bugün

kendinden başkasını kabul etmeyen, kendisini başkalarına dayatarak yaşamaya devam eden, çalıntı, özsüz, ruhsuz bir medeniyettir. piçtir, babasını bilmez. her şeyi kendilerinin iyi bildiklerini, doğru yaptıklarını, vs. inanırlar ve başkalarına da dayatırlar, biz de yeriz tabii ki. ırak, filistin, bosna, kosova, işte batı medeniyeti'nin en büyük eserleri, acı, zulüm, soykırım, kan, haçlı zihniyeti, velhasılı kelam kendisinden nefret ederim. mehmet akif ersoy'dan kendisini dinlemenizi* öneririm, nasıl bir öhm.. olduğunu anlarsınız.

http://www.zaman.com.tr/w...tr/yazar.do?yazino=502171
medeniyet olmayı doğudan insanlığı darvin den öğrenmiş ama hala maymunluktan kurtulup evrimini tamamlayamamış kalabalık güruh.
insancıllık, kadın hakları, feminizm, aydınlık, sosyal demokrasi gibi güzel kavramları insanoğlunun borçlu olduğu güzelim medeniyettir. bir medeniyetin ne kadar iyi, güzel ve doğru olduğunu anlamak için kadınların durumuna bakmak gerekir. işte o zaman bir kez daha batı medeniyetinin ne kadar iyi, doğru, güzel ve üstün olduğunu anlayıp batı medeniyetine aşık olurum. evet ben batı medeniyeti'ne aşığım.
altı gün bankaya, yedinci gün kiliseye taparlar; orada da şarkı söyler, gelirler.
batı medeniyetinin belirgin bir özelliği vardır. batı düşünürleri, öncelikle herşeye bir isim takarlar, böylece ismi olan bir şeyi kolayca sınıflandırabilirler. her kültürü, kavramı, anlayışı, mantık-muhakeme mekanizmasını bir veya iki kelimeyle özetleme isteğini açıkça belirtirler. bunu da garipsemek yanlış olur. her bireyin düşünce kapasitesi kelime hazinesi ve kavramlar bütünü kadardır. kelime hazineniz ve kavramlar bütününüz ne kadar genişse, düşünce yapınız da o denli geniş bir vizyona sahiptir. onların bitmek tükenmek bilmeyen sonu -izm'le biten kavramlar bütünü, diğer toplumların yaşamlarının, kültürlerinin, onları onlar yapan herşeylerinin bir kelimeyle özetlenip objeleştirilmesini sağlar. bu noktada da tüketidicidirler, düşünsel anlamda yıkıcı ve yokedicidirler. ürettikleri her fikir, başka binlercesini bitirmeye ve anlaşılmış-üzerinde düşünülmüş-noktalanmış-tartışılmaya artık ihtiyaç bulunmayan kategorisine sokmaya yöneliktir. tartışma programı teknikleri de bu yüzden ordan ithaldir, yani bir fikri anlamaya ve anlatmaya yönelik olmaktan ziyade tüketmeye, çiğnemeye ulaşan bir akıl zinciri manzumesidir.
Batı medeniyeti(?!)Bu kavram tamamen varsayılan, kompleksten inim inim inleyen zavallıların bi yerlerinden uydurdukları bir sanrıdan ibarettir. insanımsı bir tür tarfından adlandırıldığı için uygarımsı bir tarafı vardır ki o da tamamen bir vehmin ürünüdür. Bu uygarımsı tarzın insanlık için sadece ve sadece kan, kin, nefret gözyaşı ve bilumum işkence türlerini hediye (!) ettiğini dikkate aldığımızda karşı karşıya kaldığımız kavram kargaşasının vehamet boyutları daha iyi anlaşılır. Dünydaki, bir hadisede en çok ölümlü ve en çok zulümlü insanlık trajedisinin ikinci dünya savaşı olduğunu (ki tamamen batılılar arasında cereyan etmiştir) örnek vermek sanırım yeterli olur. Amerikalıların (yani alçak soluk benzilililerin) neredeyse yeryüzünden sildikleri hispaniklerin uğradığı soykırıma dair bir şey demedim henüz... Tabii Nagazaki ve Hiroşimadan da söz etmedim...
V'el hasıl, 'medeniyet' gibi yüksek bir değerle 'batı'nın aynı cümlede kullanılması bile başlıbaşına bir fecaattir.
(bkz: Memleketler muhteliftir fakat medeniyet birdir)
aykırılıklarına rağmen bölünmeyen hep kenetlenen insanların sahip olduğu medeniyet. biz niye öyle olamıyoruz kırgınlığı aşılayan medeniyettir.
kir, pislik, yanlizlik, köpeklerle yasamaya muhtac olmak, yemek kültüründen yoksun olmak, halen karanlik cagda yasamak, namus din gibi kavramlari bilmemek...
http://www.internethaber....news_detail.php?id=222385
her şeyi herkesi özümserse batılığından eser kalmayacak olan medeniyettir.batı medeniyetinin temeli hiç kuşkusuz hristiyanlık ve onun yansımalarıdır.
sözlük yazarı olsa gandi'nin "olsaydı iyi olurdu" diyeceği kavram.
her bokunun taklit edilmemesi gereken, doğrularının incelenerek adapte edilmesi gereken medeniyettir.
deodrant, şemsiye gibi icatları yapan avrupadır fakat nedeni, gereksinim duymaları iğrençlikleridir.
Bu medeniyetin mensupları için kadın bir "sex toy" dur. Seksi ve güzel olmayan her bayanı sosyal ortamdan dışlarlar.
müthiş dinamizme sahip göz medeniyetidir. doğu medeniyeti ise dücane cündioğlu'nun deyişiyle söz medeniyetidir. batı ile doğunun farkını uzun uzadıya anlatmak mümkün olsa da özetlemek gerekirse şöyle söylenebilir: doğu gelenekçidir, toplumcudur. batı ise bireyselliğe önem verir, yenilikçidir.
Günümüzde 'Batı medeniyeti ' dediğimiz zaman bu medeniyeti oluşturan iki büyük güç görüyoruz.Bu güçleri Batı'yı ayakta tutan iki ayak şekilde görebiliriz ; eski kıtadaki Avrupa birinci ayak , ikincisi ise yeni kıtadaki Amerika.Rönesans , Aydınlanma Çağı ve Sanayi inkılabıyla hızla güç kazanan bu medeniyet; son zamanlarda çözülme içine girmiş vaziyette.Özellikle bu ' çözülme ' Eski Kıta'yı daha feci bir şekilde vurdu , Yeni Kıta'daki Amerika hâlâ siyasi , ekonomik ve kültürel bir çekim merkezi ,dünyanın her yerinde oyun kurma kabiliyeti elinde fakat ekonomik kaygılardan dolayı dünya devletlerine Bush dönemindeki gibi direkt müdahaleden kaçınıyor.Batı medeniyetinin Eski Kıta'daki ayağına dönersek her boyuttan bir çözülme olduğunu rahatlıkla fark edebiliriz , siyasi ekonomik ve kültürel çözülme bölgede mevcut.Fakat bu çözülmeler belli hız aralıklarıyla birbirini izliyor.Mesela ekonomik çözülme siyasi ve kültürel çözülmeden çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor.Yunanistan , ispanya ve italya Avro Bölgesi'nin ekonomik yaptırımlarını bütün ağırlığıyla hissediyor , bu ülkelerdeki sivil ve siyasi odaklar ciddi şekilde AB'den çıkmanın hesaplarını yapıyor.Avro Bölgesi'ne her zaman soğuk bakan ingiltere'de de batan AB gemisini terk etme dedikoduları gündemi sarmış vaziyette.Ekonomik çözülme dolaylı ve direkt yoldan siyasi değişimi de beraberinde getiriyor , özellikle Fransız ihtilali ve Restorasyon döneminden sonra daha hürriyetçi ve liberal geçinen Avrupalılar , hızlı şekilde içe kapanmaya ve aşırı sağcı partileri ön plana çıkartmaya başladı.Yunanistan , Fransa, isviçre ve Hollanda gibi ülkelerde aşırı görüşlere kayıyor, seçmen 'içe kapanık ' partileri ön plana sürmeye başladı.Tabi bu da kültürel kutuplaşmayı beraberinde getirdi ;Yakın Tarih'ten beri liberal görüşleriyle ön plana çıkan Avrupalı, Müslüman , Afrika ve Asya'lı göçmene karşı cephe almaya başlıyor.Görünüşe göre Batı medeniyetinin birinci ve kadım ayağı olan Avrupa, devletleri artık dağınık bir güç konumuna gelmeye başladı , Yeni Kıta'daki Amerika ise yukarıda da zikrettiğim gibi hâlâ dünyadaki en mühim siyasi güç odağı , ABD'nin çözülmesi Avrupa'ya nazaran çok daha yavaş oluyor .ABD , hâlâ Asya'lı Süper Güçler'le nüfuz yarışını sürdürebiliyor ve bölgelerde oyun kuruyor
17.asırdan itibaren Osmanlı'da batılılaşma gösterdi. Ümmet anlayışı yavaş yavaş kayboluyor ve Fransız ihtilalinin etkisiyle ırkçılık ta o zaman islam ümmetine yaklaşıyordu. Osmanlı taklit ettiği batıdan büyük bir tokat yemişti ve ceza amelin cinsinden gelerek batı tarafından pay edilmişti.
diken gibi batan,
başka medeniyetleri batıran,
kire ve kana bulayan,
Maskeli medeniyettir.
Tek dişi kalmış medeniyet olduğunu demokrasi, insan hakları, hümanizm, insani yardım gibi maskelerle gizlemesini çok iyi bilen medeniyettir.
Farkindaliklari yuksek olan insanlardir.
Bizim onlardan farkimiz, bizim onlar kadar meselelerin farkinda olmayisimizdir.

Cunku biz daha az dusunuruz. Bizde "yorma kafani" varken, o adamda "brain storm" vardir. Yani senin anlayacagin dilde olumune kafa yormak.

Ama sen zahmet edip buna da bisey dusunmemis, beyin firtinasi diyip gecmissindir, aparmissindir adamdan.

Bir de hala bati elestirilir kardesim. Olumune hem de. Sebebi nedir anlamis degilim.

Yahu orda da iyi insan var, kotu insan var.

Sen buyuk resme baksana ordan ufacik bir cikarim yapacagina.

Emperyal devletlerin hepsinin bir veya birkac doneminde insanliga bir kalleslik yapilmistir. Genel olarak da ben halklarin oncelikle kallesligine inanirim zaten.

Insan boyle bir seydir cunku.

Batinin iyi yanlarini alalim, ortalar kalsin zihniyetindense en iyisi biz bu adamlarin once bi neye onem verdiklerine bakalim.

Yoksa emin ol o memleketlerde de mahalle baskisi da var, radikal dindarlikta, tam tersi olan her sey de.

Bu adamlarin bizden farkli yaptigi sey ozgur hissetmektir, bu birinci onemli husustur. Bu ozgurlugu kimisi seksle, kimisi uyusturucuyla, kimisi kiliseye gitmekle harcar. Kimisi ulkeyi, kimisi dunyayi degistirmeyi amaclar.

Ama bu sebeplerle kimse bu insanlara vurmaz, dovmez, sovmez, darbecilikle suclamaz, coplamaz, agzina sicmaz.

Cunku... bu insanlarin bizden farkli yaptiklari ikinci sey cikar ortaya... bu insanlar hukugu iyi calistirirlar.

Hukuk orda yogurdun kaymagi degil, ta kendisidir.

Sen bilmem kacinci yuzyilda 8-10 fransizin teshirini dusunene kadar 19-20 kisi tarafindan tecavuze ugrayan sabi subyan kizlarin ahini dusunsene, tecavuzu mesrulastiran duzeninden ve sahte ahlak anlayislarindan utansana...

Bati ahlaksiz degildir. Bati ahlaki yalayip yutmustur ve bu rahatlikta ahlaksizlik ve ahlaklilik iki tercih olarak insanlara sunulmustur. Iste bu yuzden ahlaksiza hukugun musade ettigi olcude ileri saygi taninmis, ancak hukuk delindigi anda o adamin hayati bitmistir.

Yani orda insanlar insanlari degil, hukuk insanlari adam eder.

Asil mesele de budur. Gerci bunu insanlarin hukugu adam etmeye ugrastigi bir ulkede insanlara anlatmak cok zor is.
aşağılık kompleksi ile savunmaya geçenlere batı insanı ile batı medeniyeti arasında bir fark olduğunu belirtmek lazım. batı medeniyeti batıdaki hakim felsefelerin oluşturduğu ve dünyaya kan kusturmuş bir oluşumdur. batı insanları ise çoğunluğu bunun farkında olmayan olamayan insanlardır. batıdaki tüm insanlar bu medeniyetin suçlarına ortak olmadığı gibi tümü bu medeniyetin kodlarını barındırmaz. batıyı savunmak için bazılarının bahsettiği şu ülkemizde 10 kişi tarafından tecavüze uğrayan kızcağızın başına gelenler batı medeniyetinin bir eseridir. o işi işleyenler doğu insanlarıdır ancak olay batı medeniyetinin paradigmalarının işlediği bir ülkede gerçekleşmiştir. evde akşama kadar cinsel çağrışımlı yayınlara maruz bırakılan tüm insanlar batı medeniyetinin etkisinde bunun sonuçlarını doğururlar. kimi tecavüz eder, kimi zengin olmak için kötü yola düşer vs. kuzey kore gibi bir iki ülke hariç hemen hemen tüm dünyada etkili olan da batı medeniyetinin kodlarıdır. bunu inkar eden adamın aklı yoktur.
aslında olsa güzel olurdu.
eseri olan bilgisayarları kullanan bazılarının, eseri olan internetten yararlanarak eleştirdiği, sonunun geldiğini söylediği, insanlığa verecek bir şeyi kalmadığını iddia ettiği medeniyettir.

hasta olduklarında kıçlarına o medeniyetin eseri olan iğneleri vurdururlar.

çocukları daha bebekken ölüp gitmiyorsa sebebi o medeniyetin eseri olan antibiyotiklerdir.

"artık insanlığa verecek bir şeyi kalmamıştır" derler ama her yıl yeni çıkan iphone'ları kapış kapış götürürler!...
1-Nokta-i istinadı: Hakka bedel kuvvet
2-Hedef-i kasdı: menfaat
3-Hayattaki kanunu: kavga ve çekişme
kimisinin sayesinde kavga ve çekişme içinde olan medeniyetin islam medeniyeti değil, kendisi olduğunu öğrenmemize vesile olan medeniyettir. kavga ve çekişme islam medeniyetinde görülmüş şey değildir! peygamberin sahabeleri birbirlerini severken öldürdüler!..

klasik olacak ama ne içiyorlarsa artık!..
çöküşünün ve hele hele yerine hangi medeniyetin geleceğinin işareti bile görünmediği halde, bazılarının bir takım felsefi tezlere dayanarak çökeceğini sandığı medeniyettir.

bu gerçek size acı gelebilir ama bilin ki batı medeniyeti mutlak galiptir. çok zor testlerden başarıyla geçmiştir ve geçmeye devam edecektir. zira dayanağı, "dayanağıdır" diye ileri sürdüğünüz saçmalıklar değil, insan aklının mutlak üstünlüğünü, insanların kaderi üzerindeki mutlak belirleyiciliğini kabul etmektir ki bugün elimizde ne varsa o akla borçluyuz.

aydınlanmadan beri tarihin geçmişte eşi benzeri görülmemiş bir döneminde yaşıyoruz. hala bu dönemin önceki dönemlerden farkının ne olduğunu anlayıp, kabul etmeye yanaşmayanların sonunun hüsran olacağı kesindir. zaten öyle olduğunu her gün görüyoruz...