bugün

3 ayaklı sandalyenin 1 ayağının olmaması gibidir.
***
diyelim ki cinsellik olmadı ve evlenildi, evliyken de 'saf' kalınmak için herif rus'a mı gidecektir diye sordurtan önerme.
her aşkta cinsellik olabilir ama her cinsellikte aşk yoktur. dolayısıyla cinsellik aşkın bir nedeni değil ancak sonucu olabilir.
platonik aşktır.
(bkz: sikerim böyle aşkın ızdırabını)
çabuk biter.
herkese hitap etmese de mümkündür. yüzeysel de olsa belli bir cinsellik mevcuttur, cinsellikte tek duyu organı cinsel organ değildir. tabi taraflardan biri duruma katlanmakta zorlanmadığı sürece.
iktidarsızların tutunacak tek dalı.
mutlaka bir yerde sendeler o aşk, yarım kalır... yaşanılan cinsellik ne kadar yaşanır o tercihtir ama aşk dokundukça yücelir... dokunmanın boyutu yaşayana kalmış...
eksik aşktır.
tuzsuz yemeğe benzer.
saf aşk saçmalığı nedir? cinsellik aşkın bir parçasıdır ve hatta en büyük parçasıdır.
zaten sırf bu yüzden bir çok ilişki bitmiştir. ve öyle olanlarda bitmeye mahkumdur.
cinsellik aşkın bir evresidir. eğer ondan sonra devam ederse işte o zaman gerçek sevgi *kendini belli eder.
70 yaşında hala eşinin elini tutan kişinin yaşadığı aşk. tabancadaki mermi mutlaka bir gün biter.
(bkz: aşk olmadan cinsellik)
tek taraflıdır. bir beraberlikte cinsellik yoksa taraflardan biri -çoğunlukla erkek olan- başka insanlarla cinselliğini yaşar.. bunda sıkıntı yok diye düşünebilir bazı bünyeler -cinselliği yaşamamış ve önemini bilmeyen kızlar mesela-. fakan zamanla başka tenlere dokunan, başka vücutların sıcaklığını hisseden taraf ilişkide olduğu kişiden uzaklaşır. her ne kadar sevmeden sevişilse de bu bile duygusal bir boyut içerir.
cinsellik olmadan aşk bitmeye mahkumdur.
liseli ergen kızların kendilerini kandırma yöntemlerinden bir tanesidir.

bir kere o zevki yaşamadan, bir kere aşkla yapılan cinselliği yaşamadan neyin aforizmasını sıçıyorsun ulan diye çemkiririm. hem de çok pis çemkiririm.
türkiye'de birçok kişinin yaşadığı aşktır. evet genelledim.
her iki bakış açısı tarafından da abartmaya açık olan bir mevzubahistir. bazen böylesi ilişki yaşayanların asıl sıkıntısı çevresel ve toplumsal baskılardır.
Genelde 14 - 20 yaş arası yaşanan sevgidir,uzun sürer,kavuşmak hayali bile insanı titretir,keşfedilmemiş bir adadır sevdiceği...Bu yaşlarda gülüşler,eller,sözler sevilir,kıskanılır...ilerki zamanda aşkın S halini tanıyan çiftlerin ilişkileri çıkar ilişkisine dönüşmeye başladığında dünyada bir tek erkek o olsa onunla evlenmek istenilmez,bini de bir biride bir deyip devam eden insanların tenlerinde ölüverir aşk denen melet.
bir kadın cinselliği yaşamadan da aşkını büyütebilir içinde, illa sevişmeliyiz yoksa ayrılırım senden diye tutturmaz. tabi ki istisnalar kaideyi bozmaz. ancak aynı durum erkekler için geçerli değildir. bir erkek için ilişkide cinsellik ya olmalıdır ya olmalıdır.
ketçapsiz patetese benzer, yavan olur.
olmaz. adına aşk denmez.
asidi kaçmış kolaya benzer.
şimdi aşkın ve cinselliğin anlatılan anlamda 2 boyutu var:

1-evlilikten önce- olmamalı...
2-evlilikten sonra- sonuna kadar...

aşık olduğun kişi ile evlilikten önce cinsel ilişkiye girmek, haliyle, çoğunluğunu muhafazakarların oluşturduğu bir toplumda yadırganmaz diyen birisi bile çıkamaz. var mı? yok. ya mahalle ne derse desin ben o tenden muradımı gidermek istiyorum muhabbetleri de artık akılcı düşünmesi gerekenler için ergenlikte kalmıştır.

evlilik öncesi cinselliğe müsamaha gösteren, hoşgören çevreler vardır yoktur tartışması ayrı konu, ama şahsen evlilik öncesi cinsel ilişkiye girilmemeli ve insan bir anlık delilik etmemeli, şeyinin doğrultusunda gitmemeli yani... gerçi çoğunluğunu abaza ergenlerin doluşturduğu sözlük için geçerli değil bu laflar. onlar daha faça ata dursunlar ben olgun düşünen yazarlara sesleniyorum...

neden mi?

evlilikten önce bilmem kaç yıl çıkmışsa, birde "aşık olduğu kişiyle", o aşık olduğu kişi varya o, işte onla yaşayacağını yaşayıp birde onunla evlenirse (ki olması gereken de budur, aksini hiçbir kız/erkek kaldıramaz.) evlenmeden önce yaşayacağını yaşamış artık evlilikte bir heyecan kalmamıştır. herkes balayında ilk kez, herşeyden çok sevdiği aşkı ile "ilk kez" beraber olup o heyecanı bir ömür boyu sürdürecekken, evlilik öncesi cinsel ilişkide bulunan arkadaşımız balayında ilk gün:

k- napacaaz?
e- her hafta naptıysak onu yapacaz!

türünde bir diyalog ile karşılaşması şahsen hiç hoş olmaz, hoş olmaz ne lan boktan olur!..

bence tarafları birbirine sonsuza dek bağlayan bu kutsal olayın, bir anlamı olmalı. sonunda da bir meyvesi olmalı. her canı çektiğinde çerez niyetine...

ıı ıh! zannımca hiç hoş olmayacağını düşünüyorum.

dedim ya mühim olan "o kişi ile" "ilk defa" "o işi" yapmak.

şahsen...
(bkz: adı aşk bu eziyetin)
güncel Önemli Başlıklar