bugün

genelde fatih akın filmlerinin başrolüdür kendisi. (bkz: gegen die wand) (bkz: im juli) ve nasıl olduysa (kafasına birşey vurup oynattıklarına inanıyorum) saçmasapan ötesi film hırsız varda oynamıştır. çok tipsiz gelir ilk görüldüğünde, sonra oyunculuğundan mıdır, cool hali tavrından mıdır, konuşamadığı türkçeden midir nedir, acaip çekici gelmeye başlar (kendimden biliyorum). ve birden türkiyedeki bütün oyunculara jönlere don juanlara binbeşyüz falan basar..

ilgiyle takip ediyoruz, yaptığı herşeyin devamını diliyoruz

ps: hırsız var gibi bir feeaacia hariç*

görsel
kesinlikle ve kesinlikle karizmanın kralıdır. bakımsızlık ve salaşlık bir insanda ancak bu kadar çekicilik yaratabilir denilebilecek bünye olmasının yanında o nasıl bir oyunculuktur birader?
git lennn çabuk alamanyaya. ne hakkın var aklı selim türk gençlerini çevirdiğin filmlerdeki kaybeden tip rolleri ile diplere çekmeye.
gegen die wand'ın çekimleri için özel izinli türkiye ye getirilmiş abimizdir. berlin film festivali nde en iyi erkek oyuncu altın ayı ödülü'nü alan ilk türk oyuncudur.

edit: az yazmışım birader. böyle bir oyuncuya az yazmışım. geçen gün tekrardan gegen die wand filmini izliyorum. ışığı kapatmışım. dışarıdan köpek sesleri geliyor. gecenin 3 buçuğu. annemin sesini duymayalı, 6 ay olmuş. ekranda bir adam. saçı sakalı birbirine girmiş. ağzından sigara düşmüyor. bozuk türkçesi ile "abi ben aşık oldum" diyor. karşısındaki adamın umrunda değil. tekrarlıyor: "abi ben aşık oldum."
karşısındaki duyuyor bunu. "orospuya mı?" diye, soruyor. bizimkisi cevap vermiyor. tam o anda anlıyor ki ıspat edemeyecek sevgisini. önlerindeki iki dolu kadehi avuç içleri ile bar bankosuna yapıştırıyor. "allah" deyip, fırlıyorum yataktan. dışarıdaki köpekler kesiyorlar ulumalarını. avuç içlerime bakıyorum. kan görmek için. sonra, gerçek olmadığını anlıyorum. karşımda bir film dönüyor. ve ben, yalana inanıyorum.

yatağıma geri uzanıp da kaldığım yerden izlemeye devam ederken o muhteşem oyunculuğu, sessizce soruyorum:

"gerçek?"
davetlerde her daim yalnız olmasına karşın, ilgiyi üzerine çekebilen bir yapıya sahip kişi. bu sene olan altın portakal'da otelin geniş parti salonunda, gene takım elbiseli ve ayakları çıplak hafif sallanarak tek takılıyordu. selam verildiğinde hemen derdini anlatıcak bir dost havasında hareretli hareretli, hafif kafa güzel olarak ve bozuk olan türkçesiyle anlatmaya başladı; "-yaa odamın duvarları çok beyazdı, gözümü alıyordu. bende şaraba boyadım." ardından baktık bu davranışı yüzünden otel ile başı belaya girmiş. gazetelerde de ödül törenlerinden çıkartıldı falan denildi, ama çıkartılmadı.
( (bkz: çirkin ama karizma aktörler)
yatmadan önce yüz fırça darbesi itabıyla ortalığı karıştıran italyan yazarmelissa p, türkiye ziyaretinde kendisine tanıdığınız bir türk var mı diye sorulduğunda şöyle bir cevap vermiştir:
- evet.bir tane türk tanıyorum. ve onunla yüzyüze tanışmka için herşeyi yapardım.hayatımda tanıdığım en çekici erkek o.onunla yatmak en büyük hayalim.
bu söyleşiyi kendine soran gazetecilere ise birol ünel'in cevabı şu olmuştur:
-ben evliyim. gitsin başkasıyla yatsın.
son olarak, transylvania'daki bar sahnelerine ve yüzündeki çökkünlüğe baktım da, bu adamın, özel hayatında da daimi bir ayyaş olduğuna kanaat getirdim. alkolü adeta özendiriyor bu adam. lakin, filminden çıktık ve vodkaları, tequilaları arka arkaya yuvarladık.
duruşu yeter insan.
Enemy at the gates filminde, denize atlayarak kacmaya calisan askerlerini vuran, rus subayı rolunde oynayan yetenekli aktor.
duvara karsi filminin cahit tomruk'u. en iyi türk aktörlerden birisi ve ayni zamanda amerikada dünyanin en iyi 20 aktörlerinden birisi seçilmis. müthis bir karizmaya sahip etkileyici kisilik. hastasiyim. takipteyim
gördüğüm göreceğim en karizmatik aktördür.
Şiddetle kendisine "abi ne işin vardı o hırsız var filminde ?" sorusunu sormak istediğim şahıs
saçlarının dağınıklığı ve hafif kırlaşmış olması, yüzündeki her bir çizgi ve oyunculuğu ile baştan aşağı karizma biri.
pis pis gülüşü, telaffuzu, yeteneği, saçları, dudak kenarları ... of dedirtir.
john cusack 'la bir filmde oynamış aktördür. ikisinin de çaylaklık zamanlarında tabi .
süper bir şekilde dans eden zat. hastayım ya kendisinin dans edişine , harbi kendinden geçiyor.
kendisi varolduğu sürece evrendeki diğer tüm erkekler sadece oksijenden çalan canlılar olarak varoluşlarına devam edecekler. buna ben de dahilim. ali de. veli de. hatta amca oğlu selahattin de.

lan adam karizma işte. hem de ne karizma. bir insanın simsiyah ve iri gözlerindeki o ümitsizlik ve çaresizlik bu kadar mı müthiş yapar bir bedeni.

yitik ve kaybolmuş bedenlerin en iyi yansımasıdır kendisi. melissa p denen modern çağın modern sürtüğünü de sikmekten beter etmişti bir zamanlar.
gegen die wand'ı izleyen bu hanım görünümlü kaltak tek türk erkeğini çekici bulduğunu, hatta o erkekle sevişmek istediğini söylemişti. birol ünel de kendilerini sikmekten beter etmişti;

"benim eşim var. gidip sevişecek başka birini bulsun."

böyle şıllıkları sikmek onlara ödüldür. en iyisi onları sikmemektir. hani şu gösterip de vermemek meselesi. gel ki bu karizma adam göstermiyor dahi.

oyunculuğu karşısında el-pençe divan durabilirim.

hele gegen die wand'da bir sahnedeki repliği var ki her seferinde ekranı yalıyorum;

spoiler olabilir

bizim dörtlü okey oynuyor. sibel'in abisi. cahit* ve diğer iki arkadaş. tam o esnada geneleve yeni kadın geldiğinden bahsedilir. karizma adam şu soruyu sorar;

"sizin karılarınızı kim beceriyor?"

spoiler olabilir

ortam tuzla buz olduğunda ben ekranı yalıyorum.

neticede muhteşem bir oyuncu. kendisi sayesinde gegen die wand'ı hatmettim. salaşlık, seksapellik, karizma, çekicilik, coolluk...

öldüğümde, iri ve siyah gözlerindeki o sonsuz mutsuzluğa gömün lan beni bu adamın.
kapkaç maduru olan, sonra kapkaççısını paraları bölüşürken yakalayan, sonra kapkaççısıyla muhabbet eden, kapkaççısıyla kanki olan, onu evine davet eden, evinde sabaha kadar muhabbet eden, sonra onunla kahvaltı eden, en sonunda bu olayın filmini çekmek için kolları sıvayan süper adam.

kaynak: beyazperde.com
şimdiye kadar izlediğim 3 filminin(duvara karşı, Transylvania, hırsız var) 2sinde elindeki bira şişesiyle kendini yaralıyor bu adam. ikisinde de aşık olduğunu anladığı zamanlarda kendine bir araz verme motivasyonu içersinde, sanırım duvara karşı'daki performansını beğenen Tony Gatlif Transylvania'da da böyle bir sahne gerektiğini düşünmüş. Öyleki 2 filmdeki bu sahneler aynı mekanda çekilse aynı filmin karesi olup birbirlerinin peşi sıra eklenebilecek durumda.
derinlikli psikopat adam rollerinin son yıllardaki vazgeçilmez oyuncularından olan türk aktör. duvara karşı filmiyle tanınırlığı artan oyuncu, en son soul kitchen filmindeki tavizsiz ve usta psikopat aşçı rolü ve devamlı sağa sola sapladığı aşçı bıçağı ile bizi yine mest etmiştir.
türk javier bardem.
kayıp karakterleri oynar çünkü kendisi de en az başrolleri kadar kayıp ve cool bir adamdır. http://galeri.uludagsozlu.../r/birol-%c3%bcnel-75540/
karizmasına ve oyunculuğuna diyecek yoktur lakin biraz at hırsızlarını andırıyor tipi. öyle aman aman yakıışıklı da değildir kendisi.
sigarayı ters yakarak içebilmektedir.
(bkz: transylavania)*
kız olsam... neyse, hem bizim sokağın şarapçısına benzeyen hem de jose mourinho' nun tarifsiz karizmasına sahip bir adam.
şimdi ne desem az kalır. al pacino ya çok ciddi boyutta yaklaşmış bir oyunculuğu var hatta yeni nesil pacino bile diyebiliriz. ilk olarak şunları tavsiye ederim, soul kitchen, transylvania, duvara karşı mutlaka izlenmeli derim beğenenlere, daha sonrada fatih akın ın temmuzda filmindeki o kısa rolünü nasıl doldurduğuna bir bakın ve ayrıca film de oldukça eğlenceli. kalbin zamanı adlı filmde tek başına ettiği dans aşkı anlatıcak kadar etkileyici. aslında film listesi kabarık. takip etmeye değer. ülkemizde tanınmaması konsunda birşey demek istemiyorum. neyse diyorum!

Birde yazacaklarım o kadar çok ki toparlayamıyorum.

ilgi alanımda olmaya devam edecek kişi.

edit:
berlin film festivali nin altın Ayı lı filmi duvara karşı nın başrol oyuncusu ve alman oscarları lola larda 2004 en iyi erkek oyuncu ödülü sahibi birol ünel... alıntı.
Bir arkadaşımın buruşuk dediği adam. ileri derecede karizmatiktir nedense bana kaan tangöze'yi çağrıştırır.