bugün

Gümüşün ustalarını bitirdik
Ahşap konakların oymalı dolapların
Üzümün camın kesme taşın ustalarını...
Akik kehribar yakut ve lal
işleyip incecik dünyayı parmaklarıyla
Hantal düzlüğümüze köpük köpük
Pencereler açan ustalarını
Işığın, sevginin ve iyiliğin
Bitirdik bir bir hünerleriyle boğarak...

Uçurumların türküsünde şimdi sıra
Dorukların karında, çimenlerin sütünde...
Fırat'ı yasaklayıp Dicle'yi susturarak
Tütün peynir yün ve pirinci
Gömerek ağır toplarla toprağa;
Kıl cecim savatlı düş rüzgârlı poşu
Bin yıldır kendi yurdunda konuk
Bin yıldır göçer iki zulüm arasında
Akıl almaz bir yaşama ustası
Koca bir halkta şimdi sıra...

Narcissusun aynasında yalnız kendi suretimiz
Biz neden başkalarını sevemiyoruz...

(bkz: şükrü erbaş)
birbirinden başkasını sevemeyen kişilerin, birbirlerine isyan edercesine söyledikleri cümle.
bir fanus içinde yaşarcasına etrafa kör bakışlar atan insanların buna isyanı belirttikleri durum.
(bkz: herhes kötü bir ben mi iyiyim)
"Narcissusun aynasında yalnız kendi suretimiz
Biz neden başkalarını sevemiyoruz..."

diye biten bir şükrü erbaş şiiridir bu.

Aynı zamanda hem kendimize hem de diğer her şeye yönelttiğimiz bir soru olur yeri gelir.
Ben seviyorum da sonra kim uğraşacak aq diyorum ehehe.
Sevmek sorumluluk ister. Belki de özgür olup zart zurt osurmayı seviyoruz.