bugün

ingiliz romancı,
besteci,eleştirmen..
otomatik portakal adlı stanley kubrick yapımı filmin uyarlandığı clockwork orange adlı romanın yazarıdır.
"bir eser nasıl bir üreticisinin önüne geçer?" sorusunun ilgili kişisi yazar. öyle ki, kendinden çok, otomatik portakal kitabı ve filmiyle gündemdedir.
kanser olduğunu ve kısa sürede öleceğini öğrendikten sonra, eşinin geleceğini güvenceye almak için kısa sürede pek çok kitap yazmış, şu an hala hayatta olan yazardır.
1917 - 1993 yılları arasında yaşayan ingiliz yazar. güneydoğu asya, avrupa ve amerika gibi çok farklı yerlerde çalışmıştır ve bu da çalışmalarına yansımıştır.1959 yılında yanlış bir teşhisle beyin tümörü vakkası konulmuş bunun üzerine 1 sene içinde 5 kitap birden yazarak eşinin daha rahat yaşamasını amaçlamıştır. ama nasıl bir kaderse Anthony Burgess 1993 yılında yine bir kanserden akciğer kanseri yüzünden vefat etmiştir.
bir gün sahafları turlarken, burgess tarafından yazılmış bir ingiliz edebiyatı ders kitabı bulmuştum. romanlarına alışık olduğum için, içinde ödevler ve alıştırmalar olan kitap beni hayli şaşırtmıştı. okuduktan sonra (alıştırmaları da yaptım.) ingiliz dili ve edebiyatında yüksek lisans yapan bir arkadaşıma hediye ettiğim kitap o bölümde elden ele dolaşıyormuş duyduğum kadarıyla. birgün fotokopisi elinize geçerse beni ansanız yeter.
stanley kubrick i etkilemek gibi büyük bir başarısı olan,tipik bir korku filmine koyarsan rahatlıkla oynayacak bir tipe sahip usta yazar...1 yıl içinde öleceğini öğrendikten sonra içinden 'eyvah ben öldükten sonra karım aç kalıcak açıkta kalıcak' gibi bir cümle kurduktan sonra 5 kitap yazar...a clockwork orange deha kubrick tarafından tutulur,filme çekilir fakat kendisi bu filmi beğenmez...1993 de ölür...
kendisine ait eserlerden sadece "clockwork orange" (otomatik portakal) ile tanışmış olduğum, bu meşhur romanı ve çeşitli mülakatlarındaki beyanlarından çıkarabildiğim kadarıyla temel görüşü şu şekilde özetlenebilecek yazar:

"insanın doğasına müdahale, kesinlikle olumsuz sonuç verir. müdahale etmemek de toplum için olumsuz sonuç verebilir. e ne yapacaz a.q.? koy g.tüne rahvan gitsin."

evet, herifin 50 tane romanda söylemek istediğini ben iki üç cümlede özetledim ama ne bir nobelde arayan soran oluyor ne de akaydın hemşerim bir octoborfestte bira dağıtacağına edebiyat ilim fest düzenleyip beni çağırmıştır.
Ölümcül bir hastalığa yakalandığı söylendikten sonra ardı ardına roman yazar, doktorların da teşhisini çürütür. Clockwork orange(filmini duymuştum) kitabı en meşhuruymuş. Ben yazarla mozart ve deyyuslar kitabını tesadüfen almamla tanıştım. Çeviri de değişik olabilir ama bence adamın çok tuhaf bir üslubu var. Karşılıklı konuşmalarda karakterler pat diye dalıyor. Tiyatro oyunu olarak oynanır kitabı. Bir şaşkınlık yaşıyorsunuz okurken veya kitabı kapattığınız an çokça "hayret"dersiniz. Alaycı, küfürbaz, umursamaz bir tavrı var. Mozart ve deyyuslar ı okumadan önce mozart ın kişiliğini, hayatını, opera ve karakterlerini, aşklarını bilmede fayda var diye düşünüyorum. (ki bilmemin yararı dokundu)
otomatik portakalda kullandığı dil efsanevidir. klasik kalıplardan çıkıp bizi gerçek hayata bu kadar yakın bir ortama sokabilmiş yazar.
birçoklarının stanley kubrick'in filmi olarak hatırladığı; a clockwork orange yani nam-ı diğer otomatik portakal adlı kitabıyla edebiyat dünyasında kendine özel yer edinmiş ingiliz yazar.

yazarlığa başlamasına vesile olan olay çok ilginç: 1959'da kendisine beyin tümörü teşhisi konur ve en fazla bir yıl ömür biçilir. karısı lynne'nin nasıl geçineceği düşüncesi, kendisini ölümden daha fazla korkutmaktadır. ölümünden sonra, karısının geçim sıkıntısı çekmemesi adına bir yılda tam beş buçuk yazar. nihayetinde ömrü kısıtlıdır; fakat daha sonra beyninde tümör olmadığı anlaşılır. artık hasta değildir; fakat edebiyat dünyasının tanıdığı bir yazardır.
kalemine aşık olduğum adam.
Ölümcül hasta olduğunu öğrenince beş buçuk kitap yazmış, sonra yanlış teşhis konulduğunu öğrenmiştir.
güncel Önemli Başlıklar