bugün

annenin bir süreliğine kalmaya geldiği öğrenci evinde 1 gün sonra gün gibi ortaya çıkan farklardır. bir müddet sonra insan "harbi pislik içinde yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş lan" tepkisi verilir ama nafile. zira anne evi terk eder etmez ev azami 4 gün içinde eski haline dönüşüverecektir.
aile evinde her çeşit yemek vardır.
öğrenci evinde makarna, patates ve yumurta vardır.
rahatlık farkıdır. birinde azami rahatlık varken diğerinde en az seviyededir.
bir sabah birinin bağırıp çağırarak herkesi kaldırması, işbölümü ile tüm evin temizliğini 30 dakika içinde bitirtmesi gibi bi olay aile evinde olmaz.

orda köle, evin annesidir.
aile evinde yemekler günlük ve sıcak yenir, öğrenci evinde bulduğun ne varsa, sıcağına soğuğuna bakılmadan yenir.
et ve ısı farkı vardır. bir de bunları satın alan para.
biri hükümet konağı diğeri kerhane gibidir, giren çıkan belli olmaz.
aile evi hayatın gerçek yüzü değildir; öğrenci evi gerçek yüzüdür.

aile evi onu yapma bunu yapma der; öğrenci evi istediğini yap der.(her koyunun kendi bacağından asıldığını unutmadan)

aile evinde bulaşık makinesi de vardır; öğrenci evinde sadece bulaşık vardır.

aile evi sistemin simgesidir; içinde herkes mutlu olmak zorundadır, öyle olmasa da öyle gibi yapmak zorundadır.
öğrenci eviyse anarşizmdir ancak radikal değildir.(herkesin yeter dediği anda biter)

aile evi yalnızlığı unutturur.
öğrenci evi 100 yıllık yalnızlık gibidir.

aile evi mandaterlik gibidir; öğrenci evi sömürge gibidir.

yani aslında iki kere iki dört eder. birbirlerinden hiç farkı yoktur bunların. avantajlar ve dezavantajlar birbirini götürür.

en güzeli yalnız yaşamaktır.
aile evinde dağ gibi bulaşık sorunsalı yoktur.
öğrenci evinde ise mutfak tezgahının tertemiz bırakılması nadirattandır.
aile evinde iyi kötü her gün yemeye bir şeyler bulunur, öğrenci evindeyse kuru ekmeğin bile olmadığı vakitler az raslanılacak şey değildir.
öğrenci evinde geç biten bir pes partisinden sonra uyumak için pek yer beğenmezsiniz, bazen kalın bir montla kıvrılıverirsiniz ilk yumuşak alana ama aile evinde yatağınız dışında bir yerde uyuduğunuzda saat kaç olursa olsun anneniz, kalk oğlum yatağına yat diye kaldırır sizi.
- aile evinde bulaşıklar sabaha bırakılmazken öğrenci evinde bulaşıkları böcek kolonilerince temizlenip size sadece durulaması kalması umulur.
- öğrenci evinde bazen karışan çoraplar kokusundan tanınarak ayrıştırılırken, aile evinde anneniz bir güzel katlayıp dolabınıza koymuştur çoktan..
- aile evinde tuvalet kağıdı sanki hiç bitmez gibi hep yerinde dururken öğrenci evinde tuvalet kağıdı kontrolü yapılmadan wc ye girmek büyük gafilliktir!
- aile evinde bazen, "evde bir koku mu var?" sorusu sorulup kokunun nedeni araştırılırken, öğrenci evinde; "abi farklı bir kokumu var bugün?!" sorusuna verilen "yuoğğ.." cevabı, aradan beş dakika geçtikten sonra yeni gelen birisi tarafından size sorulduğunda sizin verdiğiniz cevap haline dönüşür ve o kokunun nedeni bir türlü bulunamaz.
- öğrenci evinde, kışları hava akımı olan balkon kapısı gerekirse iptal edilip şeffaf plastik gerilirken, aile evinde balkona panjur yapılarak gerekirse kiler olarak kullanılır.
aile evinin içinde öğrenci bulunabilir ama öğrenci evinin içinde aile bulunmaz.
aralarında ki farkın mutlak değeri;
hugo'yu tuşlu telefonla oynayan çocukla, çevirmeli telefonla oynayan çocuk arasındaki fark kadardır.
en göze batanı hijyen farkıdır.
babanızın karsısında sevişemezsiniz.

edit: Neden eksiliyorsun ki? öğrenci evinde bile sevişemiyor musun yoksa?
en büyük farkı bulaşıktır.
küçük tüpte patetes haşlarken karşısında ısınmaya çalışmak.
sanırım bu aile evinde yaşanıcak bi durum değil
tava ve ütüyle tost yapmak, tavada ısıtıla tost ekmeğine üstten ütüyle bastırarak ince bi kıvam elde etmek.*
aile evinde anneniz "geç oldu yat artık" diye bağırırken, öğrenci evinde yatınca "erken daha ne o öyle tavuk gibi" diye yadırganırsınız.
aile evinde ailenizin kuralları geçerliyken, öğrenci evinde sizin kurallarınız geçerlidir.
- en büyük fark perdelerdir. sadece perdelere bakmak bile hangisinin aile evi hangisinin öğrenci evi olduğunu rahatlıkla söyletir.
- ikinci büyük fark televizyondur. aile evindeki televiyonun ekranına bakarak saç bile taranır. öğrenci evindekine ise tozdan ancak isim yazılır.
- aile evinde duvara takvim bile asamazsınız *, öğrenci evinde ise duvarı albüm gibi kullanırsınız. şöyle soldan çaktımmı o duvara arkadaşınızı bile yapıştırabilirsiniz. kimsede bir şey demez.
birinde duvarda sikko sikko posterler asilidir. digerinde ana baba zaten bu tur dangalakliklara izin vermez, daha pastoral daha naturmort takilma yanlisidirlar.
öğrenci evinde "beyler karnı aç olan var mı?" sorusu sorulur.
aile evinde ne olursa olsun akşam yemeğine hep beraber oturulur.
öğrenci evinde patates yemeği lükstür, aile evinde ise yemek yememe sebebidir.öğrenci evinde gece 2 de işkembe içmeye gidebilirsiniz, aile evinde ise saat 11 den sonra sokağa çıkma yasağı vardır.öğrenci evinde vücudunuzun pisliklere karşı bağışıklığı artar, aile evinde ise domestos kokarsınız.
aile evinin patronu anne ve babadır, öğrenci evinin siz..
müziğin sesini belirleme size aittir öğrenci evinde. öbüründe anneyi babayı düşünürsün. *
+ aile evinde kız öğrenci evi dikizlenir.
- öğrenci evinde kız öğrenci evi dikizlenir.
+ aile evindenden gelen gürültü, komşuların toplanmasından, aile bireylerinin, çocukların eve gelmesiyle olur. Onlar gürültü çıkarınca kimse bir şey demez.
- Öğrenci evinde gürültü müzikten ya da arkadaşların bir araya gelmesinden olur. Evden atılma tehlikesi geçirirsiniz.
+ Aile evinde kimse aileyi ev sahibine şikayet etmez içeri travesti gelin alınıyorsa bile!
- Öğrenci evinde yıllardır ilişkisi olan öğrenciler, mantıksızca öğrencileri sevmeyen komşular tarafından ev sahibine şikayet edilir. ( Nedeni belli değildir? )
+ Aile evlerinde aşure yapılır. ( Bazı iyi komşular öğrenci evlerine de getirirler. )
- Öğrenci evlerinde en lüks tatlı paket içinde alınmış kemalpaşa tatlısıdır.
+ Aile evlerinde öğrenci evini sinir eden, guguklu saat vardır. her saat başı bin defa çalar.
- Öğrenci evlerinde tüm apartmanı ayağa kaldıracak kadar yüksek sese kurulmuş cep telefonu alarmı vardır.

(bkz: bla bla bla)