bugün

"her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?" demiş üstad taa o zamanlardan günümüzü görmüş.
ilerleyen yaşlarında gözündeki rahatsızlık artmış ve kör olmuştur. ancak kitap yazmayı bırakmamıştır. kitap okumalarında kızı yardım etmiştir. bu ülke, Jurnal 1-2, mağaradakiler, kırk ambar 1-2, Umrandan Uygarlığa, Bir Dünyanın Eşiğinde gibi eserleri vardır.
12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu. Hatay Lisesini bitirdi. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Öğrenimini tamamlayamadan Hatay'a döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği ve nâhiye müdürlüğü, Tercüme Kaleminde reis muâvinliği yaptı. istanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyâtı bölümünü bitirdi. Elâzığ Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı (1942-45). istanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı (1946). 1955'te gözleri görmez oldu. Fakat talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. 1974 senesinde istanbul Üniversitesinden emekli oldu. 13 Haziran 1987 günü istanbul'da vefât etti.

Cemil Meriç'in ilk yazısı Hatay'da Yeni Gün Gazetesi'nde çıktı (1928). Sonra Yirminci Asır, Yeni insan, Hisar, Türk Edebiyâtı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Cemil Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Batı medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu. Sansüre ve anarşik edebiyâta şiddetle çattı.

Cemil Meriç 38 yaşında iken gözlerini kaybetti. O dönemden itibaren de çalışmalarını sürdürdü. doğrunun peşinde koşan bir cengaverdi sanki.

Cemil Meriç, miskinler tekkesi olarak kabul ettiği fildişi kulelerin dışındaki aydın olacakken, fildişi kuleye sığınmak zorunda kalır. Yıllarca fildişi kulesindedir, yıllarca yalnız. Kavganın dışındadır, fikir ve sanat kavgasının. Politikadan da, kurtarıcılığına inanmadığı için kaçar.

Cemil Meriç in yeri hep kütüphane oldu. Kütüphanesinde Don Kişot'luk yapar sanki. Argoya, arenaya, ateş hattına, politikaya hiç inmedi.

70 li yıllarda fildişi kulesinden çıktı. Makalelerinde, yayımladığı eserlerde Asya nın Avrupa ile hesaplaşmasına tanık oluruz, 150 yıldır gölgeler aleminde yaşayan ve insanından kopan aydının trajedisini izleriz adım adım; kaypak, müphem, tarif edilmemiş, Avrupa nın emellerini dile getiren ama bizim şuursuzca benimsediğimiz mefhumlar, ideolojiler, sloganlar... aydınlığa kavuşur tek tek gözlerimizin önünde.

Eserleri: Umrandan Uygarlığa (1974), Kırk Ambar (1983) isimli eserleriyle iki defâ Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülünü kazandı. Hint Edebiyâtı, Saint Simon, ilk Sosyolog, ilk Sosyalist, Bir Dünyânın Eşiğinde, Bu Ülke, Mağaradakiler, Bir Fâciânın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir ve Kültürden irfana başlıca eserleridir.
Aldığı ödülleri: Kırk Ambar adlı eseriyle "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneğinin"Yılın Yazarı", Kayseri Sanatçılar Derneğince, "inceleme", Kültürden irfana adlı eseriyle, Türkiye Yazarlar Birliği "Yılın Fikir Eserleri" ödüllerini aldı *
pertevniyal lisesinin mezun vermiş olduğu büyük düşünür..büyük fikirleri büyük hayalleri vardır..vefat ettiğinde kitaplığında bulunan 10010 kitap kızı ve oğlu arasında 5005'er şekilde paylaştırılmıştır..kitap sevgisi için gözlerini feda etmiştir..*
insanın lamia ismine sempati duymasına neden olan dahi.
(bkz: jurnal)
(bkz: umrandan uygarlığa)
(bkz: bir dünyanın eşiğinde)
(bkz: bu ülke)
(bkz: kırk ambar)
"her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar?"

ustanın hayatı sözünün sağlamasıdır.
Türkiyenin görmüş olduğu en "aydın" yazarlarındandır. Bu Ülke adlı eseri kesinlikle okunmalıdır, ayrıca Umrandan Uygarlığa da boş geçilmemelidir. Üslubu çok etkileyicidir genellikle devrik ve kısa cümleler kullanır. Kızı olan Ümit Meriç de alimden zalim olmaz sözünü kanıtlar.
ümit meriç'in babası.
Politikanın kurtarıcılığına güvenmediği için siyasetin içine girmeyen; sağın okumadığına, solunsa diyalogdan kaçındığına inanan avrasyalı düşünür.
kominizm ve sosyalizmi savunanlara, bu ülke ve mağaradakiler eserlerini tavsiye edceğimiz bir kültür okyanusu yazar.
''ne sosyalistim.ne islamcıyım.öyleyse neyim?kendimim...'' demiş olan ,tekrar tekrar okunası yazar,deha.
ismail yk gibi yakışıklı(!) organizmalarla beyni bulandırılan, yüzeyselleğin de yüzeyine vuran yeni nesile anlatılması, okutulması gereken büyük yazar, ilim insanı...
Ziya Gökalpe karşı yönelttiği ağır eleştirileri Bu ülkeden sansürlenerek çıkarılmış yazar. Lakin irfana kaçış, yunana kaçış, irana kaçış, mutlaka kaçış ve batıya kaçıştan sonra turana kaçış gelmesi gerekmektedirki o bölüm ilk baskı dışındakilerde bulunmaz.
kendi ifadesiyle fikriyat kronolojisi şu şekilde olan büyük fikir işçisidir:

1917-1925 : Koyu müslümanlık devri
1925-1936 : şoven milliyetçilik devri
1936-1938 : sosyalistlik devri
1938-1960 : araf denilebilecek arayış devri
1960-1964 : hind devri
1964 sonrası: osmanlı
türkiye'de aydın vasfına haiz ender kişilerden biri. belkide bu ülkede en çok okuyan ve gerçekten okuyan insan o idi. kendisini şöyle tarif etmekte:
kimim ben? kendini türk irfanına adamış bir kültür işçisi.
"Bu zavallı satırların hiçbir okuyucusu olmasa bile. Denize atılan bir şişe onlar. Belki dalgalar asırlarca sonra aşina bir ele tevdi edecek onları..."
cemil meriç-jurnal
eserlerini okuyup anlamanın, düşünsel olgunluk olarak gerçekten büyük bir basamak olduğu insan. o kadar yüce.
bu haftaki k dergisine konu olmuş deha.
"kimim ben? kendini türk irfanına adamış bir kültür işçisi..."
bu üstad cemil meriçi özetliyor sanırım.
(bkz: izmler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir)
(bkz: ideoloji/@paradigma)
sevdiğim, acıdığım, hayranlık duyduğum, her kitabını defalarca okuduğum, türkiye'nin yetiştirdiği en büyük düşünürlerdendir.çok zaman düşünmüşümdür acaba hayatının en güzel çağında kaybetmeseydi gözlerini böyle etkileyici bir dile sahip olur muydu diye.meramını böyle saldırgan ve zehirleyen bir dille saçabilir miydi kalemle.

onda en çok sevdiğim yönlerden biri de kabaran bir deniz gibi tedirgin eden küstahlığıdır.cemil meriç küstahtır, cemil meriç mağrur'dur.ama asla bayağı ya da aptal olmamıştır.

cemil meriç ve iç burkan hikayesi.kör olması yetmiyormuş gibi pençesinde kıvrandığı yoksulluğu,imkansızlıkları, onu deli eden ailesi, türk edebiyatının vurdumduymazlığı. *
"o kadar yalnızdım ki karanlıktan şeytanın eli uzansa sıkardım" sözünü sarfetmiş sağ cenahın yegane adamı. büyük bir yazar. jurnalleri okumaya değen kişi..

ayrıca bir mahkemede
bana komunist dediler ve ben henüz bir işçinin nasırlı elini bile tutmamışken... diye bir söz söylediği rivayet olunur.
hayatı boyunca yanlıs anlasılmaya mahkum olmus üstat.
Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü.

cemil meriç
kendini, yazar ve hocayım. başlıca işim düşünmek ve düşündüklerimi cemiyete sunmaktır diye tanımlayan fikir adamıdır.
güncel Önemli Başlıklar