bugün

kimi çevrelerin * "atatürk'ü nasıl kötülersek kardır" mantığı ile -ve yapabildiklerinin zorluğunu çarpıtmak için- büyük ve sağlam bir gemi olarak tanıtmaya çalıştığı, boyu 50 metreyi bile bulmayan, önceden iki kere batıp sonra tekrar yüzdürülen köhne tekne.
Bandırma vapuru eski miydi yeni miydi? bunun hiç bir önemi yok çünkü artık biliyoruz atatürk'ün samsun'a hareketi ingiliz vizesi ile olmuştur.yani öyle ingilizlerden gizli gitmemiştir samsun'a.vapurun eskiliği yeniliği değildir mesele.atatürk'ün kurtuluş savaşı mücadelesini başlatmak için samsun'a hareket ederken sultan vahdettin'in ingilizlere attığı kazığı ve vatanseverliliğinin görülmemesidir resmi tarih'in utancı.
teknemiz olsa ugur getirsin diye yazdırabilecegimiz isim.
yıllardır öğrettikleri sonucunda tahayyül dünyamızda yıkık, harap, bitap bir osmanlı teşkilatı gemisi.

atatürk bununla çok ama çok büyük tehlikeler atlatarak samsun'a çıkmış ve ülkeyi kurtarmıştır. giderken gemi o kadar bitah bir durumdaymış ki, atatürk ve heyeti ölümlerden dönmüşler. o kadar güçlük aşıp kurtarmışlar yani ülkeyi. osmanlı'ya ait olan ve sevmediğim tek nesnedir aynı zamanda. bu gemi osmanlı imparatorluğu'na ait olup osmanlı'nın sonuna vesile olan bir gemidir. o yüzden, forza ada vapuru
(bkz: gemicik)
Maalesef şu anda varolmayan, sadece maketi bulunan vapur. bizler için çok önemliydi oysa.Atatürk!ün yanı sıra Refik Saydam, Hüsrev Gerede, General Kazım Dirik bu vapurdaydı. ingiliz irtibat Subayı Yüzbaşı John Godolphin Bennett'ın pek de istemeyerek verdiği vize (adamın içine doğmuş ) ardından 16 Mayıs - 19 Mayıs arası seyahatle Samsun'a vardı.
Tarihlerimize "BAndırma" olarak geçen gemi, denizcilik alanında dünyanın en güçlü sigorta şirketi Lloyds'un arşivindeki kayıtlara göre, 1878'de iskoçya'nın Paisley bölgesindeki MacIntyre şirketi tarafından Hutson and Cardett tezgahlarında 21 sıra numarasıyla yolcu ve yük vapuru olarak inşa edildi.

279 grostondu, demir uskurluydu, hem yelken hem buhar donanımlıydı, uzunluğu 48 metre 90 santim, genişliği 6 metre idi.

Gemiye denize indirildiği sırada verilen isim "Trocadero" idi. ilk sahibi Dousey and Robinson şirketi, Trocadero'yu beş sene kullandıktan sonra 1883'te Yunanlı armatör Psicha'ya sattı. psicha, geminin o zamana kadar Londra'da olan kaydını Yunanistan'ın Pire Limanına nakletti, iki sene sonra da adını değiştirdi ve "kymi" yaptı. "Kymi", Yunanca'da "dalga" demekti.

Psicha, "Dalga"yı sadece beş sene kullandı ve 1890'da Andreadis isminde bir başka Yunanlı armatöre ait olan "Rama P. Derasimo - istanbul" şirketine sattı. "Dalga"nın Pire limanındaki kayıt ve el değiştirme maceraları 1894'te nihayet buldu: O zamanların Türk Denizyolları işletmesi olan "idare-i Mahsusa" gemiyi satın alıp istanbul'a getirdi, Pire'deki kaydını da istanbul limanına nakletti, ismi yeniden değiştirildi ve "Kymi" "Panderma" yapıldı. idare-i Mahsusa'nın adı 1910'da "Osmanlı seyrüsefain idaresi" yani "osmanlı Denizcilik işletmesi" olunca "Panderma" da "bandırma" ya çevrildi ve posta vapuru haline getirildi.

Gemi bütün bu sahip ve isim değişiklikleri sırasında bir kaç defa batma tehlikesi geçirdi. 1891'in 12 Aralık'ında Erdek'te seyrederken kayalara çarptı ve güç bela yüzdürüldü. 1915 Mayıs'ında Mürefte - Şarköy açıklarında bu defa E-11 modeli bir ingiliz Denizaltısına çattı; yediği torpil yüzünden tekrar bir batma tehlikesi geçirdi. Bandırma 1919'daki Samsun seferinden sonra eski görevi olan posta hizmetine döndü. Ama artık iyice yaşlanmıştı ve motoru 1925 yılında büyük bir arıza yaptı. Bir kaç ay boyunca tamirine çalışıldı ama astarının yüzünden pahalıya geleceğini gören zamanın Denizyolları idaresi, gemiyi hurda fiyatına elden çıkarttı. Bandırma, o devrin en meşhur gemi sökücüsü ilhami Bey'e satıldı. Sonraları "Söker" soyadını alacak olan ilhami Bey gemiyi Haliç'teki söküm tezgahına çekti ve tam dört ayda söktü. (Habertürk - Murat Bardakçı)
(bkz: http://www.bandirma.org)
Samsun'un Canik ilçesinde kopyası sergilenmektedir.
mustafa kemal'e yalakalıkta sınır tanımayanlar tarafından bozuk olduğu, pusulasının olmadığı vb. masallarla anlatılan vapurdur. ortada o kadar çok övünülecek durum varken, milli mücadele kadrosunun en önemli isimlerinden biri olması beklenen mustafa kemal paşa akılcı bir manevrayla teftiş heyeti adı altında ingilizlerin de onayıyla anadolu'ya gönderilmişken, bu olayın akabinde de bir sürü başarı varken uydurma bir kahamanlığa ihtiyaç duymak ve gerçeklerin ortaya çıktığı günümüzde hala bunu inkar etmek normal bir insanın davranışı olamaz. ordu müfettişliği gibi öenmli bir resmi göreve sahip iken kıytırıktan bir takayla karadeniz'eaçılacağına inanmak en başta mustafa kemal'in zekasına hakarettir. elinde bir sürü resmi imkan varken kimse onun gitmesini engellemeye çalışmıyorken (hatta gidişi için ingilizlerin resmi onay belgesi mevcut iken) delice bir maceraya atılmak akıllıca bir davranış mıdır sizce? bu yalanlarla menfaat elde etmek kimin işine geliyor dersiniz?
şu anda samsun kordonunda doğu park sahilinde vatandaşın gezip görmesi için müzeye çevrilmiş, kurtuluş mücadelesinin fiilen başlamasında vatana büyük hizmeti olmuş vapurdur.
--spoiler--
"1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve manzara : Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durum, Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, Şartları ağır bir ateşkes Antlaşması imzalamış, Büyük Harbin uzun yılları boyunca, millet yorgun ve fakir bir halde. Milleti ve memleketi Dünya Savaşı'na sokanlar, kendi hayatları endişesine düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin, soysuzlaşmış, şahsını ve yalnız tahtını emniyete alabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız Padişahın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir duruma razı, Ordunun elinde silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta. itilaf Devletleri, ateşkes Antlaşmasının hükümlerine uymağa lüzum görmüyorlar. Birer vesileyle itilaf donanmaları ve askerleri istanbul'da Adana vilayeti Fransızlar, Urfa, Maraş, Gaziantep ingilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da italya askeri birlikleri, Merzifon ve Samsun'da ingiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ve ajanlar faaliyette. Nihayet başlangıç kabul ettiğimiz tarihten dört gün önce 15 Mayıs 1919'da itilaf Devletleri'nin uygun görmesiyle Yunan ordusu izmir'e çıkartılıyor. Bundan başka, memleketin her tarafından Hıristiyan azınlıklar gizli, açık milli emel ve maksatlarını gerçekleştirmeğe, devletin bir an evvel çökmesine, çalışıyorlardı."
--spoiler--

Alıntı: nutuk
M. Kemal yolculuğa başladığı zaman bu vapurla batırılma tehlikesi yaşamıştır.. Açık deniz yerine kıyıdan yol alması M. Kemal'in hayatını kurtarmıştır..
geminin kıymetini bilmedik.

bu günlere kadar saklasa idik,
ne güzel satar-kumarhane yapar idik.
içinde seks partileri düzenler bir işe yarar idi.

tıpkı, savarona gibi.
mustafa kemal atatürk'ün, samsun'a çıkarken kullandığı vapurun adı.
Gemi 1878 yılında iskoçya'nın Glasgow kentinde yolcu ve yük gemisi olarak inşa edilmiştir. 1894 yılında o zamanki Deniz Yolları işletmesi anlamına gelen idare-i Mahsusa'ya nakledilmiş ve Türk bayrağı çekilerek, adı Panderma olarak değiştirilmiştir. Marmara Denizi kıyılarında, Tekirdağ, Mürefte, Şarköy, Karabiga, Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapmıştır.idare-i Mahsusanın statü değiştirerek 28 Ekim 1910 yılında Osmanlı Seyrüsefain idaresi olunca geminin adı Bandırma olarak değiştirilerek posta vapuru haline getirilmiştir.
19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk ve Silah Arkadaşlarını Samsun'a getirdikten sonra yine posta hizmetlerine devam etmiştir. 1924 yılında Türkiye Seyrüsefain idaresi tarafından hizmet dışı bırakılmıştır. 1925 yılında gemi Bozmacı ilhami isimli Türk armatöre satılmış, ve aynı armatör tarafından 4 ay içinde hurda olarak parçalanmıştır. diyor kaynaklar.
orjinal projesine sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş ve 2003 yılında recep tayyip erdoğan tarafından hizmete açılsa da aslı saklanmalıydı diyedüşünüyorum.

parçalanması için şunu söyleyebilirim ki daha o senelerden tarihimize sahip çıkmak yerine onu derinlere gömmek için uğraşanlar varmış, tıpkı şimdilerde aramızda dolaşanlar gibi. yazık olmuş koskoca bir ülkenin kurtuluş savaşını önderlik eden koca gemiye.

edit: iş bu entry, 19 mayıs ta sözlüğe 19 entry girme kampanyası dahilinde girilmiştir.
Bugün 19 Mayıs... Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının, Kurtuluş Savaşı' yla başlayıp, cumhuriyetin kurulmasına dek uzanacak zorlu yolculuklarına çıktıkları günün tam doksan üçüncü yıldönümü...

Şimdi aşağıdaki isimleri okuyun:

Üçüncü Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet.
Kurmay Başkanı Albay Kazım Beyefendi. (General Kazım Dirik, 1880-1941)
Sağlık Müfettişi Albay ibrahim Tali. (Milletvekili ve elçi, tıp doktoru. 1875-1952)
Kurmay Binbaşı Arif Bey. (Ayıcı Arif Bey, 1882-1926)
Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey. (Asker ve Büyükelçi Hüsrev Gerede, 1886-1962)
Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey. (Korgeneral Kemal Doğan, 1879-1951)
Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Refik Bey. (Başbakan Dr. Refik Saydam, 1881-1942)
Yaver Piyade Yüzbaşı Cevad Efendi. (Atatürk' ün yaveri ve milletvekili. Cevad Abbas Gürer,1887-1943)
Yaver Piyade Yüzbaşı Mustafa Efendi. (Tokat Milletvekili Mustafa Sabri Süsoy, 1876-1934)
Piyade Yüzbaşı Ali Şevket Efendi. (Gümüşhane Milletvekili Ali Şevket Öndersev, 1884-1940)
Piyade Yüzbaşı Mümtaz Efendi. (Yüzbaşı Ali Mümtaz Tünay 1886-1946)
Piyade Yüzbaşı ismail Hakkı Efendi. (Başbakanlık Özel Kalem Müdürü ismail Hakkı Ede, 1886-1943)
Tabib Yüzbaşı Behçet Efendi.
Piyade Asteğmen Hayati Efendi. (Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hayati Bey, 1892-1926)
Piyade Asteğmen Arif Hikmet Efendi. (Tümgeneral Arif Hikmet Gerçekçi, 1894-1970)
Yaver Topçu Üsteğmen Muzaffer Efendi. (Atatürk' ün emir subayı ve Giresun Milletvekili)
Muzaffer Kılıç. (1897-1959)
Asteğmen Abdullah Efendi.
Adli müşavir Ali Rıza Bey.
Tabur hesap memuru Rahmi Efendi.
Tabur hesap memuru Ahmed Nuri Efendi.
Katip Faik Efendi. (Sağlık Bakanlığı memuru Faik Aybars, 1880-1945)
Yedek subay Tahir Efendi.
Katip Memduh Efendi. (Cumhurbaşkanlığı memuru Memduh Atasev 1895-1930)

Kaçını tanıyorsunuz?

En fazla üçünü, belki dördünü. Eminim ki çoğunun adını ilk kez okuyorsunuz! Bu isimlerin tamamı, Mustafa Kemal' in, 16 Mayıs 1919' da Kızkulesi önünde bindiği ve 19 19 Mayıs' ta Samsun' da indiği Bandırma gemisinin diğer yolcuları...

O yolculuğun yapıldığı geminin mürettebatını da hatırlayalım:

* ismail Hakkı (Durusu), Süvari.
* Üsküdarlı Tahsin, ikinci kaptan.
* Hacı Süleyman, Başçarkçı.
* ismail, Katip.
* Hasan Reis, Lostromo.
* Göreleli Şükrü oğlu Temel, Serdümen.
* Ali oğlu Basri, Serdümen.
* Süleyman oğlu Mahmut, ambarcı.
* Hasan oğlu Ahmet, ambarcı.
* Süleyman oğlu Cemil, tayfa.
* Hüseyin oğlu Rahmi, tayfa.
* Mesut oğlu Temel, tayfa.
* Muharrem oğlu Hacı Tevfik (Ulusu), Birinci Kamarot.
* ibrahim oğlu Mehmet, Kamarot.
* Mustafa oğlu Hamit, kamarot yamağı.
* Yusuf oğlu Halit, ateşçi.
* Arif oğlu Mansur, ateşçi.
* Osman oğlu Hamdi, aşçı.
* Hasan oğlu Mehmet, kömürcü.
* Mehmet Ali oğlu Ömer Faik, kömürcü.
* ismail Hakkı, vinççi.
* Ali oğlu Galip, vinççi.

Bu 46 kişi, idamı göze alarak çıktı o yola...

Ve karşılığında hiçbir çıkar beklemediler...

O kadar beklemediler ki, Atatürk 1 Temmuz 1927' de ilk kez istanbul' a ayak bastığında Bandırma Vapuru' nun kaptanı ismail Hakkı Bey' i Dolmabahçe Sarayı' na davet etti. Ancak ismail Hakkı Bey, bu davete gitmedi. Sonra yine davet edildi; yine gitmedi!

Neden biliyor musunuz?

Hizmetine karşılık para ya da makam verilebileceğinden endişe duyduğu için... O memleket sevdası dolu yolculuğa gölge düşmesini istemedi!

Bayramınız kutlu olsun.

Mustafa Mutlu, vatan gazetesi, (19.05.2011).
bağımsızlığın,umudun yolculuğun daatamızaeşlik eden vapurdur
93 yıl önce, işgal altındaki bir ülkenin kaderini değiştirecek, esaret zincirini kıracak atatürk önderliğindeki 18 yiğidi samsun'a kurtuluş meşalesini yakmak için taşıyan vapurdur.
(#15527964)
bu ülkenin kahramanlarını taşımıştır.
imkansız diye bir şey olmadığının, bir tek düşüncenin milyonlarca insanın, bir milletin kaderini değiştirebileceğinin simgesi olan vapurdur.
samsun sahilinde çakmasının bulunduğu vapurdur.
bir metal yığını değil, yaşayan bir varlık gibi yüreğimizde yeri ayrı olan vapurdur.
bir dizi ümmetçi şaklaban tarafından atatürk'ün anadolu devrimini gölgelemek amaçlı sistematik bir şekilde başka aidiyetler yüklenmeye çalışılan kahraman gemi...

karadeniz'in hırçın dalgalarıyla boğuştuğu 4 gün zarfında, sönmüş ocaklara umut aşılayan, anadolu devrimini ateşleyen demirden kahraman...

http://tarihturklerdebasl...ren-kohne-vapur-bandirma/
gerçegini temsilen samsun sahilinde bekleyen benzeri bile bakımsızlıktan çürümektedir.