bugün

kişinin çok çalışırsa, çok iyi yerlere gelebileceğini, istediği her şeye ulaşabileceğini savunan görüş.
(bkz: work and travel)
apartman dairesinden kurtulup bahçeli evde yaşama hayalleri
benzeri "taşı toprağı altın istanbul" şeklinde olan, zamanla kabusa dönüşen rüya.
(bkz: bir rüyadan beklentiler)
(bkz: harley davidson)
2 cocuk, cok guzel bir ev, 2 araba ve finansal guvenlige sahip oldugun bir hayat.
amerikalıların görmüş olduğu rüya.
amerikalıların her alanda olduğu gibi, yaşam standartları açısından da kendilerini üstün gösterme çabalarının bir sonucu olarak ortaya attıkları rüyadır..sokaklardaki binlerce homeless'ın gözardı edilmesi de cabasıdır..
arthur miller'ın death of a salesman isimli kitabı bu görüş üstünedir.
literatürde en çok eleştiri alan felsefelerden biridir.gusel eş, saglıklı ve mutlu cocuklar, kocaman bir ev, pahalı arabalar, işte super basarılı olmak falan filandır.bunu eleştiren bir sürü film (bkz: american beauty), bi sürü kitap (bkz: ordinary people), bi sürü şarkı olmasına rağmen ruyayı goren ınsanlar hıc bıtmez.ozunde istanbulun tası topragı altından cok da farklı dııldır.
petrol, petrol, petrol.
(bkz: kabus)
(bkz: genc kiz ruyasi)
hala neresinin ruya sifatini tasidigini anlayamadigim hayat tarzidir. hayir, memleketimde bi oss ile basari gosterip bi (dandik bile olsa) universite okuyabilen genclik, amerikada universite okumak icin ayni zamanda calismasi gerektigini ve bunun ne kadar zor oldugunu bilmiyor heralde diyorum. ha deniyorsa ki 'ortamlara daha rahat akiliyo, amerika'da kizlar teklif ediyomus'; size "amerikanlarin bi lafi var, bildin mi?!" demek istiyorum. **
(bkz: amerikan kabusu)
F.Scott Fitzgerald'ın The Great Gatsby romanında edebiyatçıları canından bezdiren ifade.
(bkz: american dream)
amerikaya her gelenin lüks bir jip, sağında kumral solunda sarışın, kürkler ve bahçeli dubleks bir ev şeklinde hayal ettiği fakat geldikten sonra bir elinde paspas diğer elinde kova verilerek her türlü temizlik işlerinin yaptırılmasıyla son bulan rüya.
anadolu' da halı dokuyan cahil bir kızın, istanbul'a gidip televole' daki gibi, lüks jiplere binip, dubleks villarda oturma şanjı neyse, o kadar gerçek olan rüya.
(bkz: f scott fitzgerald)

amerikan rüyası, birinci dünya savaşından zaferle çıkmış olan amerikanın vatandaşlarının, bir anda boşluğa düşmesi sonucunda yaptıkları, hayattan daha fazla zevk almak için didindikleri, uğraştıkları, sahte maskeler ile parayı bir gösteriş amacı olarak kullandığı rüyayı* ifade etmektedir.

şu anki amerika* ile karşılaştırılması yanlıştır. ancak zamanının amerikan rüyası kişilerin tüm dertleri unutmak istemesiyle oluşmuş, aşırı eğlence ve düşkünlük içeren bir rüyadır.

zengin ol. üniversite oku. para kazan. işe gir. daha çok para kazan. evine kocaman bir televizyon al. güzel bir kadınla evlen. akşamları partilere katıl. kocaman bir yatak al. işinde yüksel. daha çok para kazan. hep çalış. hep para kazan. araba al. ev al. yat al. içki iç. sigara iç. uyuşturucu kullan. evinde partiler at. karını aldat, farklı kadınlarla yat. çok ama çok para kazan. sabahları bahçenle uğraş. bahçene kocaman sktirici bir köpek al. karını ve çocuklarını pikniğe götür. vs vs vs...

dip not olarak;

(bkz: trainspotting)
orange country gibi bir yerde yaşama isteğidir.
yeraltı edebiyatında deyimleşmiş bir söz öbeğidir, amerikan gençlik filmlerinin dünyayı toz pembe göstermesi üzerine böyle bir söz çıkmıştır.
çatırdayan ekonomi ve de halkın bitmek tükenmek bilmeyen savaşlardan artık bıkması göz önünde alındığında çok yakında şuna dönüşmesi muhtemeldir;

(bkz: american nightmare)
dünyayı kan gölüne çevirmek.
tüketim toplumunun önümüze koyduğu, plazalarda yaşayıp bilmediği yemekler yiyen, bilmediği dilden konuşan, artık amerikan olmaktan çıkmış, hepimizi bir şekilde saran, emperyalist yalan!
bugün meydana gelmiş olan portrenin tam zıttı olan hayaldir. amerika kurulum aşamasında mutluluğu tarım toplumu olmakta görüyordu. ancak özellikle 1. dünya savaşı sırasında sattığı silahlardan ettiği karlar bir kez tadıldığında iflah olunamayan kan tadını iliklerine kadar hissettirdi ve çoğunluğu yahudi sahipliği veya ortaklığıyla yürüyen silah firmaları mutluluğu fitne çıkarıp silah satmakta buldu.
güncel Önemli Başlıklar