aykut çelebi

ankara üniversitesi sbf nin aşmış sosyoloji hocası. bahsettiği kavramlar verdiği örnekler ile dan brown romanlarından fırlamış hissi verir.
(bkz: robert langdon)

(bkz: arkadaşım gelmeyin)*

öğrenci psikolojisinden çok iyi anlayan iLEF sosyoloji hocası, bunun yanında da çok asabi olan hoca tabi belli etmemeye çalışıyor o ayrı. aynı zamanda çok da mütevazi ve öğrenci canlısı bir insan. yolladığınız hiçbir e-posta cevapsız kalmaz ayrıca öğrencilerine değerli arkadaşlar diye bir söz öbeğiyle seslenir.

değerli arkadaşım gelmeyin.

değerli arkadaşlar beni dinleyin.

değerli arkadaşım gelebilirmisiniz.

vs.

sevdiğimiz bir hocadır vesselam.

mülkiye'den bir tur mezun olmayı başarırsam, ileride de okulumda kalma imkanı bulursam, asistanı olmak isteyeceğim iki mülkiye hocasından birisi kendisi***. kendisi aşırı asık suratlı bir hocadır ama aslında bunu isteyerek yapmamaktadır ve hatta aslında öyle bir karakteri de yoktur, bugün gördük ki derste gayet yarılabiliyormuş kendisi gülmekten.

öğrenciye bir şeyler öğretmek için her derste tüm çabasını veren ve çaba sonucu kan ter içinde kalan hocadır. belki de sbf'yi sbf yapan hocalardandır. dersleri projeksiyon makinasıyla yapar ve getirdiği bilgisayar fi tarihinden kalma bir emektar olunca dersler genelde beş, altı dakkika sorna başlar hiç şaşmaz. derse geç kalmak derse girecemeyeciğiniz anlamına gelmektedir. seviyoruz kendisini kısaca. sınav sistemi de esse yöntemi dediğimiz test sistemidir. yani normal terstlere benzemez.

(bkz: arkadaşım gelme araya on dakkika demiştik saat kaç)
(bkz: esse sınav yöntemi)

esse sınav yöntemini kaldıramayan, içinden çıkamayan öğrencilerinin sınavında dökülmesine rağmen hala aynı öğrencilerinin gözünde bir idol olan, mülkiye ve ilef in en sevilen, sayılan hocalarından.

asık yüzüne ehemmiyet vermeden daha ilk dersinde dahi konuşmalarıyla, tavırlarıyla insanı kendine çekmeyi başarabilen ve öğrencilerin sevgisini kazanabilen mülkiye'nin saygıdeğer hocasıdır.

carl schmitt'in siyasal kavramı isimli kitabının sunuşunu yazmış kişidir

siyasi, iktisadi bilgi birikimi bir yana sanat ile ilgisi ve derslerinde verdiği örnekleri müziğin, sinemanın kültleri ile süslemesiyle hayranlık uyandıran saygıdeğer kişilik. ders anlatırken cidade de deus'tan, babil kulesi'nden, fatih akın'ın filmlerinden, müslüm gürses'ten pink floyd'dan yararlanır, her yeni dersinde zihin atlasınıza yeni bir ülke ekler.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Aykut_%C3%87elebi

derse hiç bir şeyden anlamayan insan topluluğuna ders anlatır gibi başlayan ancak dersin sonunda öğrencilere beraber kavramları yerli yerinde düzgün bir şekilde kullanarak konuşmasını öğreten mülkiyenin olmazsa olmaz hocalarındandır.

weimar almanyası üzerine sınırsız birikime sahip mülkiye hocası. asık suratlı ve ciddi görünür ama ziyadesiyle iyi niyetli ve samimidir.

bilgi kaynağıdır.karizmatik sosyoloji hocasıdır.derse geldiğinde kızlar dersi dinlemek yerine hayran hayran aykut hoca'yı izlerler.

siyasalın olmazsa olmaz hocalarındandır. nezaketi ve entellektüel birikimiyle öğrencilerini derste eski yunandaki demokrasi anlayışından, oda müziğinin özelliklerine, oradan da habermastan güncel politikaya kadar sürükler. inanılmazdır ve son derece mütevazidir. "ab'nin kamusal alanı" dersi son derece başarılıdır ve şiddetle tavsiye edilir. ayrıca derslerinde hiçbir öğrencisini kırmadığı 'kısmen' doğrudur. şöyle ki, herkesi ama herkesi (hocalar, doktora ve master öğrencileri vs.) delirten bir öğrenciyi "ama arkadaşım siz de 1 biliyorsanız 5 biliyormuş gibi atıp tutuyorsunuz, yakışık almıyor" * gibisinden terslediği duyulmuştur ama bu tersleyiş bile buram buram nezaket kokmuyor mudur sorarım size?

(bkz: hocaya aşık olmak)

Yeterince aklı ermeyen ve cahil öğrenciler üzerinde müthiş etkisi olan, en büyük ustalığı insanların arkasından iş çevirmek ve yüzlerini gülüp arkadan hançerlemek olan, solcu görünüp islamcılarla iş tutan hoca.

Sınırdan puanlarla bırakmaya bayılır.

Online eğitim zamanında dahi sabahın 8 buçuğuna ders koyan sosyoloji profu.
Derse 5 dakika geç bağlanırsam "arkadaşım gelmeyin" deyip derse almayacak diye korkuyorum.