bugün

Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz.
(bkz: mutasyon geçirmiş atasözleri)
(bkz: adım çıkmış dokuza inmez sekize)
aynadaki görüntünü beğenmiyorsan,
aynayı değil yüzünü kır..**
potansiyel kompozisyon dersi konuları
sozlugude vardır
alayına kıl olurum
zaten devirler arasındaki farklar dusunuldugunde cogu fıss olur
söyleyeninin belli olmadığı yani anonim olan özlü sözlerdir. söyleyeni belli ise o zaman özdeyiştir.
gecmisde yasamis, görmüs insanlarin olayi bir cümlede toparlamasi...

örn.:
sakla samani gelir zamani
damlaya damlaya göl olur
(bkz: kalp ağlamadıkça göz ağlamaz)*
toplumsal ve doğal oalyların nasıl olageldiğini bir tümceyle veren bu sözler töre ve geleneğe, deneylere, akla, gerçeklere dayanır. insanlara ders ve öğüt verir.
insanlara ders vermeyi amaçlayan,söyleyeni belli olmayan büyüklerimiz söyledileri cümleler.

Örn: 'Madem ki Türksün ,göster de ürksün.'
uyanik atalarin her durum icin soyledigi hatta her bir durum icin bir yandan olumlu tarafinin diger yandan olumsuz tarafinin soylenmis oldugu ve insanlarin suursuzca 'vay be ne guzel demisler, nasil da bilmisler' demesini saglayan sozler.
erenlerle havuç yersen, kalın olanı götüne girer.
özlem'in kullanmayı tercih etmediği sözlerdir.
atasözü, özdeyis.
Az kelime ile anlatılmış, halka mal olmuş ve atalardan kalma diye kabul edilen kalıplaşmış söz. Bunlar, halk arasında dilden dile dolaşarak nesilden nesle geçer. insanlara düşündüklerini, vermek istedikleri bir öğüdü anlatmak için söylenir.

Atasözlerinin oluşu, bütün halk edebiyatı çeşitlerinin oluşu gibidir. Bunları ilk söyleyenler, çoğu zaman belli değildir.

Atasözleri, ya bir öğüt bir davranış yolu gösteren çeşitli tecrübelerin sonuçlarını tespit ederler; ya basit temsili sözler; ya da küçük bir fıkraya benzeyen temsilî sözlerdir.
sosyal olayları anlatanlar: minareyi çalan kılıfını hazırlar.
tabiat olaylarını anlatanlar: mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür.
sosyal olayların oluşumunu dolaylı anlatanlar: ağlamayan çocuğa meme vermezler.
denemelere - mantığa dayananlar: çirkefe taş atma, üzerine sıçrar.
gerçeklere, felsefeye, bilgece düşünceye dayananlar: taşıma su ile değirmen dönmez.
adet ve gelenek bildirenler: bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı var.
inanışları bildirir: akacak kan damarda durmaz.
Geç bitirmek istiyorsan acale et.
Artık olmayan, hepsi söylenmiş bitmiş olan sözlerdir. Yeni üretim yapılmıyor. Nesli tukenmiş sözler.
atasözü olduğu iddiasıyla söylenen ve içerisinde küfür, müstehcenlik bulunan sözlerin yer almadığına inandığım geleneksel halk anlatımlarıdır. bazı sözlerde ise, bu iki grubun ayrımını yapmak çok zordur. çünkü iki grubun arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. atasözü olmadığına inandığım atasözlerine(!)bazı örnekler:

*az kaşardan tost, çok kaşardan dost olmaz.
*yüklü kervan bulan, deveyi sikiyle götürür.
*azimle sıçan duvarı delermiş.
*adam sandık eşeği, alnımıza değdi daşağı.
*imam osurursa cemaat sıçar.
*yamuk yapma yetime, gelir koyar götüne.
*el sikini görmeyen, kendininkini balta sapı sanarmış.
*deveye diken, insana siken gerekir.
*kaderde varsa düzülmek neye yarar üzülmek.
*göte giren şemsiye açılmaz.
*sikilmiş götün davası olmaz.
*orospunun tövbesi yarrağı görene kadarmış.
*göt kıspetten çıkınca yarrak bağdat'tan gelirmiş.
*domuz dövüldüğü insan sikildiği yere gidermiş.
sarhoşken söylenen şeyler önceden mutlaka düşünlmüştür.
nijerya atasözü

Akıl insanın külahında bir çividir. Yumruk yemeden içeri girmez.
arnavut atasözü
ekinler baş vermeden kör buzağı topallamaz.
düşüncelerimizi ifade etmemize yardımcı olan , işe yarar kelimeler topluluğudur.
ilk kez resim hocamdan duyduğum, hala da unutamadığım atasözü;

" azimle sıçan taşı deler. "
çok verme arsız edersin ,
az verme hırsız edersin .
osmanlıcası: DARB-I MESEL