bugün

bir hayın yetkili tarafından kandırılmış olan paradise05 nickli yazara sorulacak tek sorudur.

- benimle çıkar mısın?

değerini bilecek olana gel...

edit: kemçük ağızlının biri eksiledi...
Anlattıkların doğru mu?
"itü sözlük'teki xavi iniesta ikilisi ve kaplan bey olayıyla ne alakan var?" şeklindedir.
akıllandın mı?
Samsunu beğendin mi bari.
amasyanın neresinden ?
gerçekten cennete huriler var mı ?
Adamla bulustun da bilgisayar basinda mi uyuyakaldi herif? Himm anliyorum kardes.
Adana ya servis var mı?
Oha neler donmus, bana da anlatin. Agzindan mi opmus?
" kaç cm ?"
Evde ne kadar arabada ne kadar?
branşın neydi hocam?
O kaşlar neden o kadar kalın.
Hem regli oluyorsun ya menapoza girince hangi konularda başlık açmayı düşünüyorsun.
durup dururken sormam bir anlam taşımayacağı için aşağıda okuyacağınız bir anımı anlattıktan sonra sormanın en doğrusu olacağı kanısındayım.
yıllar önceydi, ben o zaman bir lise öğrencisiydim. o gün fizik dersinden yazılı sınavımız vardı ve ben biraz geç kalmıştım. sınıfın kapısında bekliyor, bir türlü içeriye girmeye cesaret edemiyordum. anahtar deliğinden baktığımda fizik hocamız sınav kağıtlarını dağıtmış, eli götünde dolanıp duruyordu. bu hoca okulun en asabi, en belalı hocasıydı. kimse onun dersine geç kalamazdı. onun dersine geç kalmak; en ağır sözleri işitmek, mazeretiniz beğenilmezse sınıftan kovulmak, hatta tipinizi beğenmezse birkaç tokat yemek demektir, sınavına da girmemek sıfır alıp sınıfta kalmak demekti... ben bütün bunları düşündükçe bocalayıp duruyor, bir türlü sınıfa girmeye cesaret edemiyordum. eğer sınıfta leyla adlı kız olmasa bütün olacakları göze alıp girebilirdim ama onun önünde yaşanacak olan bir rezalet beni kahrediyor, cesaretimi kırıyordu. ben bütün bunları düşünüp dururken o sırada bizim sınıftan gökçe adlı kız; kızlar tuvaletinden çıkmış, eteklerini çekiştirip düzelterek yanıma geldi, zeki kızdı, içinde bulunduğum durumu şıppadanak anlamıştı. kader ağlarını bir örümcek gibi örmüş, beni bu zor durumdan kurtaracak olan kahramanım ortaya çıkmıştı ve ben birazdan yaşanacak olan tarihi bir olaya şahit olacağımı henüz bilmiyordum.
gökçe dedi ki: '' benim geç kalmamda çok nemli bir sebebim var, mazeretimi duyunca hocanın bir şey diyeceğini sanmıyorum. sen de bu arada kaynayıp gidersin.'' dedi. ben ne mazeretiymiş bu diye düşünüp dururken ''içeriye girince anlarsın.'' demesi ile birlikte elimden çektiği için kendimi sınıfta buldum. deli remzi hoca, öfkeyle ''neredesiniz siz?'' diye ağzını açmıştı ki, gökçe yanına yaklaşarak ''aybaşı olmuşum hocam, tuvaletteydim!'' dedi. önce bir sessizlik oldu, hoca neye uğradığını şaşırdı; arada sırada problem çözerken de şaşırırdı ama bu bambaşka bir şaşkınlıktı; bir Gökçe'ye, bir bana tuhaf tuhaf baktı. bu ölümcül mazerete ne diyeceğini bilemedi. şimdiye kadar hiç böyle bir mazeret duymamış olmalıydı. boğuk bir sesle ''geçin yerinize, bir daha olmasın!'' dedi. nedendir bilmiyorum bu olaydan sonra remzi hoca sınav boyunca sınıfta hayalet gibi dolaşıp durdu. ben de Gökçe'ye bakıp durdum. o da ''önüne bak'' der gibi bir işaret yapıp durdu. dönem sonunda da babasının tayini nedeniyle başka bir ile taşındılar. bir daha da onu göremedim.

sanırım şimdi soracağım o tek soru anlam kazanmıştır.

- kız o sen misin yoksa ?
güncel Önemli Başlıklar