bugün

mesut ucakan'ın yerli matrix olarak da bilinen ilginç filmi.

--spoiler--
Robert Zemeckis'in 1997'de çektiği "Contackt/Mesaj" filmi ile Wachowski Kardeşler'in "Matrix" üçlemesinin paralelinde bir öyküsü olan film, çektiği filmlerle pek çok önemli festivalden ödüller almış genç bir yönetmenin yaratılışı kavrama sancısı üzerine kurulu. Çocuk yaşta ailesini kaybedip istanbul'da yaşamaya başlayan Selman, kasabayı terk ettiğinden beri kendisinden haber alamadığı çocukluk aşkı Merve'nin acısını sinemaya sığınarak dindirmeye çalışır. Daha bir iki film çekmesine rağmen pek çok ödüle ulaşan genç yönetmen buna rağmen mutlu değildir. Çocukluğunda yetiştiği kültürle içinde yaşadığı metropolün acımasız kültürü arasındaki derin çelişki karşısında karanlık bir dehlizin içine sıkışıp kalan Selman, içine bir türlü sinmeyen bu hayatı sorgulamakta, giderek büyük bir şizofreninin içine sürüklenmektedir. Bu durumdan kurtulmanın yolunu hatıralarında arayan Selman, çocukken babasının içinde "anka kuşu" var diyerek saklaması için verdiği küçük kutunun gizeminin peşinden çocukluk kasabasına gider. Kasabada filmin "Morpheus"u Emin Efendi'yi bulan Selman, yaşadığı dünyanın gerçek "mimar"ına ulaşmak için ucu bucağı olmayan bir yolculuğa çıkar...
--spoiler--
http://www.sinematurk.com/
ben orda, aksamina orospular dadanan
camlarinda pis sinekler gezinen, ben orda
eskimis bir tutusla sarabini iciyor
kadinlarda oluyor kadinsiz bakislarla
basiyla one dusmus yuregiyle beraber
ya tanriya inanir ya da isyana.

kimseye vermiyor ki acilardan artarsa
kuytular cikariyor sevismeler onlardan
bu nasil bir bakis ki dunyaya intiharla
ya da hep kar yagiyor da dusunmesi siyahtan
oyle ya kim sevisirdi acilari olmasa
kim bakardi uzaga kopekleri saymazsam.

orasi bir olumdur sarabimi doyuran
olunen yuzler gibi bir butundur adamlar
vaftizi gun isiginda bir garip protestan
tanrisiyla sevisir, herkes bilir sevismeyi o kadar
kim ne derse desin ben bu gunu yakiyorum
yeniden dogmak icin cikardigim yangindan

(bkz: edip cansever)
(bkz: ajda pekkan).
başrollerini yalçın dümer, kenan bal ve kaan girgin'in paylaştığı yepisyeni bir film. Birçok sahne bolu'da çekilmiştir. Ayrıca filmde yardımcı kadın oyuncu olarak abant izzet baysal üniversitesi öğrencilerinden h.cansu şahin de yer almıştır. *

--spoiler--

CANSU SEViNÇTEN UÇUYOR

Abant izzet Baysal Üniversitesi ingilizce Öğretmenliği 3üncü sınıf öğrencisi Cansu Şahin, filmde yönetmen rolünü üstlenen Yalçın Dümer in asistanlığını yapan bir kadını canlandırdığını söyledi. Çok mutlu olduğunu belirten Cansu Şahin, "Film setine müzik yapmak için gelmiştik. Filmde rol almam istenince çok şaşırdım. Hiç beklemediğim, aklımın köşesinden bile geçirmediğim bir sırada, Yalçın Dümer gibi tanınmış bir oyuncu ile yan yana film çevirmek beni çok mutlu etti. Bu fırsatı değerlendireceğim" dedi.

Cansu Şahin'in başarılı olacağına inandığını kaydeden Yalçın Dümer de, "Cansuyu ilk görüşümde, yüzünün sinema için çok iyi olduğunu anladım. Yönetmenimize gösterdiğimde, o da benimle aynı görüşü paylaştı. Hayırlı olsun. Ailemize katılan Cansunun başarılı olacağına inanıyorum" diye konuştu.

ÜNLÜ OLABiLiR

800 bin dolara mal olacak filmin gelecek yıl Mart ayında vizyona gireceğini açıklayan Mesut Uçakan ise, "Bu film Cansu için son derece önemli bir şans. Böyle bir olayın olması da beklenmedik bir vaka. Nasip onunmuş. Türk sinema tarihinde Cansu gibi beklenmedik fırsatları yakalayıp sinemaya geçen çok önemli oyuncular mevcut. Cansu da onlardan biri olabilir" dedi.

--spoiler--
(bkz: kanka kuşu) *
şöyle bir film:

Gösterim Tarihi: 9 Kasım 2007
Yönetmen: Mesut Uçakan
Oyuncular: Yalçın Dümer, Ceren Öztürk, Kenan Bal, Kaan Girgin
Senaryo: Mesut Uçakan
Müzik: Serkan Akgün
Görüntü Yön: Mehmet Gün
Tür: 11 Kısa Film
Süre: 95 Dk.
Yapım Yılı: 2007
Ülke: Türkiye
Dağıtımcı: 35 Milim Filmcilik
2 kasım'da bolu kardelen sineması'nda galası yapılan ,vizyona ise 9 kasım'da girecek olan film.
galasına akpınar kultur merkezi nin ev sahipliği yaptığı film.
(bkz: phoenix)
kaf dağının ardındadır.
dumbledore' un sevgili kuşu.harry potter ve sırlar odası kitabında dumbledore amcamızdan öğrendiklerimizi aynen aktarıyorum; "...Ankalar ölme vakti gelince alev alırlar, sonra da küllerinden yeniden doğarlar. Çok ağır yükler taşıyabilirler, gözyaşlarının iyileştirici gücü vardır." der.
ilginç bir efsanesi olan efsanevi(!) kuş. şöyle ki:

Bir rivayete göre kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiiş.
Kuşlar Simurga inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurgu bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurgun kanadından bir tüy bulmuş. Simurgun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurgun huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurgun yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağının tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyler yüzünden kafese kapatılırmış);
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş, yıkıntılarını özlemiş,
Balıkçıl, kuşu bataklığını...

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi - "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi - "yok oluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş. Kaf Dağına vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.

Simurgun yuvasını bulunca öğrenmişler ki;
SiMURG ANKA, Otuz Kuş demekmiş.
Bu gece Mars a gönderilecel insansız uzay aracı. Mars ta hayat olabilir mi yaşanılır mı onu araştıracakmış.
6 dakika sonra mars' a inecek olan ve yaşam belirtisi aramaya başlayacak olan nasa uzay aracı. an itibariyle ntv den canlı yayınla aktarılmakta. canlı görüntülerle güzel bi yayın oluyor. inse de rahatlasak başka derdimiz yokmuş gibi.

edit: indi valla. elin herifi marsa gidiyo biz de burda nelerle uğraşıyoruz. te allahım.
türkiye saati ile 2: 55' te mars' a inen motorlu uzak keşif aracı.
mars'ta çektiği ilk fotoğraflar dünya ajanslarına ulaşan, insanlığın seyri ve merakı açısından uzun süre başına bir şey gelmeden oralarda varlığını sürdürmesini ve bizi aydınlatmasını canı gönülden temenni ettiğimiz uzay aracı.
(bkz: zümrüdüanka kuşu)
görevi;marsta yasam izi aramak,olan,nasanin 4 agustos 2007 de dünyadan firlattigi son uzay araci phoenix in türkce adidir 'anka kusu'.kizil gezegenimizin(sahipleniyorum)yüzeyine indi.inis görüntülerini bazi internet adreslerinden görmeniz mümkün.
anka kusundan gelen son habere göre;bahcelerimizde mumla aradigimiz(abartiriyorum ama bahcede kullanilabilirlik kismi dogru) topraga sahipmis mars.ne kadar da ilginc geliyor orada bizim bitkilerimiz icin kaliteli toprak olmasi.seviyorum marsi ya.keske gönüllü bi vatandasi göndermek isteseler de kurada ben ciksam:).sonra anka kusuna atlayip gelsem ve size gördüklerimi anlatsam.vayy beee
küllerinden doğan yaratık kuş *.ayrıca göz yaşları yaralara merhem olur bu yaratığın.bazı fantastik kurgu kıtaplarda da yerını almıştır.
(bkz: harry potter)
(bkz: narnia)
gavurlarca phoenix olarak bilinen kuştur.
Evvel zaman değildi
Kalbura döndü dünya
Arpa boyu yol gittim
Geriye dönemem ki

Mutsuzum umutsuzum
Geceler uykusuzum
Acillerde doktorsuz
Sokaklarda yalnızım

Zümrüt-ü anka bir kara karga
Çağırma gelmez kendisi darda.

Ayhan Orhuntaş
anka kusu son günlerde marsta ses var mi yok mu varsa nasıl, diye bize bilgi sunmak üzere hazırlanıyor. ilgiyle bekliyoruz.
simurg anka'dır adı. küllerinden doğarak yaşamaya devam eder. bilgeliğin ve yokoluşlara rağmen ayakta kalışın, hayata inanışın resmidir.

--spoiler--
her birimiz birer simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.

şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...

ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur..
--spoiler--
geri dönüşüm ustası olduğuna inanılan kuş beyinli kuş cinsidir.
güncel Önemli Başlıklar