bugün

istanbul boğazının eski yunancası. sığır ya da inek geçidi olarak tercüme edilmiştir, bunu nedeni de zeus'un aşıklarından bir kadının hera tarafından ineğe çevrilmesi ve bir sinek tarafından rahatsız edilip taa istanbul boğazına kadar kovalanması ve hatta burayı da geçip taa mısıra kadar gitmesini konu alan entirika dolu mitolojidir. herhalde bosphorus ismide buradan kalmıştır.
rivayete göre istanbul zil şirketinden atilan 3-5 vatandaşın kurduğu şirket. çok kaliteli ridelari vardir.
--spoiler--
bosphorus ortasında tek başına osur dur.
--spoiler--

(bkz: sagopa kajmer)
(bkz: disstortion ep)
(bkz: boğaz)
Ceza'nın her albümünde ve bir kaç şarkısında kullandığı kelime. seviyor demek ki adam...
(bkz: bosphorus city)
evergreen adlı armatör firmanın türkiye temsilciliğini yapan gemi acentesi.
(bkz: bosphorus underground)
(bkz: ahmet şendil)
Hoş bir Brazzaville şarkısı.

http://www.facebook.com/v...v=428599962555&ref=mf

She was married to the bosphorus
she threw her ring in then she blew a kiss
to the ottomans and byzantines
lying beneath the sea
she wore a pink and yellow summer dress
she kept her hair just like a poetess
she traveled all the way to germany
the trains and the cold, dark sea

the amber glow of a morning cigarette
on the istiklal caddesi
the vapor trails and the tiny minerettes
all the domes in silhouette..
klibinde özgecan taparın oynadığı muhteşem parça.
yunanca'da "inek geçidi", "sığır geçidi" anlamına gelen kelime.
aslı ise "bosphoyearsrus" tur.

yunanların inek geçidi ile bizim boğaziçimizin bağlantısı nedir peki?

zeus'un uçkuru...

evet, zeus'un bir uçkur davasından türemiş bosphorus kelimesi.

argos kralı'nın güzeller güzeli bir kızı vardır, adı; io...
zeus bu io için yanıp tutuşur, en sonunda io'ya sahip olur ve aşk yaşamaya başlarlar.
fakat zeus, hera ile evlidir.

zeus her ne kadar baş tanrı olsa da, karısı hera'dan çekinmektedir. zira hera çok kıskanç ve çirkeftir.
(bkz: hera/#41122299)

neyse, zeus bir gün yine io ile birlikte bir kaçamak yaparken hera yanına olimpos'un ahlak polislerini(!) alarak cürmü meşhut yapar.
zeus, baskına gelen hera, io'yu görüp ona kötülük etmesin diye etrafı sis bulutlarıyla kaplar, fakat hera üfleye üfleye sis bulutlarını dağıtır.
amacı zeus'un kiminle birlikte olduğunu görüp o kadını cezalandırmaktır.
zeus da bunu bildiğinden io'yu hera'dan saklamaya çalışır ama nafile. hera sis bulutlarını dağıtır.

zeus bu sefer io'yu boynuzları altından bir ineğe dönüştürür.
sisler dağılıp hera zeus'un yanına geldiğinde zeus ve bir inek görür sadece.
zeus'a "ulan yaptığın numarayı yemedim, ama yemiş gibi yapıyorum" bakışı atar ve konuyu kapatır.

hera bu, kaçın kurası, yemez bu numarayı tabi. o ineğin aslında bir kadın olduğuna uyanmıştır.
zeus oradan gidince hera bir kez daha olay yerine gelir.
bizim gariban io inek haliyle çayırda otlamaktadır. tabi zeus'un bundan haberi olur, zeus'da olay yerine gelir.
"yapma karıcım, etme karıcım, bırak gariban hayvan işte ne istiyorsun" der.
hera iyice şüphelenir. "madem bu sadece bir inek, sen neden bu kadar önemsiyorsun bu ineği" der ve ineğin üzerine azılı bir at sineği musallat eder.
hera'nın at sineği inek io'yu ısırır, rahatsız eder, gariban io da sinekten kurtulmak için sağa sola koşmaya başlar.
ege'den marmara'ya, oradan karadeniz'e doğru koştururken karadeniz'e açılan vadi sularla dolar ve bunun sonucunda istanbul boğazı, yani bosphorus oluşur.

bizim io, inek haliyle at sineğinden kurtulmaya çalışırken boğazın olduğu vadiden geçerken başını bir sağa, bir sola sallar.
bu sırada toprakta derin bir çatlak açılır, vadiye dolan sular bu çatlağa da dolar.
bu çatlak bir boynuz şeklindedir. işte boğazın bu kısmı da ineğin altın boynuzlarından ötürü golden horn olarak bilinir. yani bildiğimiz haliç...

bu olaydan yıllar yıllar sonra io inek olmaktan kurtulur.
evlenir, çoluk çocuğa karışır ve bir kız çocuğu doğurur.
bu çocuğun adı keroessa'dır.

keroessa büyür, güzel bir kız olur ve denizler tanrısı poseidon ile evlenir.
poseidon ve keroessa evliliğinden byzas adlı çocuk dünyaya gelir.

byzas anası keroessa'nın anlattığı anneannesi io'nun hikayesinden çok etkilenir.
bosphorus'u ve altın boynuz'u bularak burada kendi adıyla anılan bizans şehrini kurdu.
anadolu'nun en büyük tanrısı apollon'un yardımı ile kurduğu bu şehri aşılmaz, geçilmez surlarla donattı.
anneannesi io'nun anısına da bugünkü haliç'e "altın boynuz" ismini byzas verdi.

bosphorus'un hikayesi rönesans dönemi ile birlikte pek çok ressamın tablosuna konu olmuştur.
bunlardan en bilineni hollandalı ressam David Teniers the Elder'in 1600'lü yıllarda yaptığı şu tablodur;
görsel

#mitoloji
görsel