bugün

cevap verilmesi güç sorunsal

peşin edit : ateist değilim.

ama kafama takılan soru şu ; allah neden ademi ya da insanları yaratma gereği duymuş ? bizi veya da evreni yaratmasaydı ondan ne eksilecekti ya da ne gereği vardı ?
kedileri mi sınasın, bizi yaratmış işte. eğlence.
havva nın dırdırını tek başına çekmemek için.
bir soru.

bir gün bu sorunun sorulacağını tahmin etmiştim ama burası olacağı aklıma gelmemişti. kıyamet alametleri gerçekleşmeye başlayabilir yakında. napsın yani, belki şurada da küçük ademcikler havvacıklar olsun diye mi yarattı. yani o kadar kritik bir soru sordunki, elim ayağım titriyor şu an. içim ürperiyor, ya evde yoksan. hehehe.
tüm insanları aynı anda yollamayıp, bizi biribirimizden kopyalaması da açıklanabilecek şey değil. hepimizi aynı anda yollasaydı, girseydik sınava bitseydi. ama yokkkk. birimiz ölücez birimiz doğurucaz falan.. allah çok mantıksız gerçekten.
" Bir zamanlar Rabb'in meleklere: «Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım» demişti. (Melekler): «A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz» dediler. (Rabb'in): «Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.» dedi. "

Bakara 30. Ayet.
Ezelde aşk varmış muhabbet varmış sevgi varmış, insan-kainat dostluk üzerine halkedilmiştır. Seven sevmiş ve sevdiğini varlık sahnesine çıkarmış oradan da kısa bir süre için dünyaya fırlatmıştır ki kim dost kim sahtekar ortaya çıksın.
ilk insan olsun da gerisi de gelsin diye. ilk olmadan sona nasıl ulaşılacaktır? gitsinler dünyada kargaşa çıkarsınlar diye vermiş toprağı suyu kutsalı yaratmıştır.
ne güzel sorgulama. bu konu hakkında allah kuran'da ben cinleri ve insanları ancak! bana kulluk! yapsınlar diye yarattım der. zariyat suresi-56

bizden evvel tüm iman edenler aynı soruyu sorguluyorlardı. neden yaratıldık? ne gereği vardı ki? bakın ne güzel her iman eden sorgulamış. peygamberimiz zamanın da bile ve bu müfessirler bilir ki bu ayet bu soru üzerine indi.

bakara suresinde ise meleklerin allah'a yalvarması vardır. yaratma bu insanı biz sana yeteriz bu insan kan döker dediklerini söyleyen yine allahtır. ve meleklerin bu söylemlerine and olsun ki ben sizin bilmediklerinizi de bilirim diye cevap vermiş ve konunun nedenini niçinini bir nevi açıkça belirtmemiştir.

zira; hakkıyla hidayete eren, çokça sorgulayan müslümanın sonuçta geleceği nokta bu sorudur. neden varız? yani hiç bir şey ihtiyacı olmadığı halde neden var edilmiş olabiliriz ki?

bu soru üzerine yıllarını tıp, cerrahi, ilim (mantık,felsefe,tarih vs.) ve islam ilimleri ile geçirmiş imam-ı gazali'nin bir kaç yıl her şeyden el ayak çektiğini ve yıllarca bu soruyu sorguladığını öğrencileriyle yazışmalarından bir kısmını da diğer eserlerinde görebiliyoruz.

aynı şekilde ibni sina'da aynı soruya takılmış bir cevaplar aramıştır.

yani belki de allah gerçek hidayet sahiplerinin bu soru üzerinde çokça durmalarını ve bir cevaplar aramasını istemiştir. zira kuran'da sürekli akla ve ilme vurgu vardır. en samimi iman sahiplerinin her dönem az olduğunu söyler kuran. zira samimi iman sahiplerinin sorguladığı tamda bu sorudur.

yani bu öyle bir sorudur ki ancak çok samimi iman sahipleri hikmetle bir cevap bulacaklardır.

ve yine kuran'da dikkat edildiğinde gerçek samimi iman sahiplerinin cennetlerinin bile ne kadar farklı olduğunu söyler allah.

inşallah hakkıyla cevap bulmak bizlere nasip olur.
kendisine "allah neden insanların ve cinlerin(!) kendisine kulluk yapmasını istemiş olsun ki?" sorusunu sormayanların yanıtını bulduklarını sandıkları sorudur.

"aralarından iyi olanlarla kötü olanları ayırmak için imtihan etmek" bir gerekçe değildir. zira kuran'a göre varlıkları iyiliğe veya kötülüğe yönlendiren allah'tır. kaldı ki kimin iyi veya kötü olacağını zaten bilmektedir. üstelik kendisinden başka hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir varlık, neden böyle gerekçelerle bir oyun sahası kurmuş olsun ki?

övülmeyi "istemek"? "övülmekten memnun olmak" sadece "övülmeye ihtiyacı olanların" ihtiyacı olabilir. diğer taraftan hiçbir şeye ihtiyacı olmayanın, dış bir etkiyle memnun olmaya da ihtiyacı olmaz; zaten kendi varlığıyla yeteri kadar memnun olması icap eder.

tabi bir de "istemek" kelimesinin çağrıştırdığı başka meseleler var: (bkz: tanrının yokluğu kanıtlanabilir).
Dinlerin tanımına göre; Havva ile çocuk yapıp, yaptıkları çocuklar kendi kardeşleri ile ensest ilişkiye girerek çoğalsın, insan oluşsun, sonra bu insanlar sırf bu dünyada tanrıya eğilip kalkıp ibadet etsin, sonra diğerine göçüp ödülünü alsın diye! Hem de insan denen canlının evrenin dengesinde hiç bir katkısı olmadığı gibi üstüne bir de bütün bu dengenin içine sıçıp bıraktığı halde!!

Örneğin tenya, solucanın bile Evrenin/Doğanın çarkında bir dişli konumu vardır. Bu dişli olmadan denge olmaz. Ancak insan bu çarka sokulmuş çomak gibidir. Bütün mekanizmanın içine sıçıp bırakır. Tespit edile bilmiş hiç bir faydası yoktu.

Tabi bu dinlerin insanın yaratılışına dair iddia ettikleri mitoloji yönünde bakılınca böyle. Bilimsel açıdan bakınca insan bütün hayvanlar arasında belirli bir dönemden sonra yaşamın şartlarına ayak uydurmak maksatlı ayağa kalkması, belirli tesadüfler sonucu pişmiş yiyecek yemeye giden yola sapması, bunun beyninde nöron sayısını yükseltmesi, zeka seviyesinin gelişmesi, haliyle hayvanlara oranla gereğinden çok fazla beyinsel evrim geçirmesi sonucu, gereğinden fazla çoğalması engellenememiş, haliyle evrende oluşabilecek en vahşi, acımasız ve gereksiz canlı ortaya çıkmıştır.
kötülüğün sebebi insansa eğer o zaman insan olmasa kötülük de olmazdı denebilir. insanın sebebi bir tanrıysa o halde tanrı olmasa insan olmaz insan olmasa kötülük olmaz denebilir.

yani tanrı insanı yaratarak kötülüğe ortam hazırlamıştır da denebilir. yada tanrı kötülüğün bizzat nedenidir de denebilir.

mesela tanrıyı bir ressama indirgersek ressamın resim yapmasında bir amaç vardır ve resimde kullandığı teknik, malzeme, konu üzerinden bunu yansıtır.

eğer bir tanrı varsa o zaman dünya onun eseri olduğu için bu yansıtıkları da bizzat onun eseri olur.

yansıttıkları amacını belirler. tanrının insanı yaratmasında olan amacı insan üzerinden açıklayabiliriz. tanrı insana kötülük yapma imkanı verdiyse o halde bunu istemiştir ve kötülük de tanrının amacıdır denebilir.

nasıl bir tablo da resim kötüyse ressamı da kötüdür dersek evren pisse veya insanlar tanrı da kötüdür diyebiliriz.

üste yazdığım gibi tanrı kötülüğü yaratarak ve insana bu gücü vererek kötülüğü istemiştir, kötülük bir gereklilikse ve tanrı bunu istemişse o halde kötüleri cezalandırması saçma oluyor.

sonuçta insanı istemeseydi insanı yaratmazdı kötülüğü istemeseydi kötülüğü de yaratmazdı o halde kötülüğü yaratıp yada kötü insanları yaratıp siz kötüsünüz o halde cezanızı çekeceskiniz demesi biraz gülünç oluyor. ayrıca bu sınavı insanın isteği üzerine yapmadan hemde.

mesele tanrı bilinmek istiyor ve kimseye sormadan insanı yaratıyor ve insanın kötülük yapmasına imkan tanıyor sonra onu kötü olduğu için yargılayacağını cezalandıracağını söylüyor. bu mantıklı bir şey bence değil.
Ben gizli bir hazine idim ,istedim ki bilineyim"hadis-i kudsi
kimisinin sahih olmayan hadisleri refere ederek cevabını bulduğunu sandığı sorudur.

http://www.fetva.net/yazi...fi-gizli-hazine-sozu.html
Allah insanları, melekleri, cinleri ve şeytanları niçin yarattı?

Sorunun Detayı
Allah'ın sonsuz kudreti, sonsuz nuru olduğunda hepimiz hemfikiriz; o çok büyüktür o hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır; peki neden insanları şeytanı ve melekleri yarattı, böyle bir şeye ihtiyacı mı varki aciz insanların iman etmesine ihtiyacı mı var? Diyeceksiniz ki Âdem'den dolayı insanları dünyaya gönderdi, peki o yasak meyveyi yemesini, bu kadar büyük bu kadar kudretli bir güç engelleyemez miydi? Allah istemezse mantıken kötülük, yanlış yapılan şeyler de pekala olmazdı, neden?

Allah Teâla günah işleme kabiliyeti olmayan meleklerle, hiç sorumlu olmayan hayvanları yaratmıştır.

Bu iki varlıktan başka, hem melekleri geçecek kadar mükemmel, hem de aklı olmayan hayvanlardan daha aşağı olacak kadar kötü olma özelliğindeki insanı yaratmıştır. işte böyle bir varlığın hangi özellikleri taşıdığının anlaşılması için şeytan yaratılmıştır.
Mesela, altın ve bakırın karışık halden ayrılması için ateşte kaynatılması gibi, insan denen varlığın iyi ve kötü huylarının birbirinden ayrılması, iyi huylu Ebu Bekir (ra) ile kötü ruhlu Ebu Cehil'in anlaşılması için Allah şeytanı ateşten yaratmıştır.

Ayrıca ambardaki çekirdeklerin ağaç olması için toprağa atılması gerekiyor. Görünüşte toprak altı karanlık ve sıkıcıdır. Ancak ağaç olmanın yolu oradan geçiyor. Binlerce sene ambarda kalsa ağaç olamıyor.
işte Allah, cennet ambarında duran Babamız Adem Peygamberi (as) dünya tarlasına gönderiyor. Ağaç olarak cennete dönmesi için de şeytan ateşine oturtuyor. ibadet toprağına gömüyor. Böylece ağaç olarak cennete geri dönüyor. Bizim durumumuz da böyledir.
insan niçin yaratılmış?

“insan niçin yaratılmış?” sorusuna sıkça muhatap oluruz. Böyle bir soruyu kendimize yahut bir başkasına sormamız, bizim için büyük bir ilâhî ihsandır. Şöyle ki: Bu soruyu güneş kendisine soramadığı gibi, bir başka yıldız da güneşe sorabilmiş değil. Yine bu soruyu bir arı bir başka arıya, yahut bir koyun berikine sormaktan aciz. Demek oluyor ki, bu sorunun cevabını arayan insanoğlu, kendi varlığını istediği sahada kullanma konusunda serbest bırakılmış; bir arayış içinde ve bu konuda bir imtihana tabi tutulmuş.

Bu imtihanı kazanmanın tek yolu, sorunun cevabını bizi yaratandan öğrenmemizdir. Bu noktaya varan insanlar gerçeğin kapısını çalmış olurlar. Ve kendilerine Kur’an lisanıyla, Peygamber diliyle cevapları verilir.

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet -kulluk- etsinler diye yarattım.” (Zâriyât, 51/56)
ya komik olan şu ki, bazı ateist tayfa -onlar kendilerini bilir, sabah girdiği entry lerde hadislerden örnekler veriyordu. şimdi kalkmış hadisleri eleştiriyor o derin bilgisiyle..

ha bide ateist, ya bide müslüman olsa kim bilir neler yazardı.
Adam allahı eleştiriyor, siz de karşıt görüş olarak Allah'ın kelamını ortaya sürüyorsunuz.

Yahu sizi babanız mı doğurdu?
belli bir düşünceyle insan bu soruyu sorabilir. beraberinde de "soru sorabilmiş olduğu"nun bilincinde olması hayati önem arz eder.

karşılığı yokluk olan "varlığı" sorgulamak varlığına en büyük ihanettir.

var olmuş olmak yaratılmış olmak bile tek başına en büyük teşekkür sebebidir.
leonardo da vinci, mona lisa'yı neden yaptı? yapmaya ihtiyacı mı vardı? bu eseri vermeseydi ondan ne eksilecekti?

nakit edit: da vinci düşmanı değilim.
Canı sıkılmış. Kesmemiş diğer insanları yaratmış bakmış olmamış dinleri yaratmış milliyetçilik yaratmış ki savaşsınlar. Eğleniyo işte. ( eksileri bekliyorum.sizin eksilemeniz düşüncelerimi değiştirmeyecek.)
Işık Abla'ya göre babaların günahlarının çocukları lanetlediğini hesaplayacak olursak hepimizin Hz. Adem'in günahını çektiğini düşündürüyor bana bu başlık
Bu soruya ayetle karşılık veren arkadaşlar, amacınız ne. inanmayan bir insana ayet sunmak nedir.