aydınım diye geçinen yobazlar

kendini yazar sanan insanların halkın inaçlarını yabancı bir olay gibi göstererek aydın ünvanı alanlardır. bunları yazdıktan sonra da birkaç örnek; (bkz: tuncay özkan) (bkz: ahmet hakan) (bkz: ruhat mengi) (bkz: emre kongar) (bkz: abbas güçlü) (bkz: çetin altan) (bkz: taha akyol) *

her insan yobazdir her insan sadece inandigi fikirden gider sadece bazilari daha mantikli ve daha derin dusunur bazilari mantikli ve zamanin sartlarina gore dusunemez diye tanimlanabilecek durum.

yobaz olmayan ama yobaz sanilan kimselerdir. bugun avrupanin bile sikinti duydugu bir konu var adamlar yillardir ozgurluk ozgurluk derken. bazi gocmen araplarin ve asiri dinci iranlilarin ozgurlugunu alsak mi almasak mi diye dusunce icine girdiler. ozgurluk rahatca istedigin herseyi yapabilme oldurme rahatca kadini ezme sirf cinselik yuzunden kdinla erkegi ayri tutma gibi seyler olamaz icinde fasistlik ve kendinden farkli insanlara nefret barindiran bir unsura bir fikire ozgurluk verilemez. avrupayi bile karistirdi iste bu yuzden fikir.. ozgurlugun ne oldugunu anlamamis kendi icinde ozgur ve elstiri kaldiramayacak cocukca fikirler ozgurluk aramaktan onca aynaya bakmalilar.

türban takmayı özgürlük mücadalesi olarak sunup, yaygara koparıp, sivas'taki katliamdan sonra insanların yaşama özgürlüğüyle ilgili olarak dut yemiş bülbüle dönen yobazlardır. din adına katliam yapınca, bunlara göre, insan öldürmek de özgürlüktür.

ozgurlukcu ve yobaz olmayan mantikli aydinlardir. din adina katliamin yapan kadini ezen sirf sex unsuru var diye kadinin ustune ortu takan erkekle kadini ayiran ayri siniflara koyan el kesmeyi mantikli bulan bir kesimin aradigi ama hic bulamayacagi ozgurluklerdir. once sen elestirilmeyi kabul et sonra ozgurluk ara diyorum ben onlara burdan.

bunlar ; aydın, özgürlükçü, sosyal demokrat geçinseler de yaptıklarıyla düşündükleri birbirini tutmayan insanlardır.. aydınım deyip hemen arkasından karısını/kızını evden dışarı adımını attırmayan, onların giydiği şeylere max düzeyde ve gereksiz yere karışan tipler mevcuttur örnek vermek gerekirse..

din karanlıktır, dine sıkı sıkıya bağlı insanın zihni kapalıdır,yani yobazdır önünü göremez dolayısı ile bu insanlar aydınım diye geçinemez aykırıdır,aydınım diye geçinemezler,ve dolayısı ile ; dinci insandan aydın olmaz... başımızda bunlardan dolu var örnek isterseniz ortada.

çok yerinde bir önermedir. aydınlığı parti vb gruplara ayırarak kıstaslamak gerekmez fakat oturup iyi bildiğini sandığı konuları konuştuğu zaman anlıyorsunuz ki bu insan aydınlık kalkanı ardında karanlık bir düşünce sistemine sahiptir.

bir zamanlar ismini vermek yanlış ve yönlendirici olabilir, bazı yayın organlarından önemli koltuklarda oturup, önemli işler yaptıklarını sandığımız, ağızlarından çıkan kelimelerle gündemi yönlendiren, tarafçı bir o kadar da kendi menfaati için yorumlarda bulunan insanların iç dünyalarını gördükçe aydın yakıştırmasının onlara ne denli yakışmadığının farkına düzen değiştikten sonra varmışlığımız vardır.

tümüyle ülkesini savunup, iki dudağı arasından dökülen bir kelimeyle ortalığı kasıp kavuran maalesef günümüzde akp yönetiminin dini istismar ederek iktidar olmaya çalışması (ki nihayetinde başarılmış bir düşünce ve uygulamadır ) aynı şekilde yine vatanını lehinde konuşmalar ve davranaşlar sergileyip aydın görünüp iktidar değiştikten sonra 180 derece sırt çeviren insanlardır.

yobazlık insan ayırt etmektir, söylediğinin ardında durmamaktır, bir düşünceyi savunurken diğerinin iyilerini görmemektir, insanların düşüncelerine saygısızlıktır, yozluktur, yontulmamışlıktır, bir insanın kendini elekten geçirmemesidir, palas pandıras başka bir insan üzerinde hüküm sürmektir, esir almaktır o'nu, ülkesine ve milletine yararsızdır, at gözlüğü takıp ancak boyundaki doğrultuda ilerlemesi; ayaklarının altında, yanında ve arkasındakiler görmemektir vs, vs... uzar gider.

aydın olan insan yobaz olamaz! yalnız tek tükte olsa da böyle tipler vardır. onlar kendini aydın zannederde onları acaba kim öyle görür. zaten o kadar istisna olacak ayrıca bu tipler "yeşil" yobazlardan kat ve kat daha iyidir. bu da bir gercektir herseye ragmen...

2 dünya bir araya gelse bu adamların sabit fikirlerinde 1 cm ilerleme kaydedemezler, o derece yobazdır bunlar yani. ayrıca bunlara arkadan gazı veren medya patronlarını unutmamak gerekir, o patronlar olmadan bu yobazların hepsi koca bir sıfırdır. zira bu kapasite ve dar görüşle afrikanın en ilkel ülkesinin en ilkel gazetesinde dahi tek satır yazı veya yorum yazamazlar, ama şahane kukla oldukları için türkiyemizde çok rağbet görürler.

(bkz: kedidir o kedi)

* post-modern gericilerdir.

(bkz: maçlarda hangi taraf güçlüyse hep ondan olanlar)

yobazlık sadece dinci denilen kişilerin tekelinde olan birşey değildir. yani bu tanım bakınız pis dinciyi göstermiyor.
hep gökyüzüne bakılıyorsa bu noktada yere, hep yere bakılıyorsa bu noktada gökyüzüne bakmak gerekiyor.
evet bu aydınım diye geçinen yobazgiller çok pislerdir. hatta kakalardırda inanır mısınız?
bundan ileri gidememektir sadece bu bu tanımla sınırlı kalmak.
evet öyledirler.
ee peki?
sonra nolmuş.
sonra ne olması gerekiyormuş?
o yobaz seninle aynı havayı soluyosa ve sen sadece onun tanımını yapıp karşı bir tutum sergiliyorsan buda yobazlığığa atılan pek güzel bi adımdır.
düşün, yaz, beğenmediğin ve sadece aptalca eleştirebildiğn yobazı yen ozaman. yapıyorum zaten diyorsan ne ala.

Aydın olmanın üniversite okumak , profesör olup akademik alanda koltuk altı kabartmak olmadığını anımsatan insanlardır. Aydın olmanın en önemli koşullarından birisi metadodik eleştiri yapabilmek ve olayları değerlendirirken onları bütün sosyo-kültürel boyutlarıyla ele almayı başarabilmektir . Aydın olmak belirli bir bilgi birikimi gerektirir , ancak bu ezber bilgileri sentez üretmeden dogmatik bir şekilde açıklama ya da sosyolojik saptama yapmak için kullanırsanız belki çok meşhur birisi olabilirsiniz .Gelelim aydınlardan rahatsız olanların meselesine : Aydınlar taraf tutar mı sorunsalı başlığın açılmasına sebep olan bir sorgulama gibi algılanıyor tarafımdan . Aydınlar taraf tutmak zorundadırlar . Bulundukları sosyo - kültürel yapının değerlerini sahiplenirken elbette ait oldukları devletin anayasasına ve rejimine , kutsal kabul edilen değerlerine saygı göstermelidir . Aydın insanların kullandıkları bilimsel dil dünyanın her tarafında aynıdır , anlaşılır ve sade olmak zorundadırlar . Ancak kavramların içi boşaltıldığında ne yazık ki aydınların misyonları da kullandıkları evrensel dili de sosyo-kültürel , siyasal ve ekonomik anlamda rejim dışı uygulamalara basamak oluşturmak için dezenformasyon ve demagoji yöntemlerini kullanan at gözlüğü takmış dinci yobazlar tarafından sürekli bir değişime ve sistemli bir dönüşüme maruz kaldığı için bozulmakta ve işlevsiz kıllınmaya çalışılmaktadır . Demokrasiden yana olmayan , rejimine sahip çıkmayan aydınlar ne işe yarayabilir ki ? Nazi Almanyasın aydınları ve filozofları ; iran'ın aydınları ve devrimci insanları nasıl yok edilmiştir ? Bu soruların yanıtları tokat gibi yüzümüze çarpar düşünmeyi becerebilen insanlarsak eğer . Gerisi ise fazlasıyla art niyettir , cahilliktir.

aynı anda hem yogi hemde komiser olabilen kişiler...

(bkz: yobaz)
(bkz: aydın)

devletin eğitim kurumlarında ezbere bilgilerle statü sahibi olan ama kafaları hala ve bir türlü çağdaş olmayan öküzlerdir.

fikirleri kemiklemiş, yeni düşünce metotlarını kbul etmeyen ve kendi fikrinden başka tüm fikirleri ''faşist'' tanımlaması ile sınırlandıran, dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanan aydın tipidir.Bunları gerçek aydınlardan ayıran belli başlı özellikleri de şöle sıralamak mümkün;
+ ota boka ve kendine muhalif herşeye faşist diyorsa
+ her hıyar diyene tuz alıp koşturuyorsa
+ kıyafet şekli ile modernliği, gelişmeyi ölçü alıyorsa
+ türk yada türkiye tarihini atatürk'ten ibaret sanıyorsa
+ ibadet edeni yada helal ile haramı birbirinden ayırt edeni gerici olarak algılıyorsa
+ ibadetini yada sevaplarını toplum önünde sergilemekten zevk alıyorsa
+ bindiği atın türküsünü söylüyorsa
bu tip adamlar ne söylese söylesinler, ister sağcı ister solcu olsunlar dar beyinli yobazlardır.yobazın yeşili, kızılı olmaz.

(bkz: liboş)

türkiyenin yarısından fazlası buna dahildir.

Ahmet Kabaklı bu kişileri şöyle anlatmış;

“Memlekette demokrasiye, hürriyete, fikir serbestliğine ayak uyduramayan, razı olamayan bir tip varsa, o da süper yobazdır. Kıyafeti batılı, fakat beyin hücreleri Asuriler devrinden kalan bu renksiz mahluk adeta mağaralar devrinin kalıntısıdır.”

Ahmet Kabaklı, Müslüman Türkiye, Toker Yayınları, Istanbul 1970, sayfa 161.

Ahmet Kabaklı, “Süper Yobaz” diye adlandırdığı bu kişileri şöyle anlatır:

“Memlekette demokrasiye, hürriyete, fikir serbestliğine ayak uyduramayan, razı olamayan bir tip varsa, o da süper yobazdır. Kıyafeti batılı, fakat beyin hücreleri Asuriler devrinden kalan bu renksiz mahlûk adeta mağaralar devrinin kalıntısıdır.”[1]

Evet, bunlar kendilerini aydın sanan, din ve maneviyatına bağlı olanları aklınca aşağılayıp küçümseyenlerdir.

Yalçın Toker’in 1990’larda dediği gibi, bunlar özellikle bir kısım basında, TRT’de, Üniversitelerde, bazı yüksek mesleklerin Odalarında ve daha başka önemli noktalarda yerleşmiş durumdadırlar. Ellerine geçirdikleri “kamuyu aydınlatma ve kamu oyu oluşturma” vasıtalarını kendi mesnetsiz, tutarsız zihniyetlerine âlet ederek toplum değerlerimize saldırmaktadırlar.

Dinimize, ahlâkımıza, tarihimize, her türlü manevî değerlerimize saygıları olmayan, herşeye ve herkese tepeden bakan, ağızlarını açtıkları her zaman, millî duygu ve düşüncelerimize ters hezeyanlar kusan, kişiliksiz kişilerdir bunlar.

Çünkü bu aydın(!) lar, bizim aramızda ama aslında, bizim çok uzağımızdadırlar. Bizimle aynı ırktandırlar, aynı kanı taşırlar, ceplerindeki nüfus kağıtları da bizimkindendir, lakin bizden değildirler.. Hamurları bizim Islâmla yoğrulmuş kültürümüzden mayalanmamış, yabancı kültürlerin emperyalizmi tarafından tutsak alınmış, kaypak mizaçlı maddecilerdir onlar.



KAYNAK:

[1] Ahmet Kabaklı, Müslüman Türkiye, Toker Yayınları, Istanbul 1970, sayfa 161.

(bkz: yobaz tabirinin tartışmaya açık olmaması)

şunların haline bak! kafadarları olan kabaklı, patlıcanlı, hıyarlı, marullu, çişli ve de takunyalı bir takım cahil yobazların sayıklamalarını sanki pek mühim laflarmış gibi sayfa numarası bile vererek aktarıyorlar.