saldirilan yer olur?" , "su yaratiklar ozgurluk heykelinden ne isterler ki?" ya da "uzaylilar bile su amerikalilari sevmiyor arkadas, hepsi bu bush'un yuzunden..." gibi dusuncelere de sevkeden, kanimca "open water" dan sonra izledigim en mesaj verme kaygisi bulunmayan filmdir kendisi bu arada.

ayrica (bkz: uzaylilarin adiyamana saldirmasi durumunda olabilecekler)*
http://www.youtube.com/watch?v=y3cGdCpmRwY
bu gece gördüğüm ve isteseniz de, istemeseniz de size izlenimlerimi aktaracağım film..

her an spoiler çıkabilir sonra karışmam
bir kere baştan söyleyeyim, belki de bu tarz pazarlama yerine gizeme yatan filmler genelde balon çıktığından 0 beklentiyle gittiğimden bilemiyorum, bayıldım ben filme.. ancak milleti yanlış yönlendirmek de istemem, ben severim bu tarz korkulu gizemli gişe filmlerini.. (sanki herkes gitmek için benim işaretimi bekliyordu.. neyse..) yani polonya sinemasının sembolizmine meraklı biriyseniz gitmeyin kardeşim.. filmin verdiği bir mesaj ya da üzerine kurulduğu bir felsefe yok.. bu kadar etkileyici yapan da filmi zaten bu boşluk.. her şey nedensiz ve belirsiz.. evet beklenen oldu ve bütün filmin bir el kamerasıyla çekilmiş olduğu ortaya çıktı.. ama bu kolayca izleyiciyi yorabilecek veya sıkabilecek çekimler öyle ustaca oluşturulmuş ki, filme hedeflendiği gibi gerçekçilik katıyor, dolayısıyla da onu daha fazla yaşanabilir gösterip, seyirciyi daha fazla içine çekiyor.. ''e peki birader 2 saattir konuşuyorsun bir bok anlatmadın ne oluyor bu filmde?'' derseniz şu oluyor efendim: bir 'canavar' new york'un altını üstüne getiriyor, insanlar da kurtulmaya çalışıyor.. totalde olan bu.. ama ana fikir godzilla'da olduğu gibi bu konuyu işlemek değil.. bu konuyu es geçip, o sırada yaşanan paniği göstermek..
hani bir felaket filmi izlerken aklınızdan geçer ya ulan o arkadaki adam ne yapıyordur şimdi, kaçan o kadar insan ölmüş müdür falan diye.. (en azından benim geçiyor) işte bu filmde o yan konulara eğilinip, genel bir panik ve belirsizlik havası yansıtılmaya çalışılmış, şahsi fikrimce de tam da 12'den vurulmuştur.. filmdeki canavarı bile sadece bir sahnede çok net görebiliyoruz (ki belirtmeden geçemeyeceğim kendisi bana ninja kaplumbağalar'daki splinter usta'yı anımsattı) bize bu canavarın nereden geldiği ve neden böyle artistlik yaptığı anlatılmıyor.. belki de bu açıklamalar devam filmine saklanmıştır, bilemiyorum..
çekimler ve efektler ise artık zaten günümüzde biraz bütçeli bir hollywood filminde bile kötü olması olanaksız şeyler, bırakın ki böyle iddialı bir yapımda jj abrams'ın prodüktörlüğünde kötü olsun.. ancak filmin üstüne oturtulduğu panik ve korku temasına da çok uygun sahneler çekilmiş.. hele o ordunun caddede bizim splinter'ı topa tuttuğu sahne çok etkileyiciydi..
son olarak da filmi eleştirenlere bir çift lafım olacak izin verirseniz.. tamam hele ki sinema gibi fikirlerin sübjektifliğinin en üst düzeyde olduğu bir alanda saçma gelecek belki bu laflarım ama, birader bak.. ben sıkıldım duymaktan bu acayip tespitleri siz sıkılmadınız söylemekten.. yüksek bütçeli bir hollywood yapımı gördün mü saldır hemen.. niye hep new york'ta oluyormuş böyle şeyler.. elini vicdanına koy söyle.. sen yapımcı olsan bu düzey bir film çeksen.. filmi istanbul'da mı geçirttirirsin helsinki'de mi? adam tabii ki amerika'da geçirtecek filmi.. amerika'da geçirtecek ki en fazla seyirciye gösterileceği yerdeki seyircileri en fazla etkilesin, en fazla kanlarını dondursun.. amerikan yapımı ya film biraz da iddialı hop hemen klişe klişe eleştiriler.. yapmayın gözünüzü seveyim.. film hakkında ''o kamera nasıl dayandı o kadar darbeye abi çok saçma'', ''evet evet hele o en son canavar o kadar bomba yedi hala zıplayıp helikopteri tarumar etti ölüyodum gülmekten abi'' gibi cümleler kuran mesaj atsın tartışalım.. canavar nasıl zıplıyormuşmuş...
her an spoiler çıkabilir sonra karışmam

özetle ben gidin derim efendim.. bence bu gidenlerin yarısının hayran olup, diğer yarısının nefret edeceği bir film olacak.. ben kendi kafamda kült mertebesine yerleştirdim bile..
iyi seyirler..
kesinlikle beklentisiz gidilmesi gereken bir film. handy cam tekniği dışında film hiçbir klişeden kurtulamamış. blair witch project ten ayrılan yanı ise amatör kamerayla çekilmesine rağmen muhteşem efektlerin eklenmiş olması.*
filmi götüren çekim tekniğidir. klişelerden kurtulamamış olmasına rağmen bence bu filmin üzerine yapılabilecek felaketli canavarlı bir film daha yok. adrenalin salgılamak istiyorsanız gidin.
aslında klişe olan bir konu, yalnız efektler ve ilginç çekim tekniği işin içine girdiğinde hakikaten damakta tad bırakan filmlerden. handycam'in sallantısı başınızı döndürsede, o efektler için herşeye değer. 10/7 verdim gitti.
efendim aksiyon efekt ve kurgu bu kadar mükemmel mi olur dediğim aşmış film. konu itibari ile herkesin ybsgçk diyeceği ama o klasik konunun mükemmel evet evet tek kelime ile mükemmel şekilde işlenişi ile hayat bulmuş film. hayatımda ilk kez bir filmi başından sonuna kadar sıkılmadan of lamadan ve fecaret heyecanlar içinde izledim. helal olsun der 8.4/10 puanımı verir spoil imi sunarım.

ps: hangi salak canı pahasına elinde handy-cam bir canavarın şehri yok edişini çeker.

--spoiler--
Cloverfield
Canavar

--------------------------------------------------------------------------------
Yönetmen :Matt Reeves
Oyuncular:Mike Vogel, Lizzy Caplan, Michael Stahl-David,
Ödüller:ABD
--------------------------------------------------------------------------------
ingilizce,Türkçe altyazılı
--------------------------------------------------------------------------------
90 dakika / Yapım Yılı: 2008
--------------------------------------------------------------------------------
Bilimkurgu, Aksiyon

--------------------------------------------------------------------------------
Filmin KonusuNew York taki bir barda kulakları sağır eden bir gürültü duyulur, bardaki kargaşa sırasında davetliler merdivenden aşağıya kaçmaya çalışırken New York caddelerini alev alev yanan yıkıntı ve enkazlar kaplar. Ardından Manhattan tarafında şiddetli bir patlama olur, Özgürlük Heykelinin kafası tıpkı dev bir top güllesi gibi caddeye çarpar. New York’a düzenlenen bir canavar saldırısına tanıklık eden insanların öyküsü.

--------------------------------------------------------------------------------
Filmin Hakkında Söylenenler
http://www.cloverfieldmovie.com/

--------------------------------------------------------------------------------

15 Şubat 2008

filmin chatin e göre sıçtığı anlar:
- aksiyon için eyvallah ama siz sokakta yürürken 10 mt gerinizdeki ordu dan hiç ses çıkmaz demeyin.
- hiç kimse arkadaşına bir ne olduğu belli olmayan hayvan saldırırken kamera ile çekim yapmaz. yapar diyen adresini versin alnından öpmeye geleceğim.
- senin yanına özgürlük heykelinin başı düşecek ve sen aa başa bak diyip patır patır onu çekeceksin. ?

--spoiler--
izlerken yerinden hoplatan ve sevgilinin elini morartmaya neden olan film.*
yönetmenliğini Matt Reeves ın ve Yapımcılığını Lostın yaratıcılarından J.J. Abrams ın yaptığı son zamanlarda seyrettiğim en güzel filmlerinden biri.
(bkz: cloverfield)
olağanüstü bir film. bi kere çok orjinal. reklam stratejisinden çekimine ve senaryosuna kadar orjinal oğlu orjinal işte. adamlar göt kadar kamerayla film çekip seni koltuğa çiviliyorlar; daha n'olsun.

son yılların en başarılı ve farklı bilimkurgu, gerilim filmi. mutlaka izlenmeli o kadar.
fragmanından izlerken bile amatör kamera çekiminin beni aşırı derecede rahatsız ettiği film.
mis gibi bir canavar filmidir. filmin klişe bir başlangıçla başlamaması ve yine öyle bir sonla bitmemesi en şahanesidir.

--spoiler--
canavar nerden ve niye gelmiştir ve sonunda öldürülebilmiş midir bilememekteyiz. sadece tahmin yürütebiliyorsunuz tıpkı filmin kahramanları/kurbanları gibi.

ha bu yaratık ne biçim bir şeymiş ölmek bilmedi derseniz, onu bilemiyoruz işte. zaten siz o şehirde yaşayan biri olsanız, o an bunu merak etmezsiniz! sadece kaçmaya çalışırsınız. film de bunu yapıyor.işin hiç polisiye/askeriye kısmı neredeyse yok. olan kısmı da bizi ilgilendirmiyor. normal, sıradan vatandaşlar kaçmaya çalışıyor, sizde onları takip ediyorsunuz.
--spoiler--

spoiler dışı bir uyarı: baş döndürüce ve baş ağrıtıcı olduğu kesin...
efektlerinin dekor ve animasyonlarının dışında, vasatların vasatı film. dandirik oyuncu kadrosu, senaryodaki boşluklar ve neden diye sorturdan binlerce detay. filmi bitirdikten sonra gerçekten moralim bozuldu. j.j. abraham (abo) lost ta da benzer bir yöntem izliyor bunu keşfettim. Efektleri, anlık olayları çok seviyorsunuz, sonu ne olacak diye bekliyorsunuz. Sonra o canı istediği gibi bitiriyor. Yani buradan yola çıkarak, lost dizisinde belirgin ve mantıklı bir son olmayacağından artık eminim. Yorumu bize bırakan tamamen metafizik olaylardan oluşan 2-3 bitiş alternatifi bizi bekliyor. Yani lost da da bu filmdeki gibi "aaa hürriyet heykeli nin kafası değil mi lan bu" şaşırmaları gibi sadece anın tadını çıkarın, fazla bir şey beklemeyin...
bok gibi film.falz söze hacet yok..
2. sinin 09 da geleceği, ortalıklarda dolaşan film.
kesinlikle içine çeken ve gerilimi iliklerinize kadar hissettiren bir film, olaya olayı yaşayanların gözünden bakmamız ilginç olmuş ama bir ton soru işareti kalıyor akılda.

--spoiler--
sonunda şehre ne oldu mesela? hadi diyelim ki şehir imha edildi tamamen ama bu canavar da şehirle birlikte imha edilebildi mi?

ayrıca çevresinde insanlar ölürken, dostları canavar tarafından bir bir katledilirken hangi allahın kulu kamerayı çekimi düşünür ki?
--spoiler--

havada kalan sonuna, kafada bıraktığı soru işaretlerine ve çekim tekniği sebebiyle yarattığı hafif baş ağrısına rağmen bir saniye sıkılmadan izlenebilen film. gidiniz.
jj abrams'ın farklı olayım tarz yapayım dediği filmdir.

--spoiler--

godzilla bozmasıdır. ama orjinalliği olayın federal makamların (her ne demekse) gözünden değil de olayı birebir yaşayan gençlerin gözünden aktarılmasıdır.

godzilla ya da diğer bu tarz filmlerden alışık olduğumuz kapalı cam oda içinde ışıklandırılmış abd haritası üzerindeki yeşil ve kırmızı ışıklı noktaları göremiyoruz, generalin tüm şehri ve canavarı yokedebilecek nükleer silah kullanmasını engellemeye çalışan acar vatandaşları göremiyoruz, canavarın nasıl olup da oaraya geldiğine ilişkin bir bilgi de göremiyoruz.

bu filmde sadece sıradan bir vatandaşız ve olayları halkın gözüyle görüyoruz.

biraz değişik ama orjinal bir filmdir.
--spoiler--
kamera ile perdeye sıçabilmeyi başarmış nadide filmlerdendir.