bugün

yıllarca apo'yu kutsallaştırıp, çözüm süreci adı altında pkk'ya sınırsız özgürlük sağlamaktır.

bölgede halkı pkk'ya mecbur bırakıp, sonra vatan elden gidiyor diye bas bas bağırmaktır. gezicilere olmadık eziyet yapılırken kadıköy meydanında apo posteri, pkk bayrağıyla yürüyüş-miting yapanlara dokunmamaktır.

pkk yeterince güç ve sempatizan edindikten sonra sözde milliyetçi tavır alıp, temizlik ayağına oy devşirmektir.
televizyon izlemediğim için beni etkilemeyendir.
Kırmızı aşkı , kanı ve ihtirası simgeliyor diye biliyorum. Kırmızı denince aklıma ilk halam geliyor ona hiç yakışmadığı halde kırmızı giymekten vazgeçmediği için * .
iyi yapilirsa tüm mallara gördüğü değil gösterilmek istenen yutturulur.
alın size ornek...

bu resimde kaç top var?

görsel
21. yüzyılın en etkili ve öldürücü savaş silahıdır.
--spoiler--
Neymiş bu algı yönetimi?
pınar turan - 15 Ocak 2017
Bugünlerde sıkça duymakta olduğumuz bir kavram ‘algı yönetimi'.
Hiç merak ettiniz mi bu kavramın gerçekte ne olduğunu?
Yoksa o da her gün duyduğumuz ama ne olduğunu tam olarak bilemesek de aşina olduğumuz için üzerinde durmadığımız kavramlardan biri mi?
Hani atalarımız, ‘‘Bir şeyi 40 kere söylersen olur'' demiş ya! işte bu söz algı yönetiminin eskiler tarafından yorumlanmış biçimi.
* * *
Algı yönetimi denilen şey aslında en çok reklam dünyasında kullanılıyor. ihtiyaç duymadığımız ve almak istemediğimiz ürünleri bize satmak için başvurulan bir teknik bu…
Mesela, evde temizlik yapan, son derece bakımlı ve güzel bir kadın kullandığı deterjandan dolayı öyle mutludur ki! Kocası ve çocukları eve geldiğinde kadının yaptığı temizlikten dolayı onunla gurur duyarlar. Özenmemek elde değil…
Peki siz evinizde böyle mi temizlik yapıyorsunuz?
Kocanızın gömleğindeki leke çıkınca bu kadar mutlu olabiliyor musunuz?
Valla gelin bir de beni görün!
Kapıya gelen postacıya, “Hanım evde yok” desem inanır.
Ayrıca mutluluk bunun neresinde! Hayattan bezmiş bir halde, etrafı dağıtıp pisletmesinler diye çocuklara tehditler savurup duruyorum.
işte reklamlarda eğer tanıtımı yapılan ürünü satın alırsak öyle bir mutluluğu da yakalayacağımız algısı yaratılıyor. Yani sadece ürün değil yanında bir de kavram satılıyor.
Biz de 40 kez bu şeyi reklamlarda görüp, ona aşina olup, farkında olmadan aslında birbirinin aynısı ürünler arasından bize ‘tanıdık geleni' seçiyoruz.
* * *
Yani algı yönetimi aslında psikolojik tekniklerden destek alan bir ikna aracı.
Hedef kitlenin ikna edilmesine ve rızasının istenilen yöne çevrilmesine yarıyor.
Bu, artık sadece iletişim, reklam gibi alanlarda kullanılmıyor. Günümüzde siyasetçilerin kamuoyunu ikna etmek için de kullandıkları bir yöntem.
Nasıl mı?
Çok kolay!
Hele medya elindeyse!
Önce halkın hassas olduğu bir konuda medyadan asılsız bir haber yayılır. Mesela “Camide içki içtiler” gibi…
Bu yalan haberle kutsal değerler aşağılanmıştır. Ayrıca buna cüret eden bir karşı güç yani ‘düşman grup' yaratılmıştır.
‘Öteki!'
Ertesi gün güçlü bir siyasi bu olayı meydanlarda defalarca dillendirir. Televizyonlarda bu haber defalarca yayınlanır. Kim olduğu ya da olayla ilgisi bilinmeyen bazı kişilerin yorumlarına medyada bol bol yer verilir.
Arkasından halk tarafından önemli birileri çıkar ve “Biz buna müsaade etmeyeceğiz” diyerek hemen taraf belirlerler.
Olaylara şahit müezzinin, “Böyle bir şey olmadı” demesinin bile hiçbir önemi yoktur!
Algı yaratılmış, bu algıyla da iki düşman grup belirlenmiştir artık!
Oysa ne kutsal değerlere saldırı vardır ne de iki karşıt grup!
Ama birilerinin kazanması için düşman bir grup, karşı bir güç yaratılması gerekmektedir ve ufak bir algı yönetimi planlamasıyla istenilen sonuca ulaşılmıştır.
* * *
Lütfen algılarımızın yönetilmesine müsaade etmeyelim! Daha doğrusu kandırılmayalım!
Hepimiz aynı vatanın evlatlarıyız. Ancak birlik olursak güçlüyüz. Ancak birlik olursak var olabiliriz. Bu ülke bizim için var. Biz de bu ülke için varız.
Hiçbirimiz ‘öteki' değiliz! Aynı vatanın evlatlarıyız.
Vatanımıza sahip çıkalım!
Zaman birlik olma zamanı!
--spoiler--
genellikle yalancılıktır.
yalanı yönetmektir.
simitçisinden, dev markalara kadar çoğu varlık kullanır.
sevmeyiz tabi. hatta sinirleniriz.
o işe harcadıkları emek ve parayı hatalarını düzeltmeye harcasalar hem kalıcı olurlar hem de sevilirler.
misal adana kebabı nın bir marka yöneticisi yoktur ama adana kebap sevmeyen insan neredeyse yoktur.
basit bi şey. neysen öyle gözük, kötü gözüküyorsan gerçekten düzelt. insanlar seni takdir eder.
zaman alır belki ama çok sağlam gelişirsin.
doğruluk mutluluktur.
yanlar ve imaj oluşturmalar seni kurtaramaz. daha mutlu etmez.
gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu var.
anlık mutluluklar genellikle hüsran, ceza ve rezaletle sonuçlanır.
bu dünya tarihinde çok net görülebilecek bir gerçektir.
insanın kendi geçmişinde de görülür.
yalancılık, üçkağıt ve kandırma ile yaptığınız hangi işten mutlu oldunuz. bir düşünün.
kadınların uzmanlık alanıdır. her an nasıl algı manipülasyonu yaparım diye düşünürler dururlar. her şeyleri algı manipülasyonudur, kıyafetleri ile, makyajları ile, konuştukları ile, yaptıkları hareket ile....
ortaya çıkardıkları ise ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar akıldır.
kadınların uzmanlık alanıdır. her an nasıl algı manipülasyonu yaparım diye düşünürler dururlar. her şeyleri algı manipülasyonudur, kıyafetleri ile, makyajları ile, konuştukları ile, yaptıkları hareket ile....
ortaya çıkardıkları ise ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar akıldır.
Zaten bi zikim beceremeyeceğini peşin peşin bilen iktidarların "sözel" olarak insanlarda başarılı "y.mış gibi" yapmasına denilir.

Toplum mühendisliği, sosyolojik manipülasyon da denilir.

Akp 12 yıldır şahlanıyoruz, diyo, eskiden 2023'te süper devlet oluyoduk, şimdi 2030 da ay istasyonu kuruyomuşuz...

Algı operasyonu sadece sözel yapılır, matematiği kuvvetli, veri üreten toplumlar yemez bunu. Sadece "mal toplumlar" kitap okumayan, uzun entry bile okumayan toplumlar, bu tongaya basar !! Zaten algı yönetimi yapanlar da toplumu nasıl konuşurlarsa manipüle edebileceklerini bilerek, gayet de bilinçli olarak konuşuyolar.
akpli komşumun oğlu geçen sene temmuz ayında 25 yaşına bastı. yüksek lisans öğrencisi olmasına rağmen artık ailesinin üzerinde görünmediği ve sigortalı bir işte çalışmadığı için işsiz gözüküyor ve gss prim borcu ödemeye tabi tutuluyor.

mayıs ayında gururla akpye oy verip, seçim kutlamasına gitmişlerdi. temmuz ayından itibaren borçlar girmeye başladı. ödeyin bakalım. sizde para boldur (:

akp'nin en çok bu yanını seviyorum. en çok kendisine oy verenleri tokatlıyor. ama oy verenler de kaşınmıyor değil.
son dönemlerde ak parti ve fenerbahce destekcilerinde siklikla görüyor ve duyuyorum.