bugün

(bkz: bos laf)
Türkiye bir "boş laf" cennetidir.

Ortaokulda bir Türkçe hocamız vardı şükrü Bey (lakabını yazmayacağım), kompozisyon dersinde saçmaladığımız zaman kırmızı tükenmeziyle cümlenin üzerini çizer, yanına "boş laf" yazardı...

mesela düşünüyorum da politikacılarımız rahmetli Şakir Bey'in (herhalde rahmetli olmuştur, bir ayağı çukurdaydı) rahlei tedrisinden geçmedikleri için hiç kırmızı tükenmez yememiş olsalar gerek.

Bendeniz boş laflara bayılırım. hem asıl cümleleri kurmak için bana zaman kazandırır, hem de konuşarak ipleri elimde tutmak isterim.

Bana hep Einstein'ın ünlü cümlesini hatırlatırlar;

"iki şey sonsuz ve sınırsızdır, evren ve insanların aptallığı... Birincisinden çok emin değilim!"

bir de şuna bakın şimdi; Milli birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde...

ne kadar da boş laf değil mi?

Ne yani, eskiden milli birlik ve beraberliğe daha mı az ihtiyaç duyuyorduk?

bu arada şükrü hoca yaşıyor olsaydı muhtemelen benim entrylerin de tamamını kırmızı kalemle çizer atardı...
(bkz: laf ü güzaf)*
(bkz: laf olsun torba dolsun) deyimini akıllara getirir.