bugün

Doğudan esen rüzgar.
musa eroğlu'nun yare söyleme diye değiştirip söz-müziği kendi namıyla yayınlaması hayret vericidir. orijinal söz müzik şekip şahadogru'nundur.
fuzuli'nin

"ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayri"

(bana gönlün ateşinden başka kimse yanmaz
kapımı sabah rüzgarından başkası açmaz)

beyti meşhurdur.

ondan daha evvel, necati bey diyor:

"beni ağlan beni kim, üstüme gelmez ölicek
bir avuç toprak atar bad-ı sabadan gayrı"

(bana ağlayın bana ki öldüğümde
üstüme toprak atmaya sabah rüzgarından başkası gelmez.)
esip esip kapımı açmayan rüzgar. nerde lan benim mektubum? ulan yunan tanrısı olsam hermes getirirdi mektubu. çektiğimiz eziyete bak.*
Nicedir esmez olmuş aşk ruhunun esintisidir.
ne yanar kimse bana ateşi dilden özge
ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayri.
bad: ruzgar, saba : sabah kelimeleriyle oluşturulmuş farsça kökenli terkipdir. sabah ruzgarı anlamına gelir.
divan edebiyatında mazmun olarak kullanılan bu terkip, sevgiliden haber (koku) getiren bir ulak yahut sevgilinin saçlarını dağıtıp aşığın gönlünü kıran bir esinti anlamlarını taşır.
Sabah vakti esen ve ruhu okşayan, gönle ferahlık veren hafif rüzgar demektir.
aynı zamanda divan edebiyatında aşıklar arasındaki mektupları taşır. aşık tüm gecce acı çeker. sabah rüzgarının gece yazdığı mektubun ulaşmasını ister.
divan şiirlerinde sevgilinin saçlarının kokusunu aşığa ulaştırmaya yarayan, kimi zaman aşığın sevgilinin yüz vermeyişinin anlatıp dertleştiği sabah esen rüzgardır.

fuzuli'nin çok meşhur bir beyitinde de bâd-ı sabâ ile kurulan dostluk şu şekilde yer almaktadır:

ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
yurdal tokcan'nın da fevkalade bir bad-ı saba parçası mevcuttur.
erzurumlu emrah türküsüdür.

Bad-ı saba selam eyle o yare
Mübarek hatırı hoş mudur nedir
Nideyim yitirdim bulamam çare
Mestan ela gözler yaş mıdır nedir

O nazlı canana uğrarsa yollar
Bize mesken oldu kahveler hanlar
Yarin meclisinde oturan canlar
Hesap etsin yıllar beş midir nedir

Eğil güzel eğil saçın sürünsün
Aç beyaz göğsünü memen görünsün
Evvel benim idin şimdi kiminsin
Gündüzün hoş geçen düş müdür nedir

Emrah eder can bülbülü kafeste
Benim hasbıhalim bildirin dosta
Kendim gurbet elde dost kara yasta
Gitmiyor kervamm kış mıdır nedir