ayaşlı ve kiracıları

usta yazar memduh şevket esendal'ın aynı adlı romanından beyazcama uyarlanan 80'ler trt dizisi... türk televizyonlarının ilk drama yönetmeni ünvanına sahip tunca yönder'e, sahne yapımcılığı ve sanat yönetmenliği ise ayşe kulin'e aittir. cumhuriyet'in ilanından sonra başkent ankara'da yaşananlara ve insan profillerine bir projektör tutan dizide olaylar, eşkiyalık dahil pek çok 'işi' denese de bir türlü tutunamayan ayaşlı ibrahim efendi'nin baba mirası olan dokuz odalı apartmanı pansiyon olarak işletmeye karar vermesiyle gelişir...

Memduh Şevket Esendal'ın bir kitabıdır. Kitabın konusu; bir köy ağasının oğlu olan ibrahim'in dokuz odalı evini oda oda kiraya vermesi ile başlayan değişik yerlerden gelen kişilerin birbirleri ile olan ilişkileridir...

memduh sevket esendal ın 100 temel eser arasında yer alan insanı sıkmadan akıcı bir dille yazılmış olan romanı.

bilgi yayınlarından çıkmakta...

uzaktan bakınca herşeyi tamamıyla görürsünüz ancak yakınlaşınca neyin ne olduğunun farkına varırsınız. Bu tıpkı Google Earth den Türkiye'ye bakmak gibi:
Yaklaştıkça ilçeler, mahalleler görünmeye başlar. Sokaklara parkedilen arabaları görürsünüz mesela...
Ayaşlı ile Kiracıları da böyle bir kitap. Biraz da Türkiye dizileri tadında aslında.

bir zamanlar okumuştum.
başarılı. okunmalı.

Memduh Şevket Esendal’ın ikinci romanı Ayaşlı ile Kiracıları, 12 Mart-21 Mayıs 1934 tarihleri arasında Vakit gazetesinde tefrika edildikten sonra aynı yıl kitap olarak basılmış; 1942 yılında CHP roman yarışmasında beşincilik derecesini almıştır.
Toplumun farklı kesimlerinden gelen ve Ayaşlı’nın apartmanında yolları kesişen insanların her birinin birbirinden ilginç hikâyeleri vardır. Ayaşlı apartmanı ne otel gibi yüzeysel ve sıradan ilişkilerin mekânı, ne de bir ev sıcaklığı sağlar sakinlerine. Nitekim zamanla, orada yaşayan herkes az çok mekânla ve birbirleriyle bir bağ kurar.

Ayaşlı ile Kiracıları, süsten uzak, sade bir üslupla insan ilişkilerindeki çapraşık yapıyı ağır ağır çözüyor. Esendal, birbirinden ilginç karakter kadrosuyla zenginleştirdiği bu eseriyle karakterin değil toplumun romanını yazıyor.