bugün

ing. kokain anlamına da gelen sözcük.

aynı zaman da türkçeye beyaz şeytan olarak çevirilmiş 2000 yapımı film. yönetmenliğini Ted Demme'in yaptığı filmin senaryosu David McKenna tarafından yazılmıştır. oyuncu kadrosunda ise Franka Potente, Johnny Depp, Penelope Cruz, Rachel Griffiths, Ray Liotta bulunmaktadır. Bruce Porter'ın romanından uyarlanan filmde 15 yıl hapis cezasına çarptırılmış George Jung`un gerçek yaşam öyküsü anlatılmakta.

film genel olarak özetleyecek olursak; 70'ler dönemindeki taşralı bir gencin hayallerini gerçekleştirebilmek adına uyuşturucu işine girmesi ve kısa sürede hatrı sayılır bir yere gelmesini anlatıyor. tabii ki her filmin olmazsa olmazı aşk da cabası.
johhny depp olsun çamurdan olsun filmlerinden biridir bu da.. çok çok beklenti ile seyretmeye başlarsanız ellerinizin bomboş kalma ihtinali artar..
penelope cruz'un hindi gibi göründüğü filmdir.saçları o kadar kabarıktırki,zayıflığı dahada belirginleştirmiştir.sanki 45 kiloluk penelope'nin 40 kilosu kafasından oluşuyor.johnny depp gibi bir yakışıklının yanına hiç yakışmamıştır.ayrıca filmin sonuna doğru o giyilen eşofman,tıpkı doğan görünümlü şahin yeşiline benzemektedir ve gayet basit durmaktadır.johnny'nin giydiği o berbat renkli eşofmana diyecek sözüm yoktur.milyon dolar bütçeli film çekiyorsunuz,ya bari modacı yada ne bileyim imaj maker falan tutsaydınızda o rezillik olmasaydı,görsellikte önemli bir yerde.ayrıca filmin başında ve sonuna doğru johnny'nin burnuna dikkat ettiyseniz yamulmaya başlamıştır ve tipik bir temel burnuna dönmüştür.kokain çekmektendir burnunun yamukluğu.
(bkz: cocaine eyes)
(bkz: rolling stones)
escobar'ın ileri derecede ibrahim tatlıses ayağında kundura dönemlerine benzediği filmdir.
hayatımın dönüm noktalarından bir tanesi. gülmeyin lan. ciddi bir film.
bakın, filmde birbiri içine geçmiş bir sürü olgu var. hayallerinin peşinden koşarken yaşadığı gerçekliğin farkında oluşunu hayalleri ile boğan bir karakter vardır filmde. gerçeği çocukluğunda okuduğu kül kedisi tadında yorumlayarak hayyatına empoze etmeye çalışmış bir bireydir george jung. evliliğide zaten çok yanlış bir seçimdir. filmde yapılan zincirleme hatalarının onarılamaz bir biçimde tokat etkisi yaptığını görebiliyoruz. iyi niyetli bir gangsta olmanın vebalinin insana nasıl halüsünasyonlar gösterdiğine şahit olarak tiksiniyoruz yaşamdan. aklımıza ofsayt osman tiplemesinin bir repliği gelir filmi izlerken ''allah rızası için söyleyin beee, yine mi atamadım golü ha? bu da mı gol diil be?..!!

o gün bu gün hep empati yaparım film izlerken. george jung olmak zordur, emin olun!

*güneş yüzünde rüzgar arkanda olsun ve kaderin rüzgarları seni yıldızlarla dansa götürsün.
johhny depp ve penelope cruz'un başrollerini paylaştıkları 2001 yapımı film. blow'un yönetmenliğini Ted Demme yapmış. film, gerçek bir öyküden alıntıymış: bir kokain kaçakçısının öyküsünden.

--spoiler--
adam bu işe ot satmakla başlıyor, hapse girip çıktıktan sonra ürünleri çeşitlendirip kokain işine de giriyor.
--spoiler--

film, insanı sıkmıyor, ama bayıla bayıla da izleyemiyorsunuz. penelope'yi görmek için sabırsızlanırken, o filmin neredeyse ikinci yarısında teşrif ediyor. penelope'nin ne zaman geleceğini düşünmekten filme konsantre olamıyorsunuz. *
bu arada belirtmeden geçemeyeceğin johhny depp iğrenç kesimli, sarı saçlılarıyla bütün filmde göz tırmalamaktadır. öyle ki, filmin sonunda çevreye verdiği rahatsızlıktan dolayı özür dileyecek mi diye bir beklenti uyandırıyor. filmdeki merak unsuru da bundan öteye geçemiyor. ayrıca penelope de bir deri bir kemik haliyle depp'ten hiç de aşağı kalmamış.
(bkz: glow)
izlenilmesi farz olan bir filmdir.
filmin sonunda ki yasli makyaji haric film mukemmeldir.
(bkz: based on a true story)
freud'u doğrular şekilde george jung babasına, karısı da annesine benziyor. hikaye oldukça sürükleyici. kesinlikle tavsiye edilir.
george jung gerçekten çok kazık yiyiyor. çok da can sıkıcı... üstelik karakter olarak kötü de değil.

--spoiler--
Money isn't real!
--spoiler--

--spoiler--
Life passes most people by while they're making grand plans for it.
--spoiler--

--spoiler--
Hello Dad. You know I remember a lifetime ago, when I was about 3 1/2 feet tall, weighing all of 60 pounds, but every inch your son. I remember those Saturday mornings going to work with my dad, we'd climb into that big green truck. I thought that truck... was the biggest truck in the universe pop. I remember how important the job we did was, how if it wasn't for us, people would freeze to death. I thought you were the strongest man in the world. And remember those home videos when mom would dress up like Loretta Young, barbeques and football games, ice cream, playing with the Tuna. And when I left for California only to come home with the FBI chasing me, and that FBI agent Trout had to kneel down to put my boots on and you said, "That's where you belong you son of a bitch, puttin on Georgie's boots." That was a good one pop, you remember that. And remember that time when you told me that money wasn't real. Well old man, I'm 42 years old, and I finally realize what you were trying to tell me, so many years ago. I finally understand. Your the best, pop, just wish I could have done more for you, wish we had more time. Anyway, may the wind always be at your back, and the sun always upon your face, and may the wings of destiny carry you aloft to dance with the stars. I love you Dad. Love George.
--spoiler--
uyanış,
yükseliş,
aşk,
kaybetmek,
tekrar elde etmek,
düşüş,
ihanet ve
dibe vuruş...

--spoiler--

Peki sonunda, buna değdi mi?
- Hücreler kilitlenecek.
- Tanrım.
Hayatım nasıl da onarılamayacak kadar değişti.
Hep yaz mevsiminin son günüdür ve yeniden içeriye girebileceğim bir
kapı olmadan soğukta bırakılmışımdır.
Emin olun, dokunaklı anların kendi payıma düşeninden fazlasını yaşadım.
Hayat, onun için büyük planlar yapan bir sürü insanı es geçer.
Hayatım boyunca her yere kalbimin parçalarını bıraktım
ve şu anda artık neredeyse hayatta kalmak için bile yeterli değil.
Ama tutkumun yeteneklerimi aştığını bilerek
zorla da olsa gülümsüyorum.
Artık kapımda beyaz atlar ya da güzel bayanlar yok.
--spoiler--
escobar'In hayatından çok, girişimci kokain tüccarı john üzerine kurulmuş filmdir,
pablo'nun bir sahnede geçmesi ve elemanın ben pablo'nun adamıyım şeklinde triplere girmesi,
aslında onun ne derece saygın ve ulaşılmaz bir kişilik olduğunun göstergesi..
(bkz: blowjob)
aynı zamanda bir kuru-sıkı ve havalı markasıdır.
johnny deep in havalı kıyafetler ve gözlüklerin sunumunu yaptığı film.
mükemmel, aşmış bir filmdir. george jungın dramını anlatır. özellikle filmin sonunda johnny deppin ölüm döşeğindeki babasına yaptığı konuşma sahnesi bir hayli duygusaldır ve insan gözyaşlarına hakim olamaz.
uyuşturucu ticareti üzerine; ottan başlayıp kokain'de biten bir hikaye. ayrıca sanırım ilk defa bir filmin ismi bu kadar güzel türkçe'ye çevirilmiş, güzel oturmuş.*
gerçek hikayeden alınmış başrolünde johnny deep ve penelope cruz un oynadığı(kendisine başrol demek ayıp olacak etkisi çok az filmde)filmin sonu ağlamak isteyenler için uygundur deneyin derim.
george jung'ın hayatını anlatan johnny depp'in sarı saçlarıyla döktürdüğü film.
--spoiler--
ayrıca keşke ilk aşkı kanserden ölmeseydi de penelope cadısı hayatını mahvetmeseydi dedirtir.
babasına gönderdiği ses kaydıyla insanı kendi çocukluğu ve anne-babayla kurulan ilişkinin yıllar içinde büründüğü şekil hakkında düşüncelere sevkeder.
--spoiler--
1) başrollerinde penelope cruz ve johnny depp in oynadığı 2001 yapımı bir film.

2) (ing) (arg) tek kullanımlık kokain

ps: *
1970lerde amerikan kokain piyasasını yoktan var eden George Jung'un hayat hikayesinin anlatıldığı ve George rolünde de Johnny Depp'in oynadığı etkileyici film..
Johnny Depp'in başarıyla George Jung karakterini oynadığı filmdir. Filmdeki bir diğer bonus, Pablo Escobar rolündeki Cliff Curtis'tir.
bir ke$ha şarkısı.

dinlemek için;
http://www.youtube.com/watch?v=dBT0s8d3aXY
son günlerin en bomba ke$ha şarkılarından biri.

klibi yine her ke$ha klibi gibi vasat ötesi.

sözleri de aynen böyle;

hahahahahahahahaha
dance

back door cracked
we don't need a key
we get in for free
no vip sleaze

drink that kool-aid
follow my lead
now you're one of us
you're coming with me

it's time to kill the lights
and shut the dj down
(this place about to)
tonight were taking over
no one's getting out

this place about to blow
blow
this place about to blow
blow
this place about to blow
blow
this place about to blow
blow
this place about to

now what (what)
we're taking control
we get what we want
we do what you don't

dirt and glitter
cover the floor
we're pretty and sick
we're young and we're bored (ha)

it's time to lose your mind
and let the crazy out.