bugün

şanlı fenerbahçe'nin kazandığı son türkiye kupası'nın da sergilendiği müze. gelip, görmeniz lazım nasıl paslanmış kupa. *
icerisinde gayet kiymetli eserler bulunduran essek kulakli midas hakkinda yeterli bilgi edinebilecegiz nadide mekanlardan biridir. ankara kalesinde bir yerde yemeginizi yer muzeye dogru sallanirsiniz. bahcesi guzeldir. buram buram tarih kokar. kus villari vardir.
hayal kırıklığı yaratmış ve yavan bir etki bırakmış müzedir. uzun zaman hayalini kurdum ve bugün gitmek nasip oldu. ama açıkçası beklediğim bu değildi. bir kere bunca kültürün vitrini olan bu müze, çok daha büyük olmalı. o kadar çok şey yapmak mümkün ki! dile kolay, en azından onbin yılın birikimi bu müzenin envanterinde. şu anki halinin on katına rahatlıkla çıkabilir ve inanılmayacak derecede önemli bir müze olabilir, british museum gibi bir ikon haline gelebilir. tabii bu dediğim, imkanlar dahilinde olanaksız olsa da şu an, kimsenin bu konuda bir çabası olduğunu da zannetmiyorum gelecek için.
mevcut durumundan bahsedersek: bir kere inanılmaz ama kapıdaki giriş bölümündeki görevliler ingilizce bilmiyor! önümüzde bir hintli diplomat vardı müzeye girmek isteyen ve biz görevliler ile hintli arasında tercümanlık yapmak durumunda kaldık. bu kadar da olmaz ama. o gişe belediyenin otobüs bilet gişesinden biraz farklı idare edilmeli sanırım. eserlerin kendilerine diyecek bir lafım yok, ağzım açık dolaştım. ama eserlerin sergilenişi ile ilgili diyeceklerim var. bir kere açıklamalar son derece yetersiz. eserler vitrinlere öylece konmuş gibi, ayrıntılı açıklamalar çoğunlukla mevcut değil. örneğin bu eşya gümüş müdür, tunç mudur diye tahmin yapmak zorunda kalmamalısınız. ayrıca açıklama yazıları ve tarzı standart değil ki bu önemli bir ayrıntı bence, en basitinden yazı türleri farklı. genel olarak fark ettiğim şu ki ayrıntılara önem verilmiyor bu müzede. bir açıklama türkçe ve ingilizce birlikte olmalı ve bunun standart bir şekli olmalı kesinlikle. video gösterileri sadece türkçe, turistler öyle bakıp geçmek durumunda. açıklamaların hepsinin ingilizce karşılığı yok. tersi ise tuvalette. bay-bayan ayrımı sadece ingilizce açıklama ile yapılmış, türkçesi yok. kısaca bu müzenin incelikli ve özgün bir tarza ihtiyacı var ve bunun için ayrıntılar ve tutarlılık ön planda tutulmalı.
bunlar haricinde, rehber hizmeti yok gibi bir şey. belli saatlerde yapılacak planlı turlar olmalı örneğin. çok daha iyi video sunumları olmalı. ilginç veya önemli nesnelerin replikaları elimize alabileceğimiz şekilde var olmalı -mesela obsidyen replikaları- ve saire.

bir müzenin tarzı olmalı ve sizi içine çekmeli, bir yönde ilerletmeli sizi. sizi sürekli uyanık tutmalı ve akıcı bir forma sahip olmalı. en az sergilediği eserler kadar da zevk sahibi ve ayrıntıya düşkün olmalı. bunlar anadolu medeniyetleri müzesi gibi, sırf beslendiği kaynağın kırıntısıyla mükemmel olacak bir müzenin önemli eksikleri bence. bunlar kaale alınır mı, yoksa çok sevdiğimiz reklam övüncü hastalığı ile 1997'de kazandığı ödülle avunup paslanır mı zamanla bilmiyorum. bu müze, çok daha iyisini hak ediyor. anadolu gibi bir coğrafyanın müzesi burası, en az o coğrafyanın kültür birikimi kadar görkemli olmalı.

müzeyle ilgili çok beğendiklerim ise: en başta içindeki eserler tabii ki! masal alemi gibi bir etki bıraktılar benim üzerimde. şimdiki zevklerimiz yanında eski insanların zevkine bir kez daha hayran kaldım. müzenin tavanında, yeni yapıldığını tahmin ettiğim bir ahşap doğrama işi var. karelerin burgular yaptığı kısımlarını kim tasarladıysa ellerinden öpeyim! çok güzel olmuş. bir de yeni çıkan "müze kart" işi çok yerinde bir iş olmuş, aferin akıl edene.

bir de bu vesile ile öğrendim ki üniversite öğretim üyeleri, öğretmenler ile aynı şekilde muamele görmüyor. öğretmenler indirimli bilet alabilirken, öğretim üyeleri alamıyor ki neden veya gerekçe nedir ben anlamadım.
içinde sadece bir tek yapının gerçek olmadığı gezilesi tarih kokan yer.
bu topraklarda yasayan her insanın gitmesi gerektigini düşündügüm müze.
oraya nasıl gidebilirim korkusu yaratan bir müze.
(bkz: devlet dairelerindeki suratsız memurlar/#6246110)
18:30'da kapanan müzedir.
ankara kalesi'nin yanında bulunan müzedir. yanılmıyorsam 1997' de avrupa' da yılın müzesi ödülünü almıştır.
içinde çatalhöyük evlerinin örneklerinden, ilk alet , ilk takı , ilk tanrıça örneklerine kadar mükemmel bir tarih hazinesi yatmaktadır. gidip görülmesi tavsiye edilir. küçük olmasından dolayı eleştirilere maruz kalmıştır ama bu müzenin en az içindekiler kadar ilginç olan bir yönü de mustafa kemal atatürk'ün 1921 de bir müze kurma fikrinden hareketle işe başlanmasıdır ki bu dönemde sakarya savaşı 'da yaşanmaktaydı ve bu o dönem için büyük deliliktir , büyük bir iştir *. neyse efendim gidin görün , ne kadar yasak olsa da o eşyalara dokunmanın heyecanını yaşayın *
orta kısımda bulunan geç hitit dönemi bölümüne girdiğinizde bir zaman makinasının içine girdiğinizi hissedebilirsiniz , demedi demeyin .
Genelde küçük cuklu heykeller vardır. Altın falan azdır ama böyle nadide parçalar da görebilirsiniz tabi

görsel
teşhir alanı son restorasyondan sonra güzel bir görünüm kazanmış, ankara da mutlaka görülmesi gereken müze.
eğer öğrencileri götürürseniz sakın alt kata inmeyin, denilecek müze. *
Yenilenen vitrinleri, teşhir salonları ile çok daha iyi olmuştur. Ankara da oturanlarin ankara yi ziyarete gelenlerin mutlaka gidip görmesi gereken muzedir.
ankara kalesi arkasında bulunan güzel müze. ulus'tan buraya yürüdüm, bittim. bir araçla gitmenizi tavsiye ederim.
neyse ki, sabah mta, öğleden sonra da burayı gezdim. memnun oldum.
güzel fotolar ekleyeceğim sabah.
ankara kalesine çıkarkendir.