bugün

türk solunun kimlik oturtamayışından kaynaklanan bir sorundur. telafisi artık imkansıza yakındır.
ne solcudan faşist olur, ne faşistten solcu olur...
bahsi geçen adam muhtemelen ikisininde ne olduğunu tam bilmiyordur...
Öncelikle faşizmin tanımından yola çıkmamız lazımdır. Faşizm toplumu belli özellikler çerçevesinde birleştirip karşı gelen düşünceleri bir şekilde susturmaya dayanır, tek tip insanın var olmasını ister ki kendini sağlamlaştırsın, düzen sağlam olsun. Bir diğer değişle faşizmle ırkçılığı karıştırmamak ve faşizm deyince akla ırkçılığın gelmemesi lazımdır.

Efendim sol düşüncenin neyi savunduğu bir yana, neyi uyguladığı ve uygulayacağı daha önemlidir. sol düşünce sahipleri yeterli güce ulaşsa, herhangi diğer bir düşünce sahipleri gibi faşistçe davranmayacaklar mıdır acaba? Daha önce sol görüşlü yönetimler faşizmin alasını uygulamamışlar mıdır? Kendi halklarına bile öyle ya da böyle etmediklerini bırakmamıştır. Sovyetler, doğu avrupa hep bunun örnekleriyle doludur. Yalan mı?

Sonuç olarak bu tartışmaların altında insanın daha yüzeysel kalacak düşünceleri* değil yüzbinlerce yıldır getirdiği alışkanlıklar yatar, yani güçlü olanın güçsüze sözünü gerçirmesi. Bütün insanlar kabul etmese de doğaları gereği faşisttir.
faşizm nedir diye yola çıkarsak olaylara bakış açımızı belirleyebiliriz.bunun için en iyi örnek olan hitler'dir.kendisi avusturya'lı olan hitler sadece kendi istekleri uğruna alman ırkının üstünlüğünü savunmuştur ve savaşlara yol açmıştır.
Aynı şekilde italya'da da kooperatif yönetimleri oluşturularak faşizmin örnekleri gösterilmiştir.
faşizmle milliyetçiliği karıştırmamak lazımdır.alın karşınıza bir solcuyu bir de sağcıyı,başlayın sormaya soruları.
karşılığında alacağınız cevaplar kendi milliyeti adına daha iyi şeylerin olması içindir.ama ikisinin uyguladığı yöntem ve sahip oldukları bazı düşünceler farklıdır.mesela birisi liberal ekonomiyi öne çıkartırken birisi daha devletçi bir ekonomiye gider.aslında ikisininde düşündükleri temelde ayı şeyler,yöneldikleri farklıdır.
faşizm ayrıdır,solculuk ayrıdır,sağcılık ayrıdır.

inanmayalım emperyalist güçlerin doldurmalarına bizleri kışkırtmaya çalışmalarına;hiçbirimiz faşist olmayız bu sayede. *
evvelden de belirtildiği gibi bugün sol/sağ ayrımının tarihteki anlamını taşımadığını yineleyelim. solcu chp bile akp'nin gerisine düşebiliyor, solcu işçi partisi mhp'yle aynı şeyleri savunabiliyor, blair'in işçi partisi emperyalist küstahlığın adresi olabiliyor.
şu sıralar moda olan 'vatanı sevmek faşistlikse faşistim arkadaş' gibi sığ sularda kulaç atan söylemler böylesi başlıkların açılmasına neden oluyor. devlet seviciliği-fetişizmiyle malul gözlerin görmediği de bu; iktidarla halk, egemenlerle kaybedenler arasındaki konumunu belirsizliğe sürenler de romantik anlamıyla bile solculuğun defterine işlemesin söylediklerini.
kurulan türk devletleri, onları da ancak türklerin yıkması gibi efelenmeler neye yarar, onurlu olanı geçmişte aramak değil, bugün inşa etmektir mesele. (çoğu türk devletinin de başkaldırılarla kurulduğunu, bağımsızlaştığını vurgulamak gerek.)
küreselleşme, yeni dünya düzeni, medeniyetler çatışması vb. gibi kavramsallaştırmalarla önümüze dikilen haydutlara, barbarları dört gözle bekleyen 'içerdekiler'e, millete onca eziyeti ve zulmü reva gören serdar-ı ekremlere kafa tutmaktır onurlu olan; faşizme teşne birilerinin harcı değildir yani solcu olmak.
bir ülkede taksim meydanı, sultanahmet meydanı gibi dimağlarda yer edinmiş meydanlar varsa normal olan durumdur.

(bkz: sallandıracaksın şunlardan birkaçını taksim meydanında)
(bkz: sallandıracaksın şunlardan birkaçını sultahahmet meydanında)
aşırı solun doğası gereği ortaya çıkan durumdur. çünkü merkezi kontrolü öngören bir yapının faşizm ya da benzeri bir yönetim biçimini kullanmaması gerçekten ütopik bir durumdur. *
(bkz: chp)
milliyetleri üzerinden politika yapan sol kurumların zaman zaman içinde bulundukları durum..
evet o ülke türkiye'dir ve ne yazık ki zaten pek fazla olmayan türk solunu tamamen bitirmeye yönelik bir hareketin son safhasıdır bu. sadece gündelik tartışmalarla uğraşan, saçma sapan bir ulusalcılık hareketine bürünen, dış mihrakların özellikle gazladığı islamcı harekete karşı atatürkçülüğü savunmaya çalışırken kantarın topuzunu kaçırıp atatürkçülük oynamaktan ziyade bir halt yiyemez olan, kendisine tv kanalları açıp orada zurnacılık yapanlara "solcular chp'ye sağcılar mhp'ye oy versin..." dedirtecek kadar ayağa düşen, kendini rezil eden, planını programını kaybeden bir sol bu!
hani nerede sol'un savunması gereken insan hakları, eşitlik, işçi hakları, sendikacılık hakları, azınlık hakları, sosyal demokrasi??? hiç birinden eser kalmadı türkiye'de, zaten çok çok azdı ama hiç kalmadı. yaşasın ulusalcılık!*
(bkz: ülke çıkarlarını savunan solcu da olsa faşisttir)
(bkz: her boku faşist diye damgalayan faşist)
(bkz: bi kendine demokrat)
(bkz: türk solu)
(bkz: ileri yayınları)
(bkz: kanaltürk)
(bkz: tuncay özkan)
güzel bir şeydir. hiç bir bokta birleşemedik ama faşistlikte birleştik demek. içelim.
sırbistan'daki olaydır . dünyanın başka hiçbir yerinde görülmez .
eğer kendi ırkına tapıyorsa ve diğer ırkları hiç sayıyorsa bu solcu yok olsun daha iyi. bu iki kelime nasıl aynı cümlede kullanılabiliyor anlamıyorum. o insan zaten solcu değildir faşistse. yani bu cümle anlamsızdır.
lanet olsun içimdeki solcu sevgisine. enternasyonel kişiliklerinden hiç ödün vermediklerinden dolayı türk solu net'i selamlıyorum. ülkenin sorunlarını masa başında oturarak öyle güzel analiz etmişlerki anlatılamaz. kürt türk ayrımı yapmadan, kemalizimin dönemi itibari ile iyi olup günümüzde çözüm üretemediğini çok iyi açıklamışlar.

arkadaşlar o sitede yazılan yazıların içnde marsksit kelimeleri çıkarın sonra milliyetçi sitelere girin bakın bir fark gözetecek misiniz? bu site kendini ulusallıktan ve ve liberalizimden kurtaramayanlar için bireir.
bahsedilen ülke sanırım türkiye,bu konuyu incelemek için türkiye solunun oluşum şartları göz önüne alınmalıdır.
bu şartlar her üldede farklı şekilerde cerayan etmektedir.örneğin bir fransa solunun oluşum koşulları ile türkiye solunun oluşum koşulları bir değildir.
keza dünya da yapılan proletar devrimlere bakıldığında bu farklılık iyice ortaya çıkıcaktır.

türkiye bildiğimiz gibi 600 sene bir aile tarafından yönetilen ve islam dininin ağırlığı derinden hissedilen bir ülkedir.
tabii bu koşulları değerlendirmeye aldığımızda sol unda yapısal çizgisini çizmiş oluyoruz.

ilk önce "sol" nedir?
beddretin midir? fransa ulusan meclsinde solda oturanlar mıdır? yoksa marks mıdır?
hepsi "sol" mudur?
eğer hepsi sol ise o zaman sol un içinde de mutlak değişik oluşumlar ve yapısal farklar söz konusudur.
şimdi türkiye solunda kabataslak bakalım;
aydılanma haraketlerini sol diye kabul ediyorsak jön türk haraketi bu ülke için soldur,tıpkı fransa meclisinde solda oturanlar gibi.
o halde bir ailenin henadanlığını tasfiye eden ve yerine halk idaresini koyan kemalizm de soldur.(burada kast edilen halk iradesi önce ki döneme göre ele alınmaktadır)
buraya kadar anladığımız gibi burjuva devrimleri ve daha sıkı olan faşist düzeni tasfiye eden zümreye sol diyoruz.
ama bir de üretim ilişkilerini temel çelişki kabul eden,dünya görüşünü eşitlikten ve emekten yana koyan marksist bir sol akım var.
bu akımın türkiye de gelişim ve ilk görünen kısmı ister bedrettin alalım ister suphi alalım ister 68 kuşağını alalım.(beddrettin marks tan öncedir lakin sol a bakış açısı salt aydınlıkçı,ilerici değil üretim ilişkileri çelişkisidir)
ama bu bakış açısıda sol un bir türkiye de olan bir gerçeğidir.
özetle gelmek istediğim konu türkiye solunda görülen milliyetçilik paradigması,kemalizmi öncü devrim yada öncü sol olarak kabul eden,(sebebi ise anti emparyalist bir savaşa öncülük etmesi ve bir burjuva devrimini gerçekleştirmiş olmasıdır)(aydınlıkçı,aydınlanma)türkiye sol u iç dinamikleri bu ayrımın içinde çoğu zaman çeşitli tıkanmalar yaşamıştır.
çünkü dış emperyalist yapı ile olan sıkı bağlar,o zaman gerçekleri ve koşullarıdır,dönem içerisinde gelişen bu koşulları sol değil dünya da hiç bi haraket inkar edemez.
haliyle kemalizm bu noktada daha bağımsızlıkçı kaldığı için bu sıkışmaların ana nedenidir.
milliyetçilik ise anti emperyalist olduğunu kabul eden ve etmek durumda kalan bütün dünya solları için,içinde zaman zaman kavramsal hatalar barındıran ama temel niteliği belli olan bir aygıttır.

son söz;türkiye sol u için 12 eylülden sonra gelişen kürt hareketi zaten bazı karamlar içinde sıkışan solu ikiye bölmüştür.
ve zamanla tamamen pkk ya karşı cephe alma durumuna getirmiştir.
pkk haraketi türkiye solun da gelişen yada geliştiği iddaa edilen (son süreç için)milliyetçilik unsurları için incelenmesi gereken temel unsurdur.