bugün

3 arkadaş toplanır, küçük kağıt parçalarına a dan z ye kadar harfler yazılır ortaya da evet, hayır ve hoşçakal yerleştirilir, evet ve hayır ın ortasına da bi fincan konur. herkes işaret parmağını fincanın üstüne koyar ve birisi içinden 3 kulvallah 1 elham okur. sonra eey ruuuh hede die ruha seslenilir ve eğer geldiyse fincanı evet'e götürmesi söylenir. fincan oynarsa tırsılır ya da "bak biri oynatıyosa söylesin simdi bak" muhabbetleri döner. biri sırıtmaya başlarsa amaaan diyerek parmaklar çekilir, yok herkesin suratında aynı dehşet ifadesi varsa yine tırsılır ve sorular sorulur. bu sorular genelde tankut beni seviyo mu, boğaziçine girebilicem mi tadı sorular olur. inananı çoktur. inanmayanı daha da çoktur.
ergenlik döneminin vazgeçilmez eğlencesidir
bunun için en gerekli,olmazsa olmaz olan ise fincanı çaktırmadan oynatabilcek beceriye ve muzurluğa sahip bir arkadaştır tabi hemen korkup herkesi korkutacak arkadaşın varlığıda yadsınamaz.
defalarca ey ruh deninen, konsantre olunan, lakin gelmeyen gelmeyince ortamdaki birinin yaptığı şaka ile sonlanan ve herkezin tırsmasına sebebiyet veren hadise.
(bkz: öğrenci evi vazgeçilmezleri)
önemli bi noktası vardır. (bkz: cin deil o ruh)*
(bkz: ben korkmuyorumda yani sonuçta ruh diyelim cin demiyelim) *

sora elektrikler kesildi, fincan kendi kendine hareket etti olucak. * *

bi de fincan hareket etmediği zaman inanmayanlara bok atma tekniği vardır. genelde fincana parmağını koyan 3 kişinin de dürüst olmasından kaynaklanır, kimse oynatmaz. etrafte geliceğine ve bu hikayelere baştan inanmayanlara bok atılır.

(bkz: konsantrasyonumuzu bozuyosunuz abi)
(bkz: sonuçta sinerji yaratıp enerji yakalamamız lazım) *
(bkz: 2 dk sessiz durun)

ha ama bana sorarsanız cidden var mı öyle bişi diye.
var.
biz çağırdık geldi saolsun.
ama cin deildi o, ruhtu..
korkunç bir olay.uykularınız kaçabilir uzun bir müddet tuvalete bile yalnız gidemeyebilirsiniz.
eğer çağıranların arasında kimsenin aklına fincanı oynatmak gelmez ise saatleri bulan beklemeler olabiliyor...*
hadi geldi diyelim nasıl göndericen karrdeşim git deyince gidicekmi bakalım..
çarpılmak isteyen kaşınan insanların başvurduğu yöntemdir..
çağırdıktan sonra gönderemzseniz sıçtığınızın resmidir dediğimz olay.
bi de garip bi çelişki var..
hani derler cin deme, 3 harfli de diye.. niye diye sorarsın, cin deyince geliyomuş daaaa...
derler.. gel de kafalarına domates atma böyle tiplerin.. e kardeşim madem cin deyince geliyosa niye bizi telaşe verdirip cin çağırma seansları düzenlettiriyosun ki? cin diyip kapatalım olayı..

(bkz: cin yazma 3 harfli yaz ya da xxx yaz)
çağırdığınız zaman inanmadığınız ama geldiği zaman altınıza doldurduğunuz eylemdir.
gel diyince gelip gelmemesi, arkadaşlar arasında epey alay malzemesi yapılan, hiç bulaşılmayası eylem. *
kimilerinin hala oyun sandıgı, kimilerinin hala ciddiye aldıgı, kimilerinin hala olmadıgını sandıgı, kimilerinin hala oldugunu sandıgı olay.

(bkz: yapma dedikce yapılan şeyler)
öğrenci yurdunun banyosunda, yarınki alttan alınan sınavın sorularını kendisinden rica etmek için çağırılır ve sonrasında birbirine yapışmış halde sabahlayan tırsık kızlarla, sınavdan 58'le kalmış ve kendine acaba o yüzden mi diye soran bir akıllı kalır geriye.
geldiği zaman gitmemesi de muhtemel olan şey.*
geç kalınca nerdesin lan? diye fırça çekilirse iyi olur.gideceği zaman zorluk çıkarırsa felak suresi okunmalıdır.
bir kişinin beni ismimle çağırması.
(bkz: çocuk oyuncağı)
ayıptır. cin ayağa çağrılmaz, gerekirse ayağına gidilmelidir. yoksa çarpabilir. *
zira amacına ulaşabiliyorsa, neden hala materyalist var diye sormak lazım... ya da büyü de öyledir efenim, bizlere göremediğimiz şeylerin olduğunu gösterirler. ben de yakında çağırmak istiyorum. *
(bkz: conjuration)
kime sorsam benim bir arkadaşım yapmış,vıvıdııvıdı... diye söze girer. bi o arkadaşla tanışamadık.. gel o zaman biz yapalım bak eğer gelsin 7/24 namaza başlayacağım diyorum. yok tık yok anasını satıyım..
yalan dolan. cin in de işi gücü yok iki dötü boklu fincana barnak dokundurdu diye gelsin! ulan bi kere boyutlarınız farklı. haberleşmeniz falan imkansız. o kadar mı kafan basmıyor?
hadi geldi diyelim. nolacak? ne işine yaradı yani cin geldi de? yaralı parmağa işemez, kız ayarlamaz... en iyi çarpar gider... bence o fincanın oynaması falan da parmakların sahiplerinin vücudunda biriken enerji yüzünden. en azından bu önerme cin in fincanı oynattıgı inancından daha mantıklı.
insandaki dirimsel-biyolojik enerjinin bir noktaya yogunlasması olarak acıklanabilir.
bu biyolojik enerjiye kimisi cin derken kimi de ruh demeyi tercih ediyor.
peki nedir bu dirimsel-biyolojik enerji? bu enerji -yasam enerjisi de diyebiliriz-
insan basta olmak uzere sadece cinsel olarak saglıklı canlı organizmalarda olur.
cinsel olarak saglıklı olmak demek de-kadın ve erkek icin- cinsel olarak uyarılabilme
erekte olabilme ve bosalabilme- orgazm- anlamına gelir. mesela cinsel olarak soguk
insanlar bu enerjiye sahip degildir. saglıklı insanlar farkında olmasalar da etraflarına dirimsel-biyolojik bir enerji yayarlar. bu enerji dogal ortamlarda
pozitif etki yaratırken kentlerde-sıkısık bir trafikte vs. gerilime donebilir.
insan pozitif dirimsel enerji yaydıgı gibi gerilim de yayar. ya da etraftaki
gerilimden etkilenir-hisseder.cinsel olarak saglıklı insanlar ortama gore pozitif biyolojik enerji yayarken bu gergin bir ortamda negatif enerjiye-gerilime donebilir.
cinsel olarak soguk insanlar pozitif biyolojik enerji yayma yetenegine sahip
degillerdir,onlar sadece gerilim yayarlar.dogada insan biyolojik hayatın en ust
basamagıdır.yani sadece saglıklı insanlar degil saglıklı hayvanlar ve bitkiler de dirimsel enerjiye sahiptirler.radyoaktif bir serpinti-sızıntı iste butun bu biyolojik
duzeni-enerjiyi yaralar ve tahrip eder-yokeder.

muzik yoluyla dirimsel-biyolojik enerji transferi mumkundur.cunku muzik de insanın
yasama enerjisini ortaya koymasının bir yoludur.mesela mozart dinletilen ineklerin
daha fazla sut vermesi ya da bitkilerin daha saglıklı olması hep bu biyolojik-dirimsel
enerjiyle acıklanabilir. bir de cakra bahsi var ki o tamamen safsata ve geyiktir.
cinsel olarak soguk-dirimsel olarak sakat bir insanın cakrası falan olmaz.

(bkz: kadınlar nasıl delirdi)
(bkz: coskusal veba)
(bkz: kanser)
gereksiz bir eylemdir. her varlık kendi aleminde bulunmalıdır. heyecan için cin çağrılmaz. cinlerin insan çağırdığı görülmüş müdür?