bugün

günlük hayatta veya bir şekilde bilgi dağarcığımıza dahil olması sonucu yaptığımız bazı tespitlerdir.

dikkat ettim de kimya sektöründe çalışan, özellikle kozmetik kimya ürünleri ve temizleyici kimya ürünlerinin üretiminin herhangi bir aşamasında çalışan insanlar o ürünleri kullanmamaya özen gösteriyorlar. özellikle de labaratuvar kısmında çalışan deneyimli kimya mühendisleri veya sıfatını bilemediğim türevleri.
şampuan üretiminde çalışan bir tanıdığım var ve bana hiç şampuan kullanmadığını söylemişti. dedim "nasıl yani o kadar reklamlar yapılıyor, yok yılın ürünü, en iyi ürün, zararsız hatta şöyle şöyle, böyle böyle faydalı şeklinde tanıtımlar yapılıyor ajanslarda durum bu kadar mı vahim" dedim "aynen de öyle" dedi. "üretim aşamalarını görseydin emin ol sende kullanmazdın" dedi ve şöyle devam etti: "insan o zehrin nasıl üretildiğini görünce başına süresi gelmiyor!". çok şaşırmıştım. aynı şekilde duş jelleri, kalıp sabunlar ve bilimum vücut temizliğinde kullandığımız maddeler. tamam illaki biliyoruz sonuçta kimyevi bir madde oluşturulmuş orada ama durumun bu kadar ciddi olduğunu düşünmüyordum hakikaten. ondan sonra daha dikkat etmeye başladım ve yeni tanıştığım insanlarda veya bir şekilde bu işlerde bulunmuş insanlarda böyle bir hassasiyetin oluştuğunu fark ettim.
tabi şöylede bir gerçek var. bu zamanda duş jeli, şampuan ile temizlenmeyeceksin de ne ile temizleneceksin? cevabı tartışılır. ne kadar doğru ne kadar sağlıklı olsa da herhalde bu gibi ürünleri kullanmamak insanın hayatını zorlaştırmaktan öteye gidemez diye düşünüyorum.
(bkz: arap sabunu)
Sabahın bu saatin de bu kadar uzun entry giren yazara tebrikler.

Not:sözlüğü sevdiğini tespit ettim.
SABAHLARI MUZ VE SÜT TOK TUTUYOR.
zombiye dönüşür dönüşmez dişler bozulur, sararır, bozarır, sivrileşir.. daha dünkü pak dişler yok oluverir.

ilginçtir.
anlayamıyorum bazı hemcinslerim kızlar karşısında nasıl da seviyesini, ağırlığını düşürebiliyor. kızın biri sosyal mesaj hesabında saçma sapan bir şey paylaşır, olmayacak şeyler yazar ve bunu onlarca erkek beğenir. ne için mi? 250 gram et parçası için. boşuna dememişler; "dünya kadar malın olacağına fındık kadar şeyin olsun" diye. sağolsunlar memleketimin kızları bunu çok ama çok iyi kullanıyorlar. beyler salak olmayın bu kadar, kaldırmayın şu kızların münasip yerlerini. kızlar biz olmazsak birer hiçler. düşünsenize hangi enayi sabah akşam mesaj atar, hangi enayi en lüks mekanlarda yenilen adını bile bilmediği şeylerin hesabını üstlenir? yapmayın güzel kardeşlerim, bunun ezikliğini daha yeni yeni anlıyorum "ulan ne salak adammışım" diyorum kendi kendime. tekrar tekrar diyorum kızlar biz olmazsak birer hiçler, bunu 25 yaşına gelmiş fellik fellik koca arayan, evde kalma korkusu yaşayan ülkemin kızlarına bakarak tespit edebilirsiniz.
kişinin yaptığı tespittir.

müşteri bir ürün alacak ve seçtiği üründen seçenek olarak dört renk var.
dört renkten en az olanı alıyor. diyelim ki mavi renkten dört, pembeden beş, kırmızıdan dört yeşil renkten iki tane varsa yeşil rengi tercih ediyor. evet. özellikle kadınlar arasında böyle bir tespitim var.
uzun uzun beklettikten sonra işemek orgazmdan çok daha haz verici.
Beyaz tenli kızları seviyorum.

Evet.
görsel

tespit zehir.
görsel
şimdi yapacağım tespittir.

uludağ sözlük hakkında yapacağım tespitimi ; eğer bir gün solcu , muhalefet arkadaşlarım aşırı etkinse diğer gün ak partili, sağcı kardeşlerim etkin oluyor.

aga bence bu hesapların hepsi fake. moderasyon tartışma çıksın sözlük yeşillensin diye yapıyor bence.

ulan herkes fake ise sadece ben gerçeğim. sadece ben mi varım burada?

kafam karışık.
ilk saldırıyı yapanları diğerleri izliyor moruk.

o gün onlar ertesi güne kadar düşünüp karşı saldırıya geçiyorlar.

bu böyle devirdaim şeklinde devam ediyor.
"En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyorlar.
ikinci derece mezunlar ise iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunların yöneticisi oluyorlar.
Üçüncü derece mezunlar ise siyasete yöneliyorlar ve ülkenin siyasetçileri olarak birinci ve ikinci derece mezunlara hükmediyorlar.
Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak siyaset ve iktisata tahakküm ederek, onları mevkilerinden indirip, isterlerse öldürüyorlar.
Gerçekten dehşet verici olansa,
asla hiçbir okula gitmeyenler din adamı oluyorlar ve herkesin kendilerine itaat etmesini sağlıyorlar."

ingiltere büyükelçisi Jane Marriot'un, ingiliz avam kamarasına sunduğu "Arap dünyasında eğitim" konulu rapor. Ayrıca ilginç bir tespit.