bugün

yönetmenliğini mustafa altıoklar'ın yaptığı, başrollerinde tamer karadağlı, demet evgar ve levent üzümcü'nün oynadığı, 17 mart'ta vizyona girecek olan, bir seri katili anlatan gerilim filmi.
az önce cnn türk de afiş programında tanıtımı yapılan gerilim filmi. güzel gibi gözükmekte. diğerleri gibi hüsran yaratmaz umarım.
demet evgar ın dört farklı karaktere sahip bir seri katili canlandırdığı, belki de bu yüzden diğer oyunculardan daha fazla oyunculuğunu gösterme şansına sahip olduğu polisiye film. mustafa altıoklar ın ağır romandan sonra yaptıığ en başarılı film olarak adlandırılabilir.
fragmanlari baya iyi olan film. şizofrenik bir kadinin hikayesi anlatiliyor.fragmanlara bakilirsa gerilimi,goruntu kalitesi baya iyi.gitmek gerekiyor bu filme.
mustafa altıokların ağır romandan beri yaptığı en iyi film.bu arada ki filmler bende hayal kırıklığı yaratmış olsada, beyzanın kadınları bence izlemeye değer.en azından bu sefer özgün olmuş.
tabi filmin eksiklikleri de var.mesela bence karakter betimlemeleri çok zayıf kalmış.çok az değinilmiş karakterlere daha çok konu üzerinde yoğunlaşılmış.ayrıca bence filmin sonunuda bildiğim için senaryoda bazı mantık aksamaları olmuş.şimdi söyleyip filmin tadını kaçırmıyım.izleyince görürsünüz.tabi bir daha izlemem gerek daha net bir şey söylemek için.oyunculuklar gerçekten mükemmele yakın olmuş.özellikle demet evgar kendisinden hiç beklemediğim bir performans göstererek beni şaşırttı.levent üzümcü ve tamer aradağlı zaten kendilerini kanıtlamış olan oyuncular.
filmde özellikle ışıklar gayet başarılı.bence yönetmenin istediği duyguyu verebilmişler.
birdee son olarak bence filmin en iyi olan şeyi yani müzikleri.gerçekten hollywood kalitesinde bir iş çıkarmışlar.kendimi bazı sahnelerde bir hollywood gerilim filmi seyrediyorum sandım.filmin müziklerini ünlü besteci fahir atakoğlu yapmış.
her ne kadar mustafa altıokların diğer filmlerini beğenmesem de niyeti bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olan biri olarak şunu söylemeliyim ki beyzanın kadınları gerçekten başarılı bir film olmuş.umarım filmde yakaladıkları başarıyı gişedede yakalarlar.
demet evgar'ın mükemmel bir performans sergilediği,
kendisine: "sen neler yapabiliyormuşsun be!", dedirttiren,
tamer karadağlı'nın tipik türk erkeğini canlandırdığı ve türkçe hassasiyetinin vurgulandığı,
polislerin arama yaparken google'ı kullandığı polisiye - gerilim karışımı bir türk filmi.
bir çok insanın hayatları boyunca sadece televizyonlarda izleyecekleri fakat hiç bir zaman bu filmde anlatılan olayları bizzat yaşayan birini * anlama, yaşamın onlara nasıl acımasızca vurduğunu, nefes alıyor olmanın nasıl bir işkence olduğunu bir nebze olsun hissetme şansı olmadığı bir konuyu izleyiciye bu kadar açık seçik ve net sunan bir başka örneğinin zor bulunacağı bir türk psikolojik gerilim filmidir. özellikle filmin ikinci yarısında, olayların tüm çıplaklığı ile ardıardına izleyicinin yüzüne çarpması, demet evgarın muhteşem oyunculuğu ile birleşince bir tramvanın insanın tüm yaşamını nasıl şekillendirdiğini daha net farkedebilmesini sağlıyor izleyenin. izlediğim en mükemmel filmlerden biri kategorisine koyduğum, bunun sebebinin de bu denli zor bir konuyu, bu kadar çarpıcı ve açık bir şekilde bize anlatabilmesi olduğu filmdir ayrıca.

ayrıca filmdeki polisiye, macera ve kovalamaca kısımları sadece filmde bir vitrin mankeni pozisyonundadır, asıl incelenmesi, üzerinde düşünülmesi ve anlamaya çalışılması gereken kısım beyzanın ta kendisidir, ruh halleridir, içinde barındırdıklarıdır, dışarıya yansıyanlanlardır. tamamiyle uzmanlar ve psikiyatrlar danışmanlığında kurgulanmış olabildiğince gerçek ve çarpıcı yanlardır.

bir çok izleyici tarafından filmin gerçeklikten uzak olduğu, komik bir polisiyeye döndüğü düşünülüyor, ama işin polisiye kısmını çıkarırsak -ki o polisiye kısmının olmaması türk seyircisini bu filme çekememek demektir maalesef- geriye kalacak olan şey, bir kadının geçmişinde yaşadığı taciz veya tecavüz olayının hayatının devamında nasıl bir rol oynayacağıdır. bir psikolojik travmanın nasıl olabileceğidir. eğer cinsel yönden böyle bir saldırıya uğramış bir kadının nasıl bir duruma geleceğini merak ediyor ve hayal edemiyorsanız filmi seyredin..
çok beğendiğimi vurgulamam şart..türk filminin gelişim sürecinde farklı bir tad sunuo..demet evgarın yıldızı daha da parladı bu filmle..filmin sonudaki siyah saç da çok yakışmıştı ayrıca normal hayatında da o rengi kullansa çok güzel olur,tabi filmle özdeşleştirmediyse?
izlediğim film sanki polisiye-gerilim türünün parodisi gibiydi,çok iyi bildiğimiz bu türe dair klişeleri bile doğru düzgün kullanılmamış olması kimi zaman germek yerine hakikaten insanı gülme noktasına rahatlıkla getirdi..adli tıp uzmanının ortada sadece bir kesik bacak varken 'bir seri katille karşı karşıyayız ' demesi pes dedirtti..seri katil olduğunu anlaması için aynı şekilde işlenmiş 3 den fazla cinayete ihtiyaç olduğunu ben bilmeyebilirim ama koskoca bir film çekme girişiminde bulunmuş birsürü insanın bir zahmet araştırma yapması fazla mı yorardı onları merak ediyorum..kişilik bölünmesi gibi zor bir konuyu işleme işine kalkışmışsın bari onun araştırmasını yap ve senaryonu oluştururken tutarlı ol;kişilik değişimlerinde,beyza dendiğinde kendine gelen karakter aynı mantıkla diğer kişiliklerinden birinin adını duyduğunda o kim diye sorabiliyor mesela..kısacası bunun gibi birsürü mantık hataları nedeniyle zaten filmin sizi içine alması mümkün değil ..demet evgar a tanınan şans ise çok büyük;birbirinden kesin çizgilerle farklı 4 ayrı ve 4 renkli karakter,ama fazla tiyatral ve abartılı
oynamış,oyuncu yönetiminde son sözü yönetmenin söylemiş olabileceğini varsayarak..kötü müdür?kesinlikle hayır,ama abartıldığı kadar mükemmel değil sadece ,kişilik bölünmelerinde geçişler çok hızlı ve kendisinin canlandırdığı gibi beden çarpıtmalarına neden olmuyor,çok fazla film izlediğini düşünüyorum rolüne hazırlanırken...filmin diğer gizli oyuncusu son derece başarılı müzikler.. gerilim ,acı,korku temalarını oyunculardan daha çok hissettirdiği kesin ve görüntü yönetimi dünya standartlarında...demek ki neymiş;imkanımız yok devri kapanmış...teknik olarak herşeye sahipken ortaya böyle bir iş çıkıyor ve sonuç komediye dönüşüyor..neden?çünkü samimi değil,bir filmin en önemli unsuru yönetmen ve oyuncular filmi ve karakterlerini yaratırken esinlenmiyor(!)sadece daha önceki örneklere öykünüyorlar,nasipleniyorlar..bu türün iyi bir takipçisi olarak büyük umutlarla lakin beklentilerimi de abartmayarak izlediğim film tam bir hayalkırıklığı oldu neticede,başka bahara artık..
yabancı yapım olsa kimsenin sesini çıkarmayacağı hatta belki beğeneceği ancak türk yapımı olduğu için her zaman bi önyargıyla yaklaşılan, ama tüm bunların aksine benim kesinlikle beğendiğim film.
bir kadın gözlerini bu kadar mı iyi kullanır...
gidilince hiç ara verilmiyecek zannettigini 136 dk lık gidenlerin vay bea bizde böle güzel gerilim filmi yapabiliyomuşuz demekki dedirten ve demet evgarın vücudunun ezberleneceği bir film
demet evgarın muhteşem bir oyunculuk sergilediği 4 ayrı kişilği (beyza,rabia,ayla,dilara) bünyesinde barındıran bir şizofrenin işlediği cinayetleri konu alan,ilginç,zekice ve de güzel bir film.
Filme önyargılı bakan ve tamer karadağlı'ya haluk yapmış diyenlerin biraz daha düşünmesi gerekir.Burda tamer karadağlı'nın yaptığı bir şeyy yok.Mustafa altıoklar fatih karakterini haluk karakterinden esinlenerek yapmış.Ayrıca türk sinemasındada bir gerçek var.Türk sineması yani yeşilçamda dahil komedi filmleri ve melodramlardan başka adam akıllı diyer dallarda başarılı örnekler gördük mü?Merak ediyorum!
Korku filmi diye bize 30 yıl evvel gösterdikleri türk işi exorcist'te şeytanı yoketmek için imam zemzem suyu dökülmekteydi.Ruhuna şeytan giren kızın üstüne dolap geldiğinde dolabı itenlerin elleri gözüküyordu.Okul diye tanıttıkları film malzeme olarak kendisine kendi yapım tarihinden 10 yıl önce yaşanmış bir hezimeti asıl kötüye havale etmekteydi.Korku-komedi diye başımıza musallat olan hababam sınıfı 3.5'a 10 üzeri 3.5 vercek biri varmıdır?Zannetmiyorum.Filmde öylesine salak kostümler ve çocuk tiyatrosu tadında korku ögeleri koydularki insan ''korkcam anasını satim korcam''dese korkamaz.
Altıkoklar'ın bu filmi bence yaptığı en ciddi film ve de en ballısı diyebiliriz.Çünkü artık buda bu filmin klişesi oldu ama demet evgar özellikle kişilik geçişlerinde ve kişilik geçişinde davranış değişikliklerinde 'sen neymişsin bea''dedirtti.Başta dediğim gibi tamer karadağlı en iyi yaptığı tipi haluk bir dedektife iyi çevirdi.Ama bu haluk dedektifi yaratan altıoklar ve senaristler.Filmde benim anlamadığım salih güney naaptı allahaşkına!Tamer karadağlıya bok atıp bişeyler zırvalamaktan başka.
---spoiler-----
Açıkcası ben film boyunca bu beyzayıda çözemiyor bu salak dedektifler diyodum.Ama doruk karakterinin bir anda strikes again yapması daha doğru(againsiz)ilk strikes harekatını yapışı süperdi.Filmdeki küfürler gergin filmde insanın coşmasını sağladı.Fatihde maşallah ne süper küfür ediyormuş yaw.*
Son olarak mustafa altıokların filmdeki cinsellik takıntısını anlamıyorum.Banyo gibi bir filmi izlemiş mağdurlardan biri olarak illa böle bir şeyi filme kıyıdan köşeden monte edişini anlamıyorum.
Beyza's womens(özenti)filmi türk sinemasında çekilmiş iyi bir gerilim(psikoloji)filmi.Devamı çıksa malzeme sıkıntısı olmazdı.
demet evgarın göğüslerini ezberlediğimiz film sol göğsünün altında ben var sağdaki küçük mü ne gibi diyaloglar sinema salonunu doldurmuştur tamer * denen zibidi sinirlenme mimiği olarak hayatın kendisine koyduklarını çıkarmaya çalışan haluklaşmış polis tersi de mümkün ve bir mustafa altıoklar başarısızlığı daha tr de 80ler fransız sineması ya da hiç bi dönem hollywood u olmayacaktır çünkü yeşilçam denen tabut çürümüştür ölüler keza bundan mütevellit karakterini bu herifler deil pek tabi başka sinemacılar bulacaktır trnin yoksa bu anca hollywood çocukluğu olur ki orospu çocukluğundan öte değildir nihayetinde...
filmde geçen söz konusu hastalık için
(bkz: multiple personality)
three faces of eve filminden çokca esinlendiği * idda ediliyor. (izlemedim bilemem.)
keşke tamer karadağlının yerine okan bayülgen olması gereken film. teklifi kabul etmemiştir zamanında
http://www.beyzaninkadinlari.com/
tamer karadağlı'nın raybanlarını nerede olursa olsun çıkartmadığı, yarısından çoğu karanlıkta geçen film. tamam gerilim filmi de tüm ortamların loş olmasıyla bunu gözümüze sokmak istemiş adeta mustafa altıoklar. ayrıca demet evgar'ın koskocaman gözleri de karakterler arası geçiş yaparken pek ilginç bir hal alıyor izleyin, tavsiye ederim. bir diğer mustafa altıoklar filmi olan banyo'dan çok iyi olduğu tartışmasız bir gerçektir.
ortaya karışık polis kovalasın-katil kaçsın temalı amerikan filmleri gibi olsa da,bütün verilen emekleri,görüntüsü,kurgusu,yönetimi ve en önemli özelliği olan özellikledemet evgar ve levent üzümcünün oyunculukları ile insanı etkileyen,bir çok yerinde temposu düşse bile,kendisini izlettirebilen,buna karşın,''haluk''modundan bir türlü çıkamayan tamer karadağlı itiliciğiyle filmin kötü unsurları olmak için elinden geldiğini yaptığına inandığım,vasatın oldukça üzerindeki benzerleri arasından sıyrılabilen izlenebilir nitelikte, tebrik edilmesi gereken, 2005 yapımı türk filmi..
(bkz: beyza nın kadınları götürsün seni)
(bkz: nefret dışavurumumu olarak beyza nın kadınları)
dvd'si piyasaya sürülen film.
ne maksatla yapıldığı muğlakiyet arz eden bir film. 'eee'... demeye yol açıyor 'so what' nev'inden...
bir mustafa altıoklar filmi. filmle aynı adı taşıyan bir de albümü var. albümdeki şarkılar,

Beyza'nın Kadınları
BK Remix
4'leme
Değişimler
Arayışlar
Ayla'nın Yuvası
Beyza'nın Kadınları/Piyano
Elif ile Rabia
"... karınım ben senin..."
iz Peşinde
Dosyalar ve Dilara
Ben Kimim? Evde arayış
Dolaptaki Resimler
Aman!... ("... ben burada kalmışım...") (bkz: amanbenburadakalmisim)
Atlı Karınca
"... öldürebilirsin, herkes öldürebilir..."
Beyza'nın Kadınları Sandalda
Çaresizlik ve itiraf
Rüzgarlı Tepe
Beyza'nın Kaderi
Sonu
Beyza
tamer karadağlıya rağmen güzel bir filmdir. insan oyunculuktan bu kadar mı uzak olur kardeşim?, diye düşünmeden edemiyor insan. depoda bile çıkarıp güneş gözlüğünü takmıştır, helal vallaha.