biscolata erkeklerinin tecavüzüne uğrayan yazarlar

kipa'daki biscolota erkeklerini gördünüz. ben de sizin gibi o meşum videodan izledim. kızların abazalığı da hiç çekilmezimiş, bunu bir kere daha idrak ettim. sadece benim başımda sanıyordum böyle dertler fakat biscolota erkekleri de benimle aynı dertten muzdaripmiş meğer. biraz dikkat ettiyseniz suratlarındaki şaşkınlık ifadesini de görmeniz mümkün. işte batılı erkeğin karıya kıza doygunluğunu okuyabilen uzman bir göz, bu suratların ne demek istediğini hemen anlar. aynı kız şiddetine ve abazanlığına maruz kalan hani bir türk yakışıklısı olsa(kendimi hariç tutarak söylüyorum) kesinlikle durumun tadını çıkarmaya çalışır, pozdan poza girer, en az oradaki kızlar kadar utanç verici davranışlar sergileyerek videoyu izleyenleri oturduğu yerde isildetirdi. ama ben bambaşka bir dramdan bahsetmek istiyorum bu uzun girizgahtan sonra...

biscolota erkeklerini reklamlardan tanıdık. çopur suratlı olanlarımız kadınların gereksiz hayranlığından dolayı elemanlara kıl oldu, benim gibi yakışıklılar güldü geçti, orta halli olanlar intibak yasasının çıkmamasından şikayet etti durdu her zamanki gibi. fakat kipa'da gördüğümüz herifler, reklamlardaki herifler değildi sanki. hal ve tavırlarından tekin çocuklar olmadıkları seziliyordu. belliydi bir şeyler olacağı. içime doğmuştu ülkemize, birliğimize, dirliğimize bir zarar verecekleri. muvaffak olamamaları için gecelerce çok dualar etmiştim oysa.

şimdi inanın bu satırları yazarken etik bir ikilem yaşıyorum. tanıdığım bazı sözlük yazarlarının başından geçen bu katastrofik olayı anlatsam mı, anlatmasam mı diye. eğer anlatırsam bazı yazarlar töhmet altında kalacak, özel hayatları ile ilgili sadece benimle paylaşılan bir şeyi ifşaa etmiş olacağım. fakat anlatmazsam da başka sözlükçülerin aynı akıbete uğrayacak olması düşüncesi uykularımı kaçırıyor. tüm bunlara rağmen dö gol'e cephe alan jan pol sartr gibi tarihin sorumluğunu üzerime alarak bu talihsiz arkadaşların başından geçenleri aktaracağım.

her şey bir grup leyla ile mecnun dizisini çok seven yazarın ismail abi ile mecnun'un o meşhur repliklerini söyledikleri sahili görmeye gitmek istemesiyle başlıyor. zirve gibi bir şey yani. sayı vermek istemiyorum. çünkü sayılar hiç önemli değil böyle bir durumda. bir kişinin başına gelmiş olsaydı bile korkunç ve iğrenç bir şey olacaktı. bu bir avuç iyi niyetli, mizah düşkünü, toy sözlük delikanlısı belki dizi oyuncularını görür de birer imza falan alırız, dandirik cep telefonlarımızın pixeli düşük kamerasıyla oyuncuların fotoğraflarını çekeriz, hem onları rahatsız etmiş olur, hem de eşe dosta caka satma fırsatı yakalarız diye düşünürler bir gece sözlükte mesajlaşırlarken. hikaye böyle başlar...

bir mavi dolmuş kiralayıp dizinin esprilerini birbirlerine yaparak güle oynaya sahilin yolunu tutarlar. görseniz o kadar salaktırlar ki. ama insan yine de acıyor işte. sahilin çük buruşturan ayazında sabahın köründen itibaren bekleşmeye başlarlar, set ekibi, oyuncular gelsin diye. fakat düşündükleri gibi gitmez hiçbir şey. derken öğlen olur. ismail abi taklidini en iyi kim yapacak, mecnun'un en duygusal repliği hangisicilik gibi oyunlar bile aç karınlarını unutturamaz olmuştur tamamı erkek sözlük yazarlarından oluşan bu ekibe. gel gelelim bütün paralarını dolmuş kiralamaya harcadıkları için adam gibi bir lokantaya gidip kursaklarından sıcak birer tas çorba geçirecek kadar paraları da yoktur. ceplerindeki son kalan bozukluklarla 3-5 simit alırlar. çiğnemeden yutarlar o açlıklar simitleri.

ne gelen vardır ne giden! gruptan bazıları inançlarını yitirmiştir. hava alacakaranlık olmuştur iyiden iyiye. ama son bir gayret leyla ile mecnun'a olan saygılarından ve sevgilerinden birbirlerine kenetlenirler ve çok sevdikleri bir bölümü canlandırmaya karar verirler. aralarından bi salak mecnun olur, en kırık huylusu leyla -tabi ki eski leyla- olur, bir tanesi ismail abi olur(ki adı gerçekten ismailmiş bana sonra kendisi söyledi), bir tanesi ismail abinin kocaman gözleri olan sevgilisi olur, bir tanesi dede olur falan başlarlar kendi kendilerine diziyi canlandırmaya. bok gibi bir piyes ortaya çıkar tahmin edilebileceği üzre. özellikle kadın karakterleri de erkekler canlandırdığı için zaten rezalet olan oyunculuklarına bir de bu saçmalık eklenince gerçekten çok komik görüntüler ortaya çıkar.

tam civar esnaf bizimkileri polise şikayet edecekken akşam ezanı kızıllığı sırası sahilin ucundan biscolota erkekleri görünür alabildiğine kaslı ve yağlı vücutlarıyla. yüzlerinde sinirli bir ifade vardır. adeta kolkola kenetlenmiş ilkokullu çocukların "önümüze gelene yüz dekmik" sloganını haykıracaklarmış gibi bir elektrik hakimdir atmosfere. biscolota erkeklerinin öyle göründükleri gibi tekin herifler olmadıklarını, hele hele kipa'da yaşanan rezaletten sonra bir misilleme, kimsenin beklemediği bir pislik peşinde olabileceklerini söylemiştik en başında.

zavallı leyla ile mecnun fanları biscolata erkeklerini uzaktan görürler. bir sevinç dalgası kaplamış gidiyordur. ancak havanın kararmaya başlamasından dolayı yüzlerindeki sinirli ifadenin farkına varamamaktadırlar. ünlü görmenin sevincini yaşamaktadırlar coşkuyla. "herhalde biscolota reklamına bir gönderme yapılacak bu bölüm, bence ismail abi kesin biscolota erkeği olmuştur, hatta erdal bakkal bile bisçikilota erkeği olmuş olabilir" diye kendi aralarında neşe içinde tartışadurmaktadırlar. biscolota erkekleri gitgide yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır...

bisçikilopçular yaklaştıkça bir şeylerin ters gittiği anlaşılır. bizimkilerin yüzleri birden buruşur, az önceki neşe yerini derin bir kaygıya bırakmıştır artık bisçikilota erkekleri pantullarını sıyırırken. içlerinden biri "beyler:(" der. bisçilikop erkekleri hep üstleri soyunuk gezindiklerinden üst tarafları güneş yanığıdır fakat pantulları fora edince götlerinin güneş görmediği için ay parçası gibi bembeyaz olduğu göze çarpar. hatta keskin bir çizgi vardır bu güneş yanığı vücut-göt geçişinde. bizim leyla ve mecnun fanları gördükleri karşısında tarifi mümkün olmayan bir dehşete düşerler. bir an basiretleri bağlanır ne yapacaklarını bilemez hale gelirler. biscolota erkeklerinden roberto olarak bildiğimiz en izbandutları kendi dillerinde bir şeyler söyler diğerlerine. ve birden bisşukulata erkekleri leyla ve mecnun fanlarının üzerine saldırır. kocaman zekerlerine kan yürümüş, gözlerini tecavüz bürümüştür artık. leyla ve mecnun fanları ismail abi'yi, mecnun'u, erdal bakkalı görmeyi beklerken, leyla ve mecnun'un sımcıcak ailevi set ortamını düşlerken bir anda kendilerini spartacus'un kerhane sahnelerinde bulurlar. bissikilota erkekleri bizimkileri oral sekse zorlar, pozisyondan pozisyona sokar, hatta içlerinden birisi kurbanını banka domaltıp ofis fantezisi yaparak brazzers'taki kel adama gönderme yapar. ağlata ağlata hunharca sikerler alagavat liselileri. şok ve dehşet anları yaşanmaktadır. dakiklar asır gibi gelir kurbanlarımıza. anlatılacak gibi değil gerisi...

bu absürd porno karşısında ne esnaf ne de zabıta müdahale etme cesaretini kendisinde bulabilir. 45 dakika içinde her şey yaşanıp biter. bissikilota erkekleri pantullarını çıkardıkları gibi hızlı bir şekilde götlerine geçirip güle bağıra azgın bir neşe içinde kendi dillerinde espriler yaparak çekip giderler. zabıtalar hemen köşedeki şarküteriden su alıp yaralarını sararlar bizimkilerin. ağlayanlar, canı hala acıyanlar, lanet edenler, onur ünlü'ye sövüp svüştürenler ağıtlar yakanlar, oradan geçen ve ne olduğuna anlam veremeyen normal vatandaşlar, intibak yasasının çıkmasını bekleyen emekliler, dar gelirliler, amcık ağızlılar... tam bir can pazarı kurulmuştur. travması belki yıllar sonra bile kendini hissetirecek trajik bir olaydır yaşanan. inanın bunları yazarken boğazım düğümleniyor yutkunamıyorum.

bütün bu olanları bana içlerinden hani o bahsettiğim "ismail abi" rolünü oynayan ismail isimli kurban anlattı. "abi bileydim hiç izler miydim leyla ile mecnun'u. bundan sonra tevbe istiğfar ettim, arka sokaklar'dan gayrı dizi bana haram." diyor, sonra o anlar aklına geldikçe tekrar hıçkırıklara boğluyor ağlarken...

(bkz: kipa daki biscolata erkekleri)

Sözlükte cirit atmaktadırlar.

(bkz: Rosava)

(bkz: hbbia)

(bkz: jimmy tudeski)

kendini yakışıklı varsayan yazar biscolota erkekleri ile ilgili neden bu kadar uzun yazmıştır. (bkz: psikolog getirin).ya gerçekten vicdanlı bi abimizdir ya bu adamları kıskanıyordur tipsizdir aklıma bu geldi.

not:herkes gibi tamamını okumadım okuyamadım valla yazının özet geçtim anlamak için.