bugün

başarılı bir film. müzikleri de güzel tasarlanmış olandır. bu filme verilen paraya değer.
Başka bir filme gitmek daha mantıklı olur. Müzikleri hoş kendisi birazcık Saçma bir film...
bir zamanlar eski sevgilimin nickiydi . bu nickle az aldatmadı beni . (bkz: karaktersiz)
Mert fırat ve Melisa sözen in başrolünü oynadığı artık internette izlenebilen filmdir. müziklerini beğendim. film de fena değildi. şahane de değildi. izlenebilir.
klasik ''ıssız adam'' çakması bir film olmuş. melisa sözen'in oyunculuğu nedense, bu filmde berbattı, aksine mert fırat'ın çoştuğu film olmuş. müzikleri güzel, kendisi cacık olan film. kısaca izleseniz de olur, izlemeseniz de olur.
https://youtu.be/cPpVq-9h1-w bir de böyle dinleyin.
"Biraz unutmak için" güzel şarkı.
Varlığından az önce haberdar olduğum film. Star da tv de ilk. Şimdiden bir ıssız adam kokusu alıyorum.
gayet basarili, eglenceli ve gercekci buldugum film.
film bittiginde yaptigim ilk sey masal anlatan inanilmaz tatli aksanli kadinin kim oldugunu aramakti.
ismi judith liberman'mis. hayatimda duygudum en güzel aksana sahip kendisi.

bi cok kisinin kendinden bi seyler bulabilecegini düsündügüm halde cok klise ve özenti bulmadigim film - ilk defa sevistikleri gecenin ardindan gelen konusmalar ve ayrilirken eski esyalari bir posete doldurma sahnesi disinda.
sevisme sahnesi diger bir cok türk filminden kat ve kat iyi ve inandiriciydi.
en azindan iki saniye öpüstükten sonra kameralar tavani ya da pencereyi cekmedi, ki bu büyük bi basari.

bas rol oyuncularinin secimleri de uygundu.
melisa sözen'i cok begenmeme ragmen bu filmde normal performansinin altindaydi, belki de oynadigi role isinamadigi icindir, bilemiyorum.
mert firat'in ise gercek hayatta efendi biri oldugunu düsünmeme ragmen umursamaz odun parcasi rolünü gayet güzel oynamis.

--spoiler--
bir insan gayet özgür bir iliski yasarken nasil bu kadar cok bunalabilir ve kimseye hesap vermek istemiyorken baska bir insanin hayatina neden girer ve nasil mahveder güzel islenmis.
dogum gününün kutlandigi sahne sacmaydi. kimse birinin erkek arkadasi cok icip sacmalamaya basladi diye dogum günü partisini terk etmez ya da inanilmaz utanc verici bir durum varmis gibi davranmaz gibi geldi.
gülüp gecilebilecek bir durumken cok dramatik hale getirmisler.

grup elemanlari'nin esas oglan'a söyledikleri tespitler cok yerindeydi.

ama keske esas oglan'in bu davranis bozuklugunun ardindan ölen eski sevgili mevzusu cikmasaydi, isin icine bir duygusallik katmak istemisler ama gereksiz olmus. sonucta pic olmak icin illa cok aci cekmis olmaya gerek yok.
cünkü neden? her davranis bozuklugu olan bencil insanin icinde öyle bir yara varmis hissi veriliyor, ki yok öyle bi sey.

filmin baslangic ve bitis kisminin masalla süslenmesi tatli bir detaydi.

kullanilan sarkilar ve esas oglan'in sesi güzeldi.
--spoiler--
öznel hikayemiz var her birimizin, sevdiğimiz yaşamını yitirse dahi sadakatle bağlılığımızı, beşeriye dair en asil duygulardan sadakati işlemiş film, cinsellik içeren sahneler azaltılsa, konu tam manasıyla pekiştirilseydi ayrılık daha erken gelip, eskiye dair özlem işlense idi eminim kahve içmeye dahi kalkmazdım. melisa sözen'in oyunculuğuna sahneleri içselleştirmesine kelime bulamıyorum.

tebrikler mert fırat,

tebrikler melisa sözen.

ismi gibi güzel olan film, bir varmış bir yokmuş.
MAsalların başlangıç cümlesi, yavaş yavaş söylendiğini işittiğimizde, anlık çocukluğumuza gideriz.

Film ise izlenilebilir, güzeldir.
Hayatın özeti olan cümledir.
Birtane Güngör'ün başrolünde yer aldığı 1971 yapımı türk filmi. usta aktör halit akçatepe bu filmde yan rollerden birinde yer almıştır. saygılarımla.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Develer tellal iken, pireler hamal iken,
Ben anamın, babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken.
Diye devam eden klasik masal anlatma girişinin ilk cümlesidir.
Deyişteki bir sözcüğü hem varlığın hem de yokluğun sonlu olduğunu tarif eder, hem de birbirine geçişi vurgular. Üstelik ikisi de geçmiştir ama şimdiki zamanı tarif eder. Dil hep geç kalır ama şimdi duyumumuzu iletmeyi başarır. Masal bunu bilir. Masal filozoftur.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde diye devam eden, masal giriş repliğidir.
şu an star tv'de yayınlanmakta. üçüncü kere izliyorum. can sıkıntısı kötü şey. siz de izleyin hadi.
Bir çocuğun bir anda gözlerinin parlamasına neden olan sihirli bir cümledir.
görsel
dün biraz türk sineması ne alemde diye youtube'da gezinirken melisa sözen ve mert fırat'ı görünce izleyeyim dediğim bir film oldu kendisi. her iki oyuncuyu da çok severim açıkçası. üzücü olan şey ise konusunun ve senaryonun gerçekten klişe ve bıktığımız erkek kesimini anlatıyor olması.

mesela ben artık eski ilişkilerinde aldatılan ve bunu atlatamayan erkeklerden çok sıkıldım ya da filmdeki gibi sevgilisi ölüp diğer kızların tüm hayatının içine eden erkeklerden de çok sıkıldım. madem atlatamadın ilişkini girme başkasının hayatına? sevgili olma? çok basit bu tarz şeyler ama benim bağlanma problemim var deyip havalı tavırlar sergilemek, insanları üzmek hoşlarına gidiyor herhalde.

yukarıda bahsettiğim erkek tipi güzellemesi yapılan filmleri sevmiyorum ve sevmeyeceğim. çünkü kötü bir şeyin güzellemesinin yapılması o tipte insanları arttırıyor ve gerçekten bitmek bilmeyen bir "ıssız adam" sendromu çıkıyor ortaya.

(not: ıssız adamı beğenmiştim, en azından adamın bağlanma problemi açısından bahanesi yoktu. sadece gavattı.)
Yazarlar çaylak iken çaylaklar görünmez iken ...
görsel

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde yok yok dışında..
Neyse bilemeyeceğim bu girişi şimdi,

Gelelim hikâyemize..

Aklı selim ama kalbi kağıt gibi olan bir çocuk yaşarmış dünya adlı bir rüyada..

Sözcükleri o kadar derinmiş ki anlayanı azmış kimi zaman, aslında sabredecek kadar dinleyeni azmış diyelim biz buna..

geceler boyu uykusunda, yalnızlığa demir atmış şekilde bulmuş sonunu hep..

Durak dinlemeden sürmüş bu yalnızlık..

Insaf etmeden vurmuş ruhunu lâkin üzülmemiş ve de üşenmemiş anlatmış derdini ..

Dağa, taşa, toprağa..
Kuşlara, güne, geceye..

Sonsuzluğu içinde hapsolduğu heceye..

Hükmetmiş kendi kendine,
Sormuş ,görmeyince göremeyince..

Insanlar umursamazken,
Zaman gözlerinin önünde akarken..

Dağılmış nefesi, hesabını bilmediği anları yaşarken utanmış gülümsemesi..

Derken bir gün anlamış hayatını,
Bir varmış bir yokmuş olağan durumu..

Varlığı, yokluğu..

Özgeçmiş beni hayat..
Şu an için kendimi tanımladığım söz öbeği.
küçükken masallar okurdum ya hani. istisnasız her masal bir varmış bir yokmuş diye başlardı. "bir varmış bir yokmuş..." ben de çocuk aklı ya o cümleyi diğer cümleler gibi okurdum. ben ne bileyim o cümlenin senden bahsettiğini. masal gibi başladın ama her masalın başında olduğu gibi bir vardın bir yoktun. masallardan misaller...
baktımda ömrümün hazanı gelmiş
bir varmış bir yokmuş oldum sonunda...
eski bir müslüm gürses şarkısıdır...