bugün

elinde savaşacak silahı olmayan müslümanlardır.

afrika da açlıktan ölen çocukların, annelerinin bundan başka ne gelir elinden.
yaratıcıyı kendilerinin emirlerine amade sanarlar ; allah alsın canını , allah cezanı versin , allah kapatsın o ağzını gibi emir cümleleriyle yaparlar, rica bile yoktur. *
''Oruç tutmayana kafir,alevi olana namussuz;ensestçi,hristiyan ve yahudiye putperest diyenden ne bekleyebilirsin ki?'' dedirten insanlardır.
gayet tabi edebilir. insanların bu özgürlüğüde vardır. Ee başka soru?
son zamanlarda herkeste bu salgın.

müslümana beddua etmek yakışmaz.
Maneviyatı, inancı, kitabı ile övünüp, tüm bu kutsal kavramlara aykırı davranan, salyalarını akıta akıta, emir kipiyle, Allah' tan belâ, ceza dileyen, hatta küfretmek de sakınca görmeyen insandır.

Kendi fikri ve inançları dışında hiçbir fikre ve ideolojiye saygı duymayan bu varlığın, iki lafı biraraya getirip, akıllı, mantıklı fikir beyan etme sorunu olduğu için, her sıkıştığı, asabı bozulduğu anda başlar millete küfür etmeye, lanet okumaya, beddua etmeye. Çünkü ne yazık ki kendini ve inancını savunabileceği tek silahı budur.

Yaşından başından, hayat tecrübelerinden de utanmaz bu varlık!
Akıl yaşta değil, baştadır sözünün en büyük kanıtı olur çoğu zaman.

Kendi evlatlarını, böbürlenerek anlatır lakin milletin evlatlarına beddua etmekte ya da "itler" demekte hiçbir sakınca görmez!

Sonra da, millete, yaşından başından dem vurup, ühühühü diye ağlayarak saygı bekler.

Hepimiz tanırız bu varlığı, bir adım ötemizdedir.
Duyarız, okuruz, dinleriz ve acırız.
Saygıyı haketmiyorsun dostum!
Kırk fırın ekmek daha yemen lâzım!
Yolun uzun!