bugün

mustafa altıoklar'ın iddiasıdır. mantıklı da konuşmuyor değil.

--spoiler--
cnn türk'te şirin payzın'ın sunduğu "ne oluyor? programına katılan yönetmen mustafa altıoklar atatürk'ün sirozdan ölmediğini, atatürk'ü türkiye'nin tam bağımsız olmasını ve kalkınmasını istemeyen batı odaklı güçlerin öldürttüğünü iddia etti.
--spoiler--

http://video.cnnturk.com/...er/11/3/ataturk-olduruldu
ortaya çıksa bile hükümetin bişey yapmayacağı hadisedir.
-öldürmek isteyenler var ancak, başaramayacaklardır!
michael sikkofield adlı blogger'in yazılarına konu ettiği düşüncedir.
son anda inönünün iknasıyla atanan doktoru mim kemal öke katıksız bir masondur. hatıratlarda yazar bunlar,oğlu da kabul etmiştir. atatürk'e olmadık teşhisler koyarak, yanlış ilaç desteği sağlamıştır. atatürk'ün kan değerlerinde oldukça yüksek oranda kinin maddesine rastlanması ve sağlık durumunun birden kötüleşmesi masonlar tarafından ortadan kaldırılmak istenmesiyle açıklanabilir ancak.
masonlar bedenini öldürdü recep tayyip ve yandaşları düşünceleri öldürmeye çalışıyorlar varın siz düşünün hangisinin daha zararlı olanı kaldıkı benim nacizade bedenim elbette toprak olucaktır baki kalan ve olan düşüncelerimdir diyor hayinliği siz düşünün.
her devlet büyüğü için ortaya atılan komplo teorisidir.
atatürkün fransız doktoru zaten şüphelidir,aynı zamanda türk doktoru olan mim kemal öke de sza sza gaborda birinci dereceden şüphelidir, atatürk hepatit b yapılarak öldürülmüştür, hepatit b olan atatürk bilincli yanlış tedavi ile siroz yapılmış, ve 6 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen karnından su alınmıştır karın su toplamaya başladığı evrede su alınmalı ise bunun 1 yıldan önce olması tıbben hatadır. böbrek hastası olduğu halde civa tedavisi uygulanmıştır, bu da büyük bir ihmaldir, atatürk sistemli bir şekilde öldürülmüştür. ihmaller ve hatalar bir zincir halinde olduğu için ben buna suikast ve cinayet diyorum.
akp ye yaramacak gündemdir.
http://www.beyazgazete.co...aturk-iddiasi-340336.html
aynı görüşteyim. Zira kendisine neden otopsi yapılmadığı da benim açımdan merak edilesi bir durumdur. Hala Turgut ÖZAL öldü mü öldürüldü mü diye tartışacaklarına bu konuya da eğilseler çok güzel olur. Zira şüphe şüpheyi doğurur.
atatürk niçin öldürüldü ve agoni isimli kitaplarında bu konuyu isleyen ogün deliye gore kesin olan durum. kitaplarinda net kaynaklar vermis ve Atatürk'ün yaverinin kaleme aldigi anilarina da deginmistir.

uluslararasi bir olusum tarafindan 2 yil sureyle yurutulen bir operasyon ile oldurulen atatürk'ün olumu hakkinda kitaptan bir alinti:

--------

33 dereceli Mason'un itirafı,
Yıl 1948, Ağustosun 1'i. Yunan Komünist Halk Cumhuriyeti (ELD)'nin "Laiki Foni"; yani "Halkın Sesi" isimli gazetesinin 685'inci nüshasında, Bulgar Yahudilerinden 33 dereceli farmason Avram Beneraoysan şunları yazar: "Mefkûremizi imha edici darbe vuranların akıbeti, feci şartlar altında ölümdür!."
33 dereceli komünist mason, hangi darbeden bahsetmektedir ve "akıbeti feci şartlar altında ölüm" olan kimdir? Bırakalım onu da kendi söylesin:
"(..) Mustafa Kemal Atatürk, 10.10.1935 tarihinde Ankara'da Çankaya köşkünde doktor Mim Kemal Öke"ye hitaben, "Mason cemiyetinin faaliyetini inkılaplarıma muarız gördüğüm için kapatılmasını elzem gördüm. Bu dakikadan itibaren bu cemiyeti ölmüş biliniz. Ve bir daha diriltmeğe teşebbüs etmeyiniz." demişti..
(…) O zannetti ki; bütün muhalif ve muarızlarını tasfiye ve bertaraf ettiği gibi masonları da tasfiyeye tabi tutmaya muvaffak olacaktır. Fakat asla! Türkiye"deki mason cemiyetinin Kemal Atatürk tarafından kapatılarak faaliyetinin durdurulduğunu Moskova"da tarihi bir yerde yoldaşlar arasında yapılan bir toplantıda işittiğim zaman, beynimden okla vurulmuş gibi sersemledim. Heyecandan şaşırmış bir halde, oradakilere şaşkınlık içinde haykırdım: "- O sarı lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır!"
işte böyle.. 1948 yılı Ağustos ayının 1'inde Yunan Komünist Halk Cumhuriyeti örgütünün yayın organı "Laiki Foni"nin 685 sayılı nüshasında Ege ve Balkanların kıdemli komünistlerinden 33 derece mason Bulgar Yahudi Avram Benaroyas"ın itirafları. Bu itiraflar General Cevat Rıfat Atilhan tarafından çevrilmiş, "Atatürk"ün Ölümündeki Sır Perdesi" alt başlığı ile gazeteci Ogün Deli tarafından kaleme alınan "Agoni" isimli derlemeye de alınmıştır.
Biz oradan aktarıyoruz.Evet, Atatürk, Türkiye'deki mason derneklerini, "Kökü dışarıda Yahudi uşakları" diyerek kapatıyor ve dünya masonları bunun üzerine Moskova"da gerçekleştirdikleri bir toplantıda, "O sarı lider, suret-i katiyetle ortadan kaldırılacaktır!" kararı alıyorlar. Sonrasını zamanın kıdemli komünistlerinden 33 dereceli mason Avram Benaroyas'ın kaleminden okumaya devam edelim:
"- Atatürk"ün âni bir dönüşle mason cemiyetini kapatması bizi pek derin bir düşünceye sevk etmişti. ilk anlarda Kemal Atatürk"ü silahla ortadan kaldırmayı düşündük. Çünkü o, felsefemizin Türkiye"de yerleşme imkânlarını ortadan kaldırmıştı. Bu sebeple kendisinin de ortadan kaldırılması son derece elzemdi."
Localarını kapattığı için Atatürk'ü "ortadan kaldırma" kararı alan mason-komünist ittifakı silahla öldürme riskini başarı şansı yüzde 10′larda olduğu için tercih etmez. O zaman şu kararı alırlar:
"- Onun ölümü, esrarengiz olacaktır!"
Balkanların kıdemli komünisti, 33 derece mason Avram Benaroysan'ın 1948'de kaleme aldığı itiraflarında Atatürk'ü esrarengiz ölüme götüren yol haritası şöyle anlatılıyor:
"- Mason cemiyeti Atatürk tarafından kapatıldıktan sonra; mason biraderler, cemiyet sanki kapatılmamış ve Atatürk"le aralarında hiçbir ihtilaf yokmuş gibi vaziyet aldılar. imkân buldukça onun her hareketini alkışladılar ve zamanla onun etrafında bir çember vücuda getirdiler ki; Sarı lider kendiliğinden bu çemberin içine girip hayatını bize teslim etti…"
Ve devam ediyor üstat mason Benaroysan:
"- Doktorlarımız Atatürk"ün ölümünün ani oluşunu tehlikeli gördüklerinden;1937 ortalarında,ismini açıklayamayacağım bir doktor, bazı şöhretlere dayanarak Atatürk"e ilk darbeyi sinir organlarını zaafa düşürmek suretiyle indirdi.."
işin özü bu..Detayları Lazer Yayınları arasında çıkan "Agoni"den öğrenebilirsiniz. Yunanistan'da yayınlanan 1 Ağustos 1948 tarih ve 685 sayılı "Laiki Foni" gazetesine ve zamanın kıdemli komünisti 33 derece mason Benaroysan'ın hayatına ulaşmak Atatürkçü bir Genelkurmay için, TBMM için, Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan emekli generaller, mesela Çevik Bir için hiç de zor olmasa gerek… Adamlar, mason derneklerini kapattığı için Atatürk'ü biz öldürdük. Önce vurmayı düşündük, sonra başaramamaktan korktuk, onun çevresini kuşattık, güvenini sağladık, sonra da hedefimize ulaştık diyor………. Anlatılanlar hakikatse, yedi düveli yenen Atatürk, üç buçuk masonun elinde can çekişe çekişe can vermiş ve onun canını alanlardan hesap sorulmamış…. Ya sonra?.. Mason dernekleri 1948 yılında "inönü"nün emri ve Celal Bayar'ın desteği ile tekrar faaliyete geçtiler. Halkevlerine devredilen mallarını da geri aldılar…
Peki, burada bitti mi?.. Hayır, bitmedi, bitecek gibi de görünmüyor…Atatürk"ün bedenini ortadan kaldıranlar oklarını onun ilkeleri ve felsefesine, onun çok sevdiği milletine ve milletinin değerlerine tevcih ettiler… Üzülerek ifade edelim ki bu bahiste de başarılı oldular… Lütfen, "Atatürk"ten, milli devletten, Lozan'dan vazgeçin" diyen ve "Şehitlik ve gazilik kavramları kaldırılsın." diyenlerle, "Türkiye mozaiktir,millet değil, halklardır" diyenlere dikkatle bakınız… Pek çoğunun yüksek dereceli masonlar olduğunu göreceksiniz… Ben daha ne diyeyim!…
hangi balkan kaynakları diye merak ettiren olayımsıdır.