bugün

(1954)
kuruluş sebebi:
sscb'nin balkanlar'a yönelik saldırgan tutumu.
kurucu üyeleri:
türkiye, yugoslavya ve yunanistan'dır.
yugoslavya'nın sscb'ye yaklaşması ve kıbrıs meselesinden dolayı pakt kurulduğu yıl dağıldı.
bak "ece" başlığı açmış ve yazmış... aferin sana ece kızım! otur. "sıfır"!

Gündemde böyle bir konu yok ama bu konunun içini doldurmayacağım anlamına gelmiyor. benim entryim, benim gündemim.

Balkan Paktı (siyasal bilimler literatüründe "antantı" diye de geçer), 1934 yılında kuruldu. büyük bir dış politika zaferi olarak öğretilir.

Buna göre, Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya "birbirlerinin varlığına ve sınırlarına saygı göstereceklerdi"... Bulgaristan ve Arnavutluk katılmadılar ama "eksikli anlaşma" büyük bir başarı olarak kabul edildi.

Ne Romanya'nın ne de Yugoslavya'nın Türkiye'ye herhangi bir "saygısızlığı" olmuştu, ne de Türkiye'nin onlara... Öyleyse nereden çıkmıştı damdan düşer gibi bu mesele?

Pakt, aslında Türkiye ile Yunanistan arasında üç yıl önce başlamış "yumuşama" havasının ve "yakınlaşma" (rapprochement) ilişkisinin tesciliydi. Diğer bazı ülkeler de anlaşmada aksesuar olarak yer aldılar.

Anlaşma Atina'da imzalandı, Ankara'da değil.

Ee? Ee'si bu işte. Bu kadar.

Üç yıl sonra Yugoslavya su koyuverdi. Yugoslavya bizim sınırlarımıza saygı gösterse ne olacaktı, göstermese ne yazacaktı?

imza atan ülkeler birbirlerinin sınırlarına saygı göstereceklerdi. Fakat Almanya da en ufak bir saygı göstermedi, 1941 yılında Yugoslavya ve Yunanistan'ı yutuverdi. Romanya zaten ondan yanaydı.

Türkiye kılını bile kıpırdatmadı. Kıpırdatacak gücü mü vardı? Komşusunu korumak için Almanya'yla mı kapışacaktı? Saygı göstermekle yükümlü olduğu sınırları nasıl savunacaktı? "yaptırım" mı vardı? Öyleyse ne yararı olmuştur bu büyük başarının ve de ne anlamı vardır?

bir anlamı yoktu! Öylesine kafama takıldı işte...

sözlük yazarlarına olta atıp yakalayayım ki oradan da kafamızı kurcalayan asıl meseleye gelelim; Türk ordusunun 1936 yılına kadar istanbul'a ve Çanakkale'ye yaklaşmasının yasak olduğunu biliyor muydunuz?

Evet, Lozan yazmaktan zevk aldıkları Lausanne'a göre Türk ordusu kendi topraklarının bir bölümüne giremiyor, "tahkimat" yapamıyordu!

Ancak Montreux Antlaşması'yla boğazlara Türk askeri girebildi.

Büyük başarılar dizisi...

Protesto ediyorum, benim bedenim, pardon, entryim, benim gündemim.

Kafamı kızdırmayın, soyunurum haa... Şimdi çok moda...
Türkiye'ye kendi NATO'sunu kurma fırsatı vermiştir.

Ahh, ahh.
güncel Önemli Başlıklar