bugün

bir attila ilhan şiiri. sisler bulvarı adlı ilk şiir kitabında yer alır.
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu

deli cafer ismail tayfur ve şaşı
maktulün onbeş yıllık arkadaşı
üçü kamarot öteki aşçıbaşı
dört bıçak çekip vurdular dört kişi

cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm kulaklarım gördü
vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
hiç biriniz orada yoktunuz

demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
on üç damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşa'daydım
hiç biriniz orada yoktunuz

haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
polis kaatilleri arıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi
sarhoştum kasımpaşa'daydım
vapuru onlar vurdu ben vurmadım
cinayeti kör bir kayıkçı gördü

ben vursam kendimi vuracaktım
şarkım dağlara albümünde ahmet kaya'nın yorumuyla hayat bulan attila ilhan'ın harika dizeleri.
20:45 olması muhtemel olan zaman dilimidir...
dedektifler tarafindan cevabi hiddetle aranan sorudur. aslinda sorunun bir kismidir. bir de belirtisiz isim tamlamasidir.*
(bkz: her yerde kan var)
cesette anti ve post mortem incelemesi yapılarak hesaplanan zaman dilimi.
evde olunması gereken saattir.
Kasımpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne:

zanlı sorgulama esnasında "cinayeti kör bir balıkçı gördü" ve maktulü kastederek "eli kolu bağlıydı ağlıyordu" ifadelerini kullanmıştır. gerek kör bir insanın görgü tanıklığının güvenilir olamayacağı gerekse maktulun anatomisi ve doğası gereği eli kolu bağlı bir biçimde ağlayamayacağı gerçeği, zanlının ifadesindeki tutarsızlığı apaçık bir biçimde ortaya koymaktadır.dahası zanlı olayın gerçekleştiği saatte sarhoş olduğunu itiraf ederek kendi görgü tanıklığını da bizzati güvenilmez kılmıştır. nitekim olaydan 1 saat sonra birimlerimizce yapılan ölçümlerde zanlıda alkol dozajının bilinç kaybı seviyesinin halen üzerinde olduğu görülmüştür.bütün bunlar yetmezmiş gibi zanlı ifadenin ilerleyen bölümlerinde olay gerçekleştiği esnada yanında halihazırda suç materyali bulundurduğunu ima ediyor(ben vursam kendimi vuracaktım).görüldüğü gibi bütün deliller işbu şahsın etrafında dev bir şüphe bulutu yaratmakta olup; şahsın, ifadesinde "cinayeti üzerine yüklemekle" suçladığı deli cafer, ismail, tayfur ve şaşı adlı mürettebatın olay esnasında olay mahalline 5 kmden fazla bir uzaklıktaki bir barda "vapour-killin' boys" adıyla sahne almakta oldukları görgü tanıklarınca onanmıştır.
davanın bütün bu bilgiler ışığında görülmesini arz ederim.
hayatımın kadınısın filminde uğur yücel' e ilham veren şiir.
(bkz: tophaneli tayfur)
diyanet saatine tercih edilecek güzel bir saat olsa gerek.
tiyatral yönüyle şahane bir şiirdir.
"cinayet saati" attila ilhan'ın "sisler bulvarı"nda yer alan ilginç şiirlerinden biridir. kitaptaki öteki şiirlerden azıcık farklıdır. romantik fakat tümü ayık kafayla yazılmış öteki şiirlerden farklı olarak yine romantik bir duyarlılıkla fakat sanki bir sanrı (hallucination) ortamında yazılmış gibidir. bu özelliğiyle ikinci yeni'yi en çok etkilemiş şiirlerinden biri olduğu söylenebilir. nitekim bu şiirle cemal süreya'nın "dalga"sı arasındaki ilişki her iki şiirin daha ilk dizelerinde yeterince açıktır:

"haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu"

"cinayet saati" (attila ilhan / sisler bulvarı) 1954

"bulutu kestiler bulut üç parça
kanım yere aktı bulut üç parça
iki gemiciynen van gogh'dan aşırılmış
bir kadının yüzü ha ha ha."

"dalga" (cemal süreya / üvercinka) 1958

ikinci ve üçüncü kıtalarda, cinayeti "deli cafer ismail tayfur ve şaşı"nın işlediğini öğreniriz. bunlar "maktulün onbeşyıllık arkadaşı"dırlar. "üçü kamarot öteki aşçıbaşı"dır. üçüncü kıta "hiçbiriniz orada yoktunuz" dizesiyle sona erer: şiir, yine aynı dizeyle sona erecek olan dördüncü kıtayla sürer:

"demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
onüç damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum, kasımpaşa'daydım
hiç biriniz orada yoktunuz"
ahmet kaya'nın mükemmel seslendirdiği atilla ilhan şiiri. bu şarkıyı dinleyip de ahmet kaya'ya hayran olmamak oldukça zordur.
Alışılmamış bağdaştırmanın sıkça kullanıldığı müthiş bir Attila ilhan şiiridir.
attila ilhan'ın ustalığını konuşturduğu şiirlerden biri...

"ben vursam kendimi vuracaktım"
aslında attila ilhan'ın ruh halini gösteren dizedir bu. attila ilhan'ın üslubu ve tekniğidir bu. şöyle ki adam bir şiir yazıyor ve içini ustalığıyla dolduruyor. ve en son dizeye de tüm şiirin özetini saklıyor...
"aysel git başımdan seni seviyorum" gibi.
ilk önce sadece dinlersin ama! daha sonra sözlerini anlamaya calisarak dinlersin bir kere de. Her iki dinleyisinde de tüylerin diken diken olur. (bkz: 13 damla gözyaşı)
ahmet kaya nın en içten söylediği şarkı.

'şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum, kasımpaşa' daydım'
deli cafer, ismail tayfur ve şaşı karakterlerinin kimin nesi olduğu anlaşılamayan şarkı.
cinayeti kör bir kayıkçı gördü ben vursam kendimi vuracaktım dizesi insanı kendinden alan şarkı,şiir yada herneyse ne...
bu nasıl bir kalem gücüdür dedirten şiir.
"cinayeti kör bir balıkçı gördü, ben gördüm, kulaklarım gördü" ve saygı duruşu!
atilla ilhana ait bir şiirdir..ilk iki kıtası şöyledir..
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi..
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu..
dört bıçak çekip vurdular dört kişi..
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu..
deli cafer ismail tayfur ve şaşı..
maktulün onbeş yıllık arkadaşı..
üçü kamarot öteki aşçıbaşı..
dört bıçak çekip vurdular dört kişi...
Attila ilhan.
dinledikçe çelişkilerin diyalektiği alır götürür insanı. nasıl isterseniz öyle betimlersiniz.
"şafak nabız gibi atıyordu" ve "ben vursam kendimi vuracaktım" kısmıyla tüyleri diken diken eden şiirdir.

şarkı versiyonunun en can alan kısmı ise "hiçbiriniz orada yoktunuz" kısmıdır. lisedeyken okulu kaçıp da sarayburnu'nun az ötesindeki(kadırga sahili) batık geminin gölgesinde şarap içmeye karar verdiğimiz her an ağızlarımıza geniş geniş yayılırdı bu şarkı ve hep "hiçbiriniz orada yoktunuz" kısmı, o çaresiz ve bir o kadar kutsal olan yalnızlığı çağrıştırırdı bana, aradan yıllar geçmiş ve hala aynı çağrışımla dolanıyor zihnimde.
(bkz: ben vursam kendimi vuracaktım)
güncel Önemli Başlıklar