bugün

Taksimde yıllardır bulunan, saygınlıgını hic kaybetmemis ,Savaş abi nin meshur air guitar teknıkleriyle guncellıgını koruyan, sağlam metal bar.
(bkz: istiklal caddesi)
23 aralık cumartesi günü sanırım 3 grubun oldugu bir "death" gecesi düzenlemiş olan yer. giriş 8 ytl , grupları bilemedim şimdi.
23 aralık cumartesi günü 3 grubun oldugu bir "death" gecesi düzenlemiş mekan. Gel gelelim grupların kalitesine , 8 YTL yi hak edip etmemesine.

Ortada 8 YTL ye(bu 8 ytl ye de takmış değilim,sorun paralı olması.2 ytl olsaydı gene aynı şeyi yazacaktım yani canım ; caktın ? ) değecek grubun olmadıgını ,son grubun calıştıgı sarkıları calamamasından sonra anladım. Boyle uzgun uzgun indiler sahneden, mahcup oldular.E yavrucum ne diyeyim ki size de ben.

Nitekim sonrasında cıkan heavy metal grubuyla kendimizi bulduk biraz. slayer olsun,megadeth olsun, manowar olsun, dio olsun , güzel şeyler bunlar.
nuclear script'i yapan kişinin nicki.
yılbaşında iki katıda dolu olan electric circus'un muhteşem performansıyla sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendiğim on üç senelik rock cafe.
sulu birasi, salas goruntusune ragmen, gonullerde taht kurmus, gurultulu muzik dinleyebileceginiz,iyi gruplarin da ciktigi mekan.
hala gercek metal calan ender yerlerden biri , cok kirlidir orası ayrı bir konu *
biranın dorockun kadar kötü olmadıgı ayrıca daha ucuz oldugu bar. her cumartesi ve pazar günleri cıkan grupların tarzı 80lerin heavy metalidir.
zamanında saat 15.00 gibi gidildiğinde bile manowardan number one çalarken bütün masaların ayağa kalkıp kafa salladığı mekandır, ancak sonradan üst kata plazma koyup maç izlemeler, girdiği her yeri bozan yeni nesil gotikler gibi etkenler nedeniyle uzak durulan yerdir. arkadaşların konserleri olduğunda yine gidilir, orası ayrıdır.
yok yok birası en az dorockun ki kadar kötüdür. ayrıca 2 sene önceki lezzeti kalmamıştır. zira yamulmuyorsam caravan ı işleten adam belli bir tayfayı da yanına alarak dorock a transfer olmuştu. *
(bkz: caravan rock bar)
25 Kasım Pazar günü Dhaub adlı grubun çıkacağı ve kesinlikle izlemeye gideceğim mekan.
blur un think tank albümünün 7. parçası

Caravans lost
To (? )
No one loves you
When you are lost

Here I am a clown
Pulling my world down
I believe I was strong
But you were the song

And when it comes you'll feel the weight of it
The weight of it
The day will come when you'll get away from it
Away from it
Sometimes everything is easy
Sometimes everything is easy

La la la...

I tried (? )
But my heart won t buy it
I got a family
But caravan come first
For me

And when it comes you'll feel the weight of it
The weight of it
And the day will come when you'll get away from it
Away from it
Sometimes everything is easy
Sometimes everything is easy

La la la...
başka bir yere taşınacağı söylenen bar.
zamanında nevin abla'nın işlettiği ve efsane üzeyir, utkan, münir, loko, yaşar vb. barmenlerin çalıştığı, biz '85 kuşağı çocukların çok sevdiği son kale(ydi)

5 şubat 2005 günü bi baktım barmenlerin yarısı nevin ablanın yiğeni münir'in imam adnanda açtığı do-rock bar a geçmişti. ama o zamanlar efes verilen caravandan farklı olarak tuborgla açılmıştı bar. ben askerdeyken kapanmış club olmuş *
(bkz: caravan rock cafe)
kapanmış mekan. güzel bir yerdi, iki kattan da sahneyi izleyebiliyordunuz. electric circus adlı bir 80ler hard n heavy grubunu izlemeye gidiyorduk oraya. ses sistemi de iyiydi. dorock gibi gotik hatun çatalı ve bira göbeği dolu, arkadaşınızı kesinlikle işitemediğiniz izbe bir yer değildi, yazık oldu.
husky rescue grubunun başarılı parçalarından biri :

Something is calling me
Behind my caravan
I can't see it's face but
I'm feeeling it's in the dark
It's moving in the shadows
I can see it's whispering
Keeps calling my name
And the streamline is shivering

The wind breaks words for my love
From the deserts far away
And then it speaks to my heart
Should i stay or fade away
I see your smile in the stars
Shining street light boulevards
The question is passing me by
Should I leave this caravan?

The moonlight is lost
I'll light up my candle light
The flash light, the street lights
To light up my sleepless nights

I follow the stars to the (?) streets boulevards
I leave for the highways
I will get you through the dark

The wind breaks words for my love
From the deserts far away
And then it speaks to my heart
Should I stay or fade away
I see your smile in the stars
Shining street light boulevards
The question is passing me by
Should I leave this caravan?

The wind breaks words for my love
(Deserts far away)
And then it speaks to my heart
(Stay or fade away)
I see your smile in the stars
(Street light boulevards)
The question is passing me by
Should I leave this caravan?
bugün tekrar açılacak efsane mekan.. hasta yatağımda bile haberini alırım be.. hey yavrum.. efsane geri dönüyor..

arsen'in undertakers'i olacakmış açılışta, yakışır. ah ulan hasta olmayacaktım da tarihi bir güne daha tanıklık edecektim.. kısmet işte..
can't be long now gibi bir şarkıyı ve for the girls who grow plump in the night gibi bir albümü yapmış, richard sinclair önderliğindeki canterbury scene grubu.
saf prog yaptıkları dönemden çok psychedelia-jazz arası o ilk soundlarını sevdiğim grup.
diyalektisize grup üyeleriyle 1968-1982 arasında çıkardıkları 10 albümü, 1995 ve 2003te çıkardıkları 2 albümle de süsleyerek, 60ların 70lerin 80lerin 90ların ve 2000lerin grubu olabilme başarısını gösterebilen safkan ingiliz atı kıvamında köklü bir progressive rock grubu. jazzodelic süsleme sanatıyla süplemente edilmiş, emprovize fortifikasyonuyla süspansiyel kalitesi artırılmış güzeller güzeli progressive rock akımının (bkz: canterbury scene) özellikle soft machine ile birlikte en büyük temsilcisi.

nisan 1971'de çıkardıkları in the land of grey and pink albümündeki, birbirinden kör sınırlarla ayrılmış 8 bütünleşik kısımdan oluşan 23 dakikalık nine feet underground adındaki progressive rock destanı kıvamındaki şarkılarıyla camel başta olmak üzere bir çok grubu etkilemişlerdir. özellikle camel'in ilk albümünden six ate isimli şarkısında (yazar burada ate isim diyerek ateizm propagandası yapmıyor) nine feet underground güneşinden kopmuş bir dünya atmosferi vardır. albümle aynı adı paylaşan in the land of grey and pink, golf girl ve winter wine da, altın kaplamalı 71 model karavanımızın diğer ağır topları olarak göze çarpmaktadır. ayrıca dünyanın en çok huzur veren şarkılarından biri olan, the world is yours'a da değinmeden bir caravan yazısı yazmanın imkansızlığını gözetip, oradan da hello hello, strange, strange gibi ingilizce dilbilgisi derslerinde gösterilmesi pek de muhtemel olmayan ikilemelerle adlandırılan, dinlenilmesi gerekli caravan şarkılarından bahsetmek noktasına geliyorum.

son olarak, yes ile birlikte progressive rock açısından taşıdığı anlamlı değerden ötürü, caravan diğer gruplarla karşılaştırılması teklif dahi edilemez bir grupken, in the land of grey and pink gibi bir albümünün "en iyi 40 kozmik rok albümü" sıralamasında rak gruplarının bile gerisinde kalarak 19. olmasını esefle kınıyorum.
(bkz: rok ile rak müziğin farkı)
neredeyse camel kadar büyük ingiliz progressive rock grubu.
68 tarihli debutlarından itibaren 72-73'lere kadar yaptıkları tüm albümler tarzın öncüllerinden, köşe taşlarındandır.
michele medda'nın yazdığı, 12 bölümlük bir mini-seri çizgiroman. ülkemizde 1001 roman tarafından 4 cilt halinde satılmıştır.

enteresan bir hikayeye sahiptir;
olaylar nest point adlı kurgusal bir şehirde başlar. nest point'te her şeyin normal olduğu bir gün havada tuhaf bulutlar görünür. bu bulutların çıkmasıyla elektronik aletler çalışmaz hale gelir. halk bu şaşkınlığı daha üzerinden atamadan amerikan ordusu herkesi şehirden uzaklaştırır ve uzun yolculuk başlar. kimse (askerler dışında) nereye gittiğini ve o bulutların ne olduğunu bilmez. zaman zaman öğrenmek için isyanlar çıkarmaya çalışsalar yada kervandan ayrılma teşebbüsünde bulunsalar da, bunların çoğu işe yaramaz. yine de halk çeşitli teoriler ortaya atar. kimi uzaylı istilası der, kimi 3. dünya savaşı, kimisi de terörist saldırısı. ancak kimse ne olduğundan tam emin değildir. çünkü askerler ağızlarından bir şey kaçırmamaya kararlıdırlar.

hikaye zaman zaman baş karakterlerimizin, olaylardan önceki normal yaşamlarını da işler.

bu çizgiromanda ne amerikan propagandası yapan süper kahramanlar var, nede tek başına bir orduyu yenen çelik blekler. karakterler o kadar insan ki. zaman zaman ağlıyorlar, zaman zaman korkuyorlar. kimi zaman okuru bile duygulandıran sahneler oluyor. (bile diyorum, çünkü ben kolay kolay duygulanmam)

favori bölümlerim 6.bölüm (amerika amerika) ve 8. bölüm (savaş oyunu).

herkese okumasını tavsiye ettiğim bir çizgiroman. pişman olmayacağınıza garanti veririm.
Canterbury, ingiltere'den çıkma progresif rock grubu. caz etkisi az da olsa hissedilir derecede vardır. grubun beyni ve değişmeyen tek elemanı Pye Hastings'dir.
in the Land of Grey and Pink albümü prog aleminin sayılı albümlerindendir. 68 tarihli caravan ve For Girls Who Grow Plump in the Night albümleri de baya iyidir.
güncel Önemli Başlıklar