bugün

gerçeği bizlere jilet olarak geri dönmektedir.
sonrada müze haline getirilerek yapılan ise samsunda yer alıyor.
osmanlının son zamanlarında elinde gemi olduğunu (tabi avrupanın bir elli yıl önce kullanmayı bıraktığı gemileri sayarsak haklılardır) sananlar için diğerleri ile kıyaslandığında süper lüks bir yat(!) sayılabilecek avrupa'da (ingiltere - almanya v.s.) olsa çoktan jilet yapılacak, ancak görevini tüm eskiliği, tüm hurdalığı ile yerine getirmiş gemidir.
(bkz: tarı vapuru)
görsel

Samsunda muzedeki temsiliymis arkadaslar. Ama atamizin kiyafeti silahi falan var.
tam 98 sene önce bugün yola çıkmıştır. kurtuluş savaşımızın önemli sembollerinden biridir.

(bkz: 16 mayıs 1919)
şu sıralar babamın küçültülmüş ölçekte maketini yaptığı gemi. tek bildiğim pervanesinin 4 palli olduğu.
atatürk, 16 mayıs 1919'da istanbul'dan bandırma vapuru ile hareket etti ve 19 mayıs 1919'da samsun'a ayak basarak kurtuluş savaşı'nı başlattı...

bandırma vapuru...
herkes onu bilir, 19 mayıslarda adını anar.
tarihimizde böyle önemli bir yere sahip olan bu kahraman gemi hakkında bildiklerimiz bunlarla sınırlıdır...
teferruatı merak etmeyiz nedense.

bandırma vapuru, iskoçya'nın glasgow şehrindeki mac. ıntyre paisley – huston and cardett gemi tezgahlarında 21 sıra numarası ile üretilen 279 grostonluk yük ve yolcu gemisidir.
1878'de suya indirilen bu geminin ilk adı da "torocaderto"'dur.

bandırma, yani torocaderto ilerleyen yıllarda bir yunan armatöre satılmış ve "kymi" adını almıştır.

bir süre akdeniz'de işletilen gemi, daha sonra bir kez daha el değiştirmiş, lakin bu yeni sahibi ona pek uğurlu gelmemiş, ya da o yeni sahibine uğur getirmemiş, bir fırtına esnasında batmıştır.

filhakika kader bu ya, batan gemi bir süre sonra uzun uğraşlar ve epey bir para harcanarak yeniden yüzdürülmüş ve iyice bir elden geçirilerek yenilenmiş.

yenilendikten sonra da istanbul'da faaliyet gösteren bir komprador şirketi olan "istanbul rama derasimo” firmasına satılmış ve istanbul limanına kaydedilmiştir.

istanbul limanına kaydedilen, lakin battığı için kötü bir şöhrete sahip olan bu gemi, kompradorların bürokrasi ile olan iyi ilişkileri neticesinde devlet-i ali osmani'ye büyük bir meblağ karşılığında kakalanmıştır.

yani glasgow'da 1878'de suya indirilen 279 grostonluk bu gemi, aslında osmanlı'nın son dönemlerinde dönen bir yolsuzluk hikayesinin kahramanıdır.

o zamanki denizcilik işletmeleri olan "idare-i mahsusa" firmasında 19. yüzyılın sonlarında işe başlayan bu "batık gemi", yeniden batmasından korkulduğu için, diğer denizlere nazaran pek de vahşi olmayan marmara'nın "ılıman" sularında çalıştırılmıştır.

daha sonra da bir süre "posta vapuru" olarak hizmet veren gemi adeta bir tarihe tanıklık etmiştir.

girit'in elden çıkması ile, girit'teki türklerin anavatana getirilmesi için kullanılmak istenmişse de, bu "batık gemi" imajı yüzünden ege'ye açılmasına sıcak bakılmamış, girit'teki türkleri anavatana getirme kahramanlığı mertebesine ulaşamamıştır.
zaten 5000 gros tonluk akdeniz ve gülcemal adlı "mübadele gemileri" yanında pek bir cılız kalıyordu bu gemi...

tabi bizim kötü şöhretli batık gemimiz girit dışında trablusgarp ve balkan savaşlarını da görmüş, büyük harp'te de kullanılmıştır.
istanbul'dan çanakkale cephesine asker taşımış, çanakkale'den istanbul'a dönerken de beraberinde pek çok kolsuz, bacaksız, gözsüz, kulaksız ama hepsi de birbirinden şanlı ve mağrur gazilerimizi taşımıştır.

tabi büyük harpten sonra istanbul'a gelen ingilizler, bizim bu kötü şöhretli gemiyi de kontrole gelmişler, niyetleri her şeye olduğu gibi buna da el koymakmış, ama ufak bir tetkikten sonra bu geminin "el koymaya değmeyecek bir mal olduğu" fikir birliğine varıp bizim kötü şöhretli gemiden uzaklaşmışlar, onu osmanlı'ya bırakma nezaketi göstermişlerdir.

eh, kazalar, batmalar, savaşlar, işgaller derken bizimkinin de yaşı "kemal"e ermiş bir şekilde.

bir sefere çıkma durumu hasıl olmuş, ama bu sefer marmara'nın dışına çıkması gerekmekteymiş.

işte bu marmara dışına yapılacak sefer öncesi kaptan ismail hakkı bey bunları düşünüyor, yardımcısı üsküdarlı tahsin kaptan ile gemisinin mazisini konuşuyordu.

neyse ki çarkçı başı hacı süleyman efendi de konuşmaya dahil olup onları rahatlatmıştı.

"evelallah beyim, menzile sağ salim varacağız allah'ın izniyle..."

evet, menzil çok önemliydi.
çünkü geminin yükü de önemliydi...

o gemi o menzile varmalıydı.
batmadan, yalpalamadan, kazaya uğramadan, sağ salim varmalıydı menzile.

bu konuşmanın yapıldığı tarih 15 mayıs 1919'du, 15 mayıs'ı 16 mayıs'a bağlayan gece.

ve 16 mayıs 1919...
vira bismillah demenin zamanı gelmişti.

geminin adı ne torocaderto'ydu ne de kymi.

o gemi koca bir milletin, türk milleti'nin umudunu taşıyan gemiydi artık.
"panderma..." yani bandırma gemisi...

rıhtımda o'nu gördüklerinde anlamışlardı "bir millete umut olacak, bir millete ışık olacak büyük bir kumandan ve o'nun yanındaki 18 kahramanı" taşıyacaklarını.

karadeniz vız gelirdi artık.

vira bismillah dediler...
çıktılar boğazdan bırakarak peşi sıra kara dumanları.
kara dumanlar geride kalırken önlerinde masmavi ve parlak bir aydınlık vardı...

onlar bu seferlerinde koca bir milletin umudunu, milletin bağrından çıkmış sarı saçlı mavi gözlü mustafa kemal'ini taşıyordu.

onlar ama bilerek, ama bilmeyerek o gün kurtuluş savaşımızı başlatmışlardı.

onların hepsi en az mustafa kemal kadar kahramandı.

işte glasgow tersanelerinde "torocaderto" adıyla suya indirilen kahraman bandırma vapurunun kahraman mürettebatı;

1)gemi süvarisi ismail hakkı durusu
2)ikinci kaptan üsküdarlı tahsin kaptan
3)çarkçı başı hacı süleyman
4)gemi katibi ismail
5)lostromo hasan reis
6)serdümen göreleli ali oğlu basri
7)ambarcı rizeli süleyman oğlu mahmut
8)ambarcı silivrili hasan oğlu mehmet
9)tayfa süleyman oğlu cemil
10)tayfa hüseyin oğlu rahmi
11)tayfa mesut oğlu temel
12)kamarot muharrera oğlu hacı tevfik (ulusu)
13)kamarot ibrahim oğlu mehmet
14)kamarot yamağı mustafa oğlu halit
15)ateşçi koyunhisarlı yusuf oğlu halit
16)ateşçi rizeli arif oğlu mansur
17)ateşçi osman oğlu hacı hamdi
18)kömürcü hasan oğlu mehmet
19)kömürcü mehmet ali oğlu ömer faik
20)vinçci ismail hakkı
21)vinçci ali oğlu galip

ruhları şad, mekanları cennet olsun.

bandırma vapuru'nun, o kahraman gemimizin kısaca tarihçesini anlatmaya çalıştım sizlere.
umarım bundan böyle, "bandırma vapuru" denildiğinde alelade bir gemi gelmez aklınıza.

bayramımız kutlu olsun.
atatürk 8 yıl sonra ilk kez istanbula 1927de geldiğinde dolmabahçede yemek vermeye karar verdi ve listenin başına bandırmanın kaptanı ismail hakkıyı yazdı.kaptan "hizmetime karşılık para beklentisi içinde olduğum sanılabilir"diye gitmedi.
Küçükken Bandırma da sandığım ancak Samsun'da olduğunu öğrenince ziyarete gittiğim vapur.

Bu da böyle bir anımdır, mesajlara cevap veremiyorum.
Bir milletin makus talihini yenmesine faydası dokunmuştur.
günümüzde sanal tur ile de gezilebilir durumda olan müzedir.

https://my.treedis.com/tour/bandirmavapuru
çirkin bir ilçenin ismi verilmiş olan, atatürk'ün ülkemizi kurtarmak için bindiği vapur.
balıkesir'in bandırma ilçesi ile alakası olmayan, atatürk'ün samsun'a çıkmak için istanbul'dan bindiği vapur.
1894'de Panderma'yı istanbul'da italyan alım satım brokeri olan Rama P. D'Erasmo satın aldı. 1894'de Gemi, Osmanlı idare-i Mahsusa 'ya satıldı ve vapura “Bandırma” adı verildi.

kırık döküktü ama bir ülkenin var olmasının başlangıcı oldu. çünkü içinde bir aslan yürekli mavi gözlü vardı.
kırık döküktü ama bir ülkenin var olmasının başlangıcı oldu. çünkü içinde bir aslan yürekli mavi gözlü vardı.
neden o çirkin ilçenin isminin verildiğini merak ettiğim, atatürk'ün ülkemizi kurtarmak için samsun'a çıkarken bindiği vapur.
aslen ingiltere üretimi vapurdur. dönemin aşşırı milliyetçi zihniyeti vapuru hurdacıya satmıştır.

hangi dönem olduğunu da siz bulun banane.