bugün

gün itibari ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek'in düzenlediği basın toplantısında savunduğu iddiadır. toplantının ismi ise : "AK Parti'nin 4 Yılı Ekonomi Nereden Nereye" şeklindedir.

http://www.nethaber.com/NewsDetails.aspx?id=5293
(bkz: dam üstünde un eler tombul tombul memeler)
konuşmasında sayın genel başkan yardımcısı:

"2007 YILI iÇiN MEMURLARA VERiLEN TOPLAM YÜZDE 13'LÜK ZAMMIN YÜZDE 25 ORANINDA YAPILMASINI ÖNERDiK ANCAK, AK PARTi ÇOĞUNLUĞU VE MALiYE BAKANI TARAFINDAN ÖNERiLERiMiZ KABUL EDiLMEDi"

yorum: ben de kemal abi'yi aradım %50 yap şu zammı da çoluk çocuk sevinsin dedim, palta dalga mı geçiyorsun yeğenim dedi.

(bkz: bekara karı boşamak kolaydır)
(bkz: iftira)
ülkeye ekonomik olarak birşeyler verememiş olsa da ülkeyi kaosa sürüklemek, ab yolunda tavizler vermek konularında başarısı inanılmazdır..
konuşmasında sayın genel başkan yardımcısı:

"OLASI BiR KUR SIÇRAMASI DURUMUNDA, FAiZLERiN DE YÜKSELDiĞi BU ORTAMDA BORÇLARIMIZIN GETiRECEĞi iLAVE YÜK EKONOMiNiN KALDIRABiLECEĞiNiN ÜSTÜNDE OLACAKTIR"

demiştir.

yorum: geçenlerde diğer başkan yardımcısı da ; "ekonomi bozulacak diye konuşmamazlık yapamayız" demişti. yani bu arkadaşların halk gibi bir derdi yok, konuşmak gibi bir dertleri varmış. konuşuruz, yıkarız halk ne nanesi varsa yesin der gibi. dediği doğru mu? valla bilmiyorum ben ekonomist değilim.
akp'nin ekonomi konusunda öyle övündükleri gibi destansı bir başarısı yoktur. keza 3 kasım 2002'den beri uygulanan politika kemal derviş'in politikasıdır. işin daha da ironik tarafı; chp eleştirdiği ekonomiyi kendisi yapacaktı, keza kemal derviş chp milletvekiliydi, chp iktidara gelmesi durumunda ekonomi bakanı olacaktı ve ayını politika izlenecekti. akp'nin "ekonomiyi biz iyileştirdik" diye övünmesinin gereksiz olduğu gibi, chp'nin de çıkıp eleştirmesi gereksizdir. enflasyonun düşmesine gelince, enflasyonun düşmesinin yegane sebebi tek parti iktidarıdır, yani istikrardır. 2002'de en uç perdeden sallıyorum, işçi partisi de gelseydi ve kemal derviş politikasını aynen izleseydi enflasyon görünüşte tek haneli rakamlara iner ve sanki iyiymiş gibi görünürdü. fakat şu vardır ki; ekonomimiz iyi değil... paramız aşırı değerli, ekonomiyi ayakta tutan sıcak para, yabancı yatırımcı yatırımı %85 sıcak para şeklinde yapıyor onu da burada 1 yılda kazanacağı parayı 10 yılda başka bir ülkesinde kazanamayacağı için... çok değil, 5-6 ay önce borsa çakıldı bir anda, dolar yükseldi... çünkü dolar düşmeye devam ediyordu, dolarını bu ülkeye yatıran yabancı yatırımcı bir takım mercilere doları yükseltin emri verdi, dolar yükseldi, bu beyler de dolar yükselince paralarını çektiler.. türk parası bir günde %17 değer kaybetti. ve başbakan çıktı dedi ki; "buna devaluasyon diyenlerin ekonomi bilgisinden şüphe ederim." biz başbakanımızın hiçbir bilgisinden şüphe etmiyoruz, keza kendisi her dalda profesör olan bir zattır. ingilizcesi olmadan 16 aralık 2004 gecesi teslim edilen 5000 sayfalık belgeyi 1 gecede hatim etmiş, 17 aralık 2004 sabahı "biz metni okuduk türkiye aleyhine bir şey yoktur" demiştir... türkiye'de çiftçi bitmiştir, evet tarımda destekleme vardır (varmış gibi görünüyor) ancak bu para toprağı ekene değil toprağın sahibine gidiyor... örneğin, 1500 dönüm tarlası olan bir kişi var bu kişi zaten ağa, arazilerini kiraya veriyor, kiracıları tarlayı ekip biçiyor, devlet bu ürüne maliyeti akdar bile para vermiyor, sonra destekleme adı altında dönüm başına bir ücret ödüyor, peki para nereye gidiyor? toprak sahibine, üretici ne oldu? yalan oldu. mersindeki kişi provakatördür değildir o ayrı... başbakan bu adamın provakatör olduğunu alnından mı okudu? adam biz bittik diyor karşılığı "artistlik yapma lan" anamız ağladı diyor "ananı da al git" diyor... ekonomi hesabını çay, simit, makarna hesabıyla yapıyor. dünyanın hiçbir yerinde ekonomi çayla, simitle, makarnayla anlatılmaz... akp övünüyor diyor ki; bütçe bizim zamanımızda fazla verdi, soruyorum neyle yapıldı bu? türk telekom, tüpraş, erdemir daha da pek çok devlet kurumunu, arazisini, ormanını, binasını satmadan yapsaydınız da görseydik ya bütçe fazlasını? ortaokul terk babam da bütçeyi fazla verdirir...

bu hükümetin övünmesi son derece saçma, çünkü program akp programı, türkiye programı değil, kemal derviş'in uygulamaya koyduğu, imf programı... ben isterdim ki akp iktidarından ekomomimizin anuna koyan virüs kayıt dışı ekonomiye operasyon yapsın, bu yaraya neşter vursun, peki bu konu da ne yaptı akp? hiç bunu ben değil, bizzat ekonomiden sorumlu devlet bakanı, endüstri mühendisi pek sayın ali babacan açıkladı... dedi ki; "malesef 4 senede kayıt dışı ekonomi konusunda neredeyse hiçbir ilerleme kaydedemedik" işte övünülen başarı bu... akp'nin özgünlüğü şu; ab'den kıbrıs'ı vermeyi 17 aralık 2004 tarihinde imza ile taahhüt ederek "ucu açık" müzakere tarihi almak, devletin ne kadar malı varsa haraç-mezat satmak, kayıt dışı ekonomide bir arpa boyu yol katedememek, davası olan milletvekilleri için başta sayın unakıtan olmak üzere yasalar çıkarıp cezalarını affetmek... peki özgün olmayan ne? ekonomik program...

sonuç olarak ekonomi ile övünmek ne kadar saçmaysa, chp tarafından eleştirilmesi de o kadar saçmadır.
(bkz: yiğidi öldür hakkını ver)
(bkz: dis ticaret aciginin buyumesi)
(bkz: ali babacan)
(bkz: iç borcun tavan yapması ve belediyelerin denetlenememesi)
ülkesini pazarlamakla mükellef olan bünye, ne büyük bir tesadüftür ki, önce tütün, şeker, pamuk, mısır ve fındık yasalarını çıkarmış ve üretimi kendi elleriyle engellemiştir. bu ürünler artık ülkemize gelen yabancı sermaye tarafından, satın aldıkları [bizim] topraklarımızda işlenerek yine bize satılmaktadır. yabancı sermaye ile yerel sermaye [ki buna tefeci-bezirgan güruh diyoruz] işbirliği ülkeyi adeta üretim yapmaktan uzak tutuyor, üretici üretim yapmaması konusunda yasalarla engelleniyor/teşvik ediliyor. yabancı sermayemize en güzel örnek; philip morris amcamızın ülkemizde tütünün en güzelinin yetiştiği toprakları satın alması ve zamanında o toprakların sahibi olan insanları bugün kendi toprağında işçi olarak çalıştırması verilebilir.

bu büyük tesadüflerin devamı olarak üretiminin hayli düştüğü mısır yurtdışından tavuklara yem olacağı gerekçesi ile ithal ediliyor. sonra kuş gribi ortaya çıkıyor. ne ilginç bir bağlantı! * bununla birlikte insanlar tavuk ve yumurta talebinden vazgeçiyorlar ve yine ne büyük bir tesadüftür ki bu ithali gerçekleştiren bünye yumurta üretime başlıyor ve bundan kar sağlıyor. bu da tefeci-bezirgan güruha örnek teşkil etmektedir.

aynı mantalite zamanında adana'da gerçekleşen oyakbank patlamasının da zaten ekonomik bir sebepten değil, bir terör girişimi olduğunu söylemişti!

şu da son olarak eklenmelidir; şu veya bu parti, hangisi iktidara gelseydi veya bundan sonra gelecekse yine aynı ekonomi politikaları yürütülecekti/yürütecek. o yüzden önce herkes bu mimari'nin inşaasına koyduğu tuğla sayısını iyi hesap etmeli!
sonuna kadar doğru bir önermedir.
içinde bulunduğumuz kriz yaşantısının etkin olmasının nedeni olan durumdur.Düzenli politikalarla bu bunalım en aza indirilebilinirdi.