bugün

saat farki konusu dikkate alındığında bulunulan konuma göre daha doğuda ya da batıda olan bir insana sorulması mantıklı olabilecek soru.

daha anlaşılır hale getirme editi: örneğin çin' de ikamet eden birisiyle telefonda konuşuyorsunuz. çin ile türkiye arasındaki saat farkını bilmiyorsunuz. türkiye' de günlerden cumartesi siz saat farkınan dolayı kafanız karıştığı için bu soruyu çin' deki kimseye yöneltebilirsiniz.

feridun düzağaç acaba bu şarkıyı yazarken hangi ruhsal çöküntüler içindeydi? ama düz mantıkla bu soru böyle de değerlendirilebilir.

(bkz: anneye anlatır gibi anlatmak)
feridun düzağac ın hangi duyguyla yazıdıgı belli olan sarkısında gecen soru.

sende beni benim kadar özledin mi diye devam eder soru?

cevabı bilmesek de büyük bir sevginin oldugu cok acık.
Sevgili ile farklı şehirlerdeki üniversiteleri kazanıp, özlem duygusunu tadıp farklı şehirlerden birbirine fısıldanan şarkı: Bugün orda da cumartesi mi? Sende beni benim kadar özledinmi?
(bkz: osuruktan teyyare)
cumartesi sabahı gereksiz yere ofiste bulnan yazarın diğer yazarlara sorusudur.
bugün orda da cumartesi mi
sen de benim gibi hayattan bezdin mi
elalem fosur fosur uyurken,
sabahın köründe kalkıp işe gitmek,
ne kadar acı, ne kadar komik ve ne kadar bize ait değil mi?
sabahın dört buçuğunda kalkmış bireyin yazgısını kabul etmiş haykırışıdır. savaşalım. cumartesi çalışanlar birleşmeli * ve savaşmalıdır. ama iş çıkışında. ** *
tam da bugün özlenmiş sevgiliye sorulan sorudur. benle aynı duyguları paylaşan bi cumrtesi mi yaşıyorsun demek için sorulur.
mükemmel sözleri olan bir feridun düzağaç şarkısından alınmış dize. adam yazıyor dedirten türden hem de.
sözleri de şöyle

Bakışların gittiğin yerden uzak
yoksa gelirdim
Sensiz anlamsızlığımı anladım
Dön vesaire demek için
Bugün burda cumartesi
Ben senin saçlarını, suçlar bakışlarını
Geveze susuşlarını bile özledim
Ayrılık bu söyle sende farklımı zaman
Aynı soğuk aynı hazan
Bugün ordada cumartesimi
Sende beni benim kadar özledinmi
Aynalardan kaçarken
Özlenmeyi beklemek
Ne kadar acı ne kadar komik ve
Ve bana ait değilmi
Gülme incinirim
Gülme incinirim
Gülme incinirim
Gülme.........
insanı bir duvardan diğerine vuran feridun düzağaç şarkısı. gece dinlemeyiniz.
Nasıl bir şarkıdır anlamamışımdır. zaman mekan fark etmez, her türlü dinlenir, söylenir.
Bugun orda da Cumartesi mi?
Gittiğin yer bakışların kadar uzak olmasa,
Gelirdim...
Dön, dön diyebilmek için...

Zalim yolların uzak sevdası... Sevdana yanıyorum kaç zamandır.. Sen bilmediğim, görmediğim alemlerdeyken ıssızlığıma ağlıyorum. "Ne olur dön.." diyemeyişimde kırılıyor kelimelerim. Sana gelemeyişimde bağlanıyor dizlerim..

Düşlerimden başka hiç bir yerde yoksun artık. Olsan görürdüm, bulsam sarılırdım sıkı sıkı. Ondan uyanmak istemeyişim kabuslarıma..

Ayrılık bu işte, sende sanki farklı mı zaman?
Bildiğin sonbahar bu aynı rüzgar, aynı hazan...

Ben buralarda düşman olmuşken zamana, günleri ay; ayları yıl sayıyorken adeta, senin dünyanda akıp gidiyor mu saatler?

Hep bildiğin, hep bıraktığın gibi buralar. Mevsim hep kış, hep sonbahar. Bulutlar sevinçleri değil, gözyaşlarını yağdırıyorlar üzerime. Rüzgarlar mutluluğun değil, hüzünlerin elleriyle dokunup geçiyorlar ruhumdan...

Şimdi yaralı olsa da, o düşe anlam katan...
Bizdik, bizdik ikimizdik...

Bizi sevda yerimizden vurdu hayat. Düşler karanlık, düşler yaralı... Bütün hikayeler yokluğa, hiçliğe bırakmış sonunu. Artık sana dair cümlelerimin içinde hep acı var, hep gözyaşı...

Bugün burada Cumartesi...
Ben senin saçlarını, Suçlar bakışlarını,
Geveze susuşlarını bile özledim...

Nasıl anlatsam bilmiyorum sana olan hasretimi. Seni sevdiğim gibi hasretini de seviyorum belki. Bu yüzden içimde bunca varsın hala. O kadar çoğaltmışım ki içimde seni, kimselerin gücü yetmiyor çekip almaya...

Yüzümü ellerinin arasına alıp susuşların geliyor bazen aklıma. Ben seninle susmaları da seviyormuşum oysa, hiç haberim olmamış...

Bugün orada da Cumartesi mi?
Sende beni benim gibi özledin mi?
Aynalardan kaçarken özlenmeyi beklemek,
Ne kadar acı, ne kadar komik ve ne kadar bana ait...
Değil mi?

Senin olduğun yerlerde karanlıklar kavuşuyor mu aydınlığa? Ben karanlığımda ufacık bir umut ışığı bile göremiyorum. Bir görsem koşacağım o ışığa. Bir yakalayabilsem onu güneş yapacağım dünyama. Kendimden de kaçıyorum artık...
Yüreğimdeki sesleri işitmek istemiyorum...

Bunca özlediğimi biliyor musun seni?... Keşke bilsen...

Sev beni tut bırakma, tutunamadım hayata,
Yalnızlık tak etti oğlum çok uzakta...

Acıyı çıkar yüzümden gül,
Gülmene al beni.
Korkuyorum sev beni!!

Tutamadığım bir yaşam benimkisi. Ne ezelim var, ne de ebedim. Ürkek adımlarımla yolumu bulmaya çalışırken bütün yolların sonu sensizliğe çıkıyor. Korkularım bırakmıyor bir türlü yakamı.

Korkuyorum seversen geçer mi?

Bu şehir çılgın...
Bu şehir artık bir deli...
Bu şehir çıkmış çileden...
Ben seni görmeyeli...
Çileden çıkmış her şey, ben seni görmeyeli...

Senin şehrinde denizler yok... Oysa mavinin kokusu en çok sana yakışıyor. Sen gittin ama, buram buram deniz kokan tenini, soluduğum nefese bıraktın gittiğinde...

Bense bir gün, ne zaman olacağını şimdi bilmediğim bir gün... Bütün umutsuzluklarımı, hüzünlerimi, anlamsızlıklarımı, hiçliklerimi bu şehirde bırakıp, sadece senin sevdanı giyinip üzerime senin şehrine doğru yol alacağım...

işte o gün, bambaşka bir güne uyanacak sevdam...

Her şey bitecek... Acılarım... Sancılarım... Korkularım... Gözyaşlarım... *
Meridyen farkıyla hayır.
Diye cevap verilebilir.
Bugün orda da cumartesimi
Sende beni benim kadar özledinmi.
Hangi bayrağın ülkesindesin be adam.