bugün
- yeşil gözlü erkek20
- fatih ürek ile elti gelin görümce12
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası14
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur8
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- icardi1905 silik olsun kampanyası12
- başıboş köpek sorunu49
- anın görüntüsü15
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam9
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız23
- yazarların en rum özelliği14
- bir kadınla yakınlaşmak15
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması39
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 610
- israil13
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri20
- icardi190518
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
- 183 yapılı yeşil gözlü beyaz tenli dalgalı saçlı13
- bu günlerde baykar'a saldırılmasının nedeni8
- isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke9
- ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın12
- israil'deki atatürk büstü10
- sözlükteki fosiller20
- kaybolan eşyayı bulma yöntemleri11
- uludağ sözlük yakıt tüketimi veritabanı8
- junkman10
- esra'yı aç esra yı11
- yeşil gözlü 180 üzeri kel olmayan erkek17
- sevişmek10
- türk erkeğinin seks konusunda rezalet olması31
- evli 2 kız kardeşin pubgde tanıştığı adama kaçması24
- cumhurbaşkanı olduğumda bakan yapacağım yazarlar9
- fuhuş operasyonunda veresiye defteri bulunması11
- merkez bankası'nın 818 milyar tl zarar etmesi22
- güzel sözlük kızları8
- eski sevgiliye dair bir anı bırak9
- evinde silah bulunduran yazarlar19
- bik bik'ın aşkı10
- mersin belediyesinin sahilde açtığı pub12
- yahudilerin hitler nefreti mide bulandırıcıdır12
- hakan ural tevfik göksu osman gökçek17
- monako yat kulübünde istakoz yiyen akp'li vekil22
- teleferik kazası11
- necmettin batırel8
- mine çakmakçı'yı nasıl buluyorsunuz16
olması muhtemel olmayan olayı gerceklestirmeye calısmak
(bkz: rüzgara karşı işemek)
vucuttaki kas yogunlugu ve sertligini artiracak eylem.
sadece yorar.
gerceklesmesi imkansiz isler icin cabalamak anlamina gelen atasozudur.
sadece cesur insanların gerçekleştirebileceği bir olay.
yanına cesaret ve inancı alan insanın, engel ne kadar büyük olursa olsun, üzerine yürüyüp geride bırakmaya çalışırken yorgun düşmesidir.
sonunda bıkıp, kürekleri fırlatıp atmakla sonuçlanır.
insanların (bkz: kas)yapmak için verdikleri çaba.
Bazen içinde karakter ve cesaret, bazen de aptallık barındıran eylem.
Akıntıya karşı kürek çekmenin ahmaklık olarak görüldüğü bir çağda doğup, ne yöne olursa olsun kürek çekmenin bile bönlüğe tekabül edeceği bir zamana doğru yürümekteyiz. Fakat ısrarla ve ısrarla, bir taşın inadı, bir suyun sabrı, bir çalının dikkafalılığıyla sürdürüyoruz akıntıya karşı kürek çekmeyi. Kuralların kuraldışını bile iyice belirlediği, hilelerin bile hüküm altına alındığı, isyanın dahi yasalarının çıkarıldığı bir çağda, kayıtsız kuyutsuz bir aşkla kalkıp ayağa, kayıtsız kuyutsuz savrulmalarla koşuyoruz meçhule.
Biliyoruz hiç birşey yok uzakta. Dağların ardında halleri bizden iyi olmayan ve bizden de kötü olmayan başka topraklar ve başka suratlar var sadece. Suratlar ve sahte gülücükler müzesine çevrilmiş şehirler var dağların ardında. Boyu bizim boyumuzdan daha kısa kasabalar ve o kasabaların daha büyük yerleşimlere gidince horlanan insanları var. Herkesin bir taşrası, her taşranın bir isyanı var.
Ve akıntıya karşı kürek çekiliyor başka kalplerde, başka suretlerde ve başka kisveler altında. Gidilecek bir yer yok ve belki de sarsıcı olan bu. Bizi avuçlarına alıp kalbimizi daraltan, ruhumuzu coşturan, kanatlandıran şey bu. Hiç birşey yok ve hiç bir toprak kalbimizden daha büyük değil. Hiç bir toprak hayallerimizde yayılan yeşil ülkelerin yerini tutmuyor. Ve kendi zihnimize düzenlediğimiz akınlar, yıkıp geçiyor gerçek hayatların "büyük ülke" yalanlarını. Asıl ülke biziz ve her birimiz ayrı bir kıtayız yeryüzüne dağılan. Akıntıya karşı ve akıntıya rağmen ve akıntıya kayıtsız ve akıntının düşmanı olarak kendi içimizde bir yerlere doğru kürek çekiyoruz. Bizi, gözlerimizde duran kara bir nokta, vicdanımızda serpilen bir hesap, ciğerimizi okuyan bir kavga bekliyor akıntının arkasında. Bundan başka birşey yok. Gittim ve gördüm; yok!
Küreklerimize asılarak ve her seferinde başladığımız yere dönerek sürdürdüğümüz bu kavganın nihayetsiz oluşu, kavgayı daha bir anlamlı kılıyor. Kavganın neticesini değil, kendisini seviyoruz biz. Ayakta durmayı ve iki yana savrularak yürümeyi seviyoruz. Yürürken dallara çarpmayı, taşlara takılmayı, duvarlara toslamayı ve el yordamıyla ilerlemeyi ve ilerledikçe başladığımız yere dönmeyi seviyoruz. Kanımızı hareketlendiriyor bu. içimizi ısıtıyor.
Mana ve maksat kazanıyoruz. Nimetin bir anlık serinliği mihnetin genişliği karşısında nedir ki! Ve nedir ki, yolcunun imanı karşısında yolların uzayıp kısalan ömrü. Yaralı yolcularız biz çünkü ve yol kaybolsa da yürümeye devam ederiz. Ve çünkü yol bahanedir. Ve çünkü bahaneler hayatı genişletir. Ve çünkü hayat, hep burada, yanımızda olan ve asla başka bir yerde daha da güzelleşmeyen bir şeydir. Ve çünkü güzellik, onunla savaştığın sürece anlamlıdır. Ve çünkü anlam, akıntıya karşı vardır.
Biliyoruz hiç birşey yok uzakta. Dağların ardında halleri bizden iyi olmayan ve bizden de kötü olmayan başka topraklar ve başka suratlar var sadece. Suratlar ve sahte gülücükler müzesine çevrilmiş şehirler var dağların ardında. Boyu bizim boyumuzdan daha kısa kasabalar ve o kasabaların daha büyük yerleşimlere gidince horlanan insanları var. Herkesin bir taşrası, her taşranın bir isyanı var.
Ve akıntıya karşı kürek çekiliyor başka kalplerde, başka suretlerde ve başka kisveler altında. Gidilecek bir yer yok ve belki de sarsıcı olan bu. Bizi avuçlarına alıp kalbimizi daraltan, ruhumuzu coşturan, kanatlandıran şey bu. Hiç birşey yok ve hiç bir toprak kalbimizden daha büyük değil. Hiç bir toprak hayallerimizde yayılan yeşil ülkelerin yerini tutmuyor. Ve kendi zihnimize düzenlediğimiz akınlar, yıkıp geçiyor gerçek hayatların "büyük ülke" yalanlarını. Asıl ülke biziz ve her birimiz ayrı bir kıtayız yeryüzüne dağılan. Akıntıya karşı ve akıntıya rağmen ve akıntıya kayıtsız ve akıntının düşmanı olarak kendi içimizde bir yerlere doğru kürek çekiyoruz. Bizi, gözlerimizde duran kara bir nokta, vicdanımızda serpilen bir hesap, ciğerimizi okuyan bir kavga bekliyor akıntının arkasında. Bundan başka birşey yok. Gittim ve gördüm; yok!
Küreklerimize asılarak ve her seferinde başladığımız yere dönerek sürdürdüğümüz bu kavganın nihayetsiz oluşu, kavgayı daha bir anlamlı kılıyor. Kavganın neticesini değil, kendisini seviyoruz biz. Ayakta durmayı ve iki yana savrularak yürümeyi seviyoruz. Yürürken dallara çarpmayı, taşlara takılmayı, duvarlara toslamayı ve el yordamıyla ilerlemeyi ve ilerledikçe başladığımız yere dönmeyi seviyoruz. Kanımızı hareketlendiriyor bu. içimizi ısıtıyor.
Mana ve maksat kazanıyoruz. Nimetin bir anlık serinliği mihnetin genişliği karşısında nedir ki! Ve nedir ki, yolcunun imanı karşısında yolların uzayıp kısalan ömrü. Yaralı yolcularız biz çünkü ve yol kaybolsa da yürümeye devam ederiz. Ve çünkü yol bahanedir. Ve çünkü bahaneler hayatı genişletir. Ve çünkü hayat, hep burada, yanımızda olan ve asla başka bir yerde daha da güzelleşmeyen bir şeydir. Ve çünkü güzellik, onunla savaştığın sürece anlamlıdır. Ve çünkü anlam, akıntıya karşı vardır.
(bkz: sınır ötesi operasyon)
akıntıya karşı!
yürüyoruz!!!
ve ;
düşmanı biliyoruz!!!!!
yürüyoruz!!!
ve ;
düşmanı biliyoruz!!!!!
sezen aksu şarkılarında yer alan söz öbeğidir.
neden akıntıya karşı neden kürek çekilir?
olmayacak şeyleri ispatlamak çabasımı yoksa sonunu görmediğimiz bir yola bilmeden gitmek mi?
farklı olmak cabasımı?
ama ne olursa olsun akıntının sonunda inandığın ve sahip olmak istediğin değerler varsa akıntının şiddeti ne olursa olsun vazgeçilmemelidir.
olmayacak şeyleri ispatlamak çabasımı yoksa sonunu görmediğimiz bir yola bilmeden gitmek mi?
farklı olmak cabasımı?
ama ne olursa olsun akıntının sonunda inandığın ve sahip olmak istediğin değerler varsa akıntının şiddeti ne olursa olsun vazgeçilmemelidir.
olmayacak bir iş için boşuna çabalamak.
yorar insanı.
güzel dilimizin en sevdiğim deyimlerinden biri.
hep yaptığımdır lakin şahsımı öyle süper iradeli, güçlü felan sanmayın.
sıkıldım mı uçurumda dala tutunmuş olsam salarım kendimi.
sıkmayacak. eğlenceli olacak.
sıkıldım mı uçurumda dala tutunmuş olsam salarım kendimi.
sıkmayacak. eğlenceli olacak.
Kürek, akıntı olması durumunda kullanılan tıbbi bir Malzeme mi?
Artık devir değişti akıntıya karşı Motorlu kayıkla çıkarım ben. Kürek mi kaldı arkadaşım.
(bkz: miras)
(bkz: miras)
boşuna kendini yormaktır.
Güzel sırt biceps antrenmanı olur akabinde kondisyon yaparsınız.
güncel Önemli Başlıklar