bugün

her güzel ya da yararlı olan şey bilim ya da sanat olmak zorunda değildir elbette. bu açıdan bakınca bilimi "entelektüel girişimlerden" ayırmak gerekiyor. bilim dünyevidir. doğanın saçmaladığını düşünürüz ya kimi zaman. bilim, bu saçmalığı iyiye kullanır ve giderek "saçmanın" saçmalıktan arındırılmasını sağlar.

doğanın kendi ritmi ve işaretleri var. bazı insanlar (bilim adamları) bu işaretlere, olgulara bakmaya ve daha da önemlisi, onları kaydetmeye başlamışlardır yıllarca önce. bilim gözünü kapatmıyor, tam tersi, kafasını pencereden çıkarıp "dışarıya" bakıyor. olup bitenin gözleminden bir başka teorik yoruma ulaşmak için. büyüklerimizin med/cezir, küçüklerimizin gel/git dediği fenomenin anlamı, nedeni ve önemi nedir? bunu önemsemiyorsanız milliyetçi hareket partisi'nin gelecek liderini önemsemekte haklısınız...

öte yandan, insanların mikolaj kopernik'le, galilei galileo'yla, johannes kepler'le ilgilenmesi sir isaac newton'un kafasına düşen elmadan çok daha yaşamsal bir önemi olduğunu bilmesi fena bir şey değildir.
(bkz: bilim ve sanat vakfı)
bir toplumu cok ilerlere goturebilecek guzelik.
gelişim olgularıdır. felsefeyi de katarsak içlerine daha bir güzel olur. bilimin soğuk verilerini hafifleten bir olgu olarak sanat vardır.
xlerle ylerle uğraşmanın dışında, kelebeği böcüğü çizip de hayranlık uyandıran sanat söz konusudur.
bilim ve sanat gelişirse ( ister paralel- bağımlı, ister paralel- bağımsız) topluma ve insanlığa çok şey katabilir.
Sunay Akın'dan... Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur.. "Tavuk toplum" önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz."